Dönem müziklerinin tamamını sevmiyorsunuz. The Hollies, Anne Dudley, Sonny & Cher, The Spencer Davis Group, Four Tops, Gerry and the Pacemakers ,Dusty Springfield, The Searchers vb.... Muhtemelen de döneme ait en bilinir isim olduğu için bunu "Beatles ı bayık bulmak" olarak adlandırıyorsunuz. Kuşak meselesi, yahut kalıpsal bir müzikal beklenti olgusunu henüz aşamamış olmak diyebilirim.
Müzik Zevkiniz Hangi Evrim Aşamalarından Geçti?
- Konuyu açan raizel
- Başlangıç tarihi
94 gibi başladım dinlemeye. İlk Nirvana, perl jam, soundlardan , alice cooper gibi grunge grupları. Sonra metallica, megadeth, manovar, exedus, Slayer, antrax. Daha sonra favorim moonspell, smael, burzum, creteor, amorphis, venom, favorim in flames, credile of fight vs... Daha sonra acdc, guns roses favori, led Zeppelin favori ,iron maiden favori, judas priest favori , deep purple favori rainburne, dio, whihtesnake black sabbath, Ozzy favori , skid row, Twitter sister, bon jovi scorpion, eric clapton, svr, jiimy hemdricks, the cıure, muse vs.. Aklıma ismi gelmeyen bir sürü grup. İsimler yanlış olabilir affola
Şahsen aslında müzikal açıdan çok fazla bir evrim geçirmedim. Metal ve Rock müziğin aşağı yukarı tüm türevlerini uzun yıllardır çok küçük çocukluğumdan beri hep dinlerim.Heavy, Thrash, Black metal, Death metalde severim metalcore gibi modern tarzlarıda severim. Bluesda severim Türkçe rockta...
Sanırsam burda en genç üye benim.
2013: Henüz 10 yaşına yeni basmış biri iken, çocukluk aşkımın üzerindeki Ramones t shirtünü araştırmam ile punk rock'a giriş yaptıydım. Sonra ise Vikipedi'de 7/24 takılmaya başlayıp çeşitli gruplar ve metal/rock alt türevleri keşfettim. Ramones'dan sonra en çok dinlediğim diğer grup ise Slayer. Aynı zamanda 2013 Mayıs ayında elektro gitar çalmaya başlamıştım.
2014: Duygusallığım biraz artınca daha çok melodic rock/AOR olayına girdim. Firehouse, Foreigner vb grupları keşfettim. Sonra ise 2013'ten beri gelen old school sevdam İngiliz hard rock grubu UFO'yu keşfetmemle daha da körüklendi.
2015 ve 2016: Glam metale ilk adımı attıydım. 80s pop/glam metal/heavy metal ve balladları harici birşey neredeyse hiç dinlemezdim. Ayriyetten 2015 Aralık ayında ilk grubumu glam metal tarzında Destroyer adında kurduydum. Fakat malesef ki 2016 Eylül ortalarında dağıldı.
2017: Depresyonun dibinde olduğum için müziğe ara vermek zorunda kaldım. En çok dinlediğim grup ise Stryper idi.
2018: Bu sene ise kendimi gayet iyi hissetmekle beraber aynı zamanda müzik gruplarına ve topluluklarına katılmaya yeniden başladım.
Aslında bakarsak Ramones ve Ratt hayatımı değiştiren 2 grup..
RIP Johnny&Joey&Dee Dee&Tommy Ramone. RIP Robbin "King" Crosby...
2013: Henüz 10 yaşına yeni basmış biri iken, çocukluk aşkımın üzerindeki Ramones t shirtünü araştırmam ile punk rock'a giriş yaptıydım. Sonra ise Vikipedi'de 7/24 takılmaya başlayıp çeşitli gruplar ve metal/rock alt türevleri keşfettim. Ramones'dan sonra en çok dinlediğim diğer grup ise Slayer. Aynı zamanda 2013 Mayıs ayında elektro gitar çalmaya başlamıştım.
2014: Duygusallığım biraz artınca daha çok melodic rock/AOR olayına girdim. Firehouse, Foreigner vb grupları keşfettim. Sonra ise 2013'ten beri gelen old school sevdam İngiliz hard rock grubu UFO'yu keşfetmemle daha da körüklendi.
2015 ve 2016: Glam metale ilk adımı attıydım. 80s pop/glam metal/heavy metal ve balladları harici birşey neredeyse hiç dinlemezdim. Ayriyetten 2015 Aralık ayında ilk grubumu glam metal tarzında Destroyer adında kurduydum. Fakat malesef ki 2016 Eylül ortalarında dağıldı.
