Virtüözlerin Analizi

Gitar denen enstrumanın kendine has çalma tekniğini geliştirmiş kişilerle müziğin armonik yapısını zengin biçimde duyma yeteneğini birbirine karıştırmamak gerekir bence, bir virtüöz ancak bu ikisi bir arada olursa virtüöz olmayı hak eder.

Dinlediğim kadarıyla adı geçen zat-ı muhteremlerin her biri bu yeteneklere sahiptir, ancak yukarıda bahsettiğim iki farklı konuda bu şahısların birbirinden farklı ve üstün yönleri olduğunu da kabul etmek bu kişileri oldukları gibi sevmek en güzelidir.

Bu konuda diyebilirim ki; Satriani hazretlerinin armonik yapıyı duyma yeteneği diğerlerine nazaran biraz daha gelişmiştir. Ama Malmsteen gardaşımızın da enstruman tekniğinde kendine baya eziyet ettiği aşikardır.

Ayrıca konu dışı olarak, gitarist camiasının ve gitar edebiyatının böyle 3-5 kişilik isimler çevresinde değerlendirilmemesi fena olmaz hani.
 
Olayın basit bir açıklaması var :

1. Satriani ve Vai'nin müziği Malmsteen'e nazaran daha dikey bir zengiinlikte. Dinamiklerin ve expresson'un öne çıktığı bir müzik. Tuşe çok büyük önem kazanıyor, ayriyetten vibrato kullanımı, volüm ve ton potanslarına sürekli etkileşim halinde olduklarından, sağ el in pickingden daha fazla görevleri var. Malmsteen ise good melody kavramı altında çalıyor. Klasik anlayışın altında yatay müziğini icra ediyor. Müziği çalanın eli altında güzelleşmiyor, icraya dayanaklı bir müzik değil, midiyede çaldırsan Malmsteen müziğini seven biri benzer bir tadı alabilir. İcracının kattığı düşük.

2. husus ise Vai ve Satrianinin müziğindeki ritmik zenginlik. Malmsteenin eserleri incelendiğinde hızlı pasajlarda otomatiğe bağlamış bir sağ el görüyoruz. Vai ve Satrianinin müziğinde ise bu pek mümkün değil. Daha aksak yapılar üstüne kurulduklarından picking yetersiz kalıyor.

Kabaca picking vs legato ağırlığı tartışmasını böyle açıklıyabiliyorum .
 
nedense bir cok baslikta malmsteen'in adinin gectigini ve bircok kisinin bu adama karsi antipatisi oldugu kanisina vardim.anlamiyorum neden.ancak dusunelmesi gereken nokta (dikkatimi cekti) hemen heryerde (sadece bu forum icin söylemiorum) o,bu veya şu gitarist malmsteenle kaşılaştırılıyor.karşılaştırma olduguna göre bu adamda bir seyler varki karşılaştırıyoruz.malmsteen benim icin dünyanin en iyisidir,arkasindan satriani gelir.her gitaristin kendine göre bir teknigi ve yapmayi sevdigi bircok sey vardir.malmsteen müziğini klasik müzik ezgilerinden alir,armonik ve melodik minörler üzerinde cok durur.kendini o şekilde ifade eder.bu kendi terchidir ve kanimca hicbir gitariste kötü çalıyor,kendini yenilemiyor veya sadece hiz manyağı başka birsey yok demek yerine sevmesek bile saygi duymak,adam yapmış helal olsun demek gerekir.malmsteen'in kendini yenilemesine gerek yoktur.cunku zaten bu adam bu müziği yaparak biryerlere gelmiştir ve hepimizin (sevmesenizde)ismini duydugumuz bir kişilik haline gelmistir..benim malmsteen'in yaptığı müziği sevmemin nedeni armonik yapisi,melodileri ve klasik müziğinde icinde oldugu bir yapı ortaya koymasidir..kendisine laf söyliyen arkadaslarin malmsteen ders cd lerini veya konserlerini izlemelerini tavsiye ederim.göreceklerki malmsteen legatorlardan,sweep'e,vibroto kullanimindan tapping'e kadar hemen her tekniği ustaca kullandigini görecekler..konuyu dağıttım biliyorum ancak insanlarin müziği hoşuna gitmiyor diye malmsteen'i götülemeleri beni üzüyor.dayanamadim yazdim.kusura bakmayin..saygilar
 
Valla kanımca Malmsteen çok iyi bir gitaristtir. Ama ben müziğinden artık haz almıyorum. Malmsteen'i kötüleyen birşey söylemedim.

Malmsteen e karşı duyulan antipatinin sebebide tahminimce onun ardından gitmeye çalışıp hız manyağı yetişen sapık genç gitaristler.
 
SiLeNoZ demiş ki:
Malmsteen i bu kadar koruma içgüdüsü insanlara nerden geliyor ben de bunu anlayamadım.

