Humbucker Manyetik mod önerisi

Ab bi arastirmada benden,
Asfaltin maraton kosu uzerindeki etkisi uzerine yaptigimiz arastirmada unlu atlet ortalama bir surede parkuru tamamlarken, morbid obez denegimiz asfaltin sicakligi yuzunden ilk 30 saniyede yarisi birakmis bulunmaktadir.

Burdan vardigimiz sonuca gore morbid obez bireyler asfalt kosularinda maraton kosucularina gore asfalt sicakligindan daha fazla etkilenirler..
Yayinlayalim, tutar bu...
 
ortada hararet gerektiren bi durum yok aslında. yılların birikimini kendine saklayıp mezara götürmek yerine burada paylaşıp, ortama yeni katılanlara bi faydası olsun diye paylaşılınca bide bakıyorsun ki gençler çok bilip sonuna kadar inkâr edip, gerçeğ kabullenmeme huyu var.
Haklısın sende. şöyle bi bakınca; dünyada 1890lardan itibaren özellikle 1950lerden sonra içten yanmalı araba motorları ve ensturuman gitar konusunda dünyayı donime eden amerikanın ömürlük malı varken, bugün 90 bin liraya kızıl ağaç kasalı made in usa jackson almak varken neden gidip 75 yıl öncesine kadar çubukla piriç yiyen adamların bol ve yumuşak ucuz ağaç ıhlamurdan yapılan İbanez Jem'e kalkıp neden 100 bin verelim ?.
Yazımdan bunu çıkarttıysanız tam olarak ifade edememişim demek istediğimi sanırım. Burada kimse birinin fikrini değiştirmek zorunda değil, herkes tecrübelerini yazıp kenara çekilse daha verimli paylaşımlar olacak.

"Çubukla pirinç yemeyi" aşağılayıcı bir ifade olarak kullanmanız hoş değil.
 
Bir başlıkta pdf dosyasını paylaşmıştım. Aradım lakin bulamadım.

Enstrümanda kullanılan ağacın doğrudan etkisi sadece üzerinde bir iletkeni olmayan (manyetik barındırmayan) enstrümanlarda geçerli olduğu kanıtlandı. Tabi bunda gelişen teknoloji ve bilim katkısı sayesinde oldu. Yani manyetik iletkene sahip bir enstrümanın ilettiği senin kalitesi kullanılan ahşap ile dorudan bir bağlantısının olmadığı anlaşıldı.
Gelisen teknoliji ve bilim sayesinde oldu diye attigin pdf e don bir bak istedim...

Ama soyledim, okuyun dedim, okuyun anlayin dedim. Demedim mi dedim. Aha yukarida yaziyor.

1 delille 40 alimi yendim, 40 delille 1 cahili yenemedim demis Mevlana ustat...
 
Norveç'ten herkese merhaba.

Ben Türkçeleştirdim.

Amacım bu saçma sapan tartışmanın içerisinde olmak değil. Bunu belirtmek istiyorum. Sadece o makalede ne yazıyor ve yazılandan kim ne anlıyor bunu daha doğrusunu sunabilmek.

Özeti :

Halliday her kim ise bir çalışma yapmış vakti zamanında. Demiş ki; arkadaşlar ahşabın elektro gitar üzerinde tona bir etkisi yoktur. Ağaçların yeri !!doğadır!! (sanırım adam burada ki amacı ağaçların amaçsızca kesilmesini engelleyebilmek adına çevreci hislerle hareket edip gitar endüstrisini gözüne kestirmiş.) demiş. Ama bu tartışması sanırım o yıllarda yeterli ses getirmemiş.

Bir süre sonra yeniden bu işler alevlenmiş ki bizlerinde bildiği bir durum artık Fender gibi büyük üreticiler kendi ağaç çiftlikleri kurup daha az maliyetli ve yetiştiriciliği ve bulunabilirliği daha kolay ahşaplara geçmeye başladıkları dönemde adam yeniden bu tezini öne sürmüş. İşte bu tartışmaların odağında da bir üniversite en çok tercih edilen 2 ağacı almış ve incelemiş kendilerince.

Peki adamlar ne sonuca varmış ?

Halliday denen adamın elektro gitarın gövdesinde kullanılan ağaçların rezonansa sahip olmadığı iddiasını kanıtlamışlar. AMA (büyük bir ama) çalışmayı yapanlar demiş ki; bu hem doğru hem de yanlıştır. Elektro gitarı amfi ile kullanım açısından değerlendirirseniz evet bu doğru bir bilgidir. AMA (yine büyük bir ama) Elektro gitarı her hangi bir amfi ile kullanmaksızın çalarsanız da ağacın rezonansa etkisi VARDIR ve tellerden çıkan sesleri tonlandırdığı da görülmektedir.

