Tüketici Köşesi , Türkiyede Alış-veriş

Arkadaslar bu baslıgı gormesem bende bu baslık altında bısıyler yazıcaktım.benım derdım kıvılcım muzık!!!sıze kısaca ozet gecmek ıstıorum:
yaklasık 1ay once ıron cobra twın pedal almaya karar verdım.fakat bı turlu alamadım.sorun maddıyat deıl.kıvılcım muzıgın ılgısızlıgı.kıvılcım muzıgı her aradıgımda haftaya gelıcek dedıler fakat bır ay oldu.lanet olsunkı bu pedalı baska bıyerden alma sansımda yok cunku sadece kıvılcım getırtıyo.daha sonra bır tanıdık aracılıgıyla kıvılcım muzıgın satın aldıgı sırketı aradık.bu sırketın adıda 4c tuketım malzemelerı!ordada kıvılcım muzıgın almasını bekledıklerını soyledıler.yanı ellerınde varmıs.fakat kıvılcım muzıgın keyfını beklemek zorundayım.ne yazıkkı.maıl falan attım ama kımse takmadı tabıkı.kafayı yemek uzereyım.neden boyle yapıolar.amacları ne?bukadar bekletılmekte olmaz ya...
ohh rahatladım valla!!!
 
kıvılcım(ankara)

@tamatunc

bahsettiğin olaya hiç şaşırmadım..

simdi kendi tecrübemi yazayım bu dükkanla ilgili🙁ankara şubesi için soyluyorum): sen dükkana girince bir süzülüyosun ve seni takıp takmayacağına bi ön karar veriyo.ama yine derdini dinliyo.
1)"ben gitar teli meli penası vs." dersen eğer; ilgili,alıcı olman %90 diye düşünmüş olucak ki yüzüne bakar durumda(yani herşey olması gerektiği gibi).bu alım satım sırasında başka bir konuyla ilgili soracağın da varsa onu araya sıkıştırabilirsin .yalnız fazla laf kalabalığına yapmamak lazım,bikaç cümle yeter..yoksa sıkılır lafının sonunu dinlemez..
2)"ben bilmemne gitarı pedalı vs." dersen eğer ikinci bir süzülmeden geçiyosun.şahsen ben heralde her beş girişin birinde adam yerine konuldum..tabi seni dinlemeyecek değil,sorarsın şu model kalmadıysa peki ne zaman gelir diye.o da sana haftaya der,haftaya gidersin sonraki haftaya der,sonraki hafta gidersin bi de üstüne önceki haftaları hatırlatırsın, bu sefer haftaya diyemez biraz daha oyalayıcı bi cevap olsun diye gümrükte problem mazereti falan filan gibi bişiler geveler..ve bu iş uzar..

bi defasında mesela kıvılcıma gitar jack sordum,adam ilkin yok dedi..tabi şaşırdım ama napayım çıkıcam ben de.sonra hemen ekledi "jack var ama senin istediğin değil...yani 20-25$dan başlıyo" Ben de "iyi aferim" bakışıylan çıktım tabi..sonra başka bi dükkandan buldum "istediğim tür" birşey 🙂

tabi ben akıllanmaz uslanmaz sonraları da işim düşünce gittim oraya..bazen kendimi sorguladım "ya acaba ben kıvılcıma gittiğim günler çok mu eski kıyafet giyiyorum yoksa beni çok muhallebi çocuğu gösteren bişiler giyiyorum da mı böyle umursanmıyorum,yoksa kullandığım dilde bir sorun mu var da sanki "birader ben alıcı değil bakıcıyım bi de üstüne seni meşgul ediciyim" havası yaratıyorum..bu arada adam yerine konmak için sakalları bi süre uzun bıraksam da öyle gitsem bakalım nolucak diye de bir merakım var uzun süredir ama artık gitarla ilgili işlerimi o dükkana uğramadan halletmeye çalıştığım için bu fikrimi deneyemedim uzun süredir 😀

bu arada orada benim gördüğüm 2 farklı kişi oluyo genelde,şimdi birader sen hangisinden bahsettin diye sorabilirsiniz,söyliyim hiç bir fark yok..ama orada daha sık bulunanı yani genç olanı daha da müşteri seçici\ilgisiz bence.

benim tecrübelerim bu..başka türlü düşünen varsa bu başlığa yazmalı ki tam olarak belli olsun neyin ne olduğu..
 
