Sandman - Neil Gaiman

sandman i ilk istanbul da yürürken kucucuk kırık dokuk bi sahafta pırıl pırıl parlayan yıldız tozu'nu gördüğümde tanımıştım ordaki tek yeni kitap oydu heralde, adam da cok seviyomus sandman'i eski yeni ne varsa topluyomus ama kendinde kalması icin heraklde cok pahalıya satıyodu, alamamıstm.ankaraya gelince birinden bulurum dusuncesiyle aradım taradım bulamadım ama hırs yaptım ve internet uzerinden bi kac sayfasını okudum, bilgisayardan kitap okumanın hic bi zevk vermediğini de böylece keşfetmiş oldum 🙂

özellikle death karakteri cok hos geldi ama bana oturdum bütün karakterleri kendi kafamda canlandırdığıma göre cizdim, bayaa eğlendim, en zevklisi yine de death i cizmekti 🙂
 
Sandman'in dördüncü kitabı "The Season Of Mists", "Sisler Mevsimi" adı altında Türkçe'ye çevrildi. Ve her zamanki gibi yine muhteşem 🙂
Bu sefer endless ailesini bütün üyelerini bir arada görme şansını yakalıyor, Morpheus'un cehennemin kapılarına tekrar yolculuğa çıkışına (Bu sayede Cehennemin Efendisi, düşmüş olan Lucifer'ı daha iyi tanıyoruz.) ve tüm pantheonlardan karakterlerin bir araya gelişine tanık oluyoruz. Kitabı anlatmakla bitiremem, gerçekten olağanbüstü Neil Gaiman'ın birebir Rüyalar Lordu olduğundan şüphelenmekteyim 🙂 Okuyun ve rüyalarınızda bile göremiyeceğiniz bir aleme gidin, emin olun burası hepinizin hayal sınırlarının dışında bir yer.
Son olarak Lucifer'ın kitaptan bir sözüyle kapatıyorum.
Lucifer sahilderdir, gün batımını izler ve Tanrı'ya ufak bir tebessümle seslenerek:
"Tamam kabul ediyorum. Gün batımları inanılmaz derecede büyüleyici seni gidi yaşlı hergele. Memnun oldun mu?"
Şezlongunda yatmaya devam eder...
 
shinemu demiş ki:
sandman i ilk istanbul da yürürken kucucuk kırık dokuk bi sahafta pırıl pırıl parlayan yıldız tozu'nu gördüğümde tanımıştım ordaki tek yeni kitap oydu heralde, adam da cok seviyomus sandman'i eski yeni ne varsa topluyomus ama kendinde kalması icin heraklde cok pahalıya satıyodu, alamamıstm.ankaraya gelince birinden bulurum dusuncesiyle aradım taradım bulamadım ama hırs yaptım ve internet uzerinden bi kac sayfasını okudum, bilgisayardan kitap okumanın hic bi zevk vermediğini de böylece keşfetmiş oldum 🙂

özellikle death karakteri cok hos geldi ama bana oturdum bütün karakterleri kendi kafamda canlandırdığıma göre cizdim, bayaa eğlendim, en zevklisi yine de death i cizmekti 🙂
Stardust'ı Ankara'da bulabilirsin olmazsa benimle temasa geç 🙂 Stardust'ın Sandman'le alakaası yok bu arada. Neil Gaiman'ın büyüleyici öykülerinden birisi. Bu kitabı okurken arada ara falan verirseniz Dire Straits'ten Romeo And Juliet'i dinlemenizi tavsiye ederim. Bence kitabın atmosferiyle çok bağdaşıyor.
 
Ben Dost kitabevi'nde var diye hatırlıyorum, olmadı Yüksel Kırtasiye'ye bak (Kızılay - Yüksel Caddesi) orda kesin olması gerekiyor.
 
Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği anlaşılmayı güçleştirecek ölçüde yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından silinmiştir. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
İlk 3 kitabı okuyabildim. Çizimler olsun, konu olsun ya çok çok çok guzel herşeyiyle Sandman. Soyut kavramları somutlaştırarak, kişileştirerek bir Endless ailesi kurmak dahice. Hmm kitaptaki göndermeler de çok hoşuma gidiyor. Morpheus hakkında bir şey söylememe gerek yok zaten. Sandman'de gördüğüm kadarıyla bildiğimiz ölüm ve Death arasındaki tezat da çok etkileyici, çok sevimli Death ya çok şakacı filan. 3. kitapta son hikayede yine karşımıza çıkıyor işte orda telefon konuşmasında konuştuğu adamı tanımıyor, kim olduğunu bilmiyor ancak telefonu kapamadan önce muzip bir ifadeyle "görüşürüz" diyor ya işte orası en sevdiğim yerlerden biri. Morpheus'un cehennemdeki "ben umutum" da en sevilesi sahneler arasında.
Kitapla ilgili sorunumsa daha açmamla birlikte sayfalarının elimde kalması. Neyse ki 3. kitapta durum daha farklıydı da acaba sorun bende mi yoksa herkesin mi elinde kalıyor?
Bir de Neil ile Tori arasındaki ilişki dillere destan, Tori'nin şarkılarında Neil'in adının geçmesi, Neil'in kitapta Tori'ye göndermelerin yanı sıra sanki Tori için yaratılmış olan Delirium karakteri... Delirium'u Neil Tori ile tanışmadan önce yaratmış ancak benzerliklerini gözden kaçırmak mümkün değil.
Keşke daha ucuz olsa .)
 
