Yamaha Line 6'yı Satın Aldı...

evet piyasada tek gerçekten...tabiki benzeri yapılabilir o kadar elektronik bilgisine sahip değilim yapılamaz diye iddia edemem vurgulamak istediğim vst pluginlerle kemper in yanına yaklaşılmayacağıydı...bias ın amp matching i eq eşlemeye dayanıyor kemperin yaptığını yapsa keşke...

Single_FACTOR demiş ki:

kemper şu an piyasade tek olmanın kaymağını yiyor. (4800 tl şuanki türkiye fiyatı )ama çip teknolojisi bu neticede benzerini kopyalamak çok mu zor? şu an için hardware olarak oyle olabilir ama düşünün yarın boss ya da tc electronic bir profiling prossesör yaptı ve piyasaya 1500 tl den sürdü nolcak o fiyatlar? (ki yaparsa kemperden daha fonksiyonel olur, kontroller bile bağlayamıyorsun)

Hepsini görmek için tıklayın...

Kemper'in çözülemeyen kısmı donanımı değil aksine kullandığı algoritmalar sevgili @Single_FACTOR, Kemper zaten ufacık bir firma onun özel donanımı olamaz çünkü ekonomik olmaz. Dünyada DSP üreticileri de bir elin parmakları kadar (biraz daha fazla ama belli başlı olanları kastediyorum). Ama alelade bir amfinin profilini nasıl çıkarttığı, bunu nasıl bir mantıkla ve metodla yaptığı gayet iyi gizlenen bir sır, nasıl yaptığına dair (henüz) net bir yanıtı olan kimse çıkmadı. İş donanımla sınırlı olsaydı bir sürü ucuz muadilini görürdük. Axe FX için de aynısı geçerli ama onda ufak bir ipucu var, şirketin ismi "Fractal" Audio...

Kemper'da en beğendiğim olay gitarın volümünü kıstıkça gerçekten amfi gibi tepki vermesi olmuştu.
Bir de Kemper'ı üreten Access yani meşhur Virus synthleri üreten firma. Herifler ses işini gerçekten çözmüşler.

Harbiden çok az fark var. Youtube videosu özellikle ton konusunda referans olmasa bile videodan dahi az fark olduğu anlaşılıyor. Ama jcm 800/soldano/fender 65 vs hissiyatı verir mi kişisel zevk meselesi tabi. Thomann fiyatı da 4300 tl dolaylarında. Belki orada ışık vardır dedim ama çok fark yokmuş. Konuyla alakasız tabi ama bir şey daha ekleyeyim, şarkıyı çok sıradan mı buldum yoksa Cem Köksal'ı mı artık sıradan buluyorum bilemiyorum ama buradaki bir çok tanıdığım arkadaş bile en az onun kadar çalabiliyor. Sanırım o da farkındaki malmsteencilik oynamaktansa kendi gitarını üretme,gitar markası oluşturma dünyasına daldı gitti. Uzun zamandır bir etknilik-aktivasyonda görmedim belki de benim dikkatimden kaçmıştır.

Demo videosundan anladigim kadariyla "black-box transfer function" olcumu yapiyor alet. Mikrofondan verdigi tek frekansli tonlari
amfinin hoparlorunden alarak H(w) fonksiyonunu cikartiyor aletin. Bunu degisik volume/gain ayarlarinda yaparak bir cesit "profil" olusturuyor.
Teorik olarak basit, ama uygulamadaki olasi pratik problemler tabi ayri bir konu.

OsmanBurak demiş ki:

Kemper'in çözülemeyen kısmı donanımı değil aksine kullandığı algoritmalar sevgili @Single_FACTOR, Kemper zaten ufacık bir firma onun özel donanımı olamaz çünkü ekonomik olmaz. Dünyada DSP üreticileri de bir elin parmakları kadar (biraz daha fazla ama belli başlı olanları kastediyorum). Ama alelade bir amfinin profilini nasıl çıkarttığı, bunu nasıl bir mantıkla ve metodla yaptığı gayet iyi gizlenen bir sır, nasıl yaptığına dair (henüz) net bir yanıtı olan kimse çıkmadı. İş donanımla sınırlı olsaydı bir sürü ucuz muadilini görürdük. Axe FX için de aynısı geçerli ama onda ufak bir ipucu var, şirketin ismi "Fractal" Audio...

