Ben neyi tartıstıgınızı anlamıyorum ya. Biraz anlar gibi oldum sonra koptu dagıldı.
Kısa özet geçeyim: yaklaşık 10 sene önce Amerikalı sol görüşlü sjw denen bazı gençler, aslında sol görüşün pek de ilgilenmediği konularda saçmalamaya başladı. Pronounlar, translar için ayrı bir tuvalet olması gerekliliği, bir erkeğin sadece "ben erkeğim" diyerek erkek olabilmesi, çocuklara cinsiyet değişim ameliyatları yapılması, maskülenitenin zararlı olduğu ve daha bir sürü, bence de saçma şey.. Bunlar tabi öyle çok büyük akımlar değil değil ama "metoo" gibi güzel ve daha büyük aklımlara yol açtı bir yandan. Hollywood ve bazı firmalar da bu woke akımın ekmeğini yedi. Bu tayfa hiç solcu olmayan bir şekilde dil'e müdahale etti, bazı kelimeleri yasakladı, yeni kelimeler üretti. LGBT üyesi olmayı bir başarıymış gibi yüceltti, beyaz ve hetero olmayı aşağıladı. Tabi ki sağcılar başta olmak üzere baya bir kişi dalga geçmeye başladı, meme oldular. Ve birden tarih tersine döndü sol sansürcü, sağ özgürlükçü gibi bir algı yaratıldı. Oysa gerçek solcular sansürcü değildi, toplumsal kimlik, cinsiyet umurlarında pek değildi. Trump' a seçimi kazandıran da önce Hillary'nin kirli geçmişi sonra da toplumun "sol" atfettiği bu sjw lerin saçmalıkları oldu.
Trump geldi, charlottesville olayı oldu, anti-semitistler, kkk ırkçıları ortaya çıktı. Ne de olsa özgür düşünce... Bazı sağ görüşlü akademisyenler, podcastçiler, medya adamları da bir histeri yarattı. Döneminde bizim satanist histerisi gibi. "Bu sjw ler dili değiştiriyor, bunlar erkek düşmanı, bakın 1984 romanında da bu anlatlıyor" (Oysa George Orwell sosyalisttir, bu gözlerinden hep kaçtı). Aksiyona reaksiyon şeklinde maskülenitenin, erkek olmanın(!) çok önemli ve günümüzde tehlikede olduğunu, özgür düşünce ve ifade özgürlüğünün bastırıldığını, feminizmin üzgün ve yanlız kadınlar yarattığını söyleyen bu insanlar bu anti-woke akım sayesinde milyoner oldu. Bunlara intellectual dark web dendi. Bu adamların hepsi birbiriyle aynı şeyleri söyler, birbirlerinin programlarına konuk olur. Ortak noktaları: hepsi sağ tandanslı liberteryen. Düşünce özgürlüğü ve özgür tartışma ortamını savunurken nedense karşı görüşten kimse ile pek münazaraya girmezler. "Ne sağcıyım, ne solcuyum" mantrası altında bal gibi sağcılardır. Fakirlerin hayatlarında yanlış seçimler yaptıkları için fakir olduğunu düşünürler. Zenginlik onlar için hep "kazanılmış ve hak edilmiştir" , tabi ki kendilerine ters düşen Hollywood zenginleri dışında..... Sjw lerin politik doğruculuğunu sevmezler, solcuların politically correct olduğunu düşünürler, solcuların onlardan çook önce politically incorrect olduğunu bilmezler çünkü sol ile sjw akımını bir tutarlar.
Birbirine aşırı benzeyen içerikler üretirler. Hepsi "sjwler çok kolay triggered oluyor, 60 tane cinsiyet mi var şimdi? Ben de kendimi helikopter beyan ediyorum bana helikopter gibi davranın o zaman" gibi artık klişe olmuş mizah öğelerinden faydalanır. Bireyci olup bu kadar birbirlerine benzemeleri de ilginç...En sevdikleri düşünür Ayn Rand'dır. Egoism, objektivizm, her insan bencildir, her koyun kendi bacağından asılır olarak özetlenebilir Ayn Rand. Kadın olmasına rağmen asla kadın bir başkana oy vermeyeceğini söyler. Sjw lerin bence de saçma feminizmiyle dalga geçerken, ilk akım feminizmin oldukça mantıklı görüşlerini de çöpe atarlar. Çünkü sjw ler onlara feminizmle dalga geçmek için gayet güzel bir zemin hazırlamıştır. Ama direkt "anti-feministim" hiçbir zaman demezler, mutlaka "naturalistic fallacy" içeren laf salatası yaparlar. "Bakın mağralarda yaşarken bile kadınlar evde kalırdı, erkekler dışarıda avladırdı" gibi...Temelde 50 lerdeki "american dream" i satarlar. "Burası özgürlükler ülkesi fakirler çalıssın, onlar da zengin olsun, tembel oldukları için fakirler".
