Artık gitardan bahsetme zamanı gelmiştir. SX, bilindiği üzere ucuz gitarlar üreten, fabrikası Çin'de bulunan bir marka. Fakat pek çok modelinde göze çarpan şey, bir kaç takviye ile gitarlarının fiyatının bayağı bir üzerinde performans verebilmesi. Bu konu stratları için de geçerli, zira yurtdışında biraz parça değişimi ile bu gitarları sahnede kullanan insanlar dahi var.
Ben de aslında SG ve LP seven bir insan olmama rağmen, içimde hep bir rosewood strat özlemi duymakta idim. Maple stratlara özel bir gıcığım yok. Ama sanırım tuşe olarak rosewood daha hoşuma gidiyor. Fakat çok abartılı bir para da vermeye niyetim yoktu açıkçası. Bu yüzden, fiyat performans olayında methini çok işittiğim ve bir arkadaşımın da Fender manyetik takviyesi ile kullandığı maple modeli sayesinde aklımda hep bir SX almak vardı. Kadıköy Moda Müzik'te bir anda -daha önce resmini astığım- SX'i görünce bir anda dükkana daldım, bilhassa da stok halini sevmediğim bir amfi olan Marshall DSL 15 ile denedim ve hoşuma gidince de aldım.
Gelelim bu fakir Fender'inin söz konusu ettiğimiz modelinin olumlu yönlerine. Belli ki ağacı iyi seçilmiş, klavyesi bayağı rahat. Sustain, rezonans durumu gayet iyi. Manyetikleri seramik ve verdiği ton gayet güzel. Tüm pozisyonlarda güzel bir strat havasını yakalayabiliyorsunuz. Aldığım gitar yeni seriden olduğu için headsock kısmı farklı. Fender'in SX'e açtığı davanın bir sonucu. Sap cilası iyi, rahatça hakimiyet kurmanıza yardımcı güzel bir cilası var. Ayrıca yeni modellerde çift yönlü truss rod olduğunu da belirteyim.
Ben 0.11 teller ile kullanmayı tercih ettim. Gitarın netliğinin üzerine tuşemin, vurguların 0,9’lara göre çok daha fazla belirginleştiğini düşünüyorum. Ki eski kafa strat kullanıcılarının "tel tokatlama" olarak da tabir edilen olayın hastası olduğu bilinir ki biraz da stratın şanındandır. Ama ben bu açıdan zayıf olduğumu keşfettim bu gitarla. Her an nefret edebilirim bakarsınız 🙂 Gerçekten, çaldığım LP, SG vb. gitarlarda tuşe tutarlılığı açısından bu kadar zorlanmamıştım ki bunu yaptığım ilk kayıtta belki sonrakilerde de az çok göreceksiniz. Aradaki bazı mıymıntılaşmalar, tuşedeki düşüşler tamamen benim strat ve tel tokatlama alışkanlığı eksikliğimden kaynaklamakta.
Gelelim olumsuz yönlerine. Üst eşik kafadan gidici. Bendekinin tremolo yayları da yetersiz geldiği için değiştireceğim. Diğer modellerde durum nedir bilemiyorum. Akort burgularının da değişmesi gerek. Tremolo koluna yüklenince akort kaçıyor.
Gövde cilası kalın. Sanırım poliüretan falan olsa gerek. Benim gibi sakarlar için iyi de, kuru ağaç fantezisi olanlar için iyi bir haber değil. Sittin sene bu ağaç kurumaz, sahibinden sitesinde de "donu oturmuştur" yazılmaz, bilin hani 😀
Ha, 133 dolara da hem sıfır, hem de potansiyeli bu kadar yüksek bir gitar bulmak bu devirde elbette kolay değil. Yine de her zamanki tavsiye ile tanıtımı bitireyim. Ne alırsanız alın, denemeden almayın 🙂
Hakan
Ben de aslında SG ve LP seven bir insan olmama rağmen, içimde hep bir rosewood strat özlemi duymakta idim. Maple stratlara özel bir gıcığım yok. Ama sanırım tuşe olarak rosewood daha hoşuma gidiyor. Fakat çok abartılı bir para da vermeye niyetim yoktu açıkçası. Bu yüzden, fiyat performans olayında methini çok işittiğim ve bir arkadaşımın da Fender manyetik takviyesi ile kullandığı maple modeli sayesinde aklımda hep bir SX almak vardı. Kadıköy Moda Müzik'te bir anda -daha önce resmini astığım- SX'i görünce bir anda dükkana daldım, bilhassa da stok halini sevmediğim bir amfi olan Marshall DSL 15 ile denedim ve hoşuma gidince de aldım.
Gelelim bu fakir Fender'inin söz konusu ettiğimiz modelinin olumlu yönlerine. Belli ki ağacı iyi seçilmiş, klavyesi bayağı rahat. Sustain, rezonans durumu gayet iyi. Manyetikleri seramik ve verdiği ton gayet güzel. Tüm pozisyonlarda güzel bir strat havasını yakalayabiliyorsunuz. Aldığım gitar yeni seriden olduğu için headsock kısmı farklı. Fender'in SX'e açtığı davanın bir sonucu. Sap cilası iyi, rahatça hakimiyet kurmanıza yardımcı güzel bir cilası var. Ayrıca yeni modellerde çift yönlü truss rod olduğunu da belirteyim.
Ben 0.11 teller ile kullanmayı tercih ettim. Gitarın netliğinin üzerine tuşemin, vurguların 0,9’lara göre çok daha fazla belirginleştiğini düşünüyorum. Ki eski kafa strat kullanıcılarının "tel tokatlama" olarak da tabir edilen olayın hastası olduğu bilinir ki biraz da stratın şanındandır. Ama ben bu açıdan zayıf olduğumu keşfettim bu gitarla. Her an nefret edebilirim bakarsınız 🙂 Gerçekten, çaldığım LP, SG vb. gitarlarda tuşe tutarlılığı açısından bu kadar zorlanmamıştım ki bunu yaptığım ilk kayıtta belki sonrakilerde de az çok göreceksiniz. Aradaki bazı mıymıntılaşmalar, tuşedeki düşüşler tamamen benim strat ve tel tokatlama alışkanlığı eksikliğimden kaynaklamakta.
Gelelim olumsuz yönlerine. Üst eşik kafadan gidici. Bendekinin tremolo yayları da yetersiz geldiği için değiştireceğim. Diğer modellerde durum nedir bilemiyorum. Akort burgularının da değişmesi gerek. Tremolo koluna yüklenince akort kaçıyor.
Gövde cilası kalın. Sanırım poliüretan falan olsa gerek. Benim gibi sakarlar için iyi de, kuru ağaç fantezisi olanlar için iyi bir haber değil. Sittin sene bu ağaç kurumaz, sahibinden sitesinde de "donu oturmuştur" yazılmaz, bilin hani 😀
Ha, 133 dolara da hem sıfır, hem de potansiyeli bu kadar yüksek bir gitar bulmak bu devirde elbette kolay değil. Yine de her zamanki tavsiye ile tanıtımı bitireyim. Ne alırsanız alın, denemeden almayın 🙂
Hakan