@cemburak Sizin yorumunuzu okuyunca bi önceki albümün projelerine dönüp ne yapmışız diye baktım. Catharsis ve dahil olduğu Vaulted albümünün gitar tonu aşağıya eklediğim 3 pluginden ibaret. Bu albümden sonra eve tekrar amfi çekmeye başladığım için o işte yalnızca Fortin Cali'yi Bogren Audio IR'larıyla kullanmıştık. Çok minik bir eq ve devamında exciter.
Ancak bu ton basslardan inanılmaz bir destek alıyor, kick yine low endde ve low midlerde yükün büyük kısmını sırtlıyor, gitarın tizleri yine parlak karakterli zillere ve üstleri daha çok yırtılan vokale alan tanıyacak şekilde kontrollü. Ancak tüm elemanlar bir bütün olarak hareket ettiğinde siz aslında gitarı duyarken, birçok bileşenin ona attığı destekle duyuyorsunuz.
Malesef midi bir davul tercih edildiğinde, midi bas kullanıldığında zaten kaliteli ve özgün bir sounddan uzaklaşma başlıyor. Midi davul, amfi simülasyonları ister istemez bir darlık getiriyor. (Can sıkıntısına In Vaulted albümünü 5150 ile reampledim, 15 dakika boyunca içimden kendime kafamı s*kim dedim. Gerçek amfinin getirdiği genişlik ve satürasyon asla pluginle elde edilemiyor. Ton çok yakın oluyor, olabiliyor ama farklı fiziksel farklar oluşuyor) Hal böyle olunca zaten ister istemez bir cam tavan oluşuyor tepede.
Üstüne bir de pluginlerin çalışma mekanizmasını da iyi kavrayabilmek lazım. Elinizdeki veri bir kere sıfır ve birlere döndü mü sonrasında zincire eklediğiniz her unsur, o veriden birşeyler eksiltiyor. Birşey "miş" gibi duyurabilmek için olması gereken yerleri var edemediği için olmaması gereken yerleri eksilterek o makyajı vermeye çalışıyor diyeyim. Özellikle channel strip, konsol, ya da LA2A benzeri analog rack cihazların simülasyonlarının getirdiği renk aslında birşeyleri de götürüyor. Bu nedenle kimi yeni meraklı bu pluginlere bir "magic dust, unicorn milk" gözüyle bakar ama birçok bilir kişi "stok pluginler yeterlidir." der.
Bu yüzden zincirinizi olabildiğince minimalist tutun. Ham verinizin olabildiğince kaliteli, yüksek çözünürlüklü, dinamik olmasına dikkat edin. Bir müdahale yapmadan önce bunu neden yapmanız gerektiğini anlayın. Yaptığınız her dokunuşu bir sebebe dayandırarak yapın. Mesela bir kompresör ayarlayacaksanız, izlediğiniz tutorialdaki attack, release, ratio, threshold değerlerini doğrudan kopyalamayın. Adamın çalıştığı bpm ve vuruş seriliği sizinkinden ne kadar farklı, siz ne kadar farklı attack ve release süreleri girmelisiniz buna odaklanın. Thresholda odaklanmayın, tutorialdaki göstergeler kaç dB basıyor buna odaklanın.
Çok uzun zamandır bu şekilde iş yapmaya çalışıyorum, her seferinde de nasıl daha da eksiltebilirim gayesiyle hareket ediyorum. Bu sebeple zaten onlarca amfi, gitar deniyor, videolarını paylaşıyorum. Bi o kadar da sizlere aktaramadığım shell kit, trampet, zil vb testlerim mevcut. Hatta az önce yeni işler için demo DI'lara reamp yaparak güncel sound arayışlarındaydık ekibin diğer gitaristi ile. Amfiler elimde aylardır vardı, şarkılar belliydi ancak geçtiğimiz haftasonu grup + prodüktörlerle oturduk farklı mikrofonlar, ziller, shell kitler, trampetler denedik ve güncel işlerin davul soundunu inşa ettim. Ancak bu davul soundu ortaya çıktıktan sonra amfi seçebilirdim. Bu sebeple bugün bakabilme fırsatım oldu.
Güncelde ise yalnızca amfi simülasyonunu haso amfilerle güncelleyip benzer minimalistik dokunuşlarla devam edeceğiz. Zaten albümün stemlerini raw şekilde dinleseniz, bitmiş işle aradaki farkı bile duymayabilirsiniz. O kadar ufak dokunuşlarla yalnızca birbiriyle savaşan yerleri temizlemece, seviye dengelemece ve farklı dinleme aygıtlarında benzer duyuracak, saçma olayları temizleyecek bir mastering işlemi söz konusu.