Elektro gitarı amfi kullanmadan çalarsanız ahşabın tona etkisinin olduğu ve her hangi bir mikrofonun duyabildiği ton farkını kulaklarımızın duyabildiğini FAKAT güçlendirilmiş sinyal vericiler ile birlikte amfi kullanılarak çalımlarda bu ahşabın tona verdiği farkın ortadan kalktığı ve kulaklarımızın bu farkı algılayamadığı SONUCU çıkmış.

Özetle ve benim anladığım kadarı ile elektro gitarı hiç bir şeye bağlamadan çaldığımızda ahşaba göre sese etkisini hissedebileceğimiz ve tonal anlamda farkı görebileceğimiz denmiş. Ama elektro gitarı bir amfi veya her hangi bir ses aygıtına bağlayarak manyetik aktarım ile yapılan çalımlarda ahşabın bu farkının çok belirgin anlamda bir fark yaratmadığı sonucu da çıkmış.
 

Dosyalar

  • guitar_wood tr.pdf
    795.6 KB · Gösterim: 72
Norveç'ten herkese merhaba.

Ben Türkçeleştirdim.

Amacım bu saçma sapan tartışmanın içerisinde olmak değil. Bunu belirtmek istiyorum. Sadece o makalede ne yazıyor ve yazılandan kim ne anlıyor bunu daha doğrusunu sunabilmek.

Özeti :

Halliday her kim ise bir çalışma yapmış vakti zamanında. Demiş ki; arkadaşlar ahşabın elektro gitar üzerinde tona bir etkisi yoktur. Ağaçların yeri !!doğadır!! (sanırım adam burada ki amacı ağaçların amaçsızca kesilmesini engelleyebilmek adına çevreci hislerle hareket edip gitar endüstrisini gözüne kestirmiş.) demiş. Ama bu tartışması sanırım o yıllarda yeterli ses getirmemiş.

Bir süre sonra yeniden bu işler alevlenmiş ki bizlerinde bildiği bir durum artık Fender gibi büyük üreticiler kendi ağaç çiftlikleri kurup daha az maliyetli ve yetiştiriciliği ve bulunabilirliği daha kolay ahşaplara geçmeye başladıkları dönemde adam yeniden bu tezini öne sürmüş. İşte bu tartışmaların odağında da bir üniversite en çok tercih edilen 2 ağacı almış ve incelemiş kendilerince.

Peki adamlar ne sonuca varmış ?

Halliday denen adamın elektro gitarın gövdesinde kullanılan ağaçların rezonansa sahip olmadığı iddiasını kanıtlamışlar. AMA (büyük bir ama) çalışmayı yapanlar demiş ki; bu hem doğru hem de yanlıştır. Elektro gitarı amfi ile kullanım açısından değerlendirirseniz evet bu doğru bir bilgidir. AMA (yine büyük bir ama) Elektro gitarı her hangi bir amfi ile kullanmaksızın çalarsanız da ağacın rezonansa etkisi VARDIR ve tellerden çıkan sesleri tonlandırdığı da görülmektedir.

Elektro gitarı amfi kullanmadan çalarsanız ahşabın tona etkisinin olduğu ve her hangi bir mikrofonun duyabildiği ton farkını kulaklarımızın duyabildiğini FAKAT güçlendirilmiş sinyal vericiler ile birlikte amfi kullanılarak çalımlarda bu ahşabın tona verdiği farkın ortadan kalktığı ve kulaklarımızın bu farkı algılayamadığı SONUCU çıkmış.

Özetle ve benim anladığım kadarı ile elektro gitarı hiç bir şeye bağlamadan çaldığımızda ahşaba göre sese etkisini hissedebileceğimiz ve tonal anlamda farkı görebileceğimiz denmiş. Ama elektro gitarı bir amfi veya her hangi bir ses aygıtına bağlayarak manyetik aktarım ile yapılan çalımlarda ahşabın bu farkının çok belirgin anlamda bir fark yaratmadığı sonucu da çıkmış.
Hay gardaşım sen sağolasın. Ama adamlar öyle bir sonuca varmış ki aslında sonuçsuz ve iki ucu şeyli değnek olmuş resmen.

Buyrun 2015 yılında forumda ki tartışma. O dönemde ki forum ahaliside bu araştırma gibi demiş. Akustik anlamda vardır ama manyetik üzerinden geliyorsa çok anlamı yok demiş büyük bir kullanıcı kitlesi.
 
Elektrogitarı amfi ile kullanırsan
Elektrogitarı amfi ile kullanmazsan için bir örnek mi ?

Hayir ilerleyen teknoloji ve bilim ile kargayi bile popstari yapabilecegimizin eglenceli bir parodisi... ileride baska bir tartismada "Aha bilimsel kanit diye sunarsiniz" diye koydum.


Bilimsel kanitiniz o kadar guvenilir ve o kadar ince calisilmis ki insanin duyma esigi 20-20000 hz iken manyetik kaydinda 16000 hzlere kadar kayit alirken, mikrofon kaydinda 6000 hz de cani cikmis... Niye?

