cehaletonun haricinde eskitenin kim arafından yapıldığı fark yaratıyor, yani ben çarptım ben eskittim benim gitarım hissi kalıyor hele eller alışınca. Kadın gibi bir şey yani (çarpma kısmı hariç tabii 🙂 ) 😀
Dediğin olay keşke amerikadaki gibi olsa ama ne yazık ki değil. Arkadaşıma tünelde fender satanlardan birinden gitar bakmıştık. Dükkanda olmayan bir renk kombinasyonu istediğimiz için ,şansımıza tabiii, depodan sıfır kutusu açılmamış gitar getirdiler ve gözümüzün önünde açtılar. Gitarı iyice inceledik ve çaldık. Yine şansımıza istediğimiz "standart "lara ( 😀 ) uydu ve aldık.Sıfır gitar keyfi çokca yaşabilen bir olay değil. Mağazadan açılmamış kutulusunu isteiyorsunuz inatla teşhirdekini veriyorlar. Yurtdışında teşhirdeki gitarlar indirimli satılıyor. Bizde valla elimizde birtek bu var denip zorla satılmaya çalışılıyor.
Bende izmir'deki bir dealer vasıtasıyla amerikadan gelen 2012 usa std strat'ın koliyi açarken çok garip hissetmiştim.
Okadar kafayı yemiştim ki bana aslında çok da uymayan manyetiklerin ayarlarını bile değiştirmek istemedim. Hatta luthiere vermemek için 0.10 tel kullanırım onu da taktırmadım.
O keyfi doyasıya yaşadıktan sonra, şimdi daha kendime uygun bir ayar ile çalıyorum gitarı.
Hiç 2. el gitar almadım. Amfi pedallar vs neyse de, gitar olayı benim için sadece benim dokunmam gereken birşey.
Ha tabiki 1960 - 1975 arası bir telecaster düşer o ayrı 😀
cehalet
ağacı kurumuş tonu otursun istiyorum ben de sıfır gitar alınır mı hiç hadi kaçtım 🙂
Yahu, yazmayayım yazmayayım diyorum; sanki haksızlık yapıyor gibi hissediyorum niyeyse.. Neyse. Sıfır gitar almanın, kutusuna bıçağı daldıran ilk el olmanın tadı çok başka. Şuanda kullandığım schecterların her ikisini de sıfır alma şansına erişebildim. (ki umarım herkes için bu mümkün olur) Ve her ikisinde de kutudan çıktığı "ilk an" hissi harikaydı. Eli değen ilk kişi olma duygusunu bu yüzden çok iyi anlayabiliyorum.
Mini anektod: Yeni ve nispeten kalbur üstü bir enstrüman alımı için 10 yıl bekledikten sonra ve çok başka başka gereklilik durumları için su damlası misali kenara atılmış bir birikimle toparladım ekipmanı. Bu yüzden sanırım değeri de tadı da çok başka hepsinin.
Niye haksızlık olsun ki? Duygularımızı paylaşıyoruz sonuçta. Hele hayali olan bir şeylere imkanlarını zorlayarak erişebilmiş, kadir kıymet bilen insanların görüşleri daha da değerlidir bence 🙂
Kim ne derse desin, yeni gitar gibisi yok. Aksini iddia eden de hiç sıfır gitar almamıştır. Hani sıfır derken, dükkandaki gitarı değil. Bildiğin gidip kutuyu açacaksın. Geçenlerde aldım böyle, büyük mutluluk/ego tatmini. 🙂
ağacı kurumuş tonu otursun istiyorum ben de sıfır gitar alınır mı hiç hadi kaçtım 🙂
İşin güzelliği bu zaten, yıllarca bekleyip de alabilmek. Şahsen ben 7 sene sonra kafadaki Gibson yazısını görebildim 🙂
Siz sıfır alın ben seve seve kurutur eskitirim 🙂
Bakalım ben kaç sene sonra elimde o hayalimdeki 24 perde SG'yi görebileceğim? 🙂