çok deli ya... böyle bi topicin olduğunu nasıl da farketmemişim?
neil gaiman'ın müthiş bir adam olduğu gerçeğini tekrarladıktan sonra sandman 4. kitabını okumuş biri olarak-kahretsn- başka okuyan biri var mı diye sormak istiyorum, zira yorumlarını duymak hoş olacak.

sisler mevsimi çok güzel, sadece girişte endless ve kardeşlerin isimlerinin çevrilmesi eleştirilebilecek bir şey. gaiman, lucifer'le dream'in - çizgi romanda hep düş diye geçiyor olsa da sözcüğün aslı çok daha hoş, nese- karşılaşmasını ve cehennemin anahtarının dream'ın eline geçmesini anlatmış bu sefer. amerikan tanrıları'na da göndermeler yapmış; darağacı tanrısı odin, anubis, bast ve thor(bu adam kesin komünist 😆 ) gibi karakterler var mesela. ''-yunan tanrıları gelmemiş nedense - bırak ya onların işi gücü politika zaten!'' gibi çok çok kısaltılabilen dialog, amerikan tanrıları'nda yunan mitlerinin neden yer almadığıyla ilgili ii bi geyikti bence.

ewt arkabahçe lucifer'ı yayınladı ve okunması gereken bir seri bence. zira lucifer cehennemi neden terk eder, sandman'de arada geçen karakterler(mazikeen mesela) kimdir diyebilirsiniz. (herkes 'bu kim ya?' derken, 'ya ben biliyorum bunu, kahretsin' demek çok deli 😆 )

yine çizgiler giderek kötüleşiyor sanki...
ve neil gaiman puntosu sandman'inkini geçmeye başladı, ne diim 😉
 
tabii Roth-Azad'ın zaten bi açıklama yapmş olduğunu da öğreniyoruz, mazur görün, sandman aşkıyla yazarken farketmemişim...
 
rei demiş ki:
tabii Roth-Azad'ın zaten bi açıklama yapmş olduğunu da öğreniyoruz, mazur görün, sandman aşkıyla yazarken farketmemişim...
Ne demek efendim sizlerin yorumlarına da ihtiyaç var 🙂
Lucifer'ın çıkmasına çok sevindim hiçbiryerde görmedim ama en kısa zamanda edinicem.
 
Sandmanin 6 kitabı war 4'ü türkce ama ben hepsini okudum hepsi war bende isteyen arkadaşlarla paylaşmak isterdim ama çok değerli bnm için...
Manyak bi karakter beni cok etkiledi hele (constantinedeki karakterle aynı)john constine'le olan diyaloğu bilen bilir...
Burda asıl sözü adilmesi gereken kişi neil gainman'dir. Dier eserlerini okuduysanız görüceksinizki her biri enaz Sandman kadar etkileyici...
 
Evet bu arada Sandman'in 5. kitabı "Sen oyunu çıktı.
Bir bayanın/kızın düşlerini anlatan, belki de en iyi anlatan kitap sanırım. En azından biz erkeklerin bile anlaması gereken birşeyler var.
Bu seferde üçüncü kitap gibi, bir yan öykü diyebiliriz. Ama içinde Sandman olmasa da düşlerin en çok bulunduğu bölüm bu sanırım. Her zamanki gibi muhteşem. Herkese yeniden ve ısrarla tavsiye ederim.
 
sandman'de şimdiye kadar türkiyede çıkan kitaplar arasında en sevdiğim diyalog ilk kitapta dream'in lucifer'le olan diyaloğudur.
dream cehennemde işini bitirmiştir.orayı terketmek için lucifer'den izin ister.lucifer de ona der ki:"buradan nasıl çıkacağını sanıyorsun?burası cehennem,senin burada hiçbi gücün yok!"
dream ona şöyle cevap verir:"bana burada hiçbir gücüm olmadığını söylüyorsun.doğru olabilir.ama rüyaların burada gücü olmadığını mı düşünüyorsun?

kendinize sorun.cehennemde hapsolanlar cenneti hayal edemeseydi,cehennemin ne gibi bi gücü olurdu?" ve bütün iblisler geçmesi için dream'e yol verir.

kısaca tapılası 🙂
 
Neil Gaiman’ın ‘Yıldız Tozu’ ve ‘Coraline’ini küçük İmge’de isterseniz, depodan getiriyorlar.

Ancak; Gaiman’ın kitapları Sandman’dan başka bir frekansta. Büyüklere masallar yada felsefi na- masallar..
Sandman’i diğer çizgi romanlardan ayıran özelliği sapasağlam mitoloji ve edebiyat (Shakespeare’den Auster’a) birikimini kurguya yedirebilmesidir. Örneğin; mitoloji, Corto Maltese’de karizmaya hizmet eder; Conan’da (Kral Conan değil!) fiziki şiddetin gerekli kurbanıdır. Sandman’da ise mit, rüya, hayal gücü, bu gün ve ulaşılamayacak kadar eski olan yaşar ve birbirini bulur.
 

Geri
Üst