Gitar ve caz - Deneyim/öneri paylaşma başlığı

Rock formunda bir caz gitar başlığı açmak kimlerine tuhaf gelebilir, ancak Türkiye'de caz gitar çalma deneyimi üzerine konuşabileceğimiz pek platform da yok açıkçası.
(Not: Bu başlığa ek olarak bir de "caz gitar dinlemek" başlığı açmayı düşünüyorum. Bazı şeyleri oradan konuşmak da daha anlamlı olacak sanki...)
Forumda benim gibi bir kaç kişinin daha caz çalmakla ilgilendiğini biliyorum. Ancak rock-metal temelinden gelenler için bu gerçekten de çok zorlu bir süreç.
Şimdiki aklım olsaydı, caz gitarı çok daha farklı şekilde öğrenirdim ve çok daha fazla canlı çalma deneyimi kazanmaya çalışırdım.
Kendi hesabıma işe yaramayan yaklaşımları sayarak başlamak istiyorum. Ardından işime yarayan şeyleri sayacağım. Bu başlığın bu tip paylaşımlara uygun olduğunu düşünüyorum.
Başlığı link salatasına çevirmezsek sevinirim. Sahici deneyim paylaşımları daha anlamlı olur.

Caz gitar nasıl öğrenilmez? Aşağıda piyasanın sürekli pompaladığı, ama hiç bir işe yaramayan yaklaşımları sıraladım. Kişisel olarak tecrübe edilmiş şeylerdir.

1)Modlara odaklanmak: Klasik caz dili iki kaynaktan beslenir: Blues ve klasik müzik armonisi temelinde (bebop) gelişen fikirler. Modlar caza sonradan girmiştir ve eğer bebop-hard bop gibi klasik caz tınılarını üretmek istiyorsanız bunlar hiç bir işe yaramaz. Modlar ancak "fusion" olarak bildiğimiz (caz-rock desek de olur aslında...) kafalarda işe yarar, ama bu kafalarda çalan müzisyenler de genellikle klasik caz dilini çok iyi bilirler.
Yan, "şu akorun üzerine bu dizi/mod...." gak guku ile genellikle pek bir yere gidilmez.

2)Lick ezberlemek: Saksafon ve piyano gibi enstrümanlardan gelen hocaların en çok dayattığı şeylerden biridir. Bende hiç bir işe yaramadı. Bu gün farklı altyapılarda dakikalarca emprovize yapabilecek düzeydeyim, ama ezberleyerek öğrenebildiğim lick sayısı çok azdır. Diğer taraftan, bir sürü lick çalıyorum ! Pek bu nasıl oldu? Caz doğaçlaması dilinin gitar klavyesinde nasıl üretilebileceğine kafa yormaya başladım. Bu yıllar sürdü (halen de sürüyor...) ama belli bir noktadan sonra o licklerin gerçekte nasıl ortaya çıktığını anlamaya başladım. O noktada zaten lick ezberlemek de bir ihtiyaç olmaktan çıktı.
Lick ezberleyerek caz çalmak muhtemelen saksafon gibi enstrümanlar da çok işe yarıyor, çünkü bu sırada tonları da öğreniyorlar. Oysa gitarda bu bir mesele değil, Bm tonunda çaldığınız licki yarım perde aşağı kaydırın, Bb minör olur. Bunu saksafoncu yapamaz!

