Yıl biterken Tünel'de bir gün - denediğim Tele kasa ve diğer gitarlar

Schecter Nick Johnston Stratı elden çıkartınca (niye diye sormayın...), başka bir gitar bakayım dedim. Evde Strat kasa zaten var, başka bir şey olsun istiyorum bu sefer. Mümkünse de vintage bir havası olsun filan.
Kafamda epeydir Fujigen ve Sire denemek vardı (Senkop beni kovacak dükkandan yakında....). Fujigen Illiad düşük model (17 bin civarı) olanı denedim. Eh işte... Teller biraz yüksek, çalım şöyle böyle.
Sire T3 serisine baktım. Hafif gitar, albenisi yüksekti benim içim. Fakat teller daha da yüksek. Fabrika çıkışından böyle geliyormuş. Neyse şimdi...
Oldu olacak Strat kasaları da deneyeyim istedim. Sire Stratlar canavar çıktı. Teleler ile alakaları yok. S3 diye geçen model de fena değil, S7 serisi canavar. Ne varsa yine Strat kasada varmış benim için...
Fujigen Stratlar (Odyssey) biraz bütçemi aşıyor, onlara bakmadım. Ama üst düzey gitarlar olduğu belli, özellikle en üst segment olanlar...

Sonra Do Re'ye uğradım, Guild Starfire (semi hollow body) denedim. Benim denediğim double cut olanı, gövde büyük. I-ıh, keyifsiz çalım. Gövde ile başa çıkamyorum, teller de 0.9 gibi. Ölmüş gitar, ton çıkmıyor. Bir tane Kore malı PT serisi Tele var Schecter'in, onu denedim. Fiyat performans acaip (25 bin civarına Kore Schecter...) Gitar güzel ama, klavyede çok fazla cızlama vardı.
PRS bir semi hollowbody denedim (fiyat 50 bin civarı imiş...). Üst perdelere erişimi beğenmedim, koydum bir kenara.

Zuhal'e uğradım en son; akustiklere bakmak vardı kafamda. Ibanez Talman enteresan bir gitar (elektro gitar gibi manyetiği olan bir akustik gitar).
Fakat klavye tam bir rezil Çin işçiliği idi, 12. perde sonrasının tepeden görüntüsü yetti.
Gypsy caz kasa tasarımlı bir LAG denedim. İnce teller çok yüksekti. Çalınmıyordu gitar...

Aklım biraz Sire Stratlarda kaldı. Belki de modern Tele kasa olanları bir daha denemeyelim. Pickguard olmayan T7 modellerini kast ediyorum.
Bunun dışında denediğim hiç bir şeyi beğenmedim. Gitarlar bakımsız, teller eski ve çoğu 0.9 set, çalımları keyif vermiyor.

Günün sürprizi olarak, Zuhal'den çıkarken aşağıdaki modeli gördüm:

Fiyat aralığı nedeniyle gitara bakmadım (çok alt segment...), fakat gövde tasarımı Ibanez'den beklenmeyecek kadar düzgündü.
Sonra gitarın Harley Benton Fusion'ları andırdığını fark ettim.
8000 TL bandında, çift humbuckerlı, gövdenin köşeleri yuvarlatılarak tipik RG ve "matalci" görünümünden kurtulmuş bir Ibanez.
Bak sen şu işe... 🤣
Not: Herkese sormak istiyorum: Sizin de şu ara gitar denerken gitarların çoğunun çalınamayacak kadar kötü (kalitesiz ve/veya bakımsız) olduğunu fark ettiğiniz oldu mu? 20 bin TL üzerine çıkmadan (Sire hariç...) modeller çalınamıyor bile doğru düzgün, berbat şeyler var.
 
Son düzenleme:
Action entonasyon ayarları olmadığı için kötü gelmiştir gitarlar belki, klavyede en iyi hissettiğin yerdeki ton hissiyat üzerinden bakıp beğendiysen ayar yapmalarını isteyip 1 2 gün sonra tekrar denemek olabilir.
 
