Herkes dünyaya gelir çünkü biyolojik anne ve babaları çocuk sahibi olabilmişlerdir. Bunun daha ötesinde bir 'neden' ararsanız bulamazsınız. Kendiniz bir neden uydurabilirsiniz elbette. Onu kanıtlayamayacağınız için 'inanç' kapsamına girer. İyi bir neden uydurmuşsanız o size güzel motivasyon olur. Hayatınızı sürdürmenize yardım eder.
Başkalarının başka zaman ve yerde kendine uydurduğu 'neden'ler size ya hiç ya tam olarak uymaz.
Neden Bill Gates dünyanın en zengin adamıdır? Çünkü bankadan 5,000 dolar borç alıp DOS işletim sistemini satın almış, ondan kazandığı para ile gidip IBM'e işletim sistemi yazmış, hiç kimsenin işletim sisteminden para kazanılacağına inanmadığı bir zamanda Microsoft'tan bir imparatorluk çıkmasını oturup izlemiştir. Bunun içinde elbette ailesinin ekonomik durumu, kendisinin 'geek'liği, çalışkanlığı, sistem tasarım zekâsı falan filan da var ama o şartlar onun gibi binlerce kişide daha vardı o günlerde. Bill Gates neden Bill Gates oldu? Çünkü rastlantı ve kendi gayretinin birleşimi sonucu IBM ile sözleşme yaptı. Bugün aynını tekrar etmeye kalksanız artık IBM diye bir bilgisayar üreticisi bile yok ortada. Bilgisayarı icad eden öleli çok oldu. Grafik ekran ve fare'yi 'icad eden' Xerox mühendisinin adını Xerox'un sahibi dahil hiç kimse bilmiyor. Bill Gates orada.
'Neden' sorusu cevabı çok kolay bir soru. Ama cevabını pek az kimse tatmin edici bulabilir. Soruyu sormaktaki amaç 'işi çözmek' olduğundan. Çözülecek bir şey yok ortada.
Hayat mücadeleden ibaret. Neden mücadele edeceğiz? Çünkü etmezsek yaşamak için gerekli günde 2,000 kaloriyi mideye indiremiyoruz. Hepsi o kadar. Daha başka bir derinlik, bir gizem yok. Ne görüyorsak o.
Fena da değil bu durum. O 'işi çözmek' için umulan gizemli 'çünkü'ler olsaydı, o 'çünkü'lerin en ucunda bir şey sizin fişinizin çekilebileceği anlamına gelirdi. Ortada çekilecek bir fiş olmadığına göre, hayat sizindir. Kafayı çalıştıraraktan yaşamaya bakın.