Yanılmıyorsam Ankara Kıvılcım'da uzun saçlı olan Tolga Güngör, gayet iyi bir adam, (çok severim kendisini 🙂) ama diğer kısa saçlı genelde takım elbiseyle falan dolaşan diğer Tolga resimli sözlüklerde"gıcık" kelimesinin yanına resmi konulması gereken bir adam 🙂. O varsa girmem bile dükkana yolu uzatır başka yere bakarım ihtiyacım neyse, o derece yani.
 
Abıcım oncelıkle ankara kıvılcımdan bahsetmıorum.ıstanbuldakı ana subeden bahsedıyorum.ve adamlar benı hıc gormedıler cunku sureklı telefonla aradım.ama dedıklerınız dogru kesınlıkle katılıyorum.bı de soylebı olay var :alacagım pedal 500dolarlık bısey yane bunu nasıl hafıfe alabılıyolar ben anlayamıorum.ben bu adamları 40defa aradıysam yanı belllıkı alacam ben bu pedalı.bunu onalrda tahmın etmıslerdır sanırım.benım kızgın oldugum nokta su:kıvılcım muzık neden alet erdevat almıyo.4cyı aradım ve kıvılcımın almasını beklıyoruz dedıler.ben bunu anlamıyorum.1aydan berı alacklar guyaa!!!
 
İstanbul Kıvılcım Müzikle ilgili bi anımı anlatmak istiyorum ben de...sanırım işte bu yılın nisan ayı gibiydi...aradım kıvılcım müziği ibanez rg serisi bir gitar wardı istediğim sordum yok,ibanezler tükendi sayılır haziran basında yepyeni ibanezler gelicek bekle falan dediler..ben de eywallah 1 ay beklerin ne olacak dedim...baska gitar alsam sevmeyecektim sonradan çünkü..neyse haziranda aradaım temmuz dendi..temmuzda aradım ay sonu dendi..ay sonunda aradım ağustos 15 dendi..ağustos 15 dedim 1 ay sonra dediler...su durumda yasamıs olduğum sinir harbi tanımsız zaten....yorum yapamıyorum...ha ayrıca yine aynı mağazaya tam hatırlamıyorum ama yaklasık işte 1 sene önce gitmistim galiba ben bi tane ibanez rg1570 wardı...gitara baktım ezikler,göçükler falan wardı gitarda biraz...eleman bana işte kargoda gelirken zedelenmis yoksa gitar sıfır dedi ve bi indirim yaparım o ezikler için dedi(ne indirim ama sadece 40 dolar)...sonra ben gitarı iyice bi inceledim falan baktım hardware'de paslanmalar war..direk çaktım zaten...paslanmalar da mı kargoda oldu anasını satayım yuh ya..2. el gitarı sıfır die kaktırmaya calısıyolardı
 
Aslında yanlızca Kıvılcım için değil Ankara'daki tüm müzik mağazalarının revizyona girmesi gerekiyor.
Harbi harbi bi bok zannediyolar kendini. Orda oturuyorsan her anlamda yardımcı olmalısın müşteriye. Hemen her yerde bi tane iyi eleman oluyo ama gerisi fıs. O elamanda sürekli ilgilenemiyor. TamaTunc'un pedal konusundaki ilgisizliği çok daha yüksek meblalarda yaşadım.
Ayrıca çoğu yer davul aksamları konusunda tamamen cahil. Bell diyorum adama bana tef gösteriyor.
Bence bi şekilde mağaza sahiplerinin bu durumdan (haberi yoksa) haberi olmalı. Adam ticaret yapıyor. Satış yapması gerekiyor. Ama çalışanların hiç orasında değil.
Yoksa adamında mı değil?
Yuh yaa!
 
Aslında bu adamlarda sima tanıdıklığı çok önemli. Mesela ben istanbulda kıvılcıma gittiğimde adamlar gerçekten çok yakından ilgileniyor. Hatta en son ibanez pedal alcaktım(120$ civarı), ayak üstü bana bi american strat verdiler, ibanezin pedal tanıtım boardundaki diğer pedalları denedim bir de wah pedallarının olduğu bir board vardı onu denedim. Hepsinde de sürekli adam yanımda durup yardım etmeye çalıştı. Ben de hayret etmiştim 🙂
Ben de ankaradaki evrensel müziği hiç sevmiyorum. Arkadaşım Tansel'le(forumda tanselus) oraya gittiğimizde işini en geç 3 gün içinde hallederken ben ne zaman gitsem EN AZ 1 hafta diyor. Arkasındaki her zaman yığınla duran gitarları göstererek önce bunları halletmem gerek diyor. Buradan çıkarılcak sonuç dükkanlarda tanıdık yüzlere kayırmacılık yapılıyor...
Türkiye'de kötü bir kayırmacılık zihniyeti var. Bu ülkenin her alanına yansımış. Özellikle devlet işlerinde, of of.... Neyse konu dağılmasın 🙂
 