Denediğim gitarlarda mükemmel bir ayar beklemiyorum genelde. Olmuyor çünkü. İstisnasız hep böyle oldu benim için. Genelde önceden bir kaç gitar kafamda oluyor gidip deniyorum en uyumlu olanı alıyorum. Evde 4/4 bir ayardan sonra uyum içinde takılıyoruz.

Bir çok müzik markette yaklaşım hep aynı oluyor genelde. Bu ayar gayet iyi diyorlar. Peki diyip uzuyorum 🙂
 
Mağaza ayarı denen bir şey var... aksiyon aşırı yüksek çünkü bilmeyen biri gelip denerken ya da ona gösterirken abanırsan bile fret sesi, tel çarpması vs olmaz, en kötü tuşeyle bile tertemiz çalıyor gibi olur... ayrıca az miktarda daha premium modeller hariç rafta duran hiçbir gitara rutin ayar, bakım yapmazlar 365 gün aynı tellerle soğuk sıcak demeden durur o gitar... ben denersem kozmetik ve işçilik kusuru var mı diye bakarım neredeyse asla amfiye takıp çalmam, sadece oksitlenme var mı diye amfide potları filan oynatırım bir de eşik ve köprü zıngırdıyor mu diye akustik şekilde çalarım o kadar
 
Mağazalarda floyd roslu gitar asla ayarlanamıyor. Becerilemiyor… geçen senelerde ibanez uv7 denemiştim. Önce akortsuzdu zaten çalışandan akortunu yapmasını istedim. Bir iki dakika sonra yine bozuldu. Floydla oynayınca hepten bozuldu. Bir de personel, hemen abi sarayım mı burda mı yersin paket mi kafasında olduğu için keşke pembesi de olsaymış diyip bırakıp kaçtım.
Hadi floydu geçtim. Yine geçen sene olması lazım kıvılcımdan manyetik vs alıyordum. Bir de ne göreyim Fender David Gilmour signature. Denemek istedim. Tabi burdaki çoğu gitarın ikinci el olduğunu biliyorum. Ama Custom Fender ancak bu kadar kötü ayarlanabilirdi. Manyetikler telle sevişiyor. Haliyle ses patlıyor tabi. Tele değil vurmak üfleyerek çalabilirsin. Sap gereğinden fazla iç bükey. Bir de tel yüksekliğini köprüden olabildiğince yüskek ayarlamışlar. Tüm bunlara rağmen tabi gitar David Gilmour olduğu için yine de bülbül gibi şakıyordu.

Biraz iyi ayarlayın ulan şunları. Bilen birini koyun şu mağazalara.
 
konu dallandı ama .. isim vermeyeyim büyük markalardan birinden iyi marka bir gitar almıştım... normalde hemen koy kılıfa kaçayım derim evde uğraşırım ama o gün Tünel tarafında işim vardı, bizim luthier arkadaş ayarlasın dediler... eyvallah muhtemelen ben evde yine yapacam ama hadi olsun bakalım dedim
yav eve gittim tabi ki kendime göre ayarladım o normal eyvallah ama kardeşim.... luthier misin çiğ köfteci mi anlamadım.... gitarda bir parmak izleri, bir el kol dayama yağları... oha dedim lan herif ya elle pilav yemiş ya da 3 haftadır yıkanmamış... resmen elime ıslak mendil alıp dakikalarca sildim gitarı kolonyalı molonyalı demeden...
valla bazen kıl herif filan diyorlar ama söylüyorum.. kardeşim bu ne pislik yav bir tozunu alsaydınız, saddle'lar resmen pamukçuk olmuş filan diyorum... demek lazım
 