Hepsini görmek için tıklayın...

Kemper ve Axe Fx genel amaçlı bir DSP'de (piyasadaki en güçlüsü) C++ koduyla yazılan algoritmalarla çalışıyor. Daha üst seviye bir platform hem güncelleme hem de karmaşık yöntemleri gerçekleme gibi imkanlar sağlıyor. (bknz. http://www.fractalaudio.com/downloa...actal-Audio-Systems-MIMIC-(tm)-Technology.pdf) Bu sayede bu ürünler daha farklı algoritmalar için update yapabiliyorlar çünkü yapmaları gereken sadece yazılımı güncellemek.

Boss, Line6, Digitech...vs gibi ürünler ise kendi algoritmalarını ASIC (application specific integrated circuit) üzerine aktararak donanım üzerinde algoritmalarını gerçekliyorlar. Kendi çipini yapmak zor bir iş, bir kere masrafını yapıp geliştirirsin ancak üründen çok fazla üretilirse birim fiyat oldukça düşer. Mesala televizyonların görüntüyü güzelleştiren algoritmalar donanım üzerinde çalışır. Milyon tane sattığın ürün içine 2 dolardan yerleştirebiiyorsun, bunun gibi bir iş için GPU kullanmak saçma olur.

işin teknik boyutunu bilemiyorum elbette elektronikçi değilim. zaten teknolojiler kolay kopyalanabilseydi piyasada bu kadar çok farklı tını ya sahip alet edevat olmazdı.
aynısı elbette değil ama Benzeri yapılabilir tabiki.

Türk rock piyasasında özellikle elektro gitar konusunda, Yamaha markasına bir önyargı varmış gibi geliyor bana. Özellikle Yamaha gitar kullanan kimseye çok sık rastlamıyor olmam, bu düşüncemi maalesef pekiştiriyor. Bilhassa profil fotoğrafımda da görülen Yamaha SG-1000, bu güne kadar stüdyoma gelip bu gitarı çalmış amatör/profesyonel tüm gitaristlerin hayranlığını kazanmış bir gitar, benim diyen pek çok gitarı işçilik kalitesi, ekipman ve ton olarak tokatlar (gerçi manyetik modifiyesi yaptım ancak tarzıma uygun olsa onu da yapmazdım). Zira, Pacifica serisinin bir çok modeli, yine bir arkadaşımdan ödünç alıp denediğim FL tremololu bir Yamaha (modelini öğrenince bu parantez içine yazarım) hemen hepsi bence muhteşem gitarlar ve piyasadaki pek çok markanın "iddialı" gitarlarından çok daha iyi bence.

Hadi elektro gitarlarını beğenmiyoruz diyelim, peki bas gitar? Klasik gitar? Davul? Saksafon, Flüt? ve nihayet Piano? Bu da mı gol değil? Ya peki, "dünya"da Yamaha NS10m referans monitörü olmayan bir stüdyo var mıdır acaba? Yamaha DX7 kadar, bir döneme damgasını vurmuş başka bir dijital synthesizer daha gösterebilir misiniz müzik tarihinde? DX7 resmen 80'ler demektir ki, zira o dönem DX7 kullanmayan grupları belediye zehirliyordu.

Yamaha'nın THR serisi minik amfilerinden kullanan/çalan gördünüz mü? Ya da şu "evde müzik için en iyi amfi" başlıklarında tavsiye eden birine rastladınız mı? Deneyen var mıdır merak ediyorum, ben denedim, Line 6'in modellemeli combo amfilerinden kat kat iyi ve kullanışlı, ama kimse almaz; çünkü "Yamaha" 🙂

Bence Line 6'i alarak Yamaha; sırf markası"Yamaha" olduğu için satamadığı cihazları, üzerine "Line 6" markası basarak satmayı hedefliyor ve gerçekten böyleyse çok güzel taktik; zira hem Yamaha kazanacak hem de müzisyenler.

