şimdi sinemanın gelişmesi iki yönde olur.
1- popüler filmler çekerek kitleyi sinemaya çekersiniz. bolca para kazanırsınız.
2- o kazanılan bolca paranın bir kısmını senaryosu güçlü fimlere yatırır , böylelikle sinema literatürüne geçecek filmlere imza atmış olursunuz.
bizim ülkemizde bu olay daha yeni yeni oturmaya başlıyor. o yüzden hemen süper filmler beklemek imkansız. ayrıca aksiyon, korku bilimkurgu gibi az örnekleri bulunan yapımlardan dolayı şu anda çekilenlerin kötü birer kopya olması normaldir.( gora'yı bunu dışında tutuyorum bilimkurgu/komedi olarak iyi bir filmdir.)
bu aralar özellikle çekilen komedi filmlerinde büyük bir düşüş var. birkaç film hariç diğerleri eski komedilerin yanına bile yaklaşamaz.( özellikle shrek kotarması keloğlan kara prense karşı tam bir faciadır)
bunun nedeni türk halkının 15 senedir sürekli olarak özel kanallar tarafından kötü programlara mahkum edilmesidir. bunun sonucunu gişede görüyoruz. çok sağlam filmler 300-500 bin kişide kalırken, sulu komedilere 1-1.5 milyon arası kişi gidiyor.( tabi gidenlerin çoğunluğunu sadece bu tarz filmlere giden bir kitle oluşturmakta.)
aksiyon filmlerinde ise türk sinemasındaki örnekleri eskiden beri, 3-5 kavga ve çatışma sahnesi geçmeyen tarzda çekildikleri için şimdi hollywoodvari çalışmalar yapmak biraz zor oluyor. çünkü daha önceden böyle şeyler çekilmediği yada onları çeken yönetmeler daha önce amerikan aksiyon filmlerinde yardımcı yönetmenlik yapmadığı için nasıl çekeceklerin tam bilmiyolar.( aksiyon olarak son osmanlı'yı beğendim.pars'ı izlemedim onun için yorum yapamam)
yeşilçam bana göre bir kandırmadan ibarettir. aynı filmlerin en az 3-5 kopyası çekilmiştir. ayrıca çekilne filmlerin çoğunun senaryosuda aynıdır.( özellikle melodramlar) yeşilçam'ın esas olgusu yönetmenlerinin ve oyuncularının iyi olmasından kaynaklanıyor.( bu arada arzu film'in çektiği bütün filmleri ayrı bir köşeye koyuyorum. yönetmen,senarist ve oyuncu üçgenini çok iyi tutturmuşlar ve türk sinemasının gerçek şaheserlerini ortaya çıkarmışlardır.)
aslında zamanında çekilen filmlerin paraları gene filmlere harcansa dünyada hollywood'la baş edecek tek sinema türk sinemasıdır. çünkü aks,yondan,drama,komediden,bilimkurguya,fantastik sinemadan,westerne kadar hemen her türde örnek vermiş bildiğim tek sinema sektörüdür.( bu arada türkiyede çekilmiş en iyi korku filmi dracula istanbul;da dır.yabancı kaynaklarda farklı versiyonların en iyilerinden biri olarak gösterilmektedir.)
evet zamanında yatırım yapılmadığı için sinema sektörü özellikle seks furyasından sonra batmanın eşiğine gelmiştir.( bi ara rejisörlük müteahi,tlik gibi kolay yoldan para kazanma mesleği haline gelmiştir. 3-5 film çekerek gelen paralarla yat,kat,han,apartman alan çok rejisör vardır.) 80'lerdeki video filmleri furyasının yanında daha özgün filmlere yelken açan yönetmenlerimiz sayesinde türk sinemasını iyi örneklerinin çoğu 80'lerde ortaya çıkmıştır.( özellikle şener şen'in parladığı yıldır.namuslu,züğürt ağa,selamsız bandosu, çıplak vatandaş gibi çok iyi yapımlarda oynamıştır.)
bana kalırsa türk sinemasını kalınması dışarda izlenmesiyle ortaya çıkar. türkiyede 2-3 milyon kişinin izlediği bir film dışarda sadece 100bin kişi tarafından izlenebiliyor. bu yüzden sadece içerde para döndürmekle iş olmuyor. türk filmlerinin dışarda da daha çok izlenmesi lazım. bunun için global film çekmek lazım. bence bunu yöntemi tarihi filmler çkemekten geçiyor. türk tarihi gibi zengin bir olguyu iyi kullanmamız lazım. 8 ki biz hiç kullanamıyoru.daha doğru düzün ne bir çanakkale filmimiz var ne de kurtuluş savaşını anatan bir filmimiz.) eğer dışarda örnekleri gibi 8 galdiator,kingdom of heaven, troy vs.) iyi filmler çekebilirsek dışardaki izlenme payımız artar. dolayısıyla yapım şirketleri daha çok kazanır ve daha çok film çekmeye başlarlar. işte o zaman türk sineması şahlanır.maliyet olarak gladitor'un 10da birine çok iyi tarihi filmler yapılabilir.yani kazaklar bile becerebiliyosa bizim hala bi çanakale filmi yapmamamız ayıptır.
