Barış Akarsu

baris%20akarsu%201.jpg

TÜRKİYE HAPKİDO FEDERASYONU YÖNETİM KURULU ÜYESİ

BARIŞ AKARSU O İYİ BİR HAPKİDOCU VE DÜNYA FEDERASYONUNDAN SİYAH KUŞAK 1.DAN SAHİBİYDİ. ÖLÜMÜNÜN ARDINDAN HAPKİDO FEDERASYONU 25-26 AÐUSTOS 2007 TARİHİNDE 1.TÜRKİYE BARIŞ AKARSU HAPKİDO ŞAMPİYONASI DÜZENLEYECEK. ŞAMPİYONAYA YURT DIŞINDAN VE KORE'DEN KATILIMLAR OLACAK.



http://www.hapkido.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=60&Itemid=78

BARIŞ AKARSU kısacık ömrüne o kadar çok şey sığdırdı ki.. Yalnızca siyah kuşak 1. dan bir hapkidocu değildi, lisanslı yelken sporcusuydu , lisanslı basketbolcuydu..

Yönetici Uyarısı: Mesajınız düzeltilmiştir. Tamamı bold, italik, büyük karakterde ya da renkli yazmak Forum Kurallarına aykırıdır.Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
YÜKSEL AYTUÐ/sabah gazetesi(27.07.07)



--------------------------------------------------------------------------------
Barış'ın Leyla'sı yetim kalmasın

Yine O'nu yazacağım. Garip bir duygu... Sanki yaşıyormuş da ben, yazmaktan vazgeçtiğim gün gerçekten bu dünyadan ayrılacakmış gibi hissediyorum. İsmini ne kadar anarsam, ruhu o kadar soluk alıp-verecekmiş gibi geliyor. Barış'ın hayranları da mesaj yağdırıyorlar. "Ne olur onunla ilgili yazmaktan vazgeçmeyin Yüksel Bey. Çünkü bu dünyada onu en iyi anlayan ve anlatan insanlardan birisiniz" diye adeta yalvarıyorlar. Ama daha önce de dediğim gibi, yanlış anlaşılmaktan kaygılıyım. Malum, onun acısından reyting ve tiraj damıtmaya çalışan öyle çok insan var ki... Hayranları, onun hazırlık yaptığı üçüncü albümünün piyasaya çıkıp, çıkmayacağını, eski şarkılarından bir albüm ya da Akademi Türkiye'deki görüntülerinden bir DVD yapılıp, yapılmayacağını soruyorlar. Ne yazık ki, üçüncü albüm henüz kayıt aşamasına gelmeden Barış aramızdan ayrıldı. Yani yeni albüm için stüdyoda seslendirilen bir tek şarkı bile yok. DVD için de ilgili kuruluşlar arasında bir mutabakat sağlanmış değil. Ama Barış'ın stüdyoya girip, söylediği son bir şarkısı var ki, benim gönlüm onun yok olmasına razı değil. Barış, Ezgi'nin Günlüğü grubunun 25. yılı nedeniyle yapılan bir özel albüm için stüdyoya girip "Leyla"yı okumuş. Hem de ne okumak... Henüz dinleme imkanım olmadı ama kaydı dinleyenler anlata anlata bitiremiyorlar. Ezgi'nin Günlüğü'nün bu tribute albümü için stüdyoya giren ünlüler arasındaki tek "yeni nesil" şarkıcı ise Barış Akarsu imiş... Ancak Ezgi'nin Günlüğü, Leyla'yı albüme dahil edip, etmemek konusunda tereddütlü. Onların da endişesi, "Barış'ın hatırasını kullanıyormuş" gibi algılanmak... Bu yazıyı, onları cesaretlendirmek ve Barış hayranlarının "dinmeyen arzusunu" gerçekleştirebilmek adına yazıyorum. Sevgili müzisyen dostlar, korkmayın, samimiyetinizden kimse şüphe duymayacaktır. Lütfen Barış'ın "Leyla"sını yetim bırakmayın...