Rezonans ile basladigi mevzuyu tonalite farkinin algilanmasina nasil bagladiginin aciklamasi tam olarak nerde, tablonun hangi kisminda bana gosterirmisin lutfen?
Gozlemi yapan kisi neye gore bu karara varmis?
Tabloda her iki ayri agac icin hem akustik hem manyetik kayitlarda, yer yer ayrilan bariz frekans farkliliklari varken bunun amfiye baglandiginda algilanamayacaginin kararini neye gore veriyor? Aciklamasi nerde?

Yahu aha fotografi koyuyorum, daha belirtmedigim bir cok yer var, rezonansi gec, gerek elektronik gerek mikrofonlu kayitlarda bile yer yer 10 desibele varan yani birbirinden 10 kat farkli ses siddetinde titresen frekanslar varken iki agacin ton farkinin ayirdinin yapilamayacagini nasil iddia ediliyor?

Translate'de de okudugunuz gibi... Butun telleri koparip koparip atmislar...



Kanitiniz tam bir kutsal kitap, bununla birak tonu 'yalan soyleyen tarih utansin' diyerek facebook sayfasi bile acabilir, korsan nufusun azalmasi ile kuresel isinma arasinda bag kurabilir, ve hatta her aksam yatmadan once şuh bir ses tonu ile okuyarak ruyalarinizda sirinleri bile gorebilirsiniz...


Arkadaslar, ben size verileri tane tane isaret ederek, aha bu muz aha bu agiz, maymun muzu yer, gobus doyar duzeyinde tane tane anlattim. Varsa aciklamaniz, buyrun.

Ha agacin tona direk etkisi mi? 3-5 iq su olan her insanin ufak bi google'lamayla bulabilecegi tonla dokuman var.
Siz degil bakin, surdurulebilir bir uretim sureci icin arastirma yapan buyuk buyuk universiteler kocaman bir endustri var.
Erinmeyin...
 

Dosyalar

  • IMG_20230907_133618.jpg
    IMG_20230907_133618.jpg
    591.7 KB · Gösterim: 35
Norveç'ten herkese merhaba.

Ben Türkçeleştirdim.

Amacım bu saçma sapan tartışmanın içerisinde olmak değil. Bunu belirtmek istiyorum. Sadece o makalede ne yazıyor ve yazılandan kim ne anlıyor bunu daha doğrusunu sunabilmek.

Özeti :

Halliday her kim ise bir çalışma yapmış vakti zamanında. Demiş ki; arkadaşlar ahşabın elektro gitar üzerinde tona bir etkisi yoktur. Ağaçların yeri !!doğadır!! (sanırım adam burada ki amacı ağaçların amaçsızca kesilmesini engelleyebilmek adına çevreci hislerle hareket edip gitar endüstrisini gözüne kestirmiş.) demiş. Ama bu tartışması sanırım o yıllarda yeterli ses getirmemiş.

Bir süre sonra yeniden bu işler alevlenmiş ki bizlerinde bildiği bir durum artık Fender gibi büyük üreticiler kendi ağaç çiftlikleri kurup daha az maliyetli ve yetiştiriciliği ve bulunabilirliği daha kolay ahşaplara geçmeye başladıkları dönemde adam yeniden bu tezini öne sürmüş. İşte bu tartışmaların odağında da bir üniversite en çok tercih edilen 2 ağacı almış ve incelemiş kendilerince.

Peki adamlar ne sonuca varmış ?

Halliday denen adamın elektro gitarın gövdesinde kullanılan ağaçların rezonansa sahip olmadığı iddiasını kanıtlamışlar. AMA (büyük bir ama) çalışmayı yapanlar demiş ki; bu hem doğru hem de yanlıştır. Elektro gitarı amfi ile kullanım açısından değerlendirirseniz evet bu doğru bir bilgidir. AMA (yine büyük bir ama) Elektro gitarı her hangi bir amfi ile kullanmaksızın çalarsanız da ağacın rezonansa etkisi VARDIR ve tellerden çıkan sesleri tonlandırdığı da görülmektedir.

Elektro gitarı amfi kullanmadan çalarsanız ahşabın tona etkisinin olduğu ve her hangi bir mikrofonun duyabildiği ton farkını kulaklarımızın duyabildiğini FAKAT güçlendirilmiş sinyal vericiler ile birlikte amfi kullanılarak çalımlarda bu ahşabın tona verdiği farkın ortadan kalktığı ve kulaklarımızın bu farkı algılayamadığı SONUCU çıkmış.

