Ses körelir mi? Neden eskisi gibi yapamıyorum?

Şöyle ki öncelikle 21 yaşındayım. 6 aydır bazı özel sebeplerden dolayı müzikle hiç uğraşamadım taşınma olayları vs olmadan önce evimde küçük bir stüdyom vardı. Mezzoyum. Fakat bu süre geçtikten sonra yavaş yavaş iki aydır sesimi alıştırmama rağmen kafa sesinde tize çıkamıyorum. Sanki sesim kısılmışta, tam tize çıkarken ses kesilmiş gibi oluyor. Çıktığımı biliyorum boğazımda hissediyorum ama ses çıkmıyor özellikle kafa sesinde. Normal göğüs sesim o kadar sıkıntılı değil ama çok büyük tiz seslerim vardı hele ki kafa sesi olarak ama şu an çıkmıyor. Nedeni ne olabilir? Ses tellerim zarar görmüş olabilir mi? Kalıcı bir şey söz konusu mu?
 
En yakin zamanda bir kulak burun bogaz doktoruna gorun ve ses teli goruntulemesi iste.
Bahsettigin durum duzenli ve dogru calismayla gecebilecek kadar basitte olabilir, poliplesmeye yaklasmis nodul gibi ciddi bir durum da olabilir.
Hatta duruma gore sigarayi abarttiysan yada yakin zamanda enfeksiyon atlattiysan o bile bir sure etkileyebilir.

Eger sesine onem veriyorsan ve ileride kullanmayi dusunuyorsan ne kadar erken kbb ye gidersen o kadar iyi.
Goruntulu bir teshis uzerinden cozum uretmek cok daha mantikli olacaktir.
 
Şimdi alakasız ama. Abim/ablam kızma

Allah affetsin bu Mezzoyu ben Lezzo okudum. Bir an bağdaştıramadım da.

Mezzo ne oluyor ?
Yav olm yav....
Mezzo soprano. Mezzo = Orta. Tabii soprano kadın sesi. Sen neme lazım hesabına abim/ablam dedin, ortalığı yine yardın geçtin.
Allah seni bildiği gibi etsin 🤣🤣🤣
Lezzoymuş.
Senin kuşağın aşağıdakini bilir mi acep?
 
Kadin sesler - Soprano , Alto

Alto - en koyu ve peslere inebilen kadin sesleri. Hatta daha koyusu Contralto ses rengine sahip bir kadin konusurken erkek zannedebilirsin.

Mezzo - Soprano orta koyu renk kadin sesleridir. Genelde ses renkleri tavirlarina bile yansir. Sakayla karisik ifade etmek gerekirse 'hanimaga, kalender, hukumet gibi kadin' tabirleriyle garip bir sekilde eslesen ses rengidir.

Soprano- parlak ses rengine sahip kadindir. Duz Soprano dedigimiz sesler kendi icerisinde dramatik, lirik, koloratür olarak 3 ana sinifa ayrilmakla beraber seslendirdigi eser ve rollere gore alt kategorilere ayrilabilir. Fakat bu 3 ana soprano kategorisinin disinda daha ince ayrintilara girmek cok bir anlam ifade etmez.
 
Kadin sesler - Soprano , Alto

Alto - en koyu ve peslere inebilen kadin sesleri. Hatta daha koyusu Contralto ses rengine sahip bir kadin konusurken erkek zannedebilirsin.

Mezzo - Soprano orta koyu renk kadin sesleridir. Genelde ses renkleri tavirlarina bile yansir. Sakayla karisik ifade etmek gerekirse 'hanimaga, kalender, hukumet gibi kadin' tabirleriyle garip bir sekilde eslesen ses rengidir.

