Bu kaydın cd'si var bende.. 90'ların sonunda grup arkadaşım getirmişti, bayılarak dinlemiştik o kadar cambazlığı ama müzik olarak sıkmıştı.. Aklımda cambazlıktan başka bir şey kalmamış.. Bir yerinde Vai'nin teli kopuyor, adam yine de çalacağı partı bir şekilde bitirip gitarı öyle değiştiriyordu.. Bence Andy kafayı en ütülemeden çalanlarıydı, melodi olarak dinlemesi keyifliydi ama onun çaldıkları bile vaaaay dedirtmemişti.. Bir de bu videoda diğer enstrumanları çalan adamlar da müthiş adamlar..
Öncelikle, bu başlığı "tetiklenerek ayar verme" moduna geçen arkadaşların yorumları ile boğulmaktan kurtardığınız ve "sen kim oluyorsun da onu eleştiriyorsun.... onların da zaten çok bir tarafındaydı... saygı duyucaakasınızlksjdlskdfjd..." şeklindeki dürtüselliklere prim vermediğiniz için teşekkür ederim.
Oradaki eşlik müzisyenleri gerçekten de dehşet. Zaten o kayıtta asıl döktürdükleri kısım, Timmons ile fusion çaldıkları bölüm. Vai ile Gilbert'ın misafir sanatçı kıvamında çaldıkları yer aslında genel anlamda da sönük. (Timmons'ın o tip yaptığı işlerin doruğu zaten davulcu Simon Philips ile olan Protocol projesi bu arada...)
Bence Timmons'ın en büyük özelliği aslında "vaaayy (Vaaiiiii )" dedirtmek gibi bir derdi olmadığı halde bunu yapıyor olması. 80'lerin shred ekolünden iki okullu (Berklee-Vai ve GIT-Gilbert) virtüöz, bu anlamda tam bir tezat zaten Timmons ile. Timmons çekirdekten yetişme Texaslı bluescu olarak başlayıp, caz-fusion sularına uzanacak şekilde evrilmiş, hatta sanırım üniversitede bir ara klasik gitar ve caz da çalışmış bambaşka bir karakter. İlk solo albümlerini dinlediğimde Satriani'ye benzetmiştim. Fakat adam country etkilenimleri ile de çalıyor, SRV'ye ithafen otantik bluescu gibi de takılabiliyor...Sonra adamın emprovizeye açıldığında bambaşka bir damara girdiğini fark ettim ve caz altyapısı olduğunu öğrendim.
Bence Timmons, 80'lerin shred ekolu bitip de gitar virtüözlerinin o dönemi kapandığında, oyunu değiştiren adamlardan biri, belki de birincisi oldu. Her parçada, hatta her soloda "vay be !!! dedirtmeye çalışan shred kafası biterken, Timmons gibi spontan ve dakikalarca emprovize çalabilecek birikime sahip yeni bir kuşak gelmeye başladı. Bugün jamtrackcentral virtüözlerinin yarısının Timmons ve Govan çakması tadında çalmaları da, bunun en net ispatıdır.
Truefire üzerinden yaptığı kurslarda da, ne kadar gitarist varsa (profesyonellerden bahsediyorum...) adamı seyretmeye gelmiş bu arada. Dedim ya, adam müzisyenin müzisyeni.
Jobim'in ünlü standardı How insensitive üzerine çalışı da yine rock gitarcılarının ancak ağzı açık seyredebileceği cinstendir. Jobim,muhteşem akor dizisini bir Chopin preludünden almış. Pat Martino'dan Pat Metheny'ye kadar şarkının üzerine çalmamış caz gitarcısı yoktur, çünkü "playing through the changes" muhabbeti açısından da üst düzey bir parçadır. Gelgelelim, Timmons üzerine çaldığı zaman şarkıyı ayrı bir boyuta taşımayı ve kendi imzasını atmayı başarıyor.