Özetle ve benim anladığım kadarı ile elektro gitarı hiç bir şeye bağlamadan çaldığımızda ahşaba göre sese etkisini hissedebileceğimiz ve tonal anlamda farkı görebileceğimiz denmiş. Ama elektro gitarı bir amfi veya her hangi bir ses aygıtına bağlayarak manyetik aktarım ile yapılan çalımlarda ahşabın bu farkının çok belirgin anlamda bir fark yaratmadığı sonucu da çıkmış.
al sana büyük bi ama da benden gelsin,AMA EMG'nin orjinal SOLDERLES KİT ile orjinal volume ve ton potlarının kurulduğu 2 ayrı marka olan alder (kızıl ağaç) kasalı 2 gitardan çıkan ses birbiriyle %95 uyuşurken (aradaki %5lik farkı da biri bolt on, diğeri seth neck bağlantı olduğu için sustain farkından kırdım) NEDEN ıhlamur (basswood) kasa ağaç olan bi gitardan emg 81'i emg 81 yapan o efsane ses neden alınamıyor, neden sustain hemen bitiyor???.

sen şimdi bizzat kendince deneyip, bizzat deneyimlemediğin bi konuda kulaktan dolma bilgiyi burada paylaştın.
seni ayıplayımak değil amacım ama işte yine dev gibi bi AMA ekleyerek soruyorum AMA peki bizzat kendim yapıp elde ettiğim ses farkı sonucunu nasıl açıklamayı düşünüyorsun ???
bırakın bu bilimsel açıklamayı falanı filanı. bakın aslında Türkiyede kriz mıriz yok diyor tayyup, ama işin aslı öyle mi ?.

BAKIN tekrar söylüyorum; yıllar önce gitar çalan büyüklerimizin ve bu ülkenin köklü metal gruplarından birinin solo gitaristinin söylediği: ağaçların gitarın amfiden çıkan sesi etkilediği ve her ağaçtan aynı manyetik ile aynı sesin alınamayacağı" idi.
bahsettiğim gitarist de aynı manyetiği alder kasalı gitarından söküp ıhlamur kasalı prestige seri ibaneze takınca sonuç berbat olduğunu söyledi.

hadi tüm bunları bi kenara bırakarak bunu bizzat kendim de deyerek aynı sonuca vardım.
burada amacım ibanezi kötülemek asla değil, ama maun veya dişbudak ağaç kullandığı ibanezlerde emg 81 yine o efsane sesini veriyor
 
Simdi su agac iyidir, bu agac kötüdür mü oluyor bunun özeti? Mevzu tona farketmekse elbette kimine cok, kimine az, her sey tona etki ediyor. ama hangi seviyelerde farkediyoruz?
Olay basswood kötü, poplar kötü. alder iyi maun iyi ye dönerse cok sig kalacak.
nasıl istiyorsan öyle anla.
bundan sonra hiç kimse pahalı alder kasalı+emg veya seymour duncanlı jackson almasın, kavak poplar veya ıhlamur js12-js32 alıp iki manyetik çaksın bidaha megadeth tonlarını ucuza maal etsin.
dediğim gibi, nasıl istiyorsan öyle anla.
2+2=4 eder diyorum ama birikerinin kulağına 4 etmez dendiği için kendimi yoramıycam daha fazla.
30 yıldır profesyonel metal grubunun gitaristleri ve bizzat kendim deneyerek edindiğim bilgiler yalan oluyorda, piyasaya ıhlamur, kavak gitarları sürüp amaçları para kazanmak olanların söyledikleri doğru kabul ediliyor
 
al sana büyük bi ama da benden gelsin,AMA EMG'nin orjinal SOLDERLES KİT ile orjinal volume ve ton potlarının kurulduğu 2 ayrı marka olan alder (kızıl ağaç) kasalı 2 gitardan çıkan ses birbiriyle %95 uyuşurken (aradaki %5lik farkı da biri bolt on, diğeri seth neck bağlantı olduğu için sustain farkından kırdım) NEDEN ıhlamur (basswood) kasa ağaç olan bi gitardan emg 81'i emg 81 yapan o efsane ses neden alınamıyor, neden sustain hemen bitiyor???.

sen şimdi bizzat kendince deneyip, bizzat deneyimlemediğin bi konuda kulaktan dolma bilgiyi burada paylaştın.
seni ayıplayımak değil amacım ama işte yine dev gibi bi AMA ekleyerek soruyorum AMA peki bizzat kendim yapıp elde ettiğim ses farkı sonucunu nasıl açıklamayı düşünüyorsun ???
bırakın bu bilimsel açıklamayı falanı filanı. bakın aslında Türkiyede kriz mıriz yok diyor tayyup, ama işin aslı öyle mi ?.

BAKIN tekrar söylüyorum; yıllar önce gitar çalan büyüklerimizin ve bu ülkenin köklü metal gruplarından birinin solo gitaristinin söylediği: ağaçların gitarın amfiden çıkan sesi etkilediği ve her ağaçtan aynı manyetik ile aynı sesin alınamayacağı" idi.
bahsettiğim gitarist de aynı manyetiği alder kasalı gitarından söküp ıhlamur kasalı prestige seri ibaneze takınca sonuç berbat olduğunu söyledi.

hadi tüm bunları bi kenara bırakarak bunu bizzat kendim de deyerek aynı sonuca vardım.
burada amacım ibanezi kötülemek asla değil, ama maun veya dişbudak ağaç kullandığı ibanezlerde emg 81 yine o efsane sesini veriyor
Sanırım algılama sorunun var. Okuduğunu anlayamama yorumlayamama.

