JokerMG - İzmir

İşte budur!

Yunus kardeş verecek madalyam olsa şu anda boynuna asmıştım :D

İşte özlediğim, beklediğim ve buralarda pek göremediğim tarzda bir yazı.

Çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle söyleyeyim, ben zenciyim :D

Şöyle açıklayayım:

Hani bazen insanların arasında kişilik ve tarzınla kendini garip hissedersin ya.
İnsanlar sana ten renginden olmasa da kişiliğinden dolayı zenciymiş gibi bakarlar.

Kendimi zenci gibi hissediyorum bazen :)

Bir zencinin bu durumdan dolayı ten renginden rahatsız olması ne kadar anlamsızsa, benim de kişiliğimden dolayı rahatsızlık duymam o derece anlamsız olacaktır.

Yanlış bir şey yapmadığıma inanıyorum çünkü.

Her neyse. Gelelim asıl konu olan müziğe.

Demo taktiklerine uymayan şarkılarım olduğu doğru :)

Belki o yazıyı biraz geç gördüğümdendir.

Öte yandan nedense zengin altyapıları seviyorum.

(Hele şu an üzerinde çalıştığım bir şarkı var ki sanırım deliğe su kaçırmış olacağım bilgisayarımın performansı yeterse :D )

Sadeliğin güzelliğine ulaşmak için daha yolun çok başındayım.
Bir gün olacak inşallah :)

Parçaların hepsi (Nasreddin hoca sayfasındakiler) benim kendi imkanlarımla, kendi evimde yapılmış kayıtlardır.

Hiçbir noktasına yabancı el değmemiştir :)

İlk dinlediğin ve Joker grubu adına kaydettiğimiz parça da evde kaydedilmiştir.
Ama içerisinde vokalistimiz Yasemin ve eski basçımız Vedat'ın da katkıları vardır.
İbo'nun evinde ve bilgisayarında kaydedilmiştir.

Bu arada seyyar olayına çok güldüm :)

Hayır şu anda tek grubum var, o da Joker.
Ancak elbette tek başıma da ürettiğim şeyler var. Onlar da burada

Kayıtların temiz ve mümkün olduğunca eksiksiz gelmesi için günlerce uğraştığımı, sabahladığımı belirtmek istemezdim ama bu işlerin öyle kolay olmadığını bazı arkadaşların anlaması için, bazen tek bir enstrumanın panlamada ne tarafta durmasının iyi olacağı yada bir bongo, shaker veya zil sesinin gerekli olup olmadığına karar vermek için saatlerce kafa patlattığımı söylemeden geçemeyeceğim.

Sonuç mükemmel mi? Değil.

Ama o kadar emekten sonra o kadar benimsiyorsun ki ortaya çıkanı çocuğun gibi, bazen duygusal davrandığın için gerçekleri göremiyorsun (bu noktada yardıma ihtiacımız var işte), görsen de sonradan dokunmaya kıyamıyorsun fazlaca.

Midi enstrumanlar konusunda haklısın ama imkanlar dahilinde çıkabilecek en gerçekçi sesleri almak için uğraştığımı da belirtmeliyim.

Umarım bir gün tamamen akustik kayıtlar yapmak nasip olur.

Uzayan seslerden kastın Hammond ve bazı synth sesleriyse evet, sanırım ben bu tip şeyleri seviyorum :)

Kendimize ait melodiler konusunda da haklısın.
Pek fazla örnek yok şu ana kadar olan kayıtlarda.

Ama az önce sözünü ettiğim son çalışmam bittiğinde, bu noktada bir ilerleme olacak sanırım kendi adıma.

Nede olsa Pink Floyd'larla, Deep Purple'larla Eye of The Tiger'larla büyüyen bir neslin üyesi olarak henüz geçişi tamamlamak mümkün olmadı :)

Şahsen halk müziği ve Türk Musikisi'nden zevk almaya başlamam da birkaç sene öncesine dayanır.