Leyla

Bir sabah çıksam
kaybolsam
Dönmesem kalsam
anılarda

Belki bir sevda
türküsünde
vurulurdum
Gel künyemi al
dağlardan

Aşk nedir söyle,
kayboldum
Belki bir düşte
unutulmak

Her sabah bir dev
masalında uyanınca
Hep çocuk kalmak
kurtulmak

Kar yağıyor bu gece
Öyle beyaz ki şehir
Anlamak bir
ömür sürer
Hayat niye kirlenir


http://www.sabah.com.tr/gny/aytug.html

Yönetici Uyarısı: Mesajınız düzeltilmiştir. Tamamı bold, italik, büyük karakterde ya da renkli yazmak Forum Kurallarına aykırıdır.Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
sevilay_06 demiş ki:
YÜKSEL AYTUÐ/sabah gazetesi(27.07.07)



--------------------------------------------------------------------------------
Barış'ın Leyla'sı yetim kalmasın

Barış'ın stüdyoya girip, söylediği son bir şarkısı var ki, benim gönlüm onun yok olmasına razı değil. Barış, Ezgi'nin Günlüğü grubunun 25. yılı nedeniyle yapılan bir özel albüm için stüdyoya girip "Leyla"yı okumuş. Ancak Ezgi'nin Günlüğü, Leyla'yı albüme dahil edip, etmemek konusunda tereddütlü. Onların da endişesi, "Barış'ın hatırasını kullanıyormuş" gibi algılanmak... Sevgili müzisyen dostlar, korkmayın, samimiyetinizden kimse şüphe duymayacaktır. Lütfen Barış'ın "Leyla"sını yetim bırakmayın...



http://www.sabah.com.tr/gny/aytug.html

Bu çalışma albüme dahil edilmelidir.. Karşılıklı istenmiş ki Barış da projeye dahil olmuş.. İstemese olmazdı.. Şimdi abuk sabuk söylentiler çıkacak diye yapılan iş göz ardı edilemez bence..
 
Leyla albüme konacak

Evet Ezginin Günlüğü üyeleri bu konuyu çok düşünmüşler şu sıralar malum malesef reyting peşinde olan akbabalar o kadar çokki kendilerinin yanlış anlaşılmasından korkmuşlar ama bu projede BARIŞ o kadar çok yer almak istemişki ve Seyfi Yerlikaya nın söylediğine göre yorumuda muhteşemmiş ayrıca genç jenerasyondan bir tek BARIŞ varmış bu albümde ve LEYLA yı albüme koymaya karar vermişler. Sağduyulu olan herkes ama herkes bu kararın ne kadar doğru ve yerinde bir karar olduğunu anlayacaktır.

Bu arada Berfin söylediklerine canı gönülden katılıyorum. Üzerine ekliyecek bir nokta yok. BARIŞ bizler için onu anlayanlar onu sevenler için daima yaşıyacak onun yapmak isteyip de henüz yapamadıklarını biz elçileri olarak yerine getireceğiz.
 
Kesinlikle Ezginin Günlüğü albümde olması gerekli olduğunu düşünenlerdenim, zaten aklı başında kimse Ezginin Günlüğü'nün böyle birşeyi reklam olarak kullanmayacağını bilir.
 
YASARKURT demiş ki:
.sevgili barış akarsuyu cok özleyeceğim.o güzel ve içten gülümsemesi hala gözümün önün de onu kaybettiğimize cok üzgünüm.ailesin,sevenlerinin,hepimizin başısağolsun.

Sevgili Yaşar Kurt kendi başlığı altında ekteki mesajı yazmıştır, kendisinin Barış'ı ne kadar sevdiğini , Barışarock'da Barış'a destek olduğunu ve kazadan sonra hastane bahçesinde olmayı çok istemesine rağmen gidemediğini bilen biri olarak kendisine teşekkür ediyorum.
Keşke bir piknik daha yapma şansımız olsaydı hep beraber ve keske yine Yaşar Kurt ve Barış Akarsu sesini aynı anda dinleyebilseydik..

http://www.turkrock.com/ftopic233-500.html
 
Bende bu acılı dönemde yanımızda olan tüm dostlara dua eden herkese çok teşekkür ediyorum. BARIŞ AKARSU biz yaşadığımız nefes aldığımız sürece yaşamaya devam edecek

aşağıdaki yazıyı bugün e-mail ile gönderen forum üyelerimizden sena arkadaşıma çok teşekkür ediyorum bende burada sizlerle paylaşmak istedim.