En başta yazdım amacım bu saçma sapan tartışma içinde olmak değil diye. Amacım paylaşılan şeyi türkçeleştirip yeteri kadar yabancı dil bilgisi olmayanlara o yazıda ne anlatılmış onu anlatmak. Üzerine de ne Kendi yorumumu kattım nede kendi fikir ve düşüncelerimi. O amaların büyük olma sebebi de bir vurgu yapabilmek. Adamlar böyle demiş AMA bak bunu da tespit etmiş. Kimseyi eleştirmedim kimseye akıl vermedim doğru da budur diye de asla.iddia da bulunmadım.

Şimdi mümkünse senin bataklığında ben yürümek istimiyorum. Garip bir toplumsunuz. Tamamen kibir abidesi. En doğrusunu ben bilirim tiplerisiniz. Hatta o kadar kibir abidesi olmuşsunuz ki gözleriniz kör olmuş yenilikleri kabullenemiyorsunuz. Bir konuda her hangi birisi sizden daha bilgili veya bir işte sizden daha becerikli ve kabiliyetli ise hemen çirkeflik politikasına geçip yavuz hırsız baskındır modu açıyorsunuz. Ne zaman ki farklı fikir ve düşüncelerin düşmanca bir tavır olmadığını anlayacaksınız işte o zaman bu toplum gelişecek. Ama ne zaman ben bilemem.
 
Çok haklısın doktor abiiim.

Peki şimdi ben hangi şarlatana inanacağım ?

Buradaki plasebo çalışmasını yapanlara mı ? bu çalışmayı bir prof olarak sitesinde payalaşana mı ? tv kanallarında her gün çıkıp 2 tane yumurta ye kardeşim diye bağıran Canan Karatay hocaya mı ? yoksa ?


Burada da çok ama çok kıymetli drlerin çalıştığı özellikle Altunizade şubesinde hastanenin bir bilgilendirmesi var.

Dur dr abimm senin ben bu yazını hafta sonu necmettin pamir hocama okutacağım. Bakalım o ne diyecek.
Saygılar Dr abimm
Bak canımın içi, hala aynı hataya düşüyorsun. Yıllar önce ''yumurta kolesterolü yükseltir, aman ha yemeyin!'' diyenler de sansasyon ve isim yapma peşindeki birkaç kişiydi. Hiçbir işini düzgün yapan doktor hiçbir zaman sağlıklı bireye yumurtayı yasaklamadı, anlıyor musun? O zamanlar da sen sansasyonel çıkışlar yapanları ciddiye aldın, şimdi de benzer minvaldekileri ciddiye alıyorsun. Zaten verdiğin linklerdeki yazanlar da benim dediğimin aynısını söylüyor. Ve evet Canan Karatay tam bir şarlatandır. Hekimlik lisansı elinden alınmalıdır ve ciddi cezalar almalıdır. Çoğu Avrupa ülkesinde bu tiplerin lisanslarını iptal ediyorlar. Bizde TTB süreli cezalar vermekle yetiniyor. Ona uyup hastalıkları için önemli ilaçları kesen ve sonu ölüme varacak kadar durumu kötüleşen hastaları yine bizler, sansasyon peşinde koşmayan doktorlar iyileştirdik. Siz bunları hiç duydunuz mu mesela? Canan Karatay'ın muayenehanesini arayıp ücretini ve en yakın randavu tarihini de bir sor bakalım, onca yaptığı tatava niçinmiş.

Daha önce de çok kereler bu gitar ağacı muhabbeti tartışıldı burada. Bir iki sefer ben de yazdım. Gitardaki her parça az ya da çok tona etki eder çünkü tel dediğimiz zımbırtı titreşirken bağlı olduğu kütlenin izin verdiği frekanslarda titreşir. Olay bu kadar basit. Bir strat sapı üzerindeki 1-2 cm maple ve rosewood'un bile arasındaki ton farkını anlayamayan kişi zaten manyetik değiştirsin yeter bence. Hatta al akrilik boyayı, şöyle gitarının klavyesi üzerine sür bakalım ton değişiyor mu değişmiyor mu?

Bir diğer gerçek de şu ki, üzerinde kapkalın boya ve cila olan gövde ağacı maun olsa ne yazar, alder olsa ne yazar. Zaten o denli özensiz üretilen gitarın içindeki ağacın türü de büyük olasılıkla maun benzeri ağaç veya bilmemne düşük tonal özellikteki alder bozmasıdır. O gene aynı plastik donuklukta titreşecek ve üzerindeki donanım da zaten düşük kalitede olacak. O nedenle bu ton ağacı muhabbeti belirli bir seviyenin üzerindeki gitarlarda daha anlamlı olur.
 