Mağazalarda floyd roslu gitar asla ayarlanamıyor. Becerilemiyor… geçen senelerde ibanez uv7 denemiştim. Önce akortsuzdu zaten çalışandan akortunu yapmasını istedim. Bir iki dakika sonra yine bozuldu. Floydla oynayınca hepten bozuldu. Bir de personel, hemen abi sarayım mı burda mı yersin paket mi kafasında olduğu için keşke pembesi de olsaymış diyip bırakıp kaçtım.
Hadi floydu geçtim. Yine geçen sene olması lazım kıvılcımdan manyetik vs alıyordum. Bir de ne göreyim Fender David Gilmour signature. Denemek istedim. Tabi burdaki çoğu gitarın ikinci el olduğunu biliyorum. Ama Custom Fender ancak bu kadar kötü ayarlanabilirdi. Manyetikler telle sevişiyor. Haliyle ses patlıyor tabi. Tele değil vurmak üfleyerek çalabilirsin. Sap gereğinden fazla iç bükey. Bir de tel yüksekliğini köprüden olabildiğince yüskek ayarlamışlar. Tüm bunlara rağmen tabi gitar David Gilmour olduğu için yine de bülbül gibi şakıyordu.

Biraz iyi ayarlayın ulan şunları. Bilen birini koyun şu mağazalara.
Do - Re bu anlamda biraz daha farklı (özellikle TÜnel mağazası), çünkü en azından ellerinin altında tezgah var ve ayar yapıyorlar. Vitrinde duran gitarın ayarları yine kötü oluyor tabii, o ayrı mesele.
Genel olarak sorun esnaflık düzeyinin gitar gibi ürünleri satmaya yeterli olmaması. Senkop'tan çıkıp Do -re'ye girince kurumsal-zincir mağazaya girdiğini anlıyor insan. Senkop'taki hayatından bezmiş, (bir iş yaptığı da yok, oturuyor...).
Do Re'deki eleman ise gitarı vermeden önce "akordunu yapayım" dedi. Aradaki fark zihniyet-tavır farkı biraz da. Genel olarak bizim esnaf kültürümüz bakkaldan geliyor, hizmet sektöründen değil. Uluslararası isim yapmış gitar mağazaları, gitarlara yaptıkları ayar-bakım vs'nin profesyonellik düzeyi ile tanınıyor. Bizimkiler yerinden kalkmaya üşeniyor.
 
Do - Re bu anlamda biraz daha farklı (özellikle TÜnel mağazası), çünkü en azından ellerinin altında tezgah var ve ayar yapıyorlar. Vitrinde duran gitarın ayarları yine kötü oluyor tabii, o ayrı mesele.
Genel olarak sorun esnaflık düzeyinin gitar gibi ürünleri satmaya yeterli olmaması. Senkop'tan çıkıp Do -re'ye girince kurumsal-zincir mağazaya girdiğini anlıyor insan. Senkop'taki hayatından bezmiş, (bir iş yaptığı da yok, oturuyor...).
Do Re'deki eleman ise gitarı vermeden önce "akordunu yapayım" dedi. Aradaki fark zihniyet-tavır farkı biraz da. Genel olarak bizim esnaf kültürümüz bakkaldan geliyor, hizmet sektöründen değil. Uluslararası isim yapmış gitar mağazaları, gitarlara yaptıkları ayar-bakım vs'nin profesyonellik düzeyi ile tanınıyor. Bizimkiler yerinden kalkmaya üşeniyor.
Senkop' taki o genç çocuk dışında diğerleri bezmiş gerçekten, takacak yer arıyorlar. Bir pedal aldım ve ertesi gün beğenmeyip (iade değil) başka bir ürünle değişim istemiştim. Ertesi gün gittim adam bana sen de hep gelip değiştiriyorsun ya demez mi delirdim. Halbuki ilk alışverişim idi. 🙂

Neyse bilgiler için teşekkür ederim.
 
