Söz ve melodileri hazır olan şarkıları enstrümana dökemiyorum.org ve müzik teorisini aynı anda öğrenmeye çalışırken afalladim ve tikandimLütfen tavsiy

Uzun zamandır yazdığım sözleri ve oluşturduğum melodileri şarkı haline çevirmek için orgda müzik teorisine çalışıyorum.Org çalmayı bilmediğimden ve müzik teorisinden bihaber olduğumdan önce YouTube'dan iyi bir hocayı izledim. Evet bu nota okuma becerisi kattı fakat kendi sarkilarimi yapmak için hiç yol kat edemedim. Daha sonra müzik teorisine başladım. Her şeyde ilerleyeceğim derken elde var sıfır hissediyorum.kendi bestelerini yayınlamak isteyen biri olarak bana hızlı ilerlememde ne tavsiye edersiniz(hızlı dememdeki sebep her şey emekle ve zamanla olur bunu biliyorum, dört beş aydır dönüp dolaşıp ilerleyemedigim için öyle yazdım)
 
Merhaba. Öncelikle kendi müziklerini senin gibi yayınlamaya çalışan bir grubun üyesi olarak sadece sana şunu sormak istiyorum: İlla kendin mi çalman lazım yoksa yardım ister misin :)
 
Uzun zamandır yazdığım sözleri ve oluşturduğum melodileri şarkı haline çevirmek için orgda müzik teorisine çalışıyorum.Org çalmayı bilmediğimden ve müzik teorisinden bihaber olduğumdan önce YouTube'dan iyi bir hocayı izledim. Evet bu nota okuma becerisi kattı fakat kendi sarkilarimi yapmak için hiç yol kat edemedim. Daha sonra müzik teorisine başladım. Her şeyde ilerleyeceğim derken elde var sıfır hissediyorum.kendi bestelerini yayınlamak isteyen biri olarak bana hızlı ilerlememde ne tavsiye edersiniz(hızlı dememdeki sebep her şey emekle ve zamanla olur bunu biliyorum, dört beş aydır dönüp dolaşıp ilerleyemedigim için öyle yazdım)
Hangi konulara calistin bu gune kadar?
 