Lick ezberlemenin şöyle sakat bir tarafı daha var: Caz dili yeni bizim için yeni bir dil olsa bile (bu benzetmeyi yapan çok kişi var...), dil dediğimiz şey kalıpları ezberleyerek öğrenilmez.
Eğer konuşmaktan bahsediyorsak, dil dediğimiz şey duyarak (ve debelenerek)
öğrenilir. Emprovize çalarken de "lickleri hatırlamaya çalışmak" kadar rahatsız edici bir şey olamaz.
Ayrıca, diyelim ki lickleri ezberledik. Bunları uc uca ekleyerek daha uzun cümleler filan da çaldık. E peki bu nasıl emprovize? Şair olmak için şiir mi ezberlenir? Ezberden şiir okuyana şair mi denir yani???
Caz emprovizesinde bir çok klişe vardır ve çoğu önceden çalışılmıştır. Ama iyi bir emprovize her zaman spontan ( o anın içerisinde) yapılmış gibi de gelir. Bunu sağlayan şey, çalan kişinin melodik ve ritmik olarak o anda ürettiği bazı figürleri ve fikirleri, zaten bildiği o klişelerle birleştirmesidir. Yani mesele zibilyon tane lick ezberlemek değil, sınırlı sayıda ama çok iyi bilinen fikirleri farklı biçimlerde birleştirmek, ama bunu o anın içerisinde yapmaktır. Diğer müzisyenleri dinlemek (ilham...), ritmik olarak kuvvetli çalmak, kafasında duyduğu fikirleri emprovize sırasında söyleyip bunu bir yandan çalmayı denemek ... gibi yaklaşımlar sayesinde bu mümkün olur.

3)Cazı çalabilen ama anlamayan veya caz gitar kariyeri zayıf gitaristlerin kaynaklarına odaklanmak: Jody Fisher isimli adam bu sorunun tipik bir örneğidir. Adam caz çalmaya çalıyor da, kitapları berbat. Çünkü neyin neden çalındığını anlamıyor, cazı kendi öğreniş şekli (muhtemelen sezgisel) ve başkalarına anlatma şekli (önce teori sonra pratik...) muhtemelen çok farklı.
Bu adamın kitapları çok büyük ölçüde hikayedir ve o kitaplarla caz çalar hale gelmek neredeyse imkansızdır.
Tek gitarla fingerstyle jazz emprovizesi kitabı fena değildir hakkını yemiş olmamayayım. Zaten kendisi de o tarzda şeyler çalıyor gibi. Zaten topu topu iki albümü gözüküyor, daha çok hocalık yapıyor.

Bunun aksine, caz gitaristi olarak kariyerleri tartışmasız Jimmy Bruno (internet üzerinden çok sayıda video içeren bir caz gitar akademisi vardı vaktiyle...), Sid Jacobs, Mimi Fox, Sheryl Bailey, Randy Vincent (bilgileri ayrı bir seviyede...) gibi isimlerin kitapları, mikesmasterclasses ve truefire üzerindeki dersleri gerçekten iyidir.

Peki ne işe yarar? Yine tecrübeden gideceğim.
Öncelikle, caz dinlemek lazım. Severek ve isteyerek. Deliler gibi hatta mümkünse:) "Caz" derken, piyano üzerinde şarkı söyleyen kadın tiplemeleri ile yapılan eğlencelik salon cazı değil. Bebop, olmadı hard bop... Mümkünse her ikisi birden.
Yani "caz da öğreneyim biraz..." filan ile olmuyor o iş. Bunun için ayrıca başlık açacağım fırsat bulduğumda.

Pratiğe gelirsek...
1)Majör diziye hakimiyet: Sadece 1. derece akoru için değil, IIm7, V7 veya VIIm7b5 akorlarını da ait oldukları tonla özdeşleştirip çalabilecek şekilde,
Ör: Dm7 - G7 - Bm7b5 = C majör gibi...
m7 için kök sesinden bir tam ton aşağı Dm = C majör
V7 için bir tam dörtlü yukarı G7 = Cmajör
m7b5 için kök sesten yarım ses tize Bm7b5=C majör
Bu iyi bir başlangıçtır.