bence tamamen hangi çalışana denk gelindiğiyle ilgili, o mağazaların çoğunda aynı suratsızlıkla karşılaştığım oldu. ama aynı mağazalarda çok ilgili, market alışverişi gibi hissettirmeyen sohbet eden iyi kişilere de denk geldiğim oldu. (tabi bazı mağazalarda bu iki tip çalışanın oranı farklı olabiliyor)
 
ahhahah bana da denk geldi..Senkop'ta bir genç arkadaş var daha ilgili gibi en azından terslemiyor.... kalan personel, bir de abi var kasada sahibi herhalde valla para öderken utandım, kredi kartım okumazsa filan yandık büyük fırça geliyor gibi hissettirdi bana... al şunu zigit bir daha da gelme diyecek diye kafamda canladrıdım adeta o gerilimli 2 dakikayı

kötüden çok iyi tecrübem olan yerler (hiçbiri 4/4 değil ama hakkını vereyim) ... sıralı değil:
Dore Akmerkez
Dore Tünel (anayoldaki değil) ... eski han binası olan yer iyiydi, merkez mağaza eeehhh .. personel belki birleşmiştir şimdi
Zuhal Uniq ve Kanyon ... Tünel'den uzak dururum genelde ... şş ne baktın bilader elleme modu hakim oraya
Cangöz Tünel
 
Schecter Nick Johnston Stratı elden çıkartınca (niye diye sormayın...), başka bir gitar bakayım dedim. Evde Strat kasa zaten var, başka bir şey olsun istiyorum bu sefer. Mümkünse de vintage bir havası olsun filan.
Kafamda epeydir Fujigen ve Sire denemek vardı (Senkop beni kovacak dükkandan yakında....). Fujigen Illiad düşük model (17 bin civarı) olanı denedim. Eh işte... Teller biraz yüksek, çalım şöyle böyle.
Sire T3 serisine baktım. Hafif gitar, albenisi yüksekti benim içim. Fakat teller daha da yüksek. Fabrika çıkışından böyle geliyormuş. Neyse şimdi...
Oldu olacak Strat kasaları da deneyeyim istedim. Sire Stratlar canavar çıktı. Teleler ile alakaları yok. S3 diye geçen model de fena değil, S7 serisi canavar. Ne varsa yine Strat kasada varmış benim için...
Fujigen Stratlar (Odyssey) biraz bütçemi aşıyor, onlara bakmadım. Ama üst düzey gitarlar olduğu belli, özellikle en üst segment olanlar...

Sonra Do Re'ye uğradım, Guild Starfire (semi hollow body) denedim. Benim denediğim double cut olanı, gövde büyük. I-ıh, keyifsiz çalım. Gövde ile başa çıkamyorum, teller de 0.9 gibi. Ölmüş gitar, ton çıkmıyor. Bir tane Kore malı PT serisi Tele var Schecter'in, onu denedim. Fiyat performans acaip (25 bin civarına Kore Schecter...) Gitar güzel ama, klavyede çok fazla cızlama vardı.
PRS bir semi hollowbody denedim (fiyat 50 bin civarı imiş...). Üst perdelere erişimi beğenmedim, koydum bir kenara.

Zuhal'e uğradım en son; akustiklere bakmak vardı kafamda. Ibanez Talman enteresan bir gitar (elektro gitar gibi manyetiği olan bir akustik gitar).
Fakat klavye tam bir rezil Çin işçiliği idi, 12. perde sonrasının tepeden görüntüsü yetti.
Gypsy caz kasa tasarımlı bir LAG denedim. İnce teller çok yüksekti. Çalınmıyordu gitar...

Aklım biraz Sire Stratlarda kaldı. Belki de modern Tele kasa olanları bir daha denemeyelim. Pickguard olmayan T7 modellerini kast ediyorum.
Bunun dışında denediğim hiç bir şeyi beğenmedim. Gitarlar bakımsız, teller eski ve çoğu 0.9 set, çalımları keyif vermiyor.

