Üniversite eğitimi hakkında isim önemi ?

Yazacaklarımı yazdıktan sonra diger mesajları da okudum. Bunların pek coğuna katılmiyorum:

- Diplomana güvenme kötü ünide olsan da kendini geliştir bu sayede boğaziçilinin giremediği işi sen kaparsın olayı yalan. Benim çervemde 30 40 tane boğaziçi otdülü, 30 40 tane de orta/ vasat üni mezunu var. Çok iyi üni mezunlarının hepsi diplomalarındaki etiketin değeri sayesinde çok iyi işlere girdi. Orta düzey üni mezunları çok daha fazla kendilerini geliştirmiş olsalar bile sürünmekteler. Yani işe alım yapanlar da çok uğraşmıyor (bir azınlığı tenzih ederim) boğaziçini gördüğu zaman sen tamamsın diyor çoğu.
Polemiğe girmek istemem, Üniversite de sadece etiket değil, mezunlarının sosyal ağları vb. de okul sonrasında etkili oluyor ama yukarıda yazdıklarınızda bir miktar kendinizle çeliştiğinizi düşünüyorum. Zira yurtdışı/yabancı işverenler için Türkiye'deki üniversite etiketi/network'ü hadi herhangi bir etkisi varsa eh bir yere kadar etkili. Dolayısıyla buralarda çalışmayı hedefleyen birisinin en önemli avantajı kendi yetkinliği oluyor.

Ha şuna katılırım, 'iyi' üniversiteler öğrencilere çok daha geniş kendini geliştirme alanı tanıyorlar. Benim zaten kendi yazdığımda söylemeye çalıştığım buydu: Bu alanı iyi değerlendirmezseniz, eğer çok şanslı değilseniz yaldızınız çabuk dökülür. Tonla stajyer alıyorduk iki aylık sürelerle ve inanın hemen anlaşılıyor hangi yeni mezun imkanlarını nasıl kullanmış. Bir de şu var, hiçbir işyeri sadece CV'ye bakmaz. Zaten yeni mezunun CV'si de gerçekten istisnai bir insan değilse çok öyle parlatılabilecek bir şey olmaz. En fazla bitirdiği okul vb. olur, belki 'hobilerim' diye başlık açıp altına 'gitar çalmak' yazar işte 🙂 Ya niyet mektubunda ya da ilk görüşmede hanya konya çıkar.

Bir de şu var: Kimse vasat bir okula gir demiyor. Aksine benim anladığım genel kanaat, gayret et, elinden gelenin en iyisine gir fakat ne 'kapağı attım' diye salma ne de 'bitti, dünyanın sonu bu' diye vazgeç yönünde.

Kadir, size sınavda başarılar dilerim. Zamanında biz de Türkiye'nin rezil eğitim sistemi ve korkunç sınav düzeninden çok çektik de sizin sene benim gördüğüm en şansızlardan (bir de her girdiği sınav tekrar edilen bir nesil vardı, onlar da çok fenaydı). Başarılar!
 
Polemiğe girmek istemem, Üniversite de sadece etiket değil, mezunlarının sosyal ağları vb. de okul sonrasında etkili oluyor ama yukarıda yazdıklarınızda bir miktar kendinizle çeliştiğinizi düşünüyorum. Zira yurtdışı/yabancı işverenler için Türkiye'deki üniversite etiketi/network'ü hadi herhangi bir etkisi varsa eh bir yere kadar etkili. Dolayısıyla buralarda çalışmayı hedefleyen birisinin en önemli avantajı kendi yetkinliği oluyor.

Ha şuna katılırım, 'iyi' üniversiteler öğrencilere çok daha geniş kendini geliştirme alanı tanıyorlar. Benim zaten kendi yazdığımda söylemeye çalıştığım buydu: Bu alanı iyi değerlendirmezseniz, eğer çok şanslı değilseniz yaldızınız çabuk dökülür. Tonla stajyer alıyorduk iki aylık sürelerle ve inanın hemen anlaşılıyor hangi yeni mezun imkanlarını nasıl kullanmış. Bir de şu var, hiçbir işyeri sadece CV'ye bakmaz. Zaten yeni mezunun CV'si de gerçekten istisnai bir insan değilse çok öyle parlatılabilecek bir şey olmaz. En fazla bitirdiği okul vb. olur, belki 'hobilerim' diye başlık açıp altına 'gitar çalmak' yazar işte 🙂 Ya niyet mektubunda ya da ilk görüşmede hanya konya çıkar.