Daha gitar çalmaya yeni başlamıştım, ders filan almıyorum çevremde de gitar çalan hiç kimse yok. İzmirde bir müzik mağazasına girdim, bu mağaza gitarı ve ampliyi aldığım yer, farklı kalınlıklarda pena denemek istiyodum(daha yeniyiz ya biraz alışalım veya hangisinin daha kullanışlığı olduğunu öğrenelim diye düşündüm). Orda duran adama sordum pena alabilirmiyim, o da al dedi(içimden hiç fiyat sormak geçmedi, aklımdan geçen zaten ordan alışveriş yapmış olduğum du ve daha da yapacak olmamdı. O yüzden dedim ince uyduruk plastik bişey müşterilerine ucuz bi
r ikramıdır bu mağazanın yaptığı). Ordan 3-4 tane farklı kalınlıkta pena aldım çıktım. 🙂 . Bunu bir kere daha tekrarladım. Sonra bir gün oraya bişiler almaya gittim. Adamın sölediği fiyatı ödedim ve sonra bir kaç pena aldım. Adam dedi arkadaş penaların parasını ödemeyi unuttun. Bu an herhalde hayatımda ki en yüzsüz andı herhalde 🙂 . Aaa bunlar paraylamı dedim, ben bir kaç defa geldim burdan 3-4 pena aldım dedim. Bunu dememle birlikte adamın surat ifadesi - ağız açık surat kırmızı- unutulmaz bişi di. Sonra mağazadan çıktım 15 yaşın verdiği etki ile çok utandım, içimden dedim keşke aldığım penaların parasını adama verseydim o an dedim. Şu anda anladığım şey şu ki hergün millete onlarca kazık atıyorlar ve hiç utanmıyorlar. Ama 14-15 yaşında ki bir çocuğun yaptığı bilinçsiz bir hata sayesinde yedikleri bir kaç kuruş kazık adamların hemen sinirini bozuyor, akıllarına dank ediyor. Sevgiler sağlıcakla kalın.
 
Bir kaç ay önce ankara kıvılcıma rg1570l siparişi hakkında konuşmaya gittim. Adam bence uygun bir fiyat söledi. Sonra dedi elimizde rg470l var sana onu verelim. Bende fiyatını sordum o arada uzun saçlı biri geldi, adı Tolgaydı galiba, 825 dolar dedi(benim bildiğim rg470l in de yaklaşık fiyatı buydu). Ardından rg1570l için konuşmuş olduğum kısa saçlı arkadaş, yok yok onlar 950 dolar dedi sonra da Tolga abi de yok ya o 950 dolarmıydı dedi. Adam hemen vurguladı ewt ewt 950 dolar diye. Bende içimden hadi ya ölemi diye gülerek çıktım.
 
Bence bu mağduriyetlerimiz bi şekilde üretici firmalara bildirilmeli.
Yani başka ne yapabilirz ki adam veriyo bir kaç milyon dolar alıyo distrubütörlüğü açıyo sora paravan bir şirket satıyo çatır çatır. Laylaylom mesela heriflere denebilecek bir hakaret yok.350$ lık gitarları 860 euro ya satıyo herifler. Bizde paşa paşa almak zorunda kalıyoruz başka yerde yok çünkü.

Bu durum en azından Jackson firmasına bildirilebilir.Belki tek beni sallamazlar ama hep beraber harekat edebilirsek belki birşeyleri değiştirebiliriz... Yoksa daha çok düzülecez gibi geliyo çünkü sistemi iyi kurmuş herifler ve para basıyo...
 