"Bugün aldığım bir e-mail bu.. Tabii yine kimi anımsattığı aşikar.. Aslında anımsatma sayılmaz, O'nun üzerine "cuk oturmuş" çok doğru ve isabetli bir tanımlama.. Dolayısıyla akla ilk gelen isim olması kaçınılmaz..

Başarı deyince aklımıza farklı şeyler gelir.

Toplumun gözünde başarı;
İyi maddi gelir getiren bir kariyer,
Büyük bir ev,
Lüks bir arabadır.
Aslında bunlar başarılı olmanın tanımı değildir.
Başarı;
Sık sık gülmek ve çok sevmektir.
Akıllı insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır.
Dürüst eleştirmenlerin onayını almaktır.
Sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır.
Güzeli sevmektir.
Herkesteki en iyiyi bulmaktır.
Karşılık beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir.
Geride ister sağlıklı bir çocuk, ister kurtarılmış bir ruh, ister bir parça yeşil bahçe, ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır.
Gönlünce eğlenmek ve gülmek,
Kendinden geçerek şarkı söylemektir.
Tek bir kişi bile olsa, birinin sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir.



Ralph Waldo Emerson"
 
hani diyorlar ya zaman geçtikçe acılarda hafiflermiş,
hatta bu konuda büyük usta Nazım Hikmet bile hem fikirmiş ki o da
"enfazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı" der.
evet belki rakamsal olarak 1 yıl olmadı ama benim için Barış'sız geçen günler bir asır gibi, bu acı ve özlem bitecek gibi de değil. Bütün dayanağım Barış'ın bıraktıklarına sahip çıkıp, onu iyi çocuklara anlatmak. Bunun içinde elimden gelini yapıyorum.

Ayrıca Ezginin günlüğü grubu'na aldığı karardan dolayı çok teşekür ediyorum. Bizi Barış'ın leylasından mahrum bırakmayacaklarını biliyordum.
Bu kadar isteğe karşı koymayıp bizi kırmadıkları içinde teşekürler.Malum
gerekçenin onlar gibi köklü ve seçkin insanlar için geçerli olmadığını
billecek kadar da bilinçli insanlar, albümü dinlemek için sabırsızlanıyorum.
 
BARIŞ'IMIZIN 40 Mevlütleri

SEVGİLİ NEŞE AÇIKER'İN (menejeri) VERMİŞ OLDUÐU BİLGİYE GÖRE,
AYIN 11 İNDE AMASRA MERKEZ CAMİİNDE ÖÐLE NAMAZINDAN SONRA
VE
AYIN 12 SİNDE BEYOÐLU AÐACAMİİNDE (ist.) İKİNDİ DEN SONRA 40 MEVLÜTLERİ OKUNACAKTIR.
 
BARIŞ`IN BABASI SELAHATTİN AKARSU MEDYAYA İSYAN ETTİ:

Medya, gözyaşından reyting imparatorlukları kuruyor

Bodrum `da geçirdiği kaza sonucunda yaşama veda eden Barış Akarsu `yu babası Selahattin Akarsu anlattı:Barış `ın ölümünün ardından acısının yüreklerde taze olduğu bu süreçte Barış `ın babası Selahattin Akarsu ile konuştuk. Acılı baba Selehattin Akarsu Barış `ın kaza sonrasında hastanede yaşam mücadelesi verdiği günleri medyanın yayınlarında magazin malzemesi olarak kullanmasına çok kırgın. Baba Akarsu `Seviyesiz bir magazin programının içine gözyaşlarıyla taze bir anne acısını koymuşlar. Bu çok ağrımıza gitti. Bununla birlikte benimle yapılan röportajı ise yayınlamadılar. Neden çünkü bende magazinsel bir şey bulamadılar. Çünkü ben başka şeyler söylemeye, mesaj vermeye çalıştım.`dedi. Barış `ın kazasının ardında baba Selahattin Akarsu hastane bahçesinde `oğlum beni yalnız bırakmayacak` diyordu. Ahmet Ariften şiirler okuyordu oğluna, `dayan ` diyordu, `dayan .`5 gün boyunca çaresizce bekleyişin ardından acı haber gelmiş, Barış yaşama veda etmişti. Baba Akarsu ise ekranlarda gözyaşları içinde `ben oğlumun adını laf olsun diye Barış koymadım` diye bağırıyordu... Baba Akarsu ile BirGün`de bir araya geldik. Barış `ı anlattı.