2017: Depresyonun dibinde olduğum için müziğe ara vermek zorunda kaldım. En çok dinlediğim grup ise Stryper idi.
2018: Bu sene ise kendimi gayet iyi hissetmekle beraber aynı zamanda müzik gruplarına ve topluluklarına katılmaya yeniden başladım.
Aslında bakarsak Ramones ve Ratt hayatımı değiştiren 2 grup..
RIP Johnny&Joey&Dee Dee&Tommy Ramone. RIP Robbin "King" Crosby...
İlk başta çocukken 8-10 yaş arası türkçe 90'lar popla geçti, ki halen dinlediğim şeyler vardır o zamanlar anlamadığım ama şimdi gayet kalburüstü işler olduğunu anladığım Onno Tunç aranjeleri.
Sonrasında amcamın devasa arşivinden film müzikleriyle tanışmam ve yabancı müziğe ilk adım.
Lise başlangıcında uydu antenleri vasıtasıyla mtv, vh1 ufaktan kendi arşivimi oluşturmaya başlama ve RnB / Hiphop dönemi.
Sonrasında gitar dersleri ve Metallica ile tanışma.
Üniversite yılları Anathema ile tanışma, Opeth'in diskografisini edinme ve bunaltı.com'dan artık ufaktan arşiv çalışmalarına başlama
Yetişkinlikte ise genelde Progressive Rock dinliyorum. Porcupine Tree, Soen, Riverside, Opeth, Katatonia en sevdiklerimden.
Arada açar Orphaned Land de dinlerim, Opeth'in Orchid albümünü de. Hatta Post-Opeth'e çok ısınamadığımı da söyleyebilirim. Yeni albümler de gayet iyi ancak bence Opeth değil başka bir şey.
Soen bu sıralar favorilerimden. Riverside'ı hem çalmayı hem dinlemeyi çok severim. Yormayan bir Progressive Rock'dır.
Dream Theater'ı 2005'de canlı izledim. Gitarist olarak idolüm John Petrucci'dir. Hatta bir ara metodunu da çalışmıştım. Ama beste kafası derseniz Mikael Akerfeldt derim.
Öyle işte....
Sonrasında amcamın devasa arşivinden film müzikleriyle tanışmam ve yabancı müziğe ilk adım.
Lise başlangıcında uydu antenleri vasıtasıyla mtv, vh1 ufaktan kendi arşivimi oluşturmaya başlama ve RnB / Hiphop dönemi.
Sonrasında gitar dersleri ve Metallica ile tanışma.
Üniversite yılları Anathema ile tanışma, Opeth'in diskografisini edinme ve bunaltı.com'dan artık ufaktan arşiv çalışmalarına başlama
Yetişkinlikte ise genelde Progressive Rock dinliyorum. Porcupine Tree, Soen, Riverside, Opeth, Katatonia en sevdiklerimden.
Arada açar Orphaned Land de dinlerim, Opeth'in Orchid albümünü de. Hatta Post-Opeth'e çok ısınamadığımı da söyleyebilirim. Yeni albümler de gayet iyi ancak bence Opeth değil başka bir şey.
Soen bu sıralar favorilerimden. Riverside'ı hem çalmayı hem dinlemeyi çok severim. Yormayan bir Progressive Rock'dır.
Dream Theater'ı 2005'de canlı izledim. Gitarist olarak idolüm John Petrucci'dir. Hatta bir ara metodunu da çalışmıştım. Ama beste kafası derseniz Mikael Akerfeldt derim.
Öyle işte....
@opethianskies
Türk Pop müziğinde Onno TUNÇ En sevdiğim aranjördür.
Bence 85 Sonrasında değişen pisasa dinamiklerine ayak uyduramadı. Eletronikleşirken, basitleşip sıradan hale geldi. Fakat öncesi muhteşemdir.
Türk Pop müziğinde Onno TUNÇ En sevdiğim aranjördür.
Bence 85 Sonrasında değişen pisasa dinamiklerine ayak uyduramadı. Eletronikleşirken, basitleşip sıradan hale geldi. Fakat öncesi muhteşemdir.
sound olarak belki öyle hocam ama armonik açıdan yaklaşırsak aranjelere, akorlar, düzenlemeler, modülasyonlar hem bu kadar basit gelebilirken kulağa hem de içine girildiğinde armonik açıdan zor parçalar. tükeneceğiz'de bastığı akorlar bile belli bir bilgi birikimi istiyor tam anlamıyla çalınması için...