2)Temel triadlar ve 7li arpejlerine hakimiyet:
Majör, min, eksik beşli triadları. Melodik minör ile ilgileniyorsanız artık beşli de önemli.
Majör 7, minör 7, dominant 7 ve minör 7 b5 arpejleri.
Mutlaka bir sistem doğrultusunda, tek oktavlık şekilleri klavyenin farklı yerlerine uygulayarak öğrenmek gerek. Mesele bunları bir ömür boyu çalışmak değil yani...
Mesela, dominant 7 ve majör 7 arpejlerinde ben genellikle kök sesi 2. ve 4. parmağa alıyorum. Minör 7 - m7b5 için ise 1 ve 3. parmakta kök ses.
Bu arpejleri ait oldukları majör dizi ile birleştirmeye başladığınızda işin yarısı bitiyor zaten.

3)Kromatik geçiş sesleri ve "enclosure" süslemeleri: Bu sonuncu unsur ile caz dilini basbayağı çalar hale geliyor insan. Don Mock (efsane bir caz ve fusion gitaristidir) Target Tones Masterclass diye ince bir kitap yazmıştı bu konuda. Aynı şeyleri Sid Jacobs da bir miktar Complete Jazz Guitar Phrases... (Mel Bay) kitabının girişinde verir. Sheryl Bailey'nin de bu konuya ilişkin "melodic embellishment" diye bir dersi olsa gerektir mikesmasterclasses üzerinde...

4)Bebop dizileri (bebop dominant ve bebop majör): Buraya kadar ele alınan tüm unsurları birleştiren bu iki diziyi klavyede DOĞRU ŞEKİLDE kullanmayı öğrenirseniz, sizi kimse tutamaz:) Gerisi yaratıcılık ve pratik diyelim. Parça öğrenip, onların akor dizileri üzerine bunları uygulamak vs...
Sheryl Bailey'nin video dersleri (The Flow ve Family of Four...) ve Randy Vİncent'ın Line Games kitabı bu anlamda müthiştir.

Peki ben bunca lafı niye yazdım?
1)Çünkü yıllarca moral bozukluğu ve kafa karışıklığı içerisinde caz öğrenmeye uğraştım. Tam bir baş belası oldu benim için:) Cazı, özellikle de klasik caz sounlarını çok seviyordum, tekniğim de vardı bir miktar, ama o sesleri gitardan çıkartmayı bilmiyordum:( Dizilerle yıllarca uğraştım, hiç bir yere varamadım. Böyle hisseden başkaları da varsa, deneyimleri paylaşalım istedim. Bakalım konu nereye gidecek...

2)Çünkü ben bunları klavyede birleştiren (entegre) bir sistem geliştirdim/geliştiriyorum. Majör dizi kitabına bakmış olanlar zaten majör diziyi nasıl gördüğümü biliyor.
Ancak tabii hadise burada oldukça detaylı/karmaşık.
Kafamdaki her şeyi şu anda yazmam mümkün değil, ama "ilk iki aşamayı geçtim" diyen ve ilgilenen olursa belki zaman içerisinde bebop dizileri için bu sistemi bir miktar yazıya dökebilirim.
 
Son düzenleme:
Güzel başlık. Ben de saydığın bazı isimlerle ilgili tecrübelerimi yazayım.

Jody Fisher hakikaten kötü kitaplarıyla aklımda, kitapları da hala duruyor bende. Bazı iyi yerleri var tabi ama az miktarda ancak mesele o değil, cazı, ya da caz gitarı diyeyim kitaptan öğrenmenin imkansızlığını göstermesi açısından önemli bir yeri var bende. Zamanında çok uğraşmıştım metotlarıyla.

Bruno'dan vaktinde çok şey şey öğrendim, metodu, sitesi bende hala duruyor. Başlangıç için gayet iyidir. Etütlerini tek tek Guitar pro'ya yazıp çalışmıştım ey gidi, ne emekler.

Mimi Fox da fevkalede gitaristtir, çok şey öğrendim ondan da Bruno gibi.

Don Mock'un kitapları caz değil de fusion suları, baştan aşağı satır satır geçtim onları, edisyon yapıp çalışmıştım Gambale ile beraber.