Gamlar, modlar bir yandan da org için YouTube'daki derslerde ilerledim ama tikandim tabi
Majör dizinin armonizasyonunu (her bir dizi derecesi üzerine kurulan akorları) öğrenin.
Daha sonra bu akorları o dizide kendisinden 4 sonraki akora bağlacak şekilde çalın. Buna "marş armonik" denir.
Ör: C majör akoru - F majör akoru - B eksik beşli akoru- E minör akoru (bu majör de olabilir duruma göre) - A minör akoru - D minör akoru - G majör akoru - C majöre geri dönüş.
Temel akor pratiği bunlarla başlamalıdır. Arkasından bu akolrarı daha farklı şekillerde birbirine bağlamayı ve başka tonlardan akorları da buraya eklemeyi öğreneceksiniz.
Sizin konumunuzdaki insanların mükemmel kulağı veya yeteneği olmadan söz ve şarkı yazması genellikle çok kötü sonuç verir, çünkü armonik hareket, şarkı formu vs konularına dikkat etmediğiniz için, şiir gibi şarkı sözü yazıp buna melodi uydurmaya çalışırsınız. İstisnalar vardır, ama çok nadirdir. Çok daha mantıklı olan şey, akorları çalıp birbirine bağladıkça ortaya çıkan ilhamla melodi yazmaktır. Çünkü şu anda önceden yazdığınız melodilerer akor bulmaya çalışmak durumundasınız ki, bu aslında daha ileri düzey bir beceri. (aranjörlerin yaptığı şeylerden biri budur mesela...).
Armoni öğrendikçe elinizdeki "şarkıların" çok bir anlamı kalmayabilir, o yüzden sözleri yeniden bestelemeyi ve editlemeyi de ihtimaller arasına dahil edin. Çok sesli müziğin temellerini anlamadan bu tarzda beste yapmak iyi bir fikir değil. Bunlara besteden/şarkıdan ziyade taslak melodiler gözüyle bakın. Şarkı sözleri; vurguları-kafiye örgüsü-hece sayılarıyla müziğin duygusunu ve enerjisini yansıtmalıdır. Dikkat edin, "anlam" demedim. Ne yazık ki amatör şarkı yazarları çoğu zaman şarkı sözü değil şiir yazarlar ve bütün meselenin sözlerdeki hikaye olduğunu zannederler. Bunun nedeni, müziği oluşturan faktörleri yeterince anlamamalarıdır. Anladıkça şarkı sözü yazma biçiminiz de değişmelidir.
Bunun tek istisnası, "ozan" denilen müzisyen tipidir, onların derdi zaten müzikten ziyade sözlerle bir şey anlatmak veya mesaj vermektir. Eger bu kafadaysanız o zaman zaten basit bir kaç akor dizisi çalıp bunların üzerine sözlerinizi kullanarak şarkılarınız yeniden oluşturmak en kolayı olur.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #9
Majör dizinin armonizasyonunu (her bir dizi derecesi üzerine kurulan akorları) öğrenin.
Daha sonra bu akorları o dizide kendisinden 4 sonraki akora bağlacak şekilde çalın. Buna "marş armonik" denir.
Ör: C majör akoru - F majör akoru - B eksik beşli akoru- E minör akoru (bu majör de olabilir duruma göre) - A minör akoru - D minör akoru - G majör akoru - C majöre geri dönüş.
Temel akor pratiği bunlarla başlamalıdır. Arkasından bu akolrarı daha farklı şekillerde birbirine bağlamayı ve başka tonlardan akorları da buraya eklemeyi öğreneceksiniz.
Sizin konumunuzdaki insanların mükemmel kulağı veya yeteneği olmadan söz ve şarkı yazması genellikle çok kötü sonuç verir, çünkü armonik hareket, şarkı formu vs konularına dikkat etmediğiniz için, şiir gibi şarkı sözü yazıp buna melodi uydurmaya çalışırsınız. İstisnalar vardır, ama çok nadirdir. Çok daha mantıklı olan şey, akorları çalıp birbirine bağladıkça ortaya çıkan ilhamla melodi yazmaktır. Çünkü şu anda önceden yazdığınız melodilerer akor bulmaya çalışmak durumundasınız ki, bu aslında daha ileri düzey bir beceri. (aranjörlerin yaptığı şeylerden biri budur mesela...).
Armoni öğrendikçe elinizdeki "şarkıların" çok bir anlamı kalmayabilir, o yüzden sözleri yeniden bestelemeyi ve editlemeyi de ihtimaller arasına dahil edin. Çok sesli müziğin temellerini anlamadan bu tarzda beste yapmak iyi bir fikir değil. Bunlara besteden/şarkıdan ziyade taslak melodiler gözüyle bakın. Şarkı sözleri; vurguları-kafiye örgüsü-hece sayılarıyla müziğin duygusunu ve enerjisini yansıtmalıdır. Dikkat edin, "anlam" demedim. Ne yazık ki amatör şarkı yazarları çoğu zaman şarkı sözü değil şiir yazarlar ve bütün meselenin sözlerdeki hikaye olduğunu zannederler. Bunun nedeni, müziği oluşturan faktörleri yeterince anlamamalarıdır. Anladıkça şarkı sözü yazma biçiminiz de değişmelidir.
Bunun tek istisnası, "ozan" denilen müzisyen tipidir, onların derdi zaten müzikten ziyade sözlerle bir şey anlatmak veya mesaj vermektir. Eger bu kafadaysanız o zaman zaten basit bir kaç akor dizisi çalıp bunların üzerine sözlerinizi kullanarak şarkılarınız yeniden oluşturmak en kolayı olur.
Yazdıklarınıza katılıyorum, evet tanımlamak gerekirse ki taslak melodi olarak tanımlayabiliriz. Beste ya da müzik demek için nota tanimlamalarini oluşturmam gerektiğini biliyorum. Açıkçası melodilerime şuan nota tayin edemesem de (yazdığınız gibi aranjörlerin yaptığı iş bu ve bu daha zor bir iş) açıkçası oluşturduğum melodilere güveniyorum. Bunu şu bağlamda söylüyorum, tekrar akor kurup onun üzerine oluşturduğum şarkıları değiştirmek istemiyorum açıkçası. Oluşturduğum melodileri şarkıya dökmek için ilk paragrafta dediğiniz şeyleri uygulayacağım, teşekkür ederim
 