Şu an ise gereken birikimi toplama aşamasındayım sanırım.
Yakında meyve vermeye başlarım :D

Bazı sözlerin İngiizce olmasının sebebini açıklamıştım ama tekrar edeyim:

O şarkılar Türkçe bilmeyen, eski kız arkadaşım Lisa'ya yazılmıştır.
Bu nedenle O'nun anlayacağı bir dildedir.


Yoksa kendi dilimi çok seviyorum :)

Ne yalan söyleyeyim, sabaha karşı büyük mutluluk duydum yazını okuyunca.

Umarım gerek duydukça fikirlerini tekrar paylaşırsın.

Dediğim gibi.
Düzeyli olduktan sonra en sert yazılar bile başım üstüne.

Tekrar sağol

Görüşmek Üzere :)

Şarkılarım için:
(istediğiniz şarkının yanındaki "hi-fi" seçeneğini tıklayınız)

http://www.soundclick.com/bands/pagemusic.cfm?bandID=331838

En son şarkımın (Missing Suzie / Ocak 2006) tekrar mikslenmiş hali için:

http://www.hemenpaylas.com/download/99846/Missing_Suzie__S1mp3_160_.mp3.html

Yorumlarınızı bekliyorum :)
 
ben teşekkür ederim,

açıkçası forum sakinlerinin bu sukunetsiz ve cevval halleri insanı korkutuyor, bi şey söyleyeceği varsa da caydırıyor. gerçi ben baya taze gelin sayılırım burda, haksızlık etmiyim kimseye.

bu arada eye of the tigerı ben de severim, diğerleri ise zaten her faniyi doğduğuna şükrettirecek elemanlar.

ayriyyeten tom waits'in türkiye de niye esamesi okunmuyor pek merak etmekteyim

kal sağlıcakla
 
evsanatcisi demiş ki:
...
açıkçası forum sakinlerinin bu sukunetsiz ve cevval halleri insanı korkutuyor, bi şey söyleyeceği varsa da caydırıyor. gerçi ben baya taze gelin sayılırım burda, haksızlık etmiyim kimseye.
...

Bu konuya katılıyorum.
Yaş ortalamasının düşük olmasından mıdır bilmem, çoğu insan eleştiri yapmayı da, eleştirilmeyi de beceremiyor.
Varsa yoksa geyik muhabbeti yada saldırı.

Umarım zamanla düzelir.
 
Eleştiri yapmayı bilmedikleri gibi,eleştirilmeye de dayanamıyorlar. Herkes mükemmel(!) olduğu için,normal karşılamak lazım. Klavye kabadayılarından kurtulamadı şu forumlar bir türlü. Lafa gelince bin laf eden zevzekler,yüzyüze geldiğimiz zaman yalayacak yer arıyorlar,esas o komik oluyor.

Konuya dönersek,ben Nasrettin Hoca'nın bestelerini devamlı takip eden birisi olarak şunu söyleyebilirim,kendisi 8 senelik ev arkadaşım olduğu için tükürse bile hoşuma gider,ben açıkçası çok objektif bakamıyorum bu kadar yakınım olan bir insanın yaptıklarına. Duygusal davranıyorum ve illa bir beğenecek taraf buluyorum, o yüzden dışarıdan bakanlar,yabancılar daha iyi göreceklerdir. Aslında bizim Nasrettin'in yaptıkları benim türüm şeyler değil,bunu hep söylüyorum fakat dediğim sebeplerden dolayı yaptıkları bana hep sempatik geliyor. Belki başkası yapsa bunları "hadi ordan" derdim ama bunu da bilemeyiz şimdiden. Nasrettin iyi adamdır. Sevgiler.
 