Vincent evet bambaşka bir şey ama artık caz işlerinden uzaklaştığım döneme geldi, içeriğini anlıyorum, müthiş ama üstüne düşemedim.

Şöyle demişsin, "Çünkü yıllarca moral bozukluğu ve kafa karışıklığı içerisinde caz öğrenmeye uğraştım. Tam bir baş belası oldu benim için:) Cazı, özellikle de klasik caz sounlarını çok seviyordum, tekniğim de vardı bir miktar, ama o sesleri gitardan çıkartmayı bilmiyordum:( Dizilerle yıllarca uğraştım, hiç bir yere varamadım."

Benim tecrübem, önce hoca hoca gezmek oldu, neredeyse tüm caz gitaristleri abilerimizden diyelim, bire bir ders aldım, kısa kısa. Sonra, tonla materyali iyice inceleyip sonunda verim alabildiğim bazı iyi kaynaklar elime geçti, mesela Bruno, temel için iyi geldi, ufkumu açtı. Başladım ufaktan kendi çalışma programımı ve basit metdumu hazırlamaya. Sonra Warnock'un internet sayfası ve Youtube'da bir alman gitaristin sayfası çok faydalı olmuştu. O sırada caz derslerine, orkastra içinde çalma derslerine katılınca bazı şeyleri daha iyi anladım. Ama yaş da geçince başka konular ağır basıyor artık pek ilgi de kalmadı açıkçası.

Efektsiz filan, kupkuru caz gitar tonlarıyla çalmak, etüt yapmak, transkript yapmak çok zevkli ve gitarı gerçekten derinlemesine öğrenme yolu benim için.

İlk iki aşamayı da bazı başka aşamaları da geçtim aslında, bu yakınlarda bir miktar yine çalışma da yaptım, haftaya tekrar döneceğim. Biraz metot diyebileceğim bir şey oluştu, her gitaristin bir metodu olmalı diye düşünürüm açıkçası. "Neye çalışacağız abi?" sorusunun cevabı çoktan bulunmuş olmalı. Benim derdim o oldu. Epeyce de mesafe aldım kendimce. Lick ezberlemek filan değil de bir büyük gitaristinin çok iyi ve hayranlıkla dinlenmesi yolu bende bir kapı açtı. O da Joe Pass oldu, Montgomery'i de severim ama Joe Pass üstüne çok düşünce gerçekten caz gitar dinlediğimi hissettim. Yoksa kitapmış, lickmiş, hele hele armoni dersleri açıkçası hiç bir işe yaramıyor. Hayranlık müessessine katılmak lazım, o cin içe öyle giriyor ancak, bende işe yaradı.

İlla basit bir şey söylemem gerekirse, en basit olarak drop chordlarla ve pentatonik diziyle groove ederek basit cümleler çalabiliyorsa gitarist adayımız, tonu da efektsiz filan yumuşak o caz tonunu veriyorsa yola girilmiş demektir bana göre.

Bu arada daha somut bir şey yazayım meraklısına, illa caz soundu çıksın deniyor, drop chordlarla düşünmeyi öğrenmek gerekir. Önce Neşet Ruacan'dan (yazdığı küçük bir kitabı var bende bu konuyla ilgili) sonra da Bruno'dan öğrendiklerimle bunun çok faydasını gördüm. Konu caz gitarsa, drop chord, nokta atışı, sonra, groove eden bir beden dili, evet tüm bedenle çalıyoruz, sonra da küçük basit cümleler, ne lick ne de caz standartlarını kağıda bakarak çalma hikayesi.
 