" Bence Line 6'i alarak Yamaha; sırf markası"Yamaha" olduğu için satamadığı cihazları, üzerine "Line 6" markası basarak satmayı hedefliyor ve gerçekten böyleyse çok güzel taktik; zira hem Yamaha kazanacak hem de müzisyenler. "

Bu kısım, ABD malı en süperidir uzakdoğu malı haramdır diyengiller özellikle; Geneli için konuşuyorum, Türkiye, Güney Amerika/Latin ülkeleri/Eski ve hala durumları aynı olan Doğu Avrupa bloğu ülkeler gibi bu konuda USA aşığı milletler için çok uygun.

Rat_Dog demiş ki:

" Bence Line 6'i alarak Yamaha; sırf markası"Yamaha" olduğu için satamadığı cihazları, üzerine "Line 6" markası basarak satmayı hedefliyor ve gerçekten böyleyse çok güzel taktik; zira hem Yamaha kazanacak hem de müzisyenler. "

Bu kısım, ABD malı en süperidir uzakdoğu malı haramdır diyengiller özellikle; Geneli için konuşuyorum, Türkiye, Güney Amerika/Latin ülkeleri/Eski ve hala durumları aynı olan Doğu Avrupa bloğu ülkeler gibi bu konuda USA aşığı milletler için çok uygun.

Hepsini görmek için tıklayın...

Üretilen ülkeyi ve markayı bırak kenara; al gitarı eline ve bi çal di mi? Bırak forumlarda yazılanları, review'ları, ön yargıları, bağla gitarı amfiye, bi duy sesini. Gözle değil, kulakla karar ver. Eline oturuyor mu, mutlu ediyor mu.

Marka vermeden konuşayım (ki kimse alınmasın), çok bilindik x grubunun gitaristinin "signature" gitarıyla o çok beğenilen övülen Z marka bir amfiye girerek bir test sürüşü tecrübem oldu. Açıkçası kucağıma ne gitar verdiklerine bakmadan (direkt amfiye yoğunlaşarak) çalmaya başladım ki baktım ellerim gitmiyor, sürekli frenaj:
- "Güzel kardeşim, adam gibi bir gitar ver de çalalım" dedim şaka yollu,
- "Abi o signature gitar" dediler.
Dedim; "signature ama dandik versiyonu herhalde?"
- "Yoo dediler, seni bildiğimizden güvendik, orjinalini verdik baya bildiğin 3694 (sallıyorum) euro'luk signature bu abi, beğenmediysen değiştirelim?"
Dedim; "olm manyak mısınız, benim gibi adama bu gitar verilir mi, al şunu çizilmeden etmeden koy kenara, başına bişey gelmesin aman..."

Oradan çıktık, zaten "o çok övülen" amfiyi de beğenmedik, başka bir dükkana geçtik ve Randall combo (50 watt modeli aklımda değil, gayet ucuz ama "all tube") bir amfiyle Fender Roadworn (evet single manyetikli) Meksika gitarı elime aldım ve bir vurdum tellere; yanımda arkadaşım var "offff" dedik. Ton geldi, gitar sesi duymaya başladık, üstelik single manyetiklerden geliyor.

Bir önce denediğimiz setup'ın maliyetinin resmen 10'da biri fiyata alınır... Üstelik orada bana amfi için öyle güzel bir indirim yaptılar ki, neredeyse hediye ediyorlardı. O Randall amfi ve o gitar aylarca durdu o dükkanda ve ben her gittiğimde çaldım. İhtiyacım yok ama yine de imkanım olsa alırdım. O ton, o gitar, o amfi, yazık... Üstelik ikisini toplasan öbür dükkandaki amfiye bile yaklaşamıyor fiyatı.

Tanım: Yamaha'nın beğenilmemesine şaşırmıyorum...