Soprano- parlak ses rengine sahip kadindir. Duz Soprano dedigimiz sesler kendi icerisinde dramatik, lirik, koloratür olarak 3 ana sinifa ayrilmakla beraber seslendirdigi eser ve rollere gore alt kategorilere ayrilabilir. Fakat bu 3 ana soprano kategorisinin disinda daha ince ayrintilara girmek cok bir anlam ifade etmez.
Klasik müzik dünyası ne çektiyse bu operacılardan çekti. Hayatımda gördüğüm en "nerd" ve seçkinci-elitist müzik tayfası bunlardan çıktı hep. Askerlik arkadaşım kontr tenor idi ("kastrato" gibi tınıları var bu arkadaşların), herif duşta arya söylerdi; Keçiören Keçiören olalı böyle işkence görmemiştir.... 🤣 🤣 🤣
Bir başka arkadaş spinto-dramatik soprano olmasıyla övünürdü (off ya... "kubbeli" mi neyse, öyle bir şey demekmiş efendim...)
Soprano aryaları, erkek bestecilerin sevgililerine yazdığı şarkılarmış meğerse. Ben de bunu öğrendim o arada. Bütün gözde partiler tenor ve sopranolara yazıldığından, olan baritonlara/baslara ve altolara oluyor tabii. Hatta çalıştığım vokal koçu, baritonlara tenor gibi şarkı söylesin diye resmen baskı yapıldığı anlatmıştı. Korkunç şeyler. Baritonlara kolaylıklar diliyorum.
Şaka bir yana; ortaokuldan bu yana klasik müzik hayranıyım, hayatımda tek dinleyemediğim şey opera. Bir kaç tane tenor aryası var sevdiğim; ama sopranolara tahammül edemiyorum.
Kadın rock vokalinin iyisinin de alto olması gerektiği çok sonradan dank etmiştir kafama:)
Mezzo demişken, Türkiye'den en sevdiğim vokal olan Nilüfer de sanırım mezzo soprano.
 
Ben size daha kötü birşey diyim o zaman.
3 defa okudum birde o kelimeyi. Allah allah diyorum. Cevaplarda birde doktor moktor boğaz falan da görünce allah affetsin zührevi hastalık geldi aklıma abilerim. Yanı süzme cahilliğin vücut bulmuş haliyim. Özür dilerim.

Neyse ki oraletmiş.
 
Klasik müzik dünyası ne çektiyse bu operacılardan çekti. Hayatımda gördüğüm en "nerd" ve seçkinci-elitist müzik tayfası bunlardan çıktı hep. Askerlik arkadaşım kontr tenor idi ("kastrato" gibi tınıları var bu arkadaşların), herif duşta arya söylerdi; Keçiören Keçiören olalı böyle işkence görmemiştir.... 🤣 🤣 🤣
Bir başka arkadaş spinto-dramatik soprano olmasıyla övünürdü (off ya... "kubbeli" mi neyse, öyle bir şey demekmiş efendim...)
Soprano aryaları, erkek bestecilerin sevgililerine yazdığı şarkılarmış meğerse. Ben de bunu öğrendim o arada. Bütün gözde partiler tenor ve sopranolara yazıldığından, olan baritonlara/baslara ve altolara oluyor tabii. Hatta çalıştığım vokal koçu, baritonlara tenor gibi şarkı söylesin diye resmen baskı yapıldığı anlatmıştı. Korkunç şeyler. Baritonlara kolaylıklar diliyorum.
Şaka bir yana; ortaokuldan bu yana klasik müzik hayranıyım, hayatımda tek dinleyemediğim şey opera. Bir kaç tane tenor aryası var sevdiğim; ama sopranolara tahammül edemiyorum.
Kadın rock vokalinin iyisinin de alto olması gerektiği çok sonradan dank etmiştir kafama:)
Mezzo demişken, Türkiye'den en sevdiğim vokal olan Nilüfer de sanırım mezzo soprano.