Diğer bir ortak noktaları da sjw akımını sosyalizm ile bir tutmaktır. Sosyalizm algıları"herkes eşit olucak, eşit maaş alacak, abi öyle şey mi olur bak doğada, hayvalar arasında bile hiyerarşi vardır" seviyesindedir. Serbest piyasa ve rekabeti çok severler ama nedense çoğu zengin ailelere doğmuştur, öyle olunca rekabet tabi tatlı gelir. Bireycilerdir, ama bireycilikleri aslında statükoculuklarını gizlemek içindir. Intellectual dark web in en ünlülerinden Peterson'un mottosu: "clean your room". Yani dünyayı değiştirmeye çalışmadan önce kendi hayatını düzenle, önce odanı temizle. Tamamen saçmalık çünkü bizim "odalarımız" dış dünyanın kuralları ve işleyişinden bağımsız değildir. Bu bireycilik değil politik konformizm. Topluluklardan, kolektivizmden aşırı korkarlar, çünkü onlar için kolektivizm bireyi öldürür, birey hiçbir akıma katılmasın ki dünyada hiçbir şey değişmesin isterler. Aslında dediği "dünyada herşey gayet güzel, zenginleri kıskanma, çalış senin de olur." Şaka değil... solcuğu zenginleri kıskanmak olarak görüyor bu büyük entellektüel akademisyen.... Tabi ki bu adamın odasının oldukça dağınık olduğu, reçeteli ilaç bağımlısı olduğu ortaya çıktı. Bir de kızı var "sadece et" diyeti ile ünlü oldu, baya hanedanlık kurdular. Devletten nefret ederler tamamen serbest piyasa yanlısıdırlar, bunu yine "özgürlük" kisvesi altında savunurlar ama tabi ki amaç "aman kazandığımız parayı devlet almasın"...
Devletin baskıcı olduğunu düşünürler ama büyük şirketlerle, dünyayı yöneten bilyonerlerle, bankalarla pek sorunları yoktur. Onlar ne de olsa çalısıp kazanmışlardır..Elon Musk gibi tiplere salyaları akar...Barrios gibi çok bütün modası geçmiş ideolojilerden ve dogmalardan bağımsız özgür bir düşünür olduklarını sanarlar ama dümdüz liberteryanizmdir ideolojileri. Oysa Hegel'in dediği gibi bizi tanımlayan kıstılamaların, sınırlarımızın farkına varmadan özgür olamayız. Özgür olmak için önce özgür olmadığımızın farkında varmalıyız ve itaat etmeliyiz. Liberteryen ideolojinin başarısı budur, takipçileri bu ideolojiyi takip ettiklerini pek bilmezler, "orta yol" olmayı başarı sanarlar. Ha bir de ilginçtir bu intellectual dark web in takipçilerinin büyük çoğunluğu erkektir, hatta kadınlarla ilişlerinde çok başarılı olamayan veya direkt kadınları hayatlarından silen ve açık açık onları "aşağı tür" gören "incel"denen 14-24 yaş arası erkekler. Bir süre oldukça ilgi gördüler, ben de ilk çıktıklarında bir 5-10 dk sjw ler ile dalga geçmeleriyle eğlenmiştim.
Ama yavaş yavaş iklim değişiyor çünkü hepsinin teker teker yalanları, bilgisizlikleri, gizli ajandaları ortaya çıktı. Ne dediğini biraz bilen akademistler tarafından yerlerine oturtuldular. Jordan Peterson, Zizek karşısında en basit tabirle rezil oldu...Contrapoints, Hbomberguy ve benzeri oldukça çok takipçili, sjw değil sol tandanslı kanallar bu adamların foyalarını ortaya çıkardı. Biz genelde 10 sene geriden takip ederiz ya Amerika'yı, burada da iklim değişir 3-4 seneye merak etmeyin. Bizde de Cemre Demirel ve Asrın Tok diye iki tip var şimdi papağan gibi bu amerikan intellectual dark web öğretilerini umutsuz, yolunu şaşırmış türk gençlerine satan....