Günün sürprizi olarak, Zuhal'den çıkarken aşağıdaki modeli gördüm:

Fiyat aralığı nedeniyle gitara bakmadım (çok alt segment...), fakat gövde tasarımı Ibanez'den beklenmeyecek kadar düzgündü.
Sonra gitarın Harley Benton Fusion'ları andırdığını fark ettim.
8000 TL bandında, çift humbuckerlı, gövdenin köşeleri yuvarlatılarak tipik RG ve "matalci" görünümünden kurtulmuş bir Ibanez.
Bak sen şu işe... 🤣
Not: Herkese sormak istiyorum: Sizin de şu ara gitar denerken gitarların çoğunun çalınamayacak kadar kötü (kalitesiz ve/veya bakımsız) olduğunu fark ettiğiniz oldu mu? 20 bin TL üzerine çıkmadan (Sire hariç...) modeller çalınamıyor bile doğru düzgün, berbat şeyler var.
Barrios Hocam, Sire S3, Sire T3, Schecter Nick Johnston, Fujigen Iliad ya da denediğiniz diğer gitarlardan tercihiniz hangisi olur. Aslına bakarsanız çok 20 bin lira civarı üzerine çıkmadan 15-16 bin lir bandında bir gitar alıp ileride de en fazla manyetik değişimi yapmak istiyorum. Sire S3 ya da T3'e daha yakınım açıkçası ancak Ankara'da deneme imkanım olmayacak. Teller alçaltılıp güzel bir ayar yapılırsa T3'ü S3'e tercih eder miydiniz?

Dip Not: Dün para ihtiyacından doalyı Fender American Special Stratocaster sattım, yerine çok daha uygun fiyatlı bir tele arayışındayım 🙂 Yardımlarınızı rica ederim.
 
Barrios Hocam, Sire S3, Sire T3, Schecter Nick Johnston, Fujigen Iliad ya da denediğiniz diğer gitarlardan tercihiniz hangisi olur. Aslına bakarsanız çok 20 bin lira civarı üzerine çıkmadan 15-16 bin lir bandında bir gitar alıp ileride de en fazla manyetik değişimi yapmak istiyorum. Sire S3 ya da T3'e daha yakınım açıkçası ancak Ankara'da deneme imkanım olmayacak. Teller alçaltılıp güzel bir ayar yapılırsa T3'ü S3'e tercih eder miydiniz?

Dip Not: Dün para ihtiyacından doalyı Fender American Special Stratocaster sattım, yerine çok daha uygun fiyatlı bir tele arayışındayım 🙂 Yardımlarınızı rica ederim.
Ben Tele adamı değilim, S3ü her türlü tercih ederim, o yüzden pek tarafsız olamıyorum. İlle de Tele olsun diyorsanız Iliad derim.
 
Klavyeler

Klavyeler farklı. S7nin radyus daha strat gibi. Onun disinda s7 ile jonhnston bence aynı seviye gitarlar. S3 de hesaplı versiyonu bunlarin
Nick Johnston denedim, klavye shrede yönelik, bendler sıkıntı olmasa da daha farklı arayışlara girdim. S7 de Endonezya olunca Japon olsun bizim olsun dedim ve Fujigen aldım.


Henüz deneyemedim ama daha önce Fujigen denemiştim ve rahat gelmişti çalımı. Pişman olmam umarım 🙂
 
Nick Johnston denedim, klavye shrede yönelik, bendler sıkıntı olmasa da daha farklı arayışlara girdim. S7 de Endonezya olunca Japon olsun bizim olsun dedim ve Fujigen aldım.


Henüz deneyemedim ama daha önce Fujigen denemiştim ve rahat gelmişti çalımı. Pişman olmam umarım 🙂
Hayırlı olsun. Tele arayışındaysanız pişman olacağınızı sanmam. ben Startların verdiği çalım hissini seviyorum, Teleler benlik değil.
 

Geri
Üst