Son düzenleme:
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Yoksa kitapmış, lickmiş, hele hele armoni dersleri açıkçası hiç bir işe yaramıyor.
Şu cümle, bütün caz gitar hocaları için bir utanç kaynağı olmalı. Ben kafayı buna taktım zaten. Armoniyi gitar klavyesine dökemiyorlar gerçekten de.
Buna en yaklaşmış adam Pat Martino'dur bence. Ama o da aslında kendi hatlarını nasıl yarattığını izah edemez. Yani Dm7-G7alt = Fm7-Bb7 =Abm7-Db7 eşitliklerini caz gitaristlerine en net anlatmış ilk adam o bence, ama o bir tane Fm7 üzerine hatları nasıl yaratıyorsan diye sorarsan, onun yanıtı yok. Vaktiyle Linear Expressions üzerinden kullandığı melodik parçacıkları (melodic cells) analiz etmiştim. Harika fikirler var, ama aslında çoğu bebop dizilerindeki şeylerden geliyor.

Bu anlamda şöyle bir tespitim de var: Caz gitarda akorlar konusunda bir kaç tane çarpıcı kitap var (biri de Randy Vincent - Three Note Voicings and Beyond...)
Ama caz gitarda emprovize (özellikle de single note emprovize) konusunda halen gerçek anlamda düzgün bir kitap yazılamadı. Vincent'ın Line Games, son dönemdeki en çarpıcı deneme içerik olarak, ama sistematik yok. Daldan dala atlıyor, konuya ortasından başlıyor. "Gitar dostu" değil, o anlamda da çok sorunlu.
Ama etrafta vaktiyle "kaynak" diye gezinen öyle berbat şeyler var ki, bunları ben olsam yasaklarım; o kadar zararlılar.

Mesela, William Levitt denilen adamın icat ettiği majör dizi çalma biçimleri tümüyle kolpadır. Şurada saydığımız büyük caz gitaristlerinin hiç biri o saçmalıkları kullanmaz. Berklee Modern Guitar Method Cilt 3 o anlamda gerçekten deli saçmasıdır.

Ama benim için en anlamsız ve saçma kitap, Ted Greene'in "Single Note Soloing Volume 1" olmuştur. Bir abimizin kütüphanesinde bulup (sene 94, kaynak filan hak getire...) fotokopi almıştım. Böyle saçma bir kitap olamaz. Sersem herif üşenmemiş, oturup sayfalarca arpej kombinasyonu yazmış dizilerden. İşin komiği, adam tartışmasız çok büyük üstat. Akor kitaplarını bir nesil yemiş bitirmiş, herif tek gitarla deli gibi armonizasyonlar çalıyor. Ama Fisher'daki sorun onda da var. Hocalık vasfı yok, sayfalarca bilgi yüklemesi sadece.

Her iki kitabı da kişisel caz gitar deneyim tarihimden silebilmiş olmayı isterdim.
 
Şimdi, Ted Greene gibileri tam olarak "Batı Kafası"nı temsil eden adamlar, tabi bu başlı başına bir konu, basitçe kafadan ibaret adamlar diyeyim. Caz müziği, batı müziğinin içinde yol almaya çalışan Afrika geleneksel kültüründen gelen insanların yol açtığı bir hadise en kestirmeden, yani sözlü gelenekten gelenlerin hikayesi. Onun için Greene kafası bir çözüm getiremez.

Levitt'in ilk iki kitabını bir kaç defa baştan sona geçtim, hatta sanıyorum ilk kitaptaki düetleri de çalıp kaydetmiştim ancak 3. cilde dokunmadım. Faydası olur mu olur ama işte Joe Pass dedik ya, işte o varken tamamen boşa düşüyorlar. Ben bir dönem Joe Pass'in epey materyalini yazıp çalışmıştım, adam bir deha ve üstünde çalışırsa müzisyen için büyük bir hoca diyebilirim.

Martino'nun acaip bir kitabı vardır ki eğer inceleme imkanı bulysan daha evvel konuştuğumuz şu kişilik tipleri haritasına benzetirim hep onu. Ancak oturup da ona da bakamadım derinlemesine. Martino geometrik düşünüyor, orası tamam ama üstüne ayrıca düşmek gerekir. Truefire videosu da yaptı sonra, o da benzer şekilde.