» Oğlunuzun hastanede hayatta kalmak için mücadele verdiği günlerde medyanın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Star Gazetesi `nden bir bayan geldi. Eşimle röportaj yaptı benimle de yaptı. `Nerede yayınlanacak bu` dedik Tam anlayamadığımız bir şeyler söyledi. Röportajı alan bayan eşime demiş ki `efendim Selahattin Abi çok akıllıca şeyler söylüyor.` Baktık çarşamba günü seviyesiz bir magazin programının içine gözyaşlarıyla taze bir anne acısını koymuşlar. Bu çok ağrımıza gitti. Bununla birlikte benimle yapılan röportajı ise yayınlamadılar. Neden çünkü bende magazinsel bir şey bulamadılar. Ertesi gün yine dediler ki `starda bir program var sabah programı. Böyle bir programda seninle canlı telefon bağlantısı yapacağız` dediler. Bana çok kısa süre verdiler ve orada söylemek istediğim şeyleri söyleyemeden yayın bitti. `Yarın bağlayacağız. Yarın daha geniş konuşuruz.` Ertesi gün televizyonda altyazı geçiyor. `Barışın babası canlı yayında konuşacak` yayın kesildi ne bağlantı oldu ne bir şey. Böylesine olumsuz canımı sıkan olaylar yaşadım. Bunun yanında hakim medya oğlumun ölümle pençeleşmesini kullanarak hayranlarının gözyaşları üzerinden reyting imparatorlukları kurmaya çalışırken biz bu yaşanan sürece yeterince müdahale edemedik. Ben medya mensuplarına soruyorum: Barış , Bodrum Kalesi `nde birkaç gün önce lösemili çocuklar yararına konser vermişti. Bunu niye yayınlamadınız, bunun haber değeri yok mu? Barış İstanbul `da da çeşitli yardım kuruluşları için konserler verdi. Bunları niye insanlara ifade etme gereği duymuyorsunuz? Barış `ın iki tane albümü çıktı niye bunlara gereken değeri vermediniz? Barışla ilgili hatıralarda kalan ve önemli olan hastanede yaşam mücadelesi veren ve bu yaşam mücadelesine yenik düşen genç bir insan için insanların gözyaşı dökmüş olması mıydı? Barış `ı barış yapan değerler neden görmezden gelinerek bir gencin hastanede ölümle pençeleşmesi magazin malzemesi olarak kullanıldı.


» Barış `ın en yakını, babası olarak, Barış `ı anlatabilir misiniz?

Barış hayatta hiç rol yapmadı, içinden geldiği gibi yaşadı, içinden geçeni söyledi. İçi dışı bir insandı. Akademi evinde yarışmadayken izlerdim oradaki davranışlarından ben derdim ki bir kere de rol yap yok yapamazdı, evinde neyse orada da öyleydi. 4 buçuk ay orada kaldı, ne alışkanlıklarını ne arkadaşlarını hiçbir şeyini değiştirmedi. Kumsaldaki arkadaşlarını, çocukluk arkadaşlarını hiçbirini terk etmedi. Arkadaşlarıyla birlikte yaşamayı onlarla vakit geçirmeyi severdi. Barış hayata karşı bir duruşu olan, insan sevgisine inanan, doğallığıyla, yüreğiyle, içtenliğiyle, candanlığı, sevecenliğiyle yaşayan ve ürettiklerinde de bu değerleri yansıtan bir insandı.