Bir de şu var: Kimse vasat bir okula gir demiyor. Aksine benim anladığım genel kanaat, gayret et, elinden gelenin en iyisine gir fakat ne 'kapağı attım' diye salma ne de 'bitti, dünyanın sonu bu' diye vazgeç yönünde.

Kadir, size sınavda başarılar dilerim. Zamanında biz de Türkiye'nin rezil eğitim sistemi ve korkunç sınav düzeninden çok çektik de sizin sene benim gördüğüm en şansızlardan (bir de her girdiği sınav tekrar edilen bir nesil vardı, onlar da çok fenaydı). Başarılar!
Çok teşekkür ederim abi mesajların için. Ne yazık ki şu an bizde aynı eziyeti çekiyoruz. Fürüslü fürüslü sınava giriyoruz. Üni ortamını görmeden ölmem umarım...
 
Polemiğe girmek istemem, Üniversite de sadece etiket değil, mezunlarının sosyal ağları vb. de okul sonrasında etkili oluyor ama yukarıda yazdıklarınızda bir miktar kendinizle çeliştiğinizi düşünüyorum. Zira yurtdışı/yabancı işverenler için Türkiye'deki üniversite etiketi/network'ü hadi herhangi bir etkisi varsa eh bir yere kadar etkili. Dolayısıyla buralarda çalışmayı hedefleyen birisinin en önemli avantajı kendi yetkinliği oluyor.

Ha şuna katılırım, 'iyi' üniversiteler öğrencilere çok daha geniş kendini geliştirme alanı tanıyorlar. Benim zaten kendi yazdığımda söylemeye çalıştığım buydu: Bu alanı iyi değerlendirmezseniz, eğer çok şanslı değilseniz yaldızınız çabuk dökülür. Tonla stajyer alıyorduk iki aylık sürelerle ve inanın hemen anlaşılıyor hangi yeni mezun imkanlarını nasıl kullanmış. Bir de şu var, hiçbir işyeri sadece CV'ye bakmaz. Zaten yeni mezunun CV'si de gerçekten istisnai bir insan değilse çok öyle parlatılabilecek bir şey olmaz. En fazla bitirdiği okul vb. olur, belki 'hobilerim' diye başlık açıp altına 'gitar çalmak' yazar işte 🙂 Ya niyet mektubunda ya da ilk görüşmede hanya konya çıkar.

Bir de şu var: Kimse vasat bir okula gir demiyor. Aksine benim anladığım genel kanaat, gayret et, elinden gelenin en iyisine gir fakat ne 'kapağı attım' diye salma ne de 'bitti, dünyanın sonu bu' diye vazgeç yönünde.

Kadir, size sınavda başarılar dilerim. Zamanında biz de Türkiye'nin rezil eğitim sistemi ve korkunç sınav düzeninden çok çektik de sizin sene benim gördüğüm en şansızlardan (bir de her girdiği sınav tekrar edilen bir nesil vardı, onlar da çok fenaydı). Başarılar!

İşe alım yapanların klişesidir hocam o, hep "nerden mezun olduğuna değil ne yaptığina bakarım" derler. İş arayanların gözünden bu hiç böyle değildir. Bir bakmışsındır ki üniversite etiketine sahip olan kişiler işe alınmıştır.

Ayrıca, mülakat yapmanın yükü ve asıl sorumluluğu hep 24 25 yaşlarında uzmanların sırtındadır. O genç arkadaş üst duzey bir üni mezunu oldugunuzu belirttiğinizde önündeki not defterine sizin adınıza kocaman bir tik atar. Gerisini duymaz. Tam tersi de gecerli. Vasat üniden mezun kişiyi bu iyi şeyler yapmıs diye ise alıp sonrasinda vasat cikarsa hesabını sorarlar hayırdid niye aldınız bunu diye. Üst duzey kabul edilen bir üni mezununu aldıklarinda eleman vasat çıkarsa nerden bilebilirdik derler. Büyük firmalarda bu böyledir.

Hocam daha ne desem bilmiyorum, bu genç işe alimcılardan yakınlarıni mulakata cağırtıp, diğer adayları bilerek eksi not vermek suretiyle karalayarak, tanıdıklarını işe aldıklarına şahit oldum. Eskiden torpilin de adabi vardı yetkili bir tanidık bulunurdu falan. Sonuç olarak işe alım sürecinin nitelik ile pek bir bağlantısı kalmadı, yaşadıklarimdan ötüru beni aksine ikna edemezsiniz. İşini insanca yapanları tenzih ederim.