Bu iş sezgisel zekaya varır sonunda, gitar çalmaktan daha beteri şarkı yazma konusu var ki, bataklıktır. Ne demek istiyorum, yani milyonlraca şarkı varken halihazırda, kimsenin yazmadığı şeyi nasıl bulup çıkaracağız sorusu gerçekten bataklıktır. Bu konuyu bilen konuşmaz, konuşan da bilmez.
 
Aslında konu basit bir yandan,

1. Drop chordları en azından bir iki pozisyonda çalabilmek. Drop chordlar pianistik caz gitarın bel kemiği.
2. Bir standarttan alınmış tek bir bölümle, diyelim ki Autumn Leaves A section üstüne, backing track yapıp üstüne düzenli olarak akorları çalmak. Akorları groove ettirmek, o sihirli aksanları, senkopları, slideları yapmak çok önemli. Nasıl olduğu bir sonraki maddede.
3. Guide tone'larla, dyadlarla, davul-bas ikilisi backing track üstünde küçük akorları çalabiliriz. Küçük akor nedir? Shell vocing... Drop chord çalıştık başta, şimdi onları üç sesli, iki sesli hallere (ikis ses akor tanıma uymaz tabi ama altta bas çaldığı için işimizi görür.) indirgeyerek çalabiliriz. Bunu yapmaktan maksat, her drop chordla eşlik çalmak akıcı olmaz, basılan ses sayısı azaltılmalıdır yerine göre.
4. Armoninin gidişe göre outline olarak scale ve arpejlerle tüm şarkı ya da hangi bölümse çalınan, baştan sona çalınabilmeli. Bundan sonra, single-note line çalmaya geçebiliriz.
5. Önce pentatonik bir yada iki pozisyonda tatlı sevimli kısa cümlelerle çalmak ama gerçekten hissiyatı vererek. Klavyeyi yukarı aşağı yardırmak değil, çok az nota ile.
6. Sonra, major (ionian), dorian ve dominant (mixolydian) scale için, başta 3'lüleri çalarak basit küçük linelar çalmak. Başlarda gamı nerede başlayıp nerede bitireceğimizi oturtamayacığız, o da altta akor seslerini 1-3-5 sesleri ile gam seslerinin zamanlamasını etüt ederek olacaktır.
7. Bundan sonra II-V-I'leri, ufak ufak başlayabiliriz.
8. Uygulamaya göre arada bir yerlere enclosure da eklenmeli.


Ezberden bir plan çıkardım, arada atladığım şeyler vardır mutlaka.

Backing track için de, band in a box ya da irealpro olabilir. 2003'den beri band in a box kullanıyorum ancak iyi ses verse de aptal bir yazılım, çok yer kaplıyor, çok pahalı. Bu ara irealpro aldım, hem ucuz hem pratik, sesleri süper değil ama çalışmaya yetiyor. Fakat tabi daha gerçekçi, daha groove eden bir şey lazım olacak illa ki, yeni keşfettim, genius jamtrack diye program, çok gerçekçi backing trackleri var, hatta muhteşem diyebilirim, ancak telefon ve tablette şimdilik. Fiyatı 200 tl gibi bir şeydi.

Unutmadan, çok önemli; bol bol kendini kaydetmek çok yararlı. Küçük bestecikler çıkıyor, insan kendi tonunu yakalıyor, hatalarını görüyor filan. Çok önemli, mümkünse görüntülü olması motivasyon kaynağı olabilir.
 
Son düzenleme:
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Bu kitap çöplüğü meselesi, batı dünyasının her şeyi satabileceği düşünmesinden kaynaklanıyor, hadi büyük laflar da edelim. Bu kaçınılmaz ve sadece efendim gitarmış, cazmış filan değil, sen de iyi biliyorsun ki her konuda böyle. Dünya, batının büyük bir çöp satıcısı olduğuna uyanamadı. Neyse bu başka bir damar:)
Şu genius jam track işini ilk defa duydum. En kısa zamanda bakacağım.
Çöplük meselesi dediğin gibi cazın çok ötesinde bir sorun ama, arada iyi şeyler de kaynıyor ne yazık ki.