Koca memleketimizin enstürman ve ekipman ihtiyacını sadece tüneldeki 5-10 firma karşıladıgı için malesef tekel bir yapı var.Medeni memeleketlerde tekeller antitrust gibi yasalarla bölünüp parcalanirlar, böylece tüketicinin ve diger üreticilerin haklari korunmaya cali$ilir ama bu ülkemizde görülen bir yaptırım olmadıgı için bu köpek balığı zihniyetli amcalar istedikleri gibi at koşturuyorlar. Hele internetin olmadıgı yılları düşünüyorumda vatandaşın sırtından astoronomik fiyatlarla ne kadar büyük paralar kazandıklarını siz düşünün. Açıkcası hepsi midemi bulandırıyor. İnsanda biraz ar damarı olur. Gitarın Yurt dısı satış fiyatı 500$ ise 900 euro ya satıyorlar.Bu dolarla alıp euro satma olayıda tamamen tüketiciyi kazıklamanın birinci safhası. Keşke toplumca örgütlenip bazı yaptırımları kendimiz yapabilsek. Keşke böyle bir özelligimiz olsa.
 
ürünlerden bahsetmek gerekirse washburn gitarların baştan elenmeye maruz kalmaya gerektiğini düşünorum. izmirde ise firmalar (farfisfon etc) tüketiciye gayet ılımlılar yardımcı oluolar fakat mesele sizin ne istediğiniz ve ne gerektiğini bilmeniz. herne kadar ilk gittiğimde elektro gitar nedir bihabersemde
 
Arkadaşlar bunu tüm entry'lere cevap olarak yazıyorum. Hepsinin orta noktası haklarını bilmeyen tüketicilerimiz ve bu durumu bilen kazıkçı satıcılarımız doğrultusunda. Evet hem fikir olduğum konu özellikle bazı firmaların çok yüksek fiyatla mal sattıkları ve satış sonrası destek mefhumundan bihaber olmaları. Arkadaşlar unutmayın ki siz tüketicisiniz, eğer haklarınızı bilirseniz ki internette tab aramaya harcadığınız vaktin 20'de birine bu konularla ilgili bilgi edinebilirsiniz. Ayıplı mal kavramlarını iyice öğrenin. Siz bakmayın bu adamlar sıkışınca sudan mazeretler öne sürerler. Siz böyle durumlarda Tüketici derneklerine hatta dava yoluna başvuracağınızı söyleyin ve gerçekten de başvurun. Unutmayın eğer bu adamların her dediğine ammenna demezsek müşteriye adam gibi davranmayı öğrenirler, öğrenmek de zorundalar. Yoksa yakında müşterileri kalmayacak.

İkinci dikkatimi çeken husus ise bozulan twin pedal hadisesi. Arkadaşlardan sıfır pedal istenmiş, sonra para istenmiş savcılıkla tehdit edilmiş. Arkadaşlar allah aşkına bu tehditleri yemeyin. Savcılığın ne alakası var ortada bir suç mu var ki savcılık karışsın işin içine. Ceza kovuşturmasını gerektirecek bir durum yok ki. Böyle bir durumda yapılacak buyrun gidin savcılığa demekten ibaret olacaktır. Eğer sizin kusurunuz olsa bile malın hasarlanmasında bu işler hukuk mahkemelerinde çözülür, davalık olursanız. En kötü ihtimalde sizden tazmini istenir. Yoksa cezaymış, savcılıkmış bunlara inanmayın. Bunları söylüyorum çünkü hukukçuyum. Laylaylom çalışanlarından daha çok bilirim bu konuyu.

Son olarak da kendim bir örnek vereyim. Meksika yapımı Standart Fender Jazz Bass'lar 900 Euro idi Kıvılcım Müzik'te. Evet Dolar değil, Euro yanlış duymadınız. Tabii işin içinde KDV ve Gümrük vergileri var ama kar marjını inanılmaz yüksek tuttuklarına eminim. Yapılacak en doğru şey bu gibi mağazalardan alışveriş yapmamak.

Ayrıca bazı mağazalar müziğe yeni başlayan tecrübesiz arkadaşlarımızı acımasızca sömürüyorlar. Belki de harçlıklarından biriktirdikleri paraları hiç bir işe yaramaya enstrümanlara yatırtıyorlar. Enstrüman almaya mutlaka varsa bu işten anlayan bir müzisyen büyüğünüz ya da arkadaşınızla gidin. Yoksa da çekinmeden bir çok mağazaya gidin ve mümkün olduğunca enstrüman deneyin. Unutmayın enstrüman gözle değil çalarak seçilir.