» Barışın öldüğü kavşağa sonradan adını vermek istediler bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Oğlumun öldüğü kavşağın bir ölüm kavşağı olduğunu orada daha öncede bir çok canların gittiğini öğrendiğimde çok sinirlendim. Bir de üstüne üstlük bu kavşağa oğlumun adını vermek istediklerini duyunca kendimi kaybettim diyebilirim. Verdiğim ilk tepki o kavşağı başlarına yıkarım olmuştu. O alana benim oğlumun ismi verilmez, veremezsiniz, verilmeyecek. Muğla Valisi göreve geldiğinde karayolları yetkilileriyle arasında geçen bir yazışmadan bilgim oldu. Muğla Valisi kavşağı daha güvenli hale getirmek için ne yapılabilir diye soruyor. Karayolları yetikilisi de cevaben gönderdiği yazıda `bu normaldir` diyor. Biliyorsunuz Türkiye `de bizler trafik kazalarında kaybettiğimiz yurttaşlarımızın sayısı açısından dünyada birinciyiz. Hemen her olumsuz konuda olduğu gibi bu konuda da birinciliği hak ettiğimizi düşünüyorum. Tabii burada daha önce birçok yolu kapatma eylemleri olmuş. Tabii benim bu konudaki duyarlılığımı bilen birçok insan beni aradı ve böyle bir şey yapılacaksa bizler eylem-sel açıdan hazırız dediler.


» Oğlunuzun öldüğü kavşakta sonrasında bir araştırma yapıldı mı?


Trafik Canavarını Yok Etme Derneği Başkanı Ahmet Türkoğlu aradı beni bu kavşakta bir araştırma yaptıklarını söyledi. Trafikte yaşanan kazaların fiziksel altyapı eksikliklerinden ve hatalarından kaynaklanan nedenlerini araştırdıklarını oğlumun öldüğü kavşakta da araştırma yaptıklarını ve rapor yazdıklarını söyledi. Ben kendileri ile görüşüp bu konuda bilgilendikten sonra orada ortaklaşa bir basın açıklaması yapmak mümkün. Ben orada bir canımı yitirdim biz bir kişinin bile ölmesini önleyebilecek bir şeyler yapabilirsek ne mutlu bize. Barışa da bu yakışır.


» Barış `ı anlamak ve Barış `ı anmak için bir takım projeleriniz var. Bunlardan biri de kitap...


Bana telefon edenlere, ziyarete gelenlere, başsağlığı dileyenlere Türkiye `nin neresinden olursa olsunlar yaşadıkları dünyanın sorunlarına duyarlı olmalarını söylüyorum. Bence Barışı anlamak demek insanların içinde yaşadıkları dünyaya karşı daha duyarlı bireyler olmaları ve öyle davranmaları demektir. Tabii biz kaderci bir toplumuz. Kaderi böyleymiş deyip kendimizi avutmayı tatmin etmeyi tercih ediyoruz. Ama ben öyle yapmayacağım. Acımla yaşamayı bilirim. Ben duyarlı insanlara diyorum ki Barış için ağaç dikin, barış komiteleri kurun , barışı, kardeşliği savunun, sevgiyi savunun. Bu şekilde insanlara mesajlar vermeye çalışıyorum. Evet ben bir canımı kaybettim. Bunun geri dönüşü yok. Keşke Barış `ı kurtarmak için yapabileceğimiz bir şeyler olsaydı ama olmadı. Barış `ı anmak için Amasra `da her yıl Barış `ı anma haftası düzenleyeceğiz ve orada insanlara barış kardeşlik ve sevgi mesajları vereceğiz. Bundan sonraki süreçte de Barış `ın gerçek kimliğini ortaya çıkaracak çalışmalar yapmayı ve Barış `ın bu değerlerle anılmasını istiyorum. Barış `ın kitabını yazacağım ve Barış `ı Barış yapan değerleri anlatacağım bu kitapta. Bir arkadaşımız var o da Barış `ın yaşam mücadelesinden, insan sevgisinden çok etkilenen bir heykeltıraş o da Barış `ın heykelini yapacak, ağustosta yetiştiririm dedi. Gelecekte Barış `la ilgili bir vakıf kurmayı düşünüyoruz. Onun anısını, onun mücadelesini ve onun insan sevgisi dolu yüreğini yaşatmak onun değerlerini gelecek kuşaklarla paylaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.