Soyle ifade edeyim, opera sarkicilari gercekten elitist ve nerd olmak zorunda. Ama bu lafta ve gorunuste kalmamali. Bir opera yorumcusunun hic bilmiyorsa bile en az 4 dilin telaffuz kurallarini bilmeli, onune eser geldiginde anlamini bilmese bile o eserin, muzik tarihcisi gibi donemini, yazildigi konulari, muzikteki yerini kisacasi yorumlayabilecegi her seyi kuralina uygun seklinde yorumladiktan sonra bunun pismesini bekleyip bolca pratikle dinlenebilecek hale getirmesi ve bunun icin ciddi bir emek harcamasi lazim.

Kontrtenorlari cok severim bu arada gercekten iyisi muhtesem oluyor.

Hocam bahsettiginiz bariton -tenor - soprano favori eser konusu bestecisen besteciye cok degisir.
Misal Mozart tenorlarin tiz tutmasini hic istemez. Tenor tiz tutabiliyor diye tiz tutmak zorunda degil gibi bir lafi var mesela.
Mozart muzik manyagidir.
Bunun yani sira soprano, bas ve bariton hayranidir.
Misal sihirli flut - gece kralicesinin aryasi klasik Mozartin soprano anlayisini yansitir diyebiliriz. Bunun yani sira Don Giovanni operasinda ki ozellikle son "yemek" sahnesinde bas ve baritonun dueti her zaman dinleyenin tuylerini diken diken eder.
Mozartin Tenor aryalari bence cok buyuludur. Cok guzeldir ama icra eden insanda tatmin duygusu biraktigini hic gormedim. Belki benim husnu kuruntumdur ama kisisel gorus diyerek gecelim.
Bunun yani sira Mozartin koral eserlerinin baslari ve baritonlari seslendirmenin ve dinlemenin tadi bambaskadir.
Buna kisaca Mozart tenorlari cok sevmiyor deriz mesela.
Klasik donemden, romantik doneme dogru gectigimizde ise muzik halka inmeye basliyor. Ve romantik donem verismo ( gercekcilik) akiminin etkisini de arkasına alarak bu gun kulagimizda yer edinen
"Yahu bu operacilar cok bagiriyor hakliyken haksiz duruma dusuyorlar" anlayisinin temeli atiliyor :)

Cok uzatmak istemiyorum, anlatmaktan cekindigimden degil tabi de arkadasin konuyu yeterince patlattik :)
Cok fazla hikaye ve spekulasyon oluyor haliyle.
Elbette ki bir bestecinin gonul yarasina ithaf ettigi, alttan alta yarine uzaktan selam yolladigi eserler vardir.

Hatta doneminde bazi sanatcilarin " ayol buraya bir yuksek do yaz da gozumuz gonlumuz şenlensin benimde şanım şöhretim yurusun" dedigi eserler vardir. Ve Hatta aslinda hic yazilmamasina ragmen kadans yapiyorum ayagina eserin sonunu besteciden daha guzel bitiren sanatcilar yuzunden degismis eserler bile var.

Eger dinlersen sana kolay dinlenebilecek hikayesiyle beraber birkac guzel ornek atabilirim. Farkli ses ornekleriyle beraber.

Opera sanatinin hem odulu hemde cezasidir; bu dalda verilen bir eseri hakkiyla dinleyebilmek icin hem o aryaya hemde o aryanin bulundugu opera eserine hakim olmaniz lazim. Bu Turkce operalarda pek tabi daha kolay oluyor.

Ama diger dillerde ki opera eserlerinde sadece dinleyici olarak bile bir zaman ayirmak lazim.

Hizli tuketmek mumkun degil. Dolayisiyla muzikten keyif almak gercekten zor oluyor.
Fakat alistiginizda "ulan su eseri hazir gelmisken birde su sanatcidan dinleyeyim canli canli hehehe" gibi degisik bir ruh haline girerek kendinizi ayni eseri 4 kez izlerken bulabiliyorsunuz.