Sevgiler
Fclef
 
Hardbop demiş ki:
Son olarak da kendim bir örnek vereyim. Meksika yapımı Standart Fender Jazz Bass'lar 900 Euro idi Kıvılcım Müzik'te. Evet Dolar değil, Euro yanlış duymadınız. Tabii işin içinde KDV ve Gümrük vergileri var ama kar marjını inanılmaz yüksek tuttuklarına eminim. Yapılacak en doğru şey bu gibi mağazalardan alışveriş yapmamak.

daha bugün sordum fender blues jr 760€ dedi 8O 8O yuh yani tamam vergisi bilmemnesi vardır ama amerika fiyatı 400$ neredeyse 1100$ ediyor. bu kadar fahiş bir fiyat olmamalı bence :evil:
 
valla ben de izmir de üniv 1. sınıftayken trigon dan bi klasik gitar aldım..
bana yaklaşık 200 ytl+100$ a mal oldu
daha gitarı alalı 2 hafta olmadan durduk yerde eşik ayrıldı.
gitttim murat denen insan evladı? vardı orda.
bu ne iş ya fln dedim,bi de acemiydim o zamanlar bu konularda tamam yaparız dedi sona da benden (çok bi para değil ama) 10 ytl servis parası aldı *veren.
yani ne biçim bi memlekette yaşıyoz annamak mümkün değil.herkes avanta peşinde.
 
hardal demiş ki:

Koca memleketimizin enstürman ve ekipman ihtiyacını sadece tüneldeki 5-10 firma karşıladıgı için malesef tekel bir yapı var.Medeni memeleketlerde tekeller antitrust gibi yasalarla bölünüp parcalanirlar, böylece tüketicinin ve diger üreticilerin haklari korunmaya cali$ilir ama bu ülkemizde görülen bir yaptırım olmadıgı için bu köpek balığı zihniyetli amcalar istedikleri gibi at koşturuyorlar. Hele internetin olmadıgı yılları düşünüyorumda vatandaşın sırtından astoronomik fiyatlarla ne kadar büyük paralar kazandıklarını siz düşünün. Açıkcası hepsi midemi bulandırıyor. İnsanda biraz ar damarı olur. Gitarın Yurt dısı satış fiyatı 500$ ise 900 euro ya satıyorlar.Bu dolarla alıp euro satma olayıda tamamen tüketiciyi kazıklamanın birinci safhası. Keşke toplumca örgütlenip bazı yaptırımları kendimiz yapabilsek. Keşke böyle bir özelligimiz olsa.

ya hakkaten fender manyetiklerin seti dışarıda kaç paraysa burda bi tane manyetiği daha pahalıya satıyo uyanıklar
 
Trigonda yaşanmıştır:

Abi bu s.b.dreams kaç dolar? 300 de sana 250 olur ya.Bak alet sıfır zaten çocuk benim arkadaşım 1 ay kullandı getirdi (Hep öyle olur zaten).
Ya abi bende bi vic var onu getirsem kaça alırsınız.Onada 100 $ veririz.

Tabi ben acayip sevinmiştim.Pazartesi günü gitarımı almaya gittim ancak.
Abi ben gitarımı getirdim buna 100 $ veririz demiştiniz.150 üstüne vereyim şu gitarı alcam.Ya hocam o gitar zaten 400 $ ayrıca senin gitara en fazla 80 ytl veririm.Ben şoklarda tabi.O an hissettiklerimi düşünün :evil: .
Sanki koduklarımı kazıklamaya gidiyoz bi görseniz artis artis haraketler çekiyo bi de.Ulan aynı adam 2 gün önce gitarı alayım diye resmen aferdersiniz g***** yalıyodu şimdi gitara rağbet oldu ya artislik yapıyo :x .

İşte bu yüzden ve yazılan diğer olaylardan ötürü yurt dışından alıyorum artık her şeyi.
 
İşte bu yüzden ve yazılan diğer olaylardan ötürü yurt dışından alıyorum artık her şeyi.demişsin
neler getirdin yurtdışından,internetten alışveriş yapınca gümrük olayı net değil sanırım güzel yurdumda, sen nasıl hallettin?
 
lay lay lom kurbanı olmayan kalmamış.
kendini beğenmiş bir dükkan.burayı bu hale biz getiriyoruz.yüz veriyoruz bu esnafa.dönem dönem her türlü alış verişi yaptığım yer.şimdi vitrinin önünde bile durmuyorum.insanları küçük görerek iş yapılmaz.eninde sonunda bunu anlayacaklar.
 
İşyerinde boş boş dururken vakit geçsin diye ben de yazayım birşeyler istedim ve kendi gözlemlerimler puanlama yaptım.