Bu tavırla bence son işleri bir daha gözden geçirin; biraz fazla kurcalanmanın getirdiği sıkıntılar var gibi. Yalnızca tadında bırakarak daha geniş, daha dinamik, daha sıcak duyurabilirsiniz bence.
Ancak bu ton basslardan inanılmaz bir destek alıyor, kick yine low endde ve low midlerde yükün büyük kısmını sırtlıyor, gitarın tizleri yine parlak karakterli zillere ve üstleri daha çok yırtılan vokale alan tanıyacak şekilde kontrollü. Ancak tüm elemanlar bir bütün olarak hareket ettiğinde siz aslında gitarı duyarken, birçok bileşenin ona attığı destekle duyuyorsunuz.
Malesef midi bir davul tercih edildiğinde, midi bas kullanıldığında zaten kaliteli ve özgün bir sounddan uzaklaşma başlıyor. Midi davul, amfi simülasyonları ister istemez bir darlık getiriyor. (Can sıkıntısına In Vaulted albümünü 5150 ile reampledim, 15 dakika boyunca içimden kendime kafamı s*kim dedim. Gerçek amfinin getirdiği genişlik ve satürasyon asla pluginle elde edilemiyor. Ton çok yakın oluyor, olabiliyor ama farklı fiziksel farklar oluşuyor) Hal böyle olunca zaten ister istemez bir cam tavan oluşuyor tepede.
Üstüne bir de pluginlerin çalışma mekanizmasını da iyi kavrayabilmek lazım. Elinizdeki veri bir kere sıfır ve birlere döndü mü sonrasında zincire eklediğiniz her unsur, o veriden birşeyler eksiltiyor. Birşey "miş" gibi duyurabilmek için olması gereken yerleri var edemediği için olmaması gereken yerleri eksilterek o makyajı vermeye çalışıyor diyeyim. Özellikle channel strip, konsol, ya da LA2A benzeri analog rack cihazların simülasyonlarının getirdiği renk aslında birşeyleri de götürüyor. Bu nedenle kimi yeni meraklı bu pluginlere bir "magic dust, unicorn milk" gözüyle bakar ama birçok bilir kişi "stok pluginler yeterlidir." der.
Bu yüzden zincirinizi olabildiğince minimalist tutun. Ham verinizin olabildiğince kaliteli, yüksek çözünürlüklü, dinamik olmasına dikkat edin. Bir müdahale yapmadan önce bunu neden yapmanız gerektiğini anlayın. Yaptığınız her dokunuşu bir sebebe dayandırarak yapın. Mesela bir kompresör ayarlayacaksanız, izlediğiniz tutorialdaki attack, release, ratio, threshold değerlerini doğrudan kopyalamayın. Adamın çalıştığı bpm ve vuruş seriliği sizinkinden ne kadar farklı, siz ne kadar farklı attack ve release süreleri girmelisiniz buna odaklanın. Thresholda odaklanmayın, tutorialdaki göstergeler kaç dB basıyor buna odaklanın.
Çok uzun zamandır bu şekilde iş yapmaya çalışıyorum, her seferinde de nasıl daha da eksiltebilirim gayesiyle hareket ediyorum. Bu sebeple zaten onlarca amfi, gitar deniyor, videolarını paylaşıyorum. Bi o kadar da sizlere aktaramadığım shell kit, trampet, zil vb testlerim mevcut. Hatta az önce yeni işler için demo DI'lara reamp yaparak güncel sound arayışlarındaydık ekibin diğer gitaristi ile. Amfiler elimde aylardır vardı, şarkılar belliydi ancak geçtiğimiz haftasonu grup + prodüktörlerle oturduk farklı mikrofonlar, ziller, shell kitler, trampetler denedik ve güncel işlerin davul soundunu inşa ettim. Ancak bu davul soundu ortaya çıktıktan sonra amfi seçebilirdim. Bu sebeple bugün bakabilme fırsatım oldu.
Güncelde ise yalnızca amfi simülasyonunu haso amfilerle güncelleyip benzer minimalistik dokunuşlarla devam edeceğiz. Zaten albümün stemlerini raw şekilde dinleseniz, bitmiş işle aradaki farkı bile duymayabilirsiniz. O kadar ufak dokunuşlarla yalnızca birbiriyle savaşan yerleri temizlemece, seviye dengelemece ve farklı dinleme aygıtlarında benzer duyuracak, saçma olayları temizleyecek bir mastering işlemi söz konusu.
Bu tavırla bence son işleri bir daha gözden geçirin; biraz fazla kurcalanmanın getirdiği sıkıntılar var gibi. Yalnızca tadında bırakarak daha geniş, daha dinamik, daha sıcak duyurabilirsiniz bence.