* * *


Barış , 68 ruhuyla hareket ederdi


» Barış `ın müziğini biliyoruz, sizin onda yarattığınız etkiyi de... Hep söylüyorsunuz aslında `Barış Ruhi Sularla büyüdü` diye... Ben Barış `a devamlı şunu söylerdim. `Oğlum bak sen halk çocuğusun. Halktan geliyorsun hiçbir zaman geldiğin yeri unutma, ismini unutma` derdim. `Kendini sırça köşklere kapatma. Yaptığın müzik rock müzik, asi müzik, mesaj veren bir müzik, Türkiye `de olduğu gibi dünyada da böyle. Bir duruş sergile, şartlarını buna göre ayarla` derdim. Barış biliyorsunuz çok yardımsever bir insandı. Barış çocukluğundan ve ailesinden edindiği deneyimlerle aslında 68 ruhuyla hareket eden bir insandı. Bu yalnızca siyasi anlamda değil, sinema anlamında, müzik anlamında, tiyatro anlamında bu anlayış her anlamda yaşantısına yansımıştı. Çünkü küçüklüğünden beri onunla biz birlikte siyaset dergisi de sanat dergisi de edebiyat dergisi de her şeyi takip ederdik. Sonra Barış arkadaşlarıyla kumsalda oturur saz ve gitar çalardı. Politikadan bahsederlerdi. Barış , ÖDP `nin gençlik kollarındaydı o zaman. Evde birlikte olduğumuz zamanlarda ben onlara Nazım Hikmet `in şiir kitaplarını dağıtırdım. Evimizde çalınan müzikler vardı işte Cem Karacalar , Barış Mançolar, Sadık Gürbüzler, Rahmi Saltuklar. Yani böyle bir müzik ortamında yetişti ve bu ortam barışı derinden etkiledi. Mesela Barış `ın Bush`u eleştiren `Kimdir 0` parçasının klibi çok kısa bir süre yayımlanarak yayından kaldırıldı.


ÖZGÜR GÜRLEYEN

2007-08-12 12:45:38 Birgün

http://www.birgun.net/bolum-95-haber-469...haber_basi
 
sevilay_06 demiş ki:
BARIŞ`IN BABASI SELAHATTİN AKARSU MEDYAYA İSYAN ETTİ:

Medya, gözyaşından reyting imparatorlukları kuruyor

Bodrum `da geçirdiği kaza sonucunda yaşama veda eden Barış Akarsu `yu babası Selahattin Akarsu anlattı:Barış `ın ölümünün ardından acısının yüreklerde taze olduğu bu süreçte Barış `ın babası Selahattin Akarsu ile konuştuk. Acılı baba Selehattin Akarsu Barış `ın kaza sonrasında hastanede yaşam mücadelesi verdiği günleri medyanın yayınlarında magazin malzemesi olarak kullanmasına çok kırgın. Baba Akarsu `Seviyesiz bir magazin programının içine gözyaşlarıyla taze bir anne acısını koymuşlar. Bu çok ağrımıza gitti. Bununla birlikte benimle yapılan röportajı ise yayınlamadılar. Neden çünkü bende magazinsel bir şey bulamadılar. Çünkü ben başka şeyler söylemeye, mesaj vermeye çalıştım.`dedi. Barış `ın kazasının ardında baba Selahattin Akarsu hastane bahçesinde `oğlum beni yalnız bırakmayacak` diyordu. Ahmet Ariften şiirler okuyordu oğluna, `dayan ` diyordu, `dayan .`5 gün boyunca çaresizce bekleyişin ardından acı haber gelmiş, Barış yaşama veda etmişti. Baba Akarsu ise ekranlarda gözyaşları içinde `ben oğlumun adını laf olsun diye Barış koymadım` diye bağırıyordu... Baba Akarsu ile BirGün`de bir araya geldik. Barış `ı anlattı.