Son düzenleme:
vaaaaayyy, konuşanada bak hele. benim bataklığımda yürümek istrmiyormuş küçük bey.

yavrum, sen benimle yürüyemezsin, çünkü ben hayatım boyunca doğruları savundum, bu uğurda hapisede girdim ama başımı eğip namertlere diz çökmedim. hayatım boyunca piyasa müzikleri çalmadım para için.

sen kim oluyorsunda bu ülkenin müzik severlerini küçümsüyorsun oradan ? çirkefleşmekten bahsedip bana çamur atan kim ? sen yurt dışına gittin de ne oldu ? benden veya bu forumdaki diğer ensturuman çalan kişilerden üstün mü oldun ?.
önce adam olacaksın, adammm !!!
sadece bu ülkeden çıkabilecek imkanın var diye şuan hangi yerdeysen oradasın, bu biiirrrrr.
yenilikleri kabullenemediğimin iftarısına sarılman ayrı bi cehalet, çünkü her yenilik olumlu sonuç anlamına gelmez, geliyorsa da eğer hep beraber marka gitarlarımızı ateşe atıp ucuz kavak, ıhlamur ağacından yapılan NoName gitarlara geçelim, nasıl yenilik? beğendin mi? buda ikiiii.
üçe gelirsek eğer oradan bizzat kendi deneyimlemediğin bi deneyin sonuçları hakkında ahkam kesebilmek için bu dandik vede gitar yapımında hiç bi luthierin tercih etmediği, ama bu kapitalist hırs ile hareket edip amaçları cep doldurmak olan üreticilerin piyasaya sürdüğü asılsız bilgileri burada doğruymuş gibi forumdaki bilgisiz insanlarında aklını çelme.
bide ben 20 küsür yıldır müzik içindeyim, bizzat kendi deneyimlerimi ve 30 yıldır bu ülkede profesyonel metal müzik yapan grupların solo gitaristleriyle edindiğim bilgiyi burada paylaştım. peki sen bu bilgileri neye dayanarak inkâr ediyorsun ?
oradan kalkıpda beni"anlama zorluğu" ile itham edip üste çıkmaya çalışırken aslında kendi boş beynini, gerçekleri kabulleneme kibirini göstermiş olmanı şöyle izah edeyim. mesela; şu 30 yıldır profesyonel metal müzik yapan adamlar ve ben birer bardak şerbet içtik ve dedik ki bu şekerli tatlı, çünkü doğrusu da bu. ama birileri ne içtiğimizi bilmeden çıkıp diyor ki: sizin içtiğiniz tuzlu, tatlı değil.
senin oradan ahkâm kesmeni en basitinden bu örnek ile açıklayabilirim ancak.
beğendin mi bu basit açıklamayı şimdi?
normalde de çok sinirli bi insanımdır ama hiç senin gibi çamurlaşmadan açıkladım.
bide konuya girerken hemen yurt dışında yaşayıp müzik festivalinde olduğunu yazmışın, sanki soran oldu senin nerede
yaşadığın, an itibariyle ne yaptığın.
ayrı bi eziklik, görgüsüzlük.
gittiğin yere gidecek paran varmış gitmişsin ama şunu unutma ki çok para para insanı sadece zengin eder, adam etmez.

haydi kal şimdi sağlıcakla hangi yerde hangi piyasa müziği festivalindeysen.

ha bide cevap yazarsan da bu kez ben cevap yazmıycam çünkü kendini adamdan sayıyorsun
images (1).jpeg
 
vaaaaayyy, konuşanada bak hele. benim bataklığımda yürümek istrmiyormuş küçük bey.

yavrum, sen benimle yürüyemezsin, çünkü ben hayatım boyunca doğruları savundum, bu uğurda hapisede girdim ama başımı eğip namertlere diz çökmedim. hayatım boyunca piyasa müzikleri çalmadım para için.

sen kim oluyorsunda bu ülkenin müzik severlerini küçümsüyorsun oradan ? çirkefleşmekten bahsedip bana çamur atan kim ? sen yurt dışına gittin de ne oldu ? benden veya bu forumdaki diğer ensturuman çalan kişilerden üstün mü oldun ?.
önce adam olacaksın, adammm !!!
sadece bu ülkeden çıkabilecek imkanın var diye şuan hangi yerdeysen oradasın, bu biiirrrrr.
yenilikleri kabullenemediğimin iftarısına sarılman ayrı bi cehalet, çünkü her yenilik olumlu sonuç anlamına gelmez, geliyorsa da eğer hep beraber marka gitarlarımızı ateşe atıp ucuz kavak, ıhlamur ağacından yapılan NoName gitarlara geçelim, nasıl yenilik? beğendin mi? buda ikiiii.
üçe gelirsek eğer oradan bizzat kendi deneyimlemediğin bi deneyin sonuçları hakkında ahkam kesebilmek için bu dandik vede gitar yapımında hiç bi luthierin tercih etmediği, ama bu kapitalist hırs ile hareket edip amaçları cep doldurmak olan üreticilerin piyasaya sürdüğü asılsız bilgileri burada doğruymuş gibi forumdaki bilgisiz insanlarında aklını çelme.
bide ben 20 küsür yıldır müzik içindeyim, bizzat kendi deneyimlerimi ve 30 yıldır bu ülkede profesyonel metal müzik yapan grupların solo gitaristleriyle edindiğim bilgiyi burada paylaştım. peki sen bu bilgileri neye dayanarak inkâr ediyorsun ?
oradan kalkıpda beni"anlama zorluğu" ile itham edip üste çıkmaya çalışırken aslında kendi boş beynini, gerçekleri kabulleneme kibirini göstermiş olmanı şöyle izah edeyim. mesela; şu 30 yıldır profesyonel metal müzik yapan adamlar ve ben birer bardak şerbet içtik ve dedik ki bu şekerli tatlı, çünkü doğrusu da bu. ama birileri ne içtiğimizi bilmeden çıkıp diyor ki: sizin içtiğiniz tuzlu, tatlı değil.
senin oradan ahkâm kesmeni en basitinden bu örnek ile açıklayabilirim ancak.
beğendin mi bu basit açıklamayı şimdi?
normalde de çok sinirli bi insanımdır ama hiç senin gibi çamurlaşmadan açıkladım.
bide konuya girerken hemen yurt dışında yaşayıp müzik festivalinde olduğunu yazmışın, sanki soran oldu senin nerede
yaşadığın, an itibariyle ne yaptığın.
ayrı bi eziklik, görgüsüzlük.
gittiğin yere gidecek paran varmış gitmişsin ama şunu unutma ki çok para para insanı sadece zengin eder, adam etmez.