Rg 50tc combo 50 watt. Fiyat/performans açısından zirvede olan piyasada 50 wattlık 3-5 amfiden biridir.Üstelik full lambalı. Zamanında üninin stüdyosu için direkt önermiştim. Bize 3000-4000 liralık bütçe vermişlerdi. Doların 1.1 olduğu zamanlar sıfırı 850 900 tl ye kadar gerilemişti sanırım. Şimdi 2. el de bile o fiyata bulursan kapılacak cinsten. Lakin, yine ihtiyacı olan ve işini bilen adamın gidip bakacağı alet. Bugün çok daha fazla çeşit varken hala fiyat/performans olayında çok iyi konumdadır o alet. Millet hibrit marshallara blackstarlara o paranın çok daha fazlasını veriyor. Gitse bir denese adam alıyorum diyecek.

Rat_Dog demiş ki:

Rg 50tc combo 50 watt. Fiyat/performans açısından zirvede olan piyasada 50 wattlık 3-5 amfiden biridir.Üstelik full lambalı. Zamanında üninin stüdyosu için direkt önermiştim. Bize 3000-4000 liralık bütçe vermişlerdi. Doların 1.1 olduğu zamanlar sıfırı 850 900 tl ye kadar gerilemişti sanırım. Şimdi 2. el de bile o fiyata bulursan kapılacak cinsten. Lakin, yine ihtiyacı olan ve işini bilen adamın gidip bakacağı alet. Bugün çok daha fazla çeşit varken hala fiyat/performans olayında çok iyi konumdadır o alet. Millet hibrit marshallara blackstarlara o paranın çok daha fazlasını veriyor. Gitse bir denese adam alıyorum diyecek.

Hepsini görmek için tıklayın...

Evet, google'dan baktım, o amfi. Tonu baya bildiğin Mesa gibi... Yanyana denemediğim için kesin yargıya varmam yine de mümkün değil ama ilk intiba önemlidir. O ilk duyduğum ton beni benden almıştı ve dediğiniz gibi, komik bir fiyatı var. Belki de halen duruyordur, merak ettim, yarın açıp sorarım 🙂

Yeni serilerin lambalarının kalitesini düşürmüşler diyorlar maliyeti kısmak için birkaç yerde okuduğuma göre birebir gidip bakamadım tabi ki. Stüdyo için baktığımdan beridir ilgilenmedim 6-7 yıl olmuştur rahat. Bu söylentinin olmadığı eski bir seri duruyorsa belki tekrar aynı tonu almak mümkün olabilir. Belki de yeni serisi de aynıdır. Benim denediğim direkt gitar--->amfi türünden bir aletti. Pedaldı prosesördu ıvır zıvır işine girmeden dümdüz adam gibi tonu alıyordunuz. Şimdi, lambası bir alt kalite de olsa 50 watt combo ihtiyacım olsa ve bulursam hiç düşünmeden deneceğim birkaç amfiden biridir. Zamanla da lambası eğer uymazsa değişirsiniz oh mis.

Yıl 2008 sanırım tam olarak bu amfi:

Randall RG50TC 1 x 12 Combo | Guitar reviews | MusicRadar

Full lambalı deniliyor ama sanırım bildiğimiz/bizim anladığımız manada full lambalı değildi tam detayını hatırlayamıyorum. Engl'in bir kaç all tube diye bildiğimiz ama all tube olmayan modelleri gibi devre elemanları vardı. Bu yüzden all tube diyemiyorduk falan filan. Neyse, kimin umrunda taş gibi drive aldıktan sonra 😉

Line 6 bu işe ilk girdiğinde yaptığı cihazlar efsane işlerdi. Ax112 miydi, o tip bir dijita amfisi vardı ki, şimdi bile elinde olan adamlar kolay kolay satmıyor. POD önce bir yazlımdı, sonra cihaza döktüler işi. Ama bence POD 2.0'dan sonra yaptıkları işler tümüyle hikaye oldu.
Yamaha ile bir toparlanma olur mu diye merak ediyorum açıkçası, ama tabii Yamaha bunu ne niyetle aldı bilmek lazım. İşin aslı şu ki, Yamaha'nın zaten amfi modelleme furyası çıktığı dönemde yaptığı DG Stomp cihazı ve DG serisi dijital amfiler Line 6'in cihazlarına ciddi ciddi rakip olmuş, kimileri Yamaha'nın modellemeleri çok daha fazla beğenmişti.