Şarkılarınızı bir teybe kaydedip enstrüman çalan bir kişiden yardım alın. Beste yapmak için müzik teorisini öğrenmeye gerek yoktur. İstanbul'daysanız ben yardımcı olabilirim.
 
Şarkılarınızı bir teybe kaydedip enstrüman çalan bir kişiden yardım alın. Beste yapmak için müzik teorisini öğrenmeye gerek yoktur. İstanbul'daysanız ben yardımcı olabilirim.
Hocam merhaba, İstanbul'da değilim ama kendi şarkılarını söylemek isteyen biri olarak tek çare İstanbul'a gelmek zorunda gibiyim. Bu konuda tavsiyelere açığım. Elektrik elektronik mühendisliğinden mezun olduğum için kendi arkadaslarimdan çok müzikle ilgilenen yok fakat az da olsa ilgilenen birkaç arkadaşıma soruyorum enstrümana dökmek için.
 
Buarada müzik teorisini bilmeden nasıl olacak:/
Sezen Aksu'ya soralım:)
Size verdiğim yanıtta söylemiştim. Müthiş kulağı olan ve çok iyi müzik dinleyen insanlar, bu şekilde şarkı yazabilir. Benim de böyle bir arkadaşım vardı. Yapanlar var.
Ancak pek çok kişi bunu yapamaz. Bu da müziği gerekli şekilde dinlemiyor olmalarından kaynaklanır. Bir şarkıyı şarkı yapan şey, "şarkı formu" denilen iskelettir. Şarkı formu, şarkının belli bir giriş-gelişme-sonuç niteliği olmasını, dinleyen diğer insanlar tarafından kolaylıkla kavranmasını sağlar. Şarkıda tekrar eden (böylece diğer insanları da şarkıya ortak eden) unsurlar da yine bu form ile belirlenir. Şarkı formlarına hakim olan insanlar, kulakları da iyi ise teori bilmeden de şarkı yazabilir.
 
Kesinlikle. Muzik teorisi zaten adindan belli teoridir. Kanitlanmamistir.

Şaka bir yana... 🤣
Teori, aslında "kuramsal" (nazari) bilgi anlamına gelir, pratiği açıklar. Pratikle test edilir.
Teori sözcüğü, günlük hayatta başka şekilde kullanıldığı için ("bir teorim var..."), yanlış anlaşılmaya müsaittir.
Pozitif bilimlerde teori, bütün bilgileri sistematize eden çerçevenin adıdır (yasaları da açıklar ve üzerindedir). Bu, bir teorinin yanlış olamayacağı anlamına gelmez, ancak gerçek anlamda bir bilimsel teorinin yanlışlanması son derece zorlu bir süreçtir ve bunun nedenleri de sadece "bilimsel" değildir. Bilimsel bir paradigmanın oluşması meselesi Kuhn'dan bu yana epeyce tartışılan ve kutuplaştırıcı bir mesele.
"Müzik teorisi" de kabaca bu anlama gelir; pratiği açıklayan sistemli bilgi çerçevesidir. Ancak neticede müzik dediğimiz şey (akustik-ses fiziğinden bahsetmiyorum) doğası gereği estetik yargılar/değerler doğrultusunda oluşmuştur. Değerler ise pozitif bilimin konusu olamaz, o yüzden burada "kanıtlamak" diye bir şeyden bahsetmek doğru olmaz.
 
Buarada müzik teorisini bilmeden nasıl olacak:/
Teori dediğiniz yapılan bir şeyin bilimsel temellerini oluşturmak, başka kişilere anlatmak, diğerleriyle aynı telden konuşabilmek için gereklidir. Şarkı yapmak için teori bilmeye gerek yoktur. Aşık Veysel'in teoriden haberi yoktur. O sazının düzenine göre çalar, duyduğu sesleri kopyalar, olaylardan etkilenir ve şarkılarını, türkülerini yapar, söyler.