Öyle sürekli Tünel'de veya Kadıköy'de dolaşma imkanım hiç olmadı bugüne kadar dolayısı ile ziyaret ettiğim belli başlı mağazalar hakkında fikirlerimi yazayım.

SRV Müzik Kadıköy: Burada Özlem diye bir bayan arkadaş var 10 numara bir insan. Fiyatlara itiraz edenler bilsinler ki, fiyatları o belirlemiyor, entrüman sahiplerinin istediği fiyatların üzerine kendi kar marjını koyuyor ki, kazancı o kadar da fazla değil. Ondan Fender almayı çok istedim olmadı ama dükkandaki kırmızı Lucille aklımı oynatıyor. Kaç kez gittiysem ahanda bu ampli, ahanda bunlar gitarlar, sana bir de pena vereyim, sen istediğin kadar takıl ben içerideyim rahat rahat istediğin gitarı dene demiştir, sanki dükkan benimmiş gibi. Özlem'e 10 puan.

TNT müzik: Sanrımım Özgür Kartal diye bir arkadaş işletiyor burayı. Bu arkadaşın muhabbetide çok süper, otur abi çay içelim felan vaziyetleri, tanışmıyoruz oysa, sadece arada bir vitrinine bakmışımdır, belki 1-2 kez tel almışımdır kendisinden ama bak gitarlar var dene, çal, yorum yap, bilgilen vs. vs. Bu çocuk daha büyük bir dükkanı hakediyor. Bu arkadaşa da 10 puan.

Pera Müzik: Fiyatlar konusunda bir yorum yapmayacağım. Fakat ilgi alaka konusunda arkadaşlara 10 puan veriyorum. Belki yaşımız geçtiği için, tipimiz artık iş adamı tipine dönüştüğü için (evlilik yıpranması 😛 ) ve rocker tipim olmadığı için herhalde ama, pena bile almaya gitsem en pahalı gitarları denemişimdir rahat rahat. Bir yaşlı bayan ve biri kız iki genç vardı orada galiba, bana profesyonel insanlar olarak göründüler. Pera çalışanlarına da 10 puan.

Guitar İstanbul: Burayı çok az ziyaret ettim. Bir ara 40th anniversary beyaz bir Fender strat vardı, gitar çok iyiydi ama fiyatta anlaşamamıştık. Herneyse, orada uzun saçlı bir ağbimiz var, şahsen kendisinin müşteriye yaklaşımı olsun, ilgisi alakası olsun gözüm tuttu. Ama dediğim gibi alışverişim olmadığı için sadece yaklaşımını dikkate alarak 9 veriyorum.

Zuhal Müzik: Vasat diyorum ama orada çalışan saçları dökülmüş arkadaş var onu hariç tutuyorum, sadece o arkadaşa 9 veriyorum.

Kadıköy pasajındaki dükkanlar (viski hariç) ve çalışanları, Lay Lay Lom, Zuhal, Tünel'de köşedeki ilk dükkan, özellikle ve özellikle Kıvılcım bana göre alışveriş yapmayacağım dükkanlar.

Cebimde dolarlarla giriyorum Kıvılcım'a, artık Fender alıcam, para cepte, birader bakar mısın? hö... Şu ve şu gitarla ilgileniyordum ama? hö...
(... &%@(/)('^^&/%/&... senin satacağın gitara)

- Aloo, runemagick666 mı? Arkadaşım tamam, o bahsettiğin Turkrock sitesini ziyaret ettim, evet hakikatten de hakkında sayfalarca entri var, sanal alem, internet, minternet sakat işler hiç sarmaz beni ama, tamam arkadaş şu bahsettiğimiz Fender'i getir alıcam senden. Sonuç: Fender American Deluxe 50's soft "V" neck, tinted maple neck, two color sunburst stratocaster, evde keyfince çal babam çal... Runemagick666'a 10 üzerinden 100 veriyorum 😉

Bunlardan sadece Kadıköy'deki viski ve Tünel'de Aria satan mağazaları vasat kabul edebilirim. Saydıklarım haricinde dükkanlarla da zaten hiç ticaretim olmadı bugüne kadar.

Yazdıklarım sadece basit, gayet vatandaş tipli, dışardan hadi len bu mu gitar çalıyomuş denilebilecek tipte sade bir müşterinin gözlemleridir 🙂 🙂 🙂

Saygılar, sevgiler
 

Geri
Üst