Yıllarca beni ağlatabilmeyi başaran tek türk filmiydi ( taki babam ve oğluma kadar) 😢
Türkan şoray'ın anadolu kadını (güçlü , mağrur) ve sosyal içerikli tüm filmleri zaten beni etkilemiştir ama bu filmde bunlara ek olarak her duygudan bi tutam atılmış aşk ve sevgi ayrımını gerçekliğiyle irdeleyen bize has bi film. Herseferinde kamyonun durduğu aşk mı emek mi yi bize sorgulatan son sahnede ağlamicam der yine dayanamaz ağlarım 😆
* bu filmde genelde es geçilen bi sahne daha vardır ki bu da inceden sızlatır yüreğimi ( Asya kocasından tokat yemiş bu yüzden evi terketmiştir ama sevgisi gururunu yener geri döner.Döndüğünde acı bi süpriz onu beklemektedir kocası günlerdir karısı ortada yokken Dilek hanımla yaşamaya başlamıştır.Buna kulaklarıyla inanamayan Asya gözleriyle görmek ister ve işte o vurucu sahne ve işlediği temalar: Asya mutfak camından gizlice içeriyi izlemeye başlar, hava karanlık ve soğuktur mutfakta ışık yanar içeriden Dilek geceleğiyle mutfağa gelir ardından yarı çıplak İstanbullu Dilek istanbulluyu göğsünden öper belliki içerideki muhabbet derindir.Koca koca açar Asya gözlerini karşısındaki sevdiği adammıdır dayanamaz gelir yaşları gözbebeğine
1- Yüreğine saplanan hançere rağmen Gidip yaygara koparmadan asil bi kadının yapacağı gibi ceketini alır gider
2- İki kadının psikolojik rebatinde dilek kazanır , giderken yenilmiş bi asker gibi düşmüştür elleri iki yanına