* * *


Barış , 68 ruhuyla hareket ederdi


» Barış `ın müziğini biliyoruz, sizin onda yarattığınız etkiyi de... Hep söylüyorsunuz aslında `Barış Ruhi Sularla büyüdü` diye... Ben Barış `a devamlı şunu söylerdim. `Oğlum bak sen halk çocuğusun. Halktan geliyorsun hiçbir zaman geldiğin yeri unutma, ismini unutma` derdim. `Kendini sırça köşklere kapatma. Yaptığın müzik rock müzik, asi müzik, mesaj veren bir müzik, Türkiye `de olduğu gibi dünyada da böyle. Bir duruş sergile, şartlarını buna göre ayarla` derdim. Barış biliyorsunuz çok yardımsever bir insandı. Barış çocukluğundan ve ailesinden edindiği deneyimlerle aslında 68 ruhuyla hareket eden bir insandı. Bu yalnızca siyasi anlamda değil, sinema anlamında, müzik anlamında, tiyatro anlamında bu anlayış her anlamda yaşantısına yansımıştı. Çünkü küçüklüğünden beri onunla biz birlikte siyaset dergisi de sanat dergisi de edebiyat dergisi de her şeyi takip ederdik. Sonra Barış arkadaşlarıyla kumsalda oturur saz ve gitar çalardı. Politikadan bahsederlerdi. Barış , ÖDP `nin gençlik kollarındaydı o zaman. Evde birlikte olduğumuz zamanlarda ben onlara Nazım Hikmet `in şiir kitaplarını dağıtırdım. Evimizde çalınan müzikler vardı işte Cem Karacalar , Barış Mançolar, Sadık Gürbüzler, Rahmi Saltuklar. Yani böyle bir müzik ortamında yetişti ve bu ortam barışı derinden etkiledi. Mesela Barış `ın Bush`u eleştiren `Kimdir 0` parçasının klibi çok kısa bir süre yayımlanarak yayından kaldırıldı.


ÖZGÜR GÜRLEYEN

2007-08-12 12:45:38 Birgün

http://www.birgun.net/bolum-95-haber-469...haber_basi


işte BARIŞ AKARSU.

işte onu yetiştiren değerli bir baba SELAHATTİN AKARSU



erken göçtün BARIŞ..biz acımızı içimizde yaşayacağız..ve seni asla unutmayacağız yürekli delikanlı...içimizden biriydin...içimizde yaşayacaksın...
 
hani hep denir ya "80" gençliği yoz, a'politik ve duyarsız diye. Özelliklede darbe çocukları olarak tanımlanırlar. Türkiyenin gerçeğine baktığımızda bu söylemleri doğrulayacak pek çok şey görebiliriz elbett de. o yüzdendirki, Barış gibi "nev-i şahsına münhasır " kişilikler toplumun genelinden sıyrılıp kendilerini yaptıklarıyla ,duruşlarıyla ve düşünceleriyle hemen kabul ettirirler. Onun için özel ve güzel olurlar. Ve yine onun içindirki bazı bazı
adamlar !!!!!!!!!.... Bunu anlamadılar bu sevgiyi ve sahiplenişi hayretler içinde izlediler. Çünkü onların gördükleri uzun saçlı, küpeli, sürme gözlü
yarışmadan çıkmış şarkıcı bir çocuktu. oysa şimdi bu çocuğun
sadece bunlardan ibaret olmadığını gördüler, koca bir yürek gördüler idealleri olan, ülkesini ve dünyayı umursayan, başka bir dünya mümkü diyen adı gibi ,yüreği Barış ve kardeşlikle çarpan bir çocuk gördüler. Ama
şaşkındılar, biraz mahçup sanki biraz kıskanılmış ve kızgındılar zaman zaman bu duygularını kaleme dökmekten de çekinmediler. çünkü bu şahsiyetler halktan kopuk kendi sırça köşklerinde televoleleri izlemekten fırsat bulamamışlardı Barış ve Barış gibi çocukları izlemeye kendi körlüklerini toplumun başka hassasiyetlerini örnek vererek vurmaya çalıştılar ama nafileydi çünkü onları kimse oralarda da görememişdi.
Demekki kendi tertemiz değerlerini gelecek kuşaklara ve çocuklarına aktarabilmiş olanlarda vardı. Tıpkı Selahattin baba gibi. Teşekürler Selahattin baba Barışı, böyle değerlerle bize kısa süreliğine de olsa armağan ettiğin için. sizinle aynı duygu fraksiyonlarında buluştuğumuz için
gurur duyuyorum. Barış bu dünyaya ait olamayacak kadar temiz biriydi
şimdi sonsuza dek böyle kalacak.
 