Hd500 işini ben de sevemedim. Çok ham, tuşeyi yansıtmıyor. Gitar alırken uzun uzun denemiştim, aynı gitarla bir profesyonel müzisyen çalmıştı bir ben çalmıştım tonlar neredeyse aynıydı yani 🙂 Feci önyargı oluştu bende o noktadan sonra. Kurcalandıkça güzelleşen bir alet olabilir, bilemeyeceğim. Line6'in pratik amfileri vardır 15-20 wattlık çalışma amfileri, onlar fena değil kendi klasmanına göre. Ama modellemeli 50-100 wattlıklarını bir türlü sevemedim. Line6 çok kan kaybetti zaten en son koltuk görünümlü oturma grubu takımına uyumlu ipad'e bluetooth ile bağlanabilen amfiden çok mobil hoparlöre benzeyen aletlerden öteye gidemeyince sistem hata verdi sanırım. Yamaha, japon balinası yutu verdi. Bakalım nereler yapacak? 1 sene oldu biraz süre vermek gerek.

Yamaha bir yandan deniz motoru üretmese aslında o denli önyargılı olmazdı gitarcılar. iPhone da saldırgan reklamlarında Samsung'a "Buzdolabı üreten adamın telefonundan ne hayır gelir?" üzerinden oynamıyor mu ?
Ama müzisyenler arasında bilmekten çok inanmaya meyil her alandan daha fazla. Herkes placebo bağımlısı. Kuru ağaç-yaş ağaç, çaldıkça güzelleşen gitarlar gibi yarı sihirli yarı romantik hikayelere çok ihtiyaç var. Yamaha rulez!

antbalci demiş ki:

Yamaha bir yandan deniz motoru üretmese aslında o denli önyargılı olmazdı gitarcılar. iPhone da saldırgan reklamlarında Samsung'a "Buzdolabı üreten adamın telefonundan ne hayır gelir?" üzerinden oynamıyor mu ?
Ama müzisyenler arasında bilmekten çok inanmaya meyil her alandan daha fazla. Herkes placebo bağımlısı. Kuru ağaç-yaş ağaç, çaldıkça güzelleşen gitarlar gibi yarı sihirli yarı romantik hikayelere çok ihtiyaç var. Yamaha rulez!

Hepsini görmek için tıklayın...

Benim de böyle bir "Yamaha" maceram var; yıllar önce Yamaha'nın SY-77 synthesizer'ına sahiptim; ilk internete girdiğimde (sene 96), bu synth için acaba ses indirebilir miyim diye yamaha'nın web sitesine gireyim dedim. O zamanlar altavista vardı, arattım ve girdim siteye. Karşıma ilk çıkan şey bir F1 arabası fotoğrafıydı (evet onu da yapıyorlardı), biraz aşağı kaydırınca karşıma sırasıyla motorsiklet, yelkenli, deniz motoru vs gibi ürünler çıkınca moralim bozulmuştu. Müzikle alakalı hiç bir şey yoktu sitenin ana sayfasında. Menülerden dolaşıp sitenin derinliklerinde aradığımı bulmuştum.

O dönemlerde ses mühendislerine "en iyi dijital audio kayıt sistemini hangi marka yapıyor" diye sorsanız büyük çoğunluğu "Mitsibushi" diye cevap verirdi. Böyle de bir gerçek var 🙂

Yamahanın stüdyo monitörlerindne tut başlangıç gitarlarına, portatif amfilerden tut piyanolarına kadar aslında her klasmanda çok çok güzel ürünleri var. Ürünleri genelde bu yabancıların underrated dedikleri kapıya çıkıyor. Line 6'nın Boss'un gittiği kulvardan kısmen daha uzak kaldığı için insanların kafasında yamaha daha analog odaklı bir firma olarak yer ediyor. Hem bu algıyı kırmak, hemde bu teknoloji ile hergün ışık hızında ilerleyen dijital müzik ürünlerinin oluşturduğu piyasaya adım atmak için line 6 yı almış. Çokta iyi yapmış. Yamaha herzaman için bana line 6 dan çok daha fazla güven vermiştir...