1- popüler filmler çekerek kitleyi sinemaya çekersiniz. bolca para kazanırsınız.
2- o kazanılan bolca paranın bir kısmını senaryosu güçlü fimlere yatırır , böylelikle sinema literatürüne geçecek filmlere imza atmış olursunuz.
bizim ülkemizde bu olay daha yeni yeni oturmaya başlıyor. o yüzden hemen süper filmler beklemek imkansız. ayrıca aksiyon, korku bilimkurgu gibi az örnekleri bulunan yapımlardan dolayı şu anda çekilenlerin kötü birer kopya olması normaldir.( gora'yı bunu dışında tutuyorum bilimkurgu/komedi olarak iyi bir filmdir.)
bu aralar özellikle çekilen komedi filmlerinde büyük bir düşüş var. birkaç film hariç diğerleri eski komedilerin yanına bile yaklaşamaz.( özellikle shrek kotarması keloğlan kara prense karşı tam bir faciadır)
bunun nedeni türk halkının 15 senedir sürekli olarak özel kanallar tarafından kötü programlara mahkum edilmesidir. bunun sonucunu gişede görüyoruz. çok sağlam filmler 300-500 bin kişide kalırken, sulu komedilere 1-1.5 milyon arası kişi gidiyor.( tabi gidenlerin çoğunluğunu sadece bu tarz filmlere giden bir kitle oluşturmakta.)
aksiyon filmlerinde ise türk sinemasındaki örnekleri eskiden beri, 3-5 kavga ve çatışma sahnesi geçmeyen tarzda çekildikleri için şimdi hollywoodvari çalışmalar yapmak biraz zor oluyor. çünkü daha önceden böyle şeyler çekilmediği yada onları çeken yönetmeler daha önce amerikan aksiyon filmlerinde yardımcı yönetmenlik yapmadığı için nasıl çekeceklerin tam bilmiyolar.( aksiyon olarak son osmanlı'yı beğendim.pars'ı izlemedim onun için yorum yapamam)
yeşilçam bana göre bir kandırmadan ibarettir. aynı filmlerin en az 3-5 kopyası çekilmiştir. ayrıca çekilne filmlerin çoğunun senaryosuda aynıdır.( özellikle melodramlar) yeşilçam'ın esas olgusu yönetmenlerinin ve oyuncularının iyi olmasından kaynaklanıyor.( bu arada arzu film'in çektiği bütün filmleri ayrı bir köşeye koyuyorum. yönetmen,senarist ve oyuncu üçgenini çok iyi tutturmuşlar ve türk sinemasının gerçek şaheserlerini ortaya çıkarmışlardır.)
aslında zamanında çekilen filmlerin paraları gene filmlere harcansa dünyada hollywood'la baş edecek tek sinema türk sinemasıdır. çünkü aks,yondan,drama,komediden,bilimkurguya,fantastik sinemadan,westerne kadar hemen her türde örnek vermiş bildiğim tek sinema sektörüdür.( bu arada türkiyede çekilmiş en iyi korku filmi dracula istanbul;da dır.yabancı kaynaklarda farklı versiyonların en iyilerinden biri olarak gösterilmektedir.)
evet zamanında yatırım yapılmadığı için sinema sektörü özellikle seks furyasından sonra batmanın eşiğine gelmiştir.( bi ara rejisörlük müteahi,tlik gibi kolay yoldan para kazanma mesleği haline gelmiştir. 3-5 film çekerek gelen paralarla yat,kat,han,apartman alan çok rejisör vardır.) 80'lerdeki video filmleri furyasının yanında daha özgün filmlere yelken açan yönetmenlerimiz sayesinde türk sinemasını iyi örneklerinin çoğu 80'lerde ortaya çıkmıştır.( özellikle şener şen'in parladığı yıldır.namuslu,züğürt ağa,selamsız bandosu, çıplak vatandaş gibi çok iyi yapımlarda oynamıştır.)
bana kalırsa türk sinemasını kalınması dışarda izlenmesiyle ortaya çıkar. türkiyede 2-3 milyon kişinin izlediği bir film dışarda sadece 100bin kişi tarafından izlenebiliyor. bu yüzden sadece içerde para döndürmekle iş olmuyor. türk filmlerinin dışarda da daha çok izlenmesi lazım. bunun için global film çekmek lazım. bence bunu yöntemi tarihi filmler çkemekten geçiyor. türk tarihi gibi zengin bir olguyu iyi kullanmamız lazım. 8 ki biz hiç kullanamıyoru.daha doğru düzün ne bir çanakkale filmimiz var ne de kurtuluş savaşını anatan bir filmimiz.) eğer dışarda örnekleri gibi 8 galdiator,kingdom of heaven, troy vs.) iyi filmler çekebilirsek dışardaki izlenme payımız artar. dolayısıyla yapım şirketleri daha çok kazanır ve daha çok film çekmeye başlarlar. işte o zaman türk sineması şahlanır.maliyet olarak gladitor'un 10da birine çok iyi tarihi filmler yapılabilir.yani kazaklar bile becerebiliyosa bizim hala bi çanakale filmi yapmamamız ayıptır.