Başimdan geçen bir olayı daha anlatayım; bir sektörün en büyük üc firmasının ikisine en alt düzeyde 1800 maaş alacağim bir iş için başvurdum, birinde mülakate bile çagrılmadım (sınavı geçemedim) ikincisinde biz sizi ararız yaptılar. Kalan üçüncü şirketin başvurduğum pozisyonu şirkette girilebilecek en yüksek pozisyondu ve maaşı 8 bindi, bugünün parasıyla 11 - 12 bin. Bu pozisyona kabul edildim. En alt kademedeki işi yapamayacağimı düşünenler, en üst posizyon icin iş teklif etti. Onu da ben kabul etmedim ( o sırada başka iş bulmuştum)

Burda polemikten ziyade tecrübelerimi paylaşmak istedim. Sizin söylediğiniz doğrultuda düşünemeyecek şeyler yaşadım 🙂

Ama tabi bu bambaşka bir sektör, yazılım ayrıdır. Büyük ihtimalle daha iyidir ve yurtdışı imkanı fazladır.

Sınava girecek arkadaşlarımıza başarılar dilerim
 
Ayrıca, mülakat yapmanın yükü ve asıl sorumluluğu hep 24 25 yaşlarında uzmanların sırtındadır. O genç arkadaş üst duzey bir üni mezunu oldugunuzu belirttiğinizde önündeki not defterine sizin adınıza kocaman bir tik atar. Gerisini duymaz. Tam tersi de gecerli. Vasat üniden mezun kişiyi bu iyi şeyler yapmıs diye ise alıp sonrasinda vasat cikarsa hesabını sorarlar hayırdid niye aldınız bunu diye. Üst duzey kabul edilen bir üni mezununu aldıklarinda eleman vasat çıkarsa nerden bilebilirdik derler. Büyük firmalarda bu böyledir.
Bu oluyor evet. Kariyerimin ilk yılları bir işe başvurdum, bir arkadaş o şirkette HR işe alım müdürüydü. Sen normal sürece gir ben müdahele etmeme gerek bile kalmaz, son 3'e kalırsın zaten demişti. İlk görüşmede bu öneleme yapan "genç uzman" bir şekilde ters düştü benle, saçma sapan bir soru sordu ben de mülakattayız şu anda ne alakası var gibi bir şey dedim. O da beni agresif ve köşeli diyerek çizmiş. Haftalar geçti HR'cı arkadaş sordu yav sen gelmedin mi bize diye.... anlattım, güldük.... almış beni tekrar son 3'e. ha sonra ne mi oldu, seçildim, herşey OK sana teklif verecez dediler. Ertesi gün aradılar, şirketin sahibinin oğlunun İngiltere'de okulda ev arkadaşı kesin dönüş yapmış iş arıyormuş, onu almak zorunda kalmışlar. 🙂
 
Bu oluyor evet. Kariyerimin ilk yılları bir işe başvurdum, bir arkadaş o şirkette HR işe alım müdürüydü. Sen normal sürece gir ben müdahele etmeme gerek bile kalmaz, son 3'e kalırsın zaten demişti. İlk görüşmede bu öneleme yapan "genç uzman" bir şekilde ters düştü benle, saçma sapan bir soru sordu ben de mülakattayız şu anda ne alakası var gibi bir şey dedim. O da beni agresif ve köşeli diyerek çizmiş. Haftalar geçti HR'cı arkadaş sordu yav sen gelmedin mi bize diye.... anlattım, güldük.... almış beni tekrar son 3'e. ha sonra ne mi oldu, seçildim, herşey OK sana teklif verecez dediler. Ertesi gün aradılar, şirketin sahibinin oğlunun İngiltere'de okulda ev arkadaşı kesin dönüş yapmış iş arıyormuş, onu almak zorunda kalmışlar. 🙂
"Evimden çıkın almanyadan oğlum gelinim geliyor" olmuş biraz abi 😅
 