kirmizigitar demiş ki:
kim ne derse desin... köpek gibi de seviyodum adamı ve eğer ömrü yetseydi çok başarılı işlere imza atacaktı... kısacık müzik hayatında bile ne kadar başarılı oldu kötü bir tane şarkısını söleyebilir mi kimse? cem karaca yı yaşattı resmen cem karacanın ailesi bile ona veliaht olarak bakıyodu... ayrıca o bir yarışmadan geldi,yani aramızdan çıktı,piyasadaki bi çok havadan şöhret sahibi olmuş insanlardan ayırdı kendini... rahat uyu amasra nınn hırçın dalgası yerinde... SENİ HİÇ UNUTMAYACAM...
çok güzel yazmışsın gerçekten !
 
BARIŞ AKARSU MÜZİK BURSU

ÖZEL KADIKÖY GÜZEL SANATLAR LİSESİ YÖNETİM KURULU KARARI İLE 2007-2008 ÖÐRETİM YILINDAN BAŞLAMAK ÜZERE HER YIL...

"BARIŞ AKARSU MÜZİK BURSU"

ADI ALTINDA -YETENEK SINAVIYLA- BELİRLENECEK İKİ ÖÐRENCİYE BURS VERECEKTİR...ÖÐRENCİLERİN TÜM MASRAFLARI OKUL TARAFINDAN KARŞILANACAKTIR...

BU KONUDAKİ BİLGİLERİ VE İLETİŞİM BİLGİLERİNİ

http://www.kadikoygsl.org/index.asp

ADRESİNDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ...

Bu bilgiler NEŞE AÇIKER tarafından aktarılmıştır.

**************************************************
Okulumuz 2000-2001 yılında, M.E.B nın onayı ile “ Özel Kadıköy Güzel
Sanatlar Lisesi” olarak eğitime başlanmıştır. Konum olarak ulaşım zorluğu
çekilmeyen,Kadıköy Moda’nın en güzel mevkii Dr.Esat Işık Caddesi.
Şifa Sokak. No:28 de, depreme dayanıklı binası, panoramik manzarası, huzurlu ortamı ile öğrencilerimizin severek eğitim gördükleri bir kurumdur.

*2005-2006 eğitim yılında , gurur kaynağımız öğrencilerimizin ÖSS başarısı %99 olmuştur.

*Okulumuz Resim, Müzik, Tiyatro ve Türkiye’de ilk kez Lise seviyesinde Sinema-TV Eğitimi ile hizmet vermekte, iki aşamada gerçekleşen Yetenek sınavları ile öğrenci alınmaktadır. Yetenekli öğrencilere aldıkları puanlara göre burs olanakları sağlanmaktadır.

*İstanbul dışından gelen öğrenciler için kız ve erkek yurtlarımız vardır.

20-21-22-23 Ağustos 2007 tarihlerinde Türkiye genelinde yapılacak Yetenek Sınavlarında başarılı olan iki öğrenciye , okulumuzun kurs öğrencilerinden Sevgili
Barış Akarsu anısına ücretsiz burs verilecektir.

Başarıda temelde verilen ana eğitimin çok büyük katkısı olduğunun bilincindeyiz.

Yeni öğretim yılında okulumuzun yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileri ile hazır olduğumuzu bildirirken , yapılan tüm çalışmalarımızın ülkemize ulusal ve uluslararası platformda başarılar sağlayacak sanatçılar yetiştirmek amacındayız.

Özel Kadıköy Güzel Sanatlar Lisesi
 
Geri
Üst