Albümü baştan sonra dinledim, bende ''artık 70-80'lerine gelmiş bir insanın faniliğe son bir somut kalıntı bırakma isteği ve hayatını gözlerinin önünde geçirmesi'' hissi uyandırdı, çok floydian birisi değilim sadece tüm albümlerini dinlemiş rock müzik dinleyicisiyim, Pink Floyd'un müziklerini asla sadece şarkı olarak bulmam, çok yöne çekilebilen müzikleri vardır bana göre, bu albümün bu kadar yumuşak olması bana 70 yaşına gelen bir insanın dinginliğini hissettirdi, zaten Pink Floyd'da öyle değil midir, insan hayatını anlatır hep Pink Floyd,hareketli bir gençlik dönemi,35 yaş olgunluğunda bir Gilmour dönemi, biraz yorgun ve durgun bir 40'lı 50'li yaşlar ve şimdi de bu. Albüm baştan sonra eski günleri yad eden ve hayatını dolu dolu yaşamış bir huzur evini hatırlattı bana. Gilmour'un gitarı gerçekten konuşma hissi uyandırdı, sanki konuşuyormuş, birşeyler anlatıyormuş gibi, bazen dingin bazen hareketli, arada söyleyeceklerini unutuyor ve susuyor, sonra hatırlıyor tekrar başlıyor anlatmaya.
Anısına ise Rick Wright'a bir funeral'di bence.
Günümüzde yetişkin bir Serdar Ortaç'ın her yıl albüm çıkardığı düşünülürse 20 yılda hazırlanmış bir Pink Floyd albümüne saygı duymamak çok yerinde olmaz diye düşünüyorum.
Çok garip hissettirmiş bir albümdür, Pink Floyd'un müziğe veda ettiğine canlı tanık olabilmek bize ilerde anlatabileceğimiz birşey daha kazandırdı.