Benim tecrübelerime göre mezuniyet sonrası ilk işiniz için ve ilk 5 yıl içerisinde başvurduğunuz iş yerleri için okuduğunuz okulun etiketi oldukça belirleyici olabiliyor tabi burada başvurulan işyerinin global ölçekte ya da sadece yurtiçinde faaliyet göstermesi, sektöründeki konumu vs. gibi belirleyici faktörler devreye giriyor. 5 ile 10 yıl arasında ise okul ile iş hayatında edindiğimiz tecrübeler ve yaptığınız işler dengelenmeye başlıyor. 10 yıl ve üzerinde ise iş hayatı ağır basmaya başlıyor. Bu noktada eğer gerçekten kendinizi geliştirmeyi başarmışsanız ve karşınızdaki işletmeye bunu hissettirebildiyseniz okulun bir belirleyiciliği kalmıyor. Katılmayan arkadaşlar mutlaka olacaktır benim üretim sektöründe çalışan bir mühendis olarak tecrübelerim bu yönde. Yine üretim sektörü için tecrübeli ve kendini yaptığı işler ile ortaya koyabilen bir aday için mezun olunan okulu eleme kriteri olarak kullanan bir şirket ile zaten çalışmayın üzülürsünüz. Başlığı açan arkadaş için tavsiyem girebileceği en iyi okula girmesi sonrasında zaten bir şekilde hayat sizi yönlendiriyor.
 
bir aday için mezun olunan okulu eleme kriteri olarak kullanan bir şirket ile zaten çalışmayın üzülürsünüz.

Her sokakta, apartman boşluğunda Üni açıldı memlekette, şirketler de bir şekilde filtreleme yapmak zorunda.

Bu arada ek bilgi vereyim, herşey o kadar da işe alım uzmanının iki dudağı arasında değil, biz alırken 20-25 civarı CV'yi öneleme sonrası bana ya da ilgili yöneticiye gönderirler. Her tür okuldan insan olur hatta okul, cinsiyet vb denge gözetin diye özellikle talimat almışlardır. Bunlar arasından özellikle görüşmeye çağırmak isteyeceğimiz 3-4 tane seçin derler bize ve onlar içinde olacak şekilde 8-10 kişiye daraltarak başlarlar.
Ben açıkçası eğer kişi yeniyse yani iş tecrübesi yoksa öncelikle CV'nin şekline bakarım. Düzgün yazılmış mı, zahmet edip uğraşmış mı yoksa kariyer sitelerindeki tipi kayık şablonları mı kullanmış, imlası, grameri düzgün mü, verilen bilgiler eksiksiz mi vs .... ondan sonra okula bakarım.
 
Her sokakta, apartman boşluğunda Üni açıldı memlekette, şirketler de bir şekilde filtreleme yapmak zorunda.

Bu arada ek bilgi vereyim, herşey o kadar da işe alım uzmanının iki dudağı arasında değil, biz alırken 20-25 civarı CV'yi öneleme sonrası bana ya da ilgili yöneticiye gönderirler. Her tür okuldan insan olur hatta okul, cinsiyet vb denge gözetin diye özellikle talimat almışlardır. Bunlar arasından özellikle görüşmeye çağırmak isteyeceğimiz 3-4 tane seçin derler bize ve onlar içinde olacak şekilde 8-10 kişiye daraltarak başlarlar.
Ben açıkçası eğer kişi yeniyse yani iş tecrübesi yoksa öncelikle CV'nin şekline bakarım. Düzgün yazılmış mı, zahmet edip uğraşmış mı yoksa kariyer sitelerindeki tipi kayık şablonları mı kullanmış, imlası, grameri düzgün mü, verilen bilgiler eksiksiz mi vs .... ondan sonra okula bakarım.
İş tecrübesi olmayan kişiler için dediklerinizi sonuna kadar katılıyorum. Tecrübeli adaylar içinse ben özellikle üretim sektöründe faaliyet gösteren ve operasyonel süreçler içerisinde çalışacak adaylar için görüşlerimi paylaştım. Farkı sektörler ve süreçler için işe alım kriterleri hakkında yorum yapamam çünkü tecrübem yok. İşe alımda da bizde de süreçler sizinki gibi ilerlemekte insan kaynakları cv havuzunda daraltma yapar uygun gördükleri adaylar bana yada üretim direktörüne gelir. Belirlediğimiz adaylar ile görüşmeler sonucu işe alım gerçekleştirilir. Alınacak aday ik tarafından değil ilgili bölüm yöneticileri tarafından seçilir kalan evrak işleri ik da halledilir. Üretim, kalite, sürekli gelişim, bakım gibi operasyonel süreçler için belirli bir seviyeden sonra tecrübe, karakteristik özellikler, yönetim ve karar alma becerileri okulun önüne geçiyor işin doğası gereği geçmelidir de.
 

Geri
Üst