müzikte cevre faktörü

  • Konuyu açan Konuyu açan roni
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

günlük yasantida (özellikle büyüksehir)yogun bir tempo icerisindeyken farkedemedigimiz bir cok ses kulagimiza girip cikiyor.ve bu sesler insanin bilinç altinida mesgul eden önemli faktörlerden birisi.daha sonra kendimizi eve attigimizda fark ediyoruzki hem cok yorgunuz hem kafamiz agriyor.hatta bas frekanslari agirlikta olan müzikleri baska bir deyisle bas i kuvvetli müzikleri dinlemeye tahammül bile edemiyoruz(bunu standart bir insan için söylüyorum).misal:kapat olum su teyibi zaten kafam sisti!!!

bu anormal bir durum degil elbette ama bizim düsünmemiz gereken birseyler olduguna inaniyorum.sonuçta kayitla ugrasan bir insanin fiziksel ve ruhsal durumu en önemli etken.kisacasi cevre faktörüne deginmek istiyorum.

kendimden örnekleyerek konuyu daha iyi açiklamaya calisayim.
sabah kalkiyorum.dinlenmis ve müzige aç bir sekilde.okula gitmek için su aptal aletlere biniyorum(otobüs diyenlerde var)kulakligimi takip ya audio ya mp3 ( aslinda mp3 dinlememem gerekiyor zira müzigi en kaliteli sekilde dinlemek lazim)dinliyorum.fakat ben onu dinlerken elbetteki disardan gelen yiginla seside dinliyorum yani gürültüyü.ve kendi kendime yorum yapiyorum "bu müzigin bas frekanslari gereginden fazla duyuluyor ".oysa farkinda degilimki otobüsün gaza bastiginda cikan ses müzigime karisiyor ve onun gürültü olarak tabir ettigim sesindeki duyulabilir frekanslar müzigimdeki baslari kuvvetlendiriyor.hatta bazen otobüs frene bastiginda cikardigi ses dinledigim müzikte tiz frekanstan pes e dogru hizla inen bir efekt gibi bir etki yapiyor .ama cogu kulak bunu farketmiyor.vs vs...daha sonra okula gidiyorum bati müzigi solfeji ardindan türk müzigi solfeji derken kafa bir karisiklik yasiyor.daha sonra grup calismasi falan derken....tekrar eve döndügümde hiçbir sesi duyamaz halde oturuyorum elimde is varsa onu yoksa kayit denemeleri yapiyorum.
ne kadar saglikli oldugunu siz düsünün.

derken yoruluyorum ama elimde yetismesi gereken bir is var mesela.onu yapayim derken farkedemedigim bir cok hata yaninda yaraticilik ruhuda kalmiyor artik.iste bu basli basina bir problem.
bence burda kendi kendimize bir kural koymaliyiz;

yoruldugunda asla mix.yapma otur cayini veya birani iç dinlen!

toparlamak gerekirse kirsal kesimde yapmak lazim bu isi diyemem tabi ama müzik yaparken cevre ve ruh halimizi göz ardi etmemeliyiz .mesela stüdyomuzu gözümüze hos görünecek bir ortama cevirmeliyiz.sürekli ayni dekoru görmemeliyiz.fazla otobüse binmeyip taksilerle seyehat etmeliyiz,ara sira cikip dogal ortam lari gezmeli kus böcek kurbaga seslerini dinlemeliyiz,arada kagit kalem alip resim cizmeliyiz vs vs...
yani psikolojimizi tazelemeliyizki saglikli bir seyler ciksin ortaya.
 
MP3 ü 192 kbit dinleyebiliyorsan CD kalitesinde ses alırsın.
Demişsin ki:
yoruldugunda asla mix.yapma otur cayini veya birani iç dinlen!
Zaten altın kurallardan biridir 🙂 Ben bitmiş işi bile bir sabah sakin kafayla dinlemeden müşteriye teslim etmek istemem.

Buna ek olarak, psikolojimizi "tazelemek" için sadece börtü böcek dinlemek veya arada taksiyte binmek değil, farklı olan herhangi birşeyle uğraşmak ta faydalı olur.

Psikolojimizin sağlığının yerinde olması tabi ki gerekli.
 
Yorgun kafa ile müzik yapılmaz. Geçen ay Türkiye'ye gitmeden önce yanımda götürmem gereken bir şarkının kayıdını ve miksajını beraber bitirmeye çalışıyordum, demo olacaktı ama biraz kalitesi yüksek bir demo olması gerekiyordu. Vakit de dar, elli milyon yere yetişmeye çalışıyorum, bir yandan forumdan "Mahcem abi, Mahcem abi, ulan bi kart tavsiye etmedin bir model söylemedin alacağın olsun" gak guk kinayeli naz yapan yazılar emailler filan, kafam o kadar şişmiş ki parçanın sonunda resmen bas gitarın klibini bir nota ileri kaydırmışım parçayı öyle mikslemişim, multiband'da genişletmişim, CD'ye kaydetmişim, iş bitti diye yanıma almışım, farkında değilim. Parça resmen kıçı başı dağıtıyor sonlara doğru duymuyorum bile.

Ertesi gün uyanıp bütün gün müzik harici işlere koşuşturduktan sonra uçağa binmeme birkaç saat kala eve döndüğümde koyup bir dinledim ki evlere şenlik. Acilen Sonar ve diğer pluginlerden yüklenebilen kısmı abimin laptopa yüklenir, yüklenemeyenlerin CD'leri ve key'leri çantaya atılır, proje klasörü network bağlantısı ile laptopa aktarılır ve bir çift de kulaklık, Istanbul'a iner inmez evde sakin bir köşe bulunur, diğer plug-in ayarları ile hiç oynanmadan edit düzeltilir, bir deneme kopyası alınıp evdeki takatil müzik setinde dinlenir, ufak tefek dokunuşlardan sonra yeni bi CD demo master hazırlanır.

Yine de tizler cayır cayırdı, müzik de yufka gibi ipinceydi. Oysa ben onu kaydederken ne kadar büyük ve geniş, dinamik planlamış ve kaydetmiştim.

Aynen öyle: Müzik sakin kafayla yapılıyor. O yüzden biz müzisyenler noktürnal yaratıklar değil miyiz hepimiz? 😉
 

Geri
Üst