Çok açıklayıcı ve net bir cevap teşekkürler 🙂
Rica ederim.
Teorinin önemine ilişkin "gerek yok" filan gibi ahkam kesen arkadaşlar olacaktır, onları boş verin.
Bu çok yanlış anlaşılan bir mesele ve giderek daha da yaygınlaşıyor.
Somut bir örnek de vereyim; böylece cahil cesareti ile yorum yapanları konu dışında bırakalım:
"Smoke on the water" şarkısı pek çok kişi için gitar riffinden ibarettir. Şarkı onunla açılır. Vokal altındaki kısım, aslında o riffin akor dizisini takip eder.
Oysa şarkı inanılmayacak kadar zekice kullanılmış kompozisyon numaraları ile doludur. Tonu G minördür; dolayısıyla da E sesi bemol alır.
Ama biz bu şarkıda E sesinin bemol mü, yoksa natürel mi olduğunu nakarat kısmına kadar vokalde duymayız.
Nakarat kısmındaki ("Smoke on the water" denilen kısım) akorlar tuhaftır. İlk akor (C majör), G minör tonuna ait değildir, yani ton dışındadır. E sesi natürel gelir.
Sonraki akor da (Ab) ton dışındadır; fonksiyonu ise bizi yeniden G minör akoruna döndürmektir. (Yarım tonluk mesafe; tonun dominant 7 akoru olan D7 akorunun eksik beşli yedeği).
Ama Ab akorunda E sesi BEMOL alır.
Vokale baktığımız zaman, önce C akorunda E natürel notasını yakaladığını ("s-mooooke"), sonra ise iki nota ("on the") yardımıyla Ab akoru üzerinde kromatik olarak Eb'e gittiğini ("wa") duyarız.
"Fire in the sky" kısmı sadece cümleyi tamamlar. G minör akoruna dönülür. Armonik olarak zor kısım ilk cümlede halledilmiştir. Nakaratta tansiyon üretilip, sonra bu kök sesin akoruna (Gm) çözülmüştür.
Parça bu noktada tekrar riffe geri döner.
Herkes riff yazabilir; ama ancak bir şarkı yazarı, o riffle bağlantıyı yapacak akor dizisini (C-Ab) düşünür ve o vokal hattını oturtabilir.
O bağlantı olmadan, o şarkı YAZILAMAZ. Ama bunu anlamak için şarkı yazımına kafa yormanız gerekir.
Eğer bunları doğal yeteneğinizle yapabiliyorsanız, çok güzel. "İlhamla müzik üretmek" için teoriye ihtiyaç yoktur. O doğru.
Blackmore gibi bir riff makinesi, yanına Gillan gibi bir vokal, üstüne bir konservatuarlı piyanist de klavyeci (Jon Lord) olarak grupta ise, 5 dakikada bir rock klasiği yazılabilir.
Ama hepimiz Deep Purple olamayız. Eğer Smoke on the Water sizin için de öncelikle rifften ibaret ise, sizin de bu işe kafa yormanız gerekir
🙂
Ben vokal yapmayan amatör bir rock/metal gitaristinin şimdiye kadar doğru düzgün şarkı yazabildiğine tanık olmadım. Ne yazık ki. Gitaristlerin çok büyük bir kısmı gitar dışında başka bir şey düşünmediği için şarkı değil ancak riff yazabiliyor. Bu yüzden büyük rock-metal gruplarında gitar ve vokal işbirliği çok önemlidir ve birlikte şarkı yazmışlardır. Bkz Blackmore-Dio, Iommi-Dio işbirliği vs... Metal gitaristi kafası ancak bu şekilde yontularak vokalli şarkı nasıl yazılır öğrenebiliyor ne yazık ki.
O yüzden "teori bilmenize gerek yok" sözü fena halde yanlış anlaşılabiliyor. Şöyle demek lazım sanki: "Nasıl şarkı yazılır ?" sorusuna kendiniz kafa yormuyor, bu işe saatlerinizi verip uğraşmıyorsanız, bir zahmet teori ve şarkı formu öğrenin. Aksi takdirde iki rifi arka arkaya yapıştırınca şarkı olduğunu zannedersiniz. Ama olmaz.
O yüzden etrafta bir sürü gitarist "Riff yazdım bir sürü, ama onları düzenlemek lazım" der. Neden acaba? 🤣
Master of Puppets'i ezberlemiş 100 gitariste sormak lazım mesela: "Kaçınız o parçayı soyutlayarak, hangi kısım hangi kısmın arkasına ne şekilde bağlanmış; hangisi kaç kez, neden tekrarlanmış?" diye sorarak etüt ettiniz? Arpejli kısmın arkasındaki akorların armonik analizini yaptınız m? Kaçınız kendi parçanızı yazarken bunlara dikkat ettiniz?" Bunları doğal yeteneğiyle yapamayan insanlar, bir zahmet hem teori öğrenmeli, hem de şarkı formu analizi yapmalı ve kendini geliştirmeli.