Kurulduğu günden bu yana merak, ilgi ve beğeni ile izlediğim Rectifier,
beni yanıltmadı ve kendinden beklenen bir konser çıkarttı. Kutluyorum her üçünü de tek tek...
Müzikal olarak da daha iyi konserlerini izledim ama teknik konuları, yetersizlikleri yazmayacağım. Bu bir üniversite konseridir, beklentiler bununla sınırlı olmalıdır. 6.Rock Şenliği için de bunu söylemiştim, halen de söylüyorum...
Performans olarak daha iyi oldukları zamanları gördüm, daha canlı, daha coşkulu, daha ruh dolu oldukları zamanları gördüm. Yine ODTÜ'ye bağlayacağım ama koltuklu bir salonda da bu kadar olur zaten. Zira, sahne dediğiniz şey bir yandan da karşılıklı bir etkileşimi gerektirir...
Ben birkaç şey söylemek istiyorum grubun anonsları ile ilgili...
Her şeyin bir yeri ve bir zamanı vardır. Örneğin din ile ilgili "aykırı" bir anons yapacaksanız bunu Yenimahalle'de sokak arasında vereceğiniz bir konserde yapamazsınız (14.10.2003, Yenimahalle Kültür Park konserini hatırladım). Bir bilim yuvası, "evrenkent"te (üniversitede) ise fikirlerinizi daha rahat ifade edebilirsiniz. (bulunduğunuz yerin sadece ismi ile değil, vasfı ile de bir üniversite olması gerektiğini belirtmeme gerek yok sanırım)
Tabii fikirlerinizi ifade etmek, paylaşmak gibi bir kaygınız var ise...
Rectifier gerek etkileniminin yoğun olarak hissedildiği gruplar; gerekse bugüne de ksınırlı sayıda cover çalımış olsalar da, cover yaptıkları gruplar ile olsun belli bir çizgide gidiyorlar. Daha önce tek tek saymıştım grubun cover yaptığı grupları... Kreator, Destruction, Rumble Militia, Slayer, Exodus, bizden Dementia gibi...
Şimdi bu isimlerin yanına Celtic Frost, Sabbat, Venom, Possessed, Mercyful Fate, King Diamond gibi kendilerine örnek olarak gördükleri isimleri de ekleyebilirim. Eminim daha nicesi var ama gerekirse grup elemanları sayar zaten.
- - -
Düşünmek tek başına marifet değil.
"İnsan düşünen hayvandır" tezi bile günümüzde orangutanlar ve maymunlar yüzünden rafa kaldırılmış durumda.
Hatta günümüzde metal yapan maymunlar, rock müziğin temel enstrümanlarını çalan orangutanlar da bulunmakta...
Az yukarıda iki farklı sınıflama ilr Rectifier ile ilişkilendirerek sıraladığım isilere dikkat ederseniz, düşünmekten geri kalmayan gruplar olduklarını zaten göreceksiniz. Düşünmenin yanı sıra bunları İRADELİ, ÖZGÜR ve YÜREKLİ şekilde ortaya koyabilmektir marifet.
Rectifier da düşünmenin ötesine geçenlerden.
Düşlerini ve düşüncelerini müziğine yansıtmanın hazzını tadanlardan.
Bununla da yetinmiyorlar; bunları İngilizce bilmeyen ya da canlı performans akışı içinde takip edemeyenler için sahneden Türkçe olarak dile de getiriyorlar.
Korkmadan... Çekinmeden...
Kendilerini anlamayan anlasın, bilmeyen bilsin diye.
Zira önemli bir şeydir ne izlediğinin bilincinde olmak...
- - -
Üstelik kimileri tutma kaygısı ile ekmek arası kabak tatlısı kıvamında komik bir cover listesi oluşturmadan yapıyorlar bunu. "Tutmazsak, tutulmazsak ne olacakmış, biz doğru bildiğimizi yapıyoruz" diyerek...
Voltaire'in de dediği gibi; "fikirlerinize katılmıyorum ama özgürce ifade edebilmeniz uğruna canımı vermeye hazırım" diyorum. Her ne kadar fikirlerine katılıyor da olsam, bu adamların bunu özgürce dile getirmelerini ve daha doğrusu getirebilmelerini savunuyorum. Getirdikleri için de onları daha çok seviyor ve sayıyorum.
Sevdikleri müziği yapmakla kalmıyor, sevdikleri gibi yapıyorlar.
Oyunu kuralına göre oynuyorlar.
Kuralına göre söz yazıp, hazır o sözü yazmışken ilgili anonsu yapmaktan da kaçmıyorlar.
Sırf bunun için bile, müzikleri ya da sözleri ya da bizzat kendileri sevilmese bile alkışı hak ediyorlar...
Rectifier; helal olsun size...
Aferin ulan, aferin...