haydi kal şimdi sağlıcakla hangi yerde hangi piyasa müziği festivalindeysen.

ha bide cevap yazarsan da bu kez ben cevap yazmıycam çünkü kendini adamdan sayıyorsun
Yok festivaldeki benim, ceviriyi ben yapmadim.
 
vaaaaayyy, konuşanada bak hele. benim bataklığımda yürümek istrmiyormuş küçük bey.

yavrum, sen benimle yürüyemezsin, çünkü ben hayatım boyunca doğruları savundum, bu uğurda hapisede girdim ama başımı eğip namertlere diz çökmedim. hayatım boyunca piyasa müzikleri çalmadım para için.

sen kim oluyorsunda bu ülkenin müzik severlerini küçümsüyorsun oradan ? çirkefleşmekten bahsedip bana çamur atan kim ? sen yurt dışına gittin de ne oldu ? benden veya bu forumdaki diğer ensturuman çalan kişilerden üstün mü oldun ?.
önce adam olacaksın, adammm !!!
sadece bu ülkeden çıkabilecek imkanın var diye şuan hangi yerdeysen oradasın, bu biiirrrrr.
yenilikleri kabullenemediğimin iftarısına sarılman ayrı bi cehalet, çünkü her yenilik olumlu sonuç anlamına gelmez, geliyorsa da eğer hep beraber marka gitarlarımızı ateşe atıp ucuz kavak, ıhlamur ağacından yapılan NoName gitarlara geçelim, nasıl yenilik? beğendin mi? buda ikiiii.
üçe gelirsek eğer oradan bizzat kendi deneyimlemediğin bi deneyin sonuçları hakkında ahkam kesebilmek için bu dandik vede gitar yapımında hiç bi luthierin tercih etmediği, ama bu kapitalist hırs ile hareket edip amaçları cep doldurmak olan üreticilerin piyasaya sürdüğü asılsız bilgileri burada doğruymuş gibi forumdaki bilgisiz insanlarında aklını çelme.
bide ben 20 küsür yıldır müzik içindeyim, bizzat kendi deneyimlerimi ve 30 yıldır bu ülkede profesyonel metal müzik yapan grupların solo gitaristleriyle edindiğim bilgiyi burada paylaştım. peki sen bu bilgileri neye dayanarak inkâr ediyorsun ?
oradan kalkıpda beni"anlama zorluğu" ile itham edip üste çıkmaya çalışırken aslında kendi boş beynini, gerçekleri kabulleneme kibirini göstermiş olmanı şöyle izah edeyim. mesela; şu 30 yıldır profesyonel metal müzik yapan adamlar ve ben birer bardak şerbet içtik ve dedik ki bu şekerli tatlı, çünkü doğrusu da bu. ama birileri ne içtiğimizi bilmeden çıkıp diyor ki: sizin içtiğiniz tuzlu, tatlı değil.
senin oradan ahkâm kesmeni en basitinden bu örnek ile açıklayabilirim ancak.
beğendin mi bu basit açıklamayı şimdi?
normalde de çok sinirli bi insanımdır ama hiç senin gibi çamurlaşmadan açıkladım.
bide konuya girerken hemen yurt dışında yaşayıp müzik festivalinde olduğunu yazmışın, sanki soran oldu senin nerede
yaşadığın, an itibariyle ne yaptığın.
ayrı bi eziklik, görgüsüzlük.
gittiğin yere gidecek paran varmış gitmişsin ama şunu unutma ki çok para para insanı sadece zengin eder, adam etmez.

haydi kal şimdi sağlıcakla hangi yerde hangi piyasa müziği festivalindeysen.