Ya geçenlerde burada bi Paganini başlığı vardı, laf Malmsteen'e geldi "Malmsteen'in müziği bir süre sonra tüketilen bir müzik" demiştim, elemanın teki neredeyse dövüyordu beni. Malmsteen'in fan'ları ateşli oluyor biraz 😀
 
arkadaşlar john petrucci ve marty friedman dan ve onların tekniklerinden bahsedelim mi biraz da?

biyerlerden duymuştum çoğu gitarist petrucci gibi olmak istiyor diye, onun tarzını taklit etmeye çalışıyolarmış.
petruccinin tekniğini biraz açıklayabilirmisiniz bu adam ne yapıyo da petrucci oluyo? 🙂 benim anladığım kadarıyla tremolo pickingi seviyo legato falan yapmıyo pek, arada sweep çakıyo

marty friedman ise kalıplara sığmayan sakat bir gitarist, değişik müzik türlerine uyum sağlayabiliyor bence. bu adamdaki penalama tekniğinin bir örneğini daha göremedim ben, alternate pickingle sweep i karıştırıp bişeyler yapmış gibi geliyo bana.

sizlerinde yorumlarınızı bekliyorum

teşekkürler
 
benim değişilmez olanlar Steve vai, Paco de lucia, Erkan oğur olmuştur..

birde beni yürekten vuran diğer iki insan jeff waters(annihilator) & carlos santana (adamın direkt kendisi lambalı 😀 )

ama hiçbiri gibi çalmak için kasmadım kendimi yani teknik hususları bağlamıyor beni, müziklerini dinlemem için icra ediyorlar model almam için değil 😉
onların müziği onların anlatımı..

daha gitarı penayı tutuşu oturmadan envayi çeşit numara peşinde koşan arkadaşları görüyorum, baştan herşey iyi gidiyor ama daha sonradan kendilerine ait tuşeleri yok oluyor ve akabinde yıllar sonra sıradan gitaristler kervanı hanesine bir zayii daha ekleniyor, otomatik bas düğmesine çalsın..
işte bu yüzden müzik eğitiminde profesyonel yardım diye bişey var, aklına geleni yapma, belirli bir metod doğrultusunda ilerle diye..
yada ben kendim hallederim diyorsan kendini biraz izole etmen gerekir..
 
Benim kafamda bazen sıkıntı yapan konulardan birisi sweep picking tir. Bende sık sık kullanırım ama birşeyler kafama oturmaz. Mesela aşağıda perde pozisyonunu kendim ürettiğim ama standart olmuş bir sweep picking örneği var.


spick.gif



Bu örnekteki sweep pickingi Petrucci de, Malmsteende, Tony Mcalpinde ve daha bir çoğunda duyabilirsiniz.(benzerlerini) Belki benim şu an verdiğim perdelerde çalmıyorlardır başka perdeler de çalıyorlardır ama mantık yani kalıp aşağı yukarı hep benzer. Diyeceksinizki bunun neresi yanlış? Yanlış değil ama beni düşündüren şu : yukarıdaki örnekte bir teknikten çok bu teknikle çalınmış bir ezgi var. Sonuçta bu tip sweep pickinglerde kulağın ezgi olarak duyduğu; işe ezgi katan kısım tablature de de gördüğümüz 6-10-6 nolu perdelerdeki sesler diğerleri aşağı ve yukarı iniş çıkış sesleri.

Bu tip sweep pickinglerde genelde hep aynı ana mantık yani 6-10-6 daki mantık kullanılıyor çoğunlukla. Bu durumda da gitarın hangi perdesinde bu kalıbı çalarsanız çalın; çıkan veya üretilmiş olan ezgi hep aynı, yani melodi aynı. İyi de arkadaş bırak sizi bizi hangi right hand tekniği usta gitaristi dinliyorsam sanki hep aynı ezgileri dinliyormuş gibi oluyorum sonuçta. Yani bu ezgi icat edilmiş tamam arkadaş ama bunu sweep picking diye pişirip pişirip yedirmenin alemi varmı bilmiyorum. Demek istediğim sweep picking in sürekli tekrarlanması değil. Sweep pickingde çalınan ezgilerin hep birbirine benzemesi kafamı karıştıran konu bu. Yani hep aynı ezgi gibi.

Elbet sweep picking bir teknik ama bu teknikle üretilebilecek başka ezgilerde olmalı. Hep aynı kalıplar. Kimi dinlediysem çoğunlukla aynı sonuç. Bu yüzden sweep picking kullanmayı çalmayı çok seviyorum acaip zevkli. Çalarken insan gaza geliyor hatta. Ama dinlerken habire tekrarlanan ezgiler varmış gibi.