Teori bilmek şarkıları düzenlemek için gerekli olabilir. Örneğin çok basit olacak ama "şarkımız blues, swing tempo, 90 bpm, Bb gamında" dersin ve çalarsın. Teori bilen müzisyenler tahminen hemen buna uygun eşlik edebilir. Bu terimlerin her birinin teorisi yazılmıştır, bellidir. Ama başlangıçta müzik vardır, ondan sonra teori gelir.

Teori bilin. Ama teori bileceğim diye şarkı yapmaktan vazgeçmeyin.

En sevdiğim Ferhan Şensoy anekdotu: (Çarşamba'yı Sel Aldı ağıdından bahsediyor.) (Bilmem kim) Ozan, Çarşamba deresi üzerindeki köprüde ayaklarını dereye doğru sarkıtıp, "ulan alsa alsa bu Çarşamba'yı ne alır? Alsa alsa sel alır!" diyerek yakmamıştır bu ağıdı. Çarşamba'da sel olmuştur, insanlar ölmüştür ve bu ağıt yakılmıştır.

O nedenle, bırakın şarkılar yazılsın, teorisi arkadan gelir.
 
Hocam merhaba, İstanbul'da değilim ama kendi şarkılarını söylemek isteyen biri olarak tek çare İstanbul'a gelmek zorunda gibiyim. Bu konuda tavsiyelere açığım. Elektrik elektronik mühendisliğinden mezun olduğum için kendi arkadaslarimdan çok müzikle ilgilenen yok fakat az da olsa ilgilenen birkaç arkadaşıma soruyorum enstrümana dökmek için.
Gelin, yardımcı olalım. Emekli makina mühendisiyim. :)
 
Son düzenleme:
. Aşık Veysel'in teoriden haberi yoktur.


Buna kiziyorum iste... Ahmet Kutsi Tecer ismini bir arastir. Belki utanirsin...

Ayrica Anadolu'da aşık gelenegi muzik teorisi dedigimiz zikkimi zaten usta-cirak iliskisi icinde aktaran derya deniz bir gelenektir.

Aşık Veysel; dunyaya mâl olan bir muzisyendir. Muzik teorisini bilmedigini dusunmek... Cok ayip...

Asık Veysel senden kesin ama; benden daha iyi muzik teorisi biliyordu eminim. Sadece muzik degil, edebiyata da o kadar hakimdi ki besteledigi eserlerinin bir esi dahi cikmadi.

Aşık Veysel'in teoriden haberi yoktur. O sazının düzenine göre çalar, duyduğu sesleri kopyalar, olaylardan etkilenir ve şarkılarını, türkülerini yapar, söyler.

Sesleri kopyalar dimi... Evet...

Dunyada kullanilan modlar, isimlerini Anadolu topraklarinda var olmus medeniyetlerden almisken, "medeni CESARETİNİZE" hayran olmamak elde degil.

Ama Asık Veysel'e de kopyaliyor demezsin be adam. Ayiptir!
 
En sevdiğim Ferhan Şensoy anekdotu: (Çarşamba'yı Sel Aldı ağıdından bahsediyor.) (Bilmem kim) Ozan, Çarşamba deresi üzerindeki köprüde ayaklarını dereye doğru sarkıtıp, "ulan alsa alsa bu Çarşamba'yı ne alır? Alsa alsa sel alır!" diyerek yakmamıştır bu ağıdı. Çarşamba'da sel olmuştur, insanlar ölmüştür ve bu ağıt yakılmıştır.

Ayni FERHAN SENSOY, tiyatrolarinda kullandigi kendi besteleri, siir ve muzikleri icin " Bunlar muzikal degeri olan seyler degil, ben muzisyen oldugumu iddia etmiyorum. Edersem bu isi gercekten yapan muzisyenlere hakaret etmis olurum. Ben tiyatrocuyum, muzisyen degilim. Oyle bir iddiam da yok" diyor.
 
Geri
Üst