Şarkılarını dinledim,öncelikle bir besteci olarak hissederek,acı çekerek yapıyoruz besteleri,sonra duygusuz ya da kötü gibi yorumlar gelince üzülüyoruz tabi.Bestelerine duygusuz demiyeceğim merak etme,hatta duygusal birisin bu bestelerinden debelli.Bence gitar çalışın belli kalıplar içine sıkışmış,çok yakın yani karakter olarak,dediğim karakter tarz değil evet her müzisyenin bir tarzı bvardıor ama bu tarz içinde çok farklılıklar da görülebilir,sen de belli ki gitara belli bi seviyenin üztünde hakimsin,belli ki dinlediğin,esinlendiğin müzikler de sağlam.Bence tuşe ayarlaman hiç hoş değil,ama tabi bu benim fikrim,yani senin besten sonuçta sen öle istemişsin ama benim hoşuma gitmedi,sevmediğim koyu olmayan hafif gainli bir ton,hataları direk ortaya koyan,tuşe sorunlarını bariz yansıtan bi ton duydum ben,bu arada kusura bakma ses kalitesini de beğenmedim,ama belli emek sarfedilmiş,uğraşılmış kayıtlarla.gitar tonların dediğim gibi pek tercih etmediğim tonlar,ama ben kötü demiyorum bence kötü ama senin besten önemli olan tonları senin beğenmen,sonuçta bu senin müziğin,missing suzie de sözün olmaması ve tek düzelik,özellikle davuldaki ve gitar sololarının birbirine benzerliği belki bazen sıkıcı olabilir.Bi çok eksik veya hoşuma gitmeyen yanlarını görsemde şarkılarında,kötü diyemiyeceğim,sadece bahsettiğim konularda eleştirilerim var.
tuşe sorunu derken anlatayım,tuşene hakimsin de ani çıkışlar,uygun olmayan tonlarda ani çıkışlar var bence.ton demişken missing-suzie de öle bi ton var ki gitaritin heran hata yapabileceğini hissettiren,güvensiz,çıplak bi ton.sonuçta bunlarda senin bilincin altında olan işler senin bileceğin,senin kendi bestendir,ben beste kısmına karışamam o senin duyguların,tuşeni de o duygulara göre ayarlıyosan,ben duygu kısmına hiç karıçamam.Bi de enstrumantal müzik için bence missingsuzzie yetersiz bi kompozisyona ve müzikaliçeriğe sahip,tabi duygusal içerik sonuna kadar vardır ama,vokalin olmadığı,gitarın bişeyler anlattığı işin müziğe kaldığı parçalarda,olayları hissettirebilmek ya da anlatmaya çalışabilmek için şarkınındaha geniş alana dağılması gerekiyor,ama sen dar bi alanda anlatmaya çalışıyosun.Bu söz olmayan bir müzikte hem dinleyicinin dikkatinin kaybolmasına neden olur hem de içindekileri tamami ile dökemeyebilirsin.
herneyse saat 4 e geliyo.sana kolay gelsin.
benim forumumdan burda kokular hissetmezsem sevinirim bu arada(duello,muello)...
Lütfen benim forumum orada kalsın,bu forum da burada...
İlerde iyi işler yapabileceğini düşünüyorum
kolay gelsin,başarılar
 
kardeş (m. gulersoy olduğunu tahmin ediyorum) senden bi şey isteyeceğim ama ondan önce yanlış anlaşılmaması için şu synth konusunu biraz açim, nasreddin hodja sayfasına bi daha uğradım.altta electronica yazanlar dışında bi kaç parça daha dinledim.

tam olarak ne demek istediğim anlaşılsın diye şöyle söyliyim: dinlediklerim arasında benim müzik beğenime ençok hitabeden parça "new look".bu parçanın tam kırk üçüncü saniyesinde giren synth beni gene perişan etti, parçanın devamında 1:40 larda falan yine devreye giriyor, söyleyeceğim şey uygun kaçacak mı bilmiyorum ama kardeş parçayı bi anda taverna havasına