Bu sizede garip gelmiyormu? Daha dün Tony Mcalpine tableri indirdim netten. Girip baktım tablerin içinde yukarıda verdiğim kalıp gibi çalınmış 6-7 tane bölüm var şarkı içinde. Bunu anlamıyorum niye aynı ezgiyi böyle baba gitaristler kaygısızca kullanabiliyor. Belki de yanlış düşünüyorum. Yanlış düşünüyorsam da beni aydınlatırsanız sevinirim. Çünkü bu konu acaip kafama takılıyor.
 
Bakın ne diyecem sizlere...
Mercedes mi? BMW mi? Porsche mu?

veya

Bugatti mi? Vector mü? Lamborghini mi? Ferrari mi?

ya da

Rolls Royce mi? Jaguar mı?

Bu kadar BASİT :!:


Biz geçen sene Uluslararası ankara Müzik Festivali'ne Al Di Meola'yı getiridik Sevda-Cenap And Müzik Vakfı olarak !.. Amcamla konserden sonrasınave Dürüm 😆 yeme olayına kadar beraberdim. Arada grubumla Yolcu'da program için yoktum tabi.. O da kendisi tarafından pek bir sorumluluk sahiibi insan olarak aftedilmemi sağlamıştır Onu da -Sen konserimi senin "gig" nedeniyle mi seyredemedin ?-sorusu ile hatırlarım..

Yukarıda yazdığımı ona benzer bir soru sorduğumda bana verdiği cevaptan alıntıdır.

Şunu belirtmeden geçemiyeceğim.. Çalışma arkadaşım grup sorumlusu Gökhan (nam-ı diğer Ice ! ) bana ne dedi beğenirsiniz.?
Konser sonrası amcam imza dağıtacak.!
Tur menajeri kapıda bekliyor Al'ın odasında !....
Ne yapıyor diye sorduklarında ;

Parmak egzersizi yapıyor diyorlar..

Niye mi... Motoru soğutuyormuş. :roll:

Body yapanlar bilir... "Cool out" tribi !! 8O
 
Skyrunner,

Dediğinde kısmen haklısın. Ancak sweep pickingler uzun süre hızlı soloların en akıcı can damarını oluşturan yerleri oldular. Ancak dediğin doğru bence artık demode olmaya başladı. Dikkat edersen son senelerde bir çok usta virtüözde deli gibi sweep picking yapmaktan kaçınır oldu. Hız yaptım bakııın millet diye gerek yurtiçi gerek yurtdışı forumlara atılan tüm demolarda deli gibi sweep picking yapıyor gençlik. Bak senin tender surrender adlı Steve Vai cover parçanı dinledim demo bölümüne koymuşsun. Gayetde güzel çalmışsın. Ama dikkat et o parça dünyaca ünlü ve klas bir şarkıdır. Ama hiç sweep picking falan yoktur o şarkıda. Sadece solonun bir geçiş noktasında kesik sweepler var o kadar o da klasik sweep picking havası vermiyor.

Zaten amatör gitaristlerin genelinde (hepsi üstüne alınmasın) harmoni değil hız önemlidir o yüzden deli gibi kullanılır sweep picking. Birde Malmsteen, Steve Vai, Satriani kadar ünlü olmayan ama belkide onlardan daha iyi olan/olabilecek; bir çok gitaristin hayran olduğu daha az ünlü gitaristler var Paul Gilbert vs gibi onlar sanırım hala ısrarla kullanıyorlar sweep pickingi ama sebebini anlamıyorum gerçi benden daha iyi bildikleri ve geçerli bir sebepleri olduğu kesin. Bir de bırak sweep pickingi demode olduyu tartışmayı; Satriani son iki albümünde uzun legatoları bile kesti. Adam blues ve rock kalıplarına döndü. O bile baymıştır o kadar uzun legatolardan 😆 Bir gitaristin en büyüğünde de en küçüğünde de genelde iki kaygı oluyor birincisi teknik kaygısı ikincisi melodi kaygısı. Satriani gibi bir adamın bile ilk albümlerini dinlediğinizde teknik kaygıları öne çıkıyor bu yüzden de ilk albümlerinde bu kaygıları sona erdirecek teknik çalım şahaserleri ortaya koyduğunu görüyoruz. Yıllar sonra ise Satrianinin albümlerinde teknik kaygının azaldığını yerini melodi kaygısının aldığını ve melodik şahaserlerin ortaya çıktığını görüyoruz.

İşin kötüsü eski usta gitaristler günümüz gitaristlerine icat edecek bir teknikde bırakmadılar hepsini icat etmiş gibiler. Varolanları da günümüz virtüözleri eskittiler olan günümüz yeni kuşak gitaristlere oldu. Ne yaparsan yap mevcutları kullanacaksın. 😆 O yüzden takma sweep pickinge derim. Böyle gelmiş böyle gider...
 

Geri
Üst