Çöp olmayan, ama pek üzerinde de durulmayan bir kaç kitap-yazar var yakaladığım.
Andrew Green ikimizin de favorisidir malum. Jazz Guitar Soloing benzersiz bir kitaptır bence.

Garrison Fewell - Jazz Improvisation for Guitar "A melodic approach" ve "A harmonic approach" isimli iki kitabı var. "Melodic" olan özellikle çarpıcı. Kesinlikle sıradışı, basit melodik yaklaşımları vurgulaması açısından özellikle... İnternet üzerinde pdfi de bulunuyor sanırım.

Bruce Saunders: Simetrik diziler üzerine iki kitabı var (Diminished ve whole tone için). Melodik minöre odaklandığı bir de Melodic Improvising var. Motif odaklı ve post bop kafalarında bir adam. İçerikler düzgün.

Sid Jacobs: Sen çok tutmazsın ama, Mel Bay Private Lessons serisindeki 40 sayfalık The Changes kitabı, bu adamın akorlara yaklaşım konusunda yazdığı tek kitaptır, gerçekten güzel malzeme var içinde.

Son olarak Miles Okazaki - Fundamentals of Guitar. Bu gerçekten acaip bir şey. 160 sayfa.
Martino'daki bahsettiğin geometrik yaklaşımı gitardaki her şeye uygulamış bu adam. Ömürlük bir kitap, çalışmakla bitmez. Modüler yazılmış, her konsept bir kaç sayfa, ama adam permütasyon kafasında birisi. Dyad ve triadlar için on iki ton kafasıyla bütün olasılıkları verdiği şekiller var (rahmetli Goodrick olsa sadece notasını yazardı tembel herif..). Anlatılmaz, yaşanır diyeyim:)
 
Andrew Green bende de vardı bir yerlerde, Fewell'in kitabı evet, el yazısı gibi olanı diyorsun sanırım, Jacobs'u ve Saundersi de hatırlar gibiyim bir bakarım, olması lazım amcak Okazaki'yi duymadım gibime geliyor. Ona da bakarım. Bu muhabbet iyi oldu, tazelenme hissettim.
 

Youtube videolarına bakmak için de: https://www.youtube.com/@geniusjamtracks1467/videos

Forumlardan bir yerlden okumuştum, bu programdaki sıkıntı, export almaya izin vermiyor yanlış hatırlamıyorsam. O yüzden şimdilik uzak durdum, yoksa fiyatı da irealpro'ya göre daha ucuz. İrealpro pratik, anında görüntü. Hemen çalakalem pratik yapmak için güzel ancak akor yazımı ve editleme ne kadar pratik henüz bilemiyorum.

Mac'de görüntülü kayıt için de şunu tavsiye edebilirim, reaper filan kullanmadan. Loopback adında bir program var, onda sinyal akışı ayarlanabiliyor ve doğrudan irealpro'nun çıkışını kendinde input olarak görüyor, diğer inputa da ses kartından gelen gitar sinyali alınır, ses seviyeleri ayarlanıp photobooth'a kayıt alınır. Bir preset yaptım loopback'de, onu açıp sonra photobooth açıp hızlıca kayıt görüntülü kayıt almak çok pratik.

Altta sinyal akışını gösterdim, input, jam 96 küçük ses kartı ile irealpro. En sağda da outputun hangi hoparlörden olacağını gösteriyor, bende ekran monitörü imiş. Çalarken küçük bir gecikme oluyor bende ana ses kartını açmadığım için, o da bedava delay efekti sağlıyor, çalmaya manisi olmuyor açıkçası. Sende de sıkıntı olmaz herhalde. Mavi renkli çizgiler, kablo oluyor, mouse ile tutup tak çıkar yapılıyor.

 
Son düzenleme:
Geri
Üst