ha bide cevap yazarsan da bu kez ben cevap yazmıycam çünkü kendini adamdan sayıyorsun
Hocam yanlış anlama ama "müzik festivalindeyim" diyen cevap verdiğiniz arkadaş değil, @RaNCoR
Artık konu da kim kime ne dedi ne cevap yazdı birbirine girdi.
Konu kapansın en iyisi, çünkü tatsızlaşmaya başladı
 
Bak canımın içi, hala aynı hataya düşüyorsun. Yıllar önce ''yumurta kolesterolü yükseltir, aman ha yemeyin!'' diyenler de sansasyon ve isim yapma peşindeki birkaç kişiydi. Hiçbir işini düzgün yapan doktor hiçbir zaman sağlıklı bireye yumurtayı yasaklamadı, anlıyor musun? O zamanlar da sen sansasyonel çıkışlar yapanları ciddiye aldın, şimdi de benzer minvaldekileri ciddiye alıyorsun. Zaten verdiğin linklerdeki yazanlar da benim dediğimin aynısını söylüyor. Ve evet Canan Karatay tam bir şarlatandır. Hekimlik lisansı elinden alınmalıdır ve ciddi cezalar almalıdır. Çoğu Avrupa ülkesinde bu tiplerin lisanslarını iptal ediyorlar. Bizde TTB süreli cezalar vermekle yetiniyor. Ona uyup hastalıkları için önemli ilaçları kesen ve sonu ölüme varacak kadar durumu kötüleşen hastaları yine bizler, sansasyon peşinde koşmayan doktorlar iyileştirdik. Siz bunları hiç duydunuz mu mesela? Canan Karatay'ın muayenehanesini arayıp ücretini ve en yakın randavu tarihini de bir sor bakalım, onca yaptığı tatava niçinmiş.

Daha önce de çok kereler bu gitar ağacı muhabbeti tartışıldı burada. Bir iki sefer ben de yazdım. Gitardaki her parça az ya da çok tona etki eder çünkü tel dediğimiz zımbırtı titreşirken bağlı olduğu kütlenin izin verdiği frekanslarda titreşir. Olay bu kadar basit. Bir strat sapı üzerindeki 1-2 cm maple ve rosewood'un bile arasındaki ton farkını anlayamayan kişi için zaten manyetik değiştirsin yeter bence. Hatta al akrilik boyayı, şöyle gitarının klavyesi üzerine sür bakalım ton değişiyor mu değişmiyor mu?

Bir diğer gerçek de şu ki, üzerinde kapkalın boya ve cila olan gövde ağacı maun olsa ne yazar, alder olsa ne yazar. Zaten o denli özensiz üretilen gitarın içindeki ağacın türü de büyük olasılıkla maun benzeri ağaç veya bilmemne düşük tonal özellikteki alder bozmasıdır. O gene aynı plastik donuklukta titreşecek ve üzerindeki donanım da zaten düşük kalitede olacak. O nedenle bu ton ağacı muhabbeti belirli bir seviyenin üzerindeki gitarlarda daha anlamlı olur.
hocam, konu tıp üzerine değil tartışılan. sadece durumu betimlemek isterken tıp'dan yola çıkılarak verilen bi örnekten ibaret.
şimdi haliyle her ağacın sertik yapısı farklı oldığu için kullanım alanlarıda ona göre değişiyor. şimdi yıllar önce müzik tarihine damga vuran grupların kullandığı gitarlar hep kıymetli, her yerde yetişmeyen, bolca bulunmayan ağaç türünden yapıldı, örneğin fender.
günümüzde herşey çabuk tüketilip ulaşımı kolay ulaşımı kolay olsun diye ilk amaç maaliyeti düşürmek ve gitar konusunda bunun en kolay yolu her yerde yetişen bol bulunan ıhlamur veya kavak ağacından üretmek. bu maaliyeti düşürdüğü gibi malum herkesin üst seviye gitar alacak durumu olmadığından baştaki hedef para kazanmak, ikincisi de insanların gitara ulaşımını kolaylaştırmak.

30 yıldır bu ülkede profesyonel metal müzik yapan kişiler ile yaptığım ağaç-ses tonu hakkındaki istişareler ve hepsinden öte bizzat kendim deneyerek edindiğim bilgiler sonucunda kasa ağacı aktif manyetik dahil olara amfiden çıkan sesi çok büyük ölçüde etkiliyor. inanmayan varsada artık biri ıhlamur kasa diğeri alder kasa gitara emg 81.85 manyetiği solderless kit ile kurup farkı görür, göremeyen varsada kulak doktoruna gitsin.

canan karatay konusunda katılıyorum size, tam bi sahtekar. gündemde kalıp tw lerden para tırtıklama derdinde. yahu kahvenin içine iki çay kaşığı tere yağı koymayı önermek de nedir ?
ben 1 kaşık şekerden fazlasını bile koymuyorum kahvenin tadını alabilmek için
 
Geri
Üst