hasictear konuştuğun şeyler hakkında bazı düşüncelerim var, paylaşmak isterim.
şu an batı enstrumanlarında kullandığımız 12 tane ses var bir oktav içinde. ve dinlediğimiz müzik hep bu sesleri içeriyor. piyasada duyduğumuz popüler müzik, rock müzik, cazın bir kısmı, ve doğal olarak klasik müzik hep bu karar notasını, bu karar notasına ulaşmak için gerginlik yaratma tekniklerini, kısaca bildiğimiz armonik kuralları uyguluyor ve kullanıyor.
çok farklı kültürlerde yetişmediyse bir insan, çocukluğundan beri duyduğu bu kuralları içeren müziğe aşina olacaktır. ve, "teorik bilgim yok, kulağıma güzel geleni yapıyorum" dediğin zaman, aslında bu kuralların bir kısmını farketmeden, dinleme alışkanlığın olduğu için kullanmış oluyorsun. armoni öğrendikten sonra yaptığın parçalara baksan, eğer çok deneysel değilsen ve kulağın iyiyse(yeterince batı müziği dinlediysen) ufak tefek yanlışlar hariç, en temel major veya minör armoninin kurallarını farketmeden uygulamış olduğunu göreceksin diye düşünüyorum. sonuçta seni tanımıyorum ve müziğin hakkında bir fikrim yok, genel konuşuyorum varsay.
caz denilen müzik, o kadar karmaşık gözükse bile, zerre armoni bilmeden karmaşık akor değişimleri üzerine kulakları ve enstruman hakimiyetleri sayesinde doğaçlama yapabilen müzisyenler mevcut. bu kişiler bu yetiyi çok dinleyerek ve çok çalarak kazanıyorlar.
yani aslında gelmek istediğim nokta şudur, müzik teorisi bilmeden müzik yapmaya çalışınca, o güne kadar duymuş olduğun müziklerdeki iniş ve çıkışları, farkında olmadan taklit ediyorsun. müzik teorisi bilsen de bunu taklit ediyorsun, yani bilmek/bilmemekle taklit etmek arasında bir bağlantı yok. yalnızca, bilirsen ne yaptığını görüyorsun, ve hatta imkanların genişliyor, daha fazla hareket alanın oluyor.
ben 4 yıl zerre armoni bilmeden kendimce parçalar yapıp kaybolduktan sonra giriştim bu öğrenme işine, o zaman, o güne kadar ne yaptığımı anladım. aslında imkanlarını genişletmek ve daha sistemli çalışma imkanı sağlıyor bu bilgi. çok sesli çalışma imkanın a doğuyor tabi ki, kaybolmadan, ne yaptığını bilerek.
Valla zerre gramer bilgim yok ama, kafa göz dalıyorum notalara, yaptığım bişeyin çok güzel olmasına fazla kasmıyorum. böyle böyle ufkumu biraz açabildiğimi hissedebiliyorum. Biliyorum ki gramere başlasam bir duraklama dönemi geçirecem
bu konuda sana katılamıyacağım. ne yaptığını bilmemek, bu yüzyıllarca incelenmiş ve ortaya sunulmuş birikimden faydalanmamak(ki bu kurallar doğaya uydurulmuş kurallar değil, doğadan getirilmiş kurallardır) ufku genişletmek bir yana dursun, kişiyi sınırlar, belli bir köşede sıkıştırır. ve müzik teorisi öğrenmeye başladıktan sonra bir duraklama dönemi geçireceğini sanmıyorum, ben kıçındaki fitilden ateşlenmiş füze gibi kalkışa geçmiştim bir anda, kafamdaki bütün soruların cevaplarını bir bir almış olmak sebebiyle.
müzik yapmak zevk işi, bunun "sen teori bilmelisin", "bu işi böyle yapmalısın" gibi bir kuralı kesinlikle yok. ancak, sadece kişisel müzik değil de, insanlara sunulacak bir müzik yapılıyorsa, amerikayı yeniden keşfetmeden bunlarn nasıl yapıldığını öğrenmek gerekir diye düşünüyorum. yoksa ben müzik teorisi bilmeden önce de çok eğleniyordum, hala da çok eğleniyorum
🙂
saygılar sevgiler