Özet : Yamaha candır 🙂

Yamaha line6yi ter geçen sene almadı mi yahu

Sinan Güngörer demiş ki:

Türk rock piyasasında özellikle elektro gitar konusunda, Yamaha markasına bir önyargı varmış gibi geliyor bana. Özellikle Yamaha gitar kullanan kimseye çok sık rastlamıyor olmam, bu düşüncemi maalesef pekiştiriyor. Bilhassa profil fotoğrafımda da görülen Yamaha SG-1000, bu güne kadar stüdyoma gelip bu gitarı çalmış amatör/profesyonel tüm gitaristlerin hayranlığını kazanmış bir gitar, benim diyen pek çok gitarı işçilik kalitesi, ekipman ve ton olarak tokatlar (gerçi manyetik modifiyesi yaptım ancak tarzıma uygun olsa onu da yapmazdım). Zira, Pacifica serisinin bir çok modeli, yine bir arkadaşımdan ödünç alıp denediğim FL tremololu bir Yamaha (modelini öğrenince bu parantez içine yazarım) hemen hepsi bence muhteşem gitarlar ve piyasadaki pek çok markanın "iddialı" gitarlarından çok daha iyi bence.

Hadi elektro gitarlarını beğenmiyoruz diyelim, peki bas gitar? Klasik gitar? Davul? Saksafon, Flüt? ve nihayet Piano? Bu da mı gol değil? Ya peki, "dünya"da Yamaha NS10m referans monitörü olmayan bir stüdyo var mıdır acaba? Yamaha DX7 kadar, bir döneme damgasını vurmuş başka bir dijital synthesizer daha gösterebilir misiniz müzik tarihinde? DX7 resmen 80'ler demektir ki, zira o dönem DX7 kullanmayan grupları belediye zehirliyordu.

Yamaha'nın THR serisi minik amfilerinden kullanan/çalan gördünüz mü? Ya da şu "evde müzik için en iyi amfi" başlıklarında tavsiye eden birine rastladınız mı? Deneyen var mıdır merak ediyorum, ben denedim, Line 6'in modellemeli combo amfilerinden kat kat iyi ve kullanışlı, ama kimse almaz; çünkü "Yamaha" 🙂

Bence Line 6'i alarak Yamaha; sırf markası"Yamaha" olduğu için satamadığı cihazları, üzerine "Line 6" markası basarak satmayı hedefliyor ve gerçekten böyleyse çok güzel taktik; zira hem Yamaha kazanacak hem de müzisyenler.

Hepsini görmek için tıklayın...

Sinan Bey,
Söylediklerinizde çok haklısınız. Yamaha'nın dünya müzik enstrümanı tarihinde çok özel bir yeri olduğu kesindir. Bu hem kendi adına geçerlidir hem de başka markalar açısından geçerlidir. Örneğin 1980'li yıllarda Korg'un hisselerini almasa ve teknik destek vermese ; bugün yeryüzünde Korg diye bir marka muhtemelen olmayacak idi.

Yamaha ; şu anda dünyanın en büyük müzik enstrümanı imalatçısı. Ayrıca bildiğim kadarıyla Ar-Ge konusunda sektördeki en önde gelen firma. Ürün portföyüne bakıldığı zaman; bir sürü fiyat/performans ürünleri de var , çok üst düzey inanılmaz ürünleri de var. Bu muhtemelen sahip oldukları marketing stratejisinin bir sonucu.

Ben 1983 yılından beri tuşlu enstrüman çalan bir insanım. Elimden Yamaha (DX7 dahil ) , Roland, Korg bir sürü klavye geçti. Ama Yamaha'nın yeri farklıdır.

Şimdi aşağıda iki video vermek istiyorum. Bu videolarda yer alan " Avant Grant " piano bu işlerin nerelere kadar gidebileceğinin tipik bir örneğidir. Videodaki ürün , bu serinin giriş seviyesinde yer alan hybrid bir piano. Yamaha teknolojisinin inanılmaz bir eseri. Ben bu enstrümanı canlı olarak gördüm ve ellerimle dokundum. Ama tabii ki çok pahallı . ( Yaklaşık 30,000.-TL civarı ) Böyle bir aleti şu anda Yamaha dışında dünyada üretebilen başka bir firma yok gördüğüm kadarıyla.