Hocam ben uzatmayayim dedikce konu daha da uzuyor fakat, kissadan hisse degisik bir baglilik bu.

Konunun aslinda canli olmasi ve ayni temsili bire bir tekrar izleyemeyeceginiz duygusu hem o 'an' da yasadiginizi hissettiriyor hemde son aniniza bir nefes daha yaklastiginizi hatirlatiyor.

Ankara'ya gelirde ilgilenirsen uzun uzun konusuruz hatta sezon icine denk gelirse bir opera temsili de ismarlamak isterim.
 
Soyle ifade edeyim, opera sarkicilari gercekten elitist ve nerd olmak zorunda. Ama bu lafta ve gorunuste kalmamali. Bir opera yorumcusunun hic bilmiyorsa bile en az 4 dilin telaffuz kurallarini bilmeli, onune eser geldiginde anlamini bilmese bile o eserin, muzik tarihcisi gibi donemini, yazildigi konulari, muzikteki yerini kisacasi yorumlayabilecegi her seyi kuralina uygun seklinde yorumladiktan sonra bunun pismesini bekleyip bolca pratikle dinlenebilecek hale getirmesi ve bunun icin ciddi bir emek harcamasi lazim.

Kontrtenorlari cok severim bu arada gercekten iyisi muhtesem oluyor.

Hocam bahsettiginiz bariton -tenor - soprano favori eser konusu bestecisen besteciye cok degisir.
Misal Mozart tenorlarin tiz tutmasini hic istemez. Tenor tiz tutabiliyor diye tiz tutmak zorunda degil gibi bir lafi var mesela.
Mozart muzik manyagidir.
Bunun yani sira soprano, bas ve bariton hayranidir.
Misal sihirli flut - gece kralicesinin aryasi klasik Mozartin soprano anlayisini yansitir diyebiliriz. Bunun yani sira Don Giovanni operasinda ki ozellikle son "yemek" sahnesinde bas ve baritonun dueti her zaman dinleyenin tuylerini diken diken eder.
Mozartin Tenor aryalari bence cok buyuludur. Cok guzeldir ama icra eden insanda tatmin duygusu biraktigini hic gormedim. Belki benim husnu kuruntumdur ama kisisel gorus diyerek gecelim.
Bunun yani sira Mozartin koral eserlerinin baslari ve baritonlari seslendirmenin ve dinlemenin tadi bambaskadir.
Buna kisaca Mozart tenorlari cok sevmiyor deriz mesela.
Klasik donemden, romantik doneme dogru gectigimizde ise muzik halka inmeye basliyor. Ve romantik donem verismo ( gercekcilik) akiminin etkisini de arkasına alarak bu gun kulagimizda yer edinen
"Yahu bu operacilar cok bagiriyor hakliyken haksiz duruma dusuyorlar" anlayisinin temeli atiliyor :)

Cok uzatmak istemiyorum, anlatmaktan cekindigimden degil tabi de arkadasin konuyu yeterince patlattik :)
Cok fazla hikaye ve spekulasyon oluyor haliyle.
Elbette ki bir bestecinin gonul yarasina ithaf ettigi, alttan alta yarine uzaktan selam yolladigi eserler vardir.

Hatta doneminde bazi sanatcilarin " ayol buraya bir yuksek do yaz da gozumuz gonlumuz şenlensin benimde şanım şöhretim yurusun" dedigi eserler vardir. Ve Hatta aslinda hic yazilmamasina ragmen kadans yapiyorum ayagina eserin sonunu besteciden daha guzel bitiren sanatcilar yuzunden degismis eserler bile var.

Eger dinlersen sana kolay dinlenebilecek hikayesiyle beraber birkac guzel ornek atabilirim. Farkli ses ornekleriyle beraber.

Opera sanatinin hem odulu hemde cezasidir; bu dalda verilen bir eseri hakkiyla dinleyebilmek icin hem o aryaya hemde o aryanin bulundugu opera eserine hakim olmaniz lazim. Bu Turkce operalarda pek tabi daha kolay oluyor.

Ama diger dillerde ki opera eserlerinde sadece dinleyici olarak bile bir zaman ayirmak lazim.

Hizli tuketmek mumkun degil. Dolayisiyla muzikten keyif almak gercekten zor oluyor.
Fakat alistiginizda "ulan su eseri hazir gelmisken birde su sanatcidan dinleyeyim canli canli hehehe" gibi degisik bir ruh haline girerek kendinizi ayni eseri 4 kez izlerken bulabiliyorsunuz.

Hocam ben uzatmayayim dedikce konu daha da uzuyor fakat, kissadan hisse degisik bir baglilik bu.

Konunun aslinda canli olmasi ve ayni temsili bire bir tekrar izleyemeyeceginiz duygusu hem o 'an' da yasadiginizi hissettiriyor hemde son aniniza bir nefes daha yaklastiginizi hatirlatiyor.

Ankara'ya gelirde ilgilenirsen uzun uzun konusuruz hatta sezon icine denk gelirse bir opera temsili de ismarlamak isterim.
Bilgiler için teşekkür ederim. Okullu şancısınız diye tahmin ediyorum? 🤣
Ben amatörüm. Ama lisedeki yaz tatillerinde kendini eve kapatıp Bach'ın 1. numaralı çello sonatının klasik gitar aranjesini çalışan çatlaklardanım diyelim🤣
Ciddi "nerd" idim klasik müzik konusunda, ama sonra müzik tutkum emprovize ve elektro gitar tabanlı şeylere evrildi.
Çok denedim; olmuyor. Sadece opera ile filan değil; lied vs. de olmuyor. I- ıh. Bunun nedeni de muhtemelen vokal kulağımın 70-80'ler popüler müziği (özellikle hard rock) ile şekillenmiş olması. Klasik müzik halen çok seviyorum; ama içine vokal girdiği zaman müziğin kutsiyeti bozuluyor gibi bir hisse kapılıyorum. Bunun en makul açıklaması, klasik müzikteki şancıların ton üretme şeklini sevmemem. Yapay ve itici buluyorum. Tümüyle kişisel tercih. Bahsettiğim kontr tenor arkadaş da dinlettiğim rock vokallerine ifrit oluyordu 🤣 Tabii elbette burada büyük yorumcuların yaptığı işleri küçümsemekten bahsetmiyoruz. Kendisi Cecilia Bartoli hastasıydı. Hatta ben de onun sayesinde en azından cross over işler dinleyip Mario Frangoulis gibi adamlara kulağımı ısındırmıştım (ki o da Alfredo Kraus'un özel öğrencisiymiş filan...).İstanbul'da canlı izledim; sahnedeki diğer popüler müzik kökenli şarkıcıları ezmemek için mikrofonu yarım metre uzakta tutuyor adam.

Hatta şöyle söyleyeyim: Melodik tabanlı her türlü rock ve metali sevmeme rağmen, senfonik metal denilen şeye de hiç bir zaman ısınamadım; çünkü soprano...🤣
Kadın vokal denince kafasındaki tınılar Aretha Franklin'den Nilüfer'e, Ajda Pekkan'dan Irene Cara'ya veya Bonnie Tyler'a uzanan birisinin bu satten sonra iflah olması mümkün değil.
Mozart demişken. O da ı-ıh🤣 Direk Beethoven adamıyım🤣 Topu topu bir operası var galiba? Adamım benim 🤣
Evet, tabii Gece Kraliçesi vs gibi şeylere kimse kayıtsız kalamaz, ayrı bir zirve öyle eserler. Ama benim kulak böyle genel olarak. Zaman içerisinde spesifik belli besteci veya ekollere eğilimim olduğunu fark ettim. Belli bir noktadan bu işler çok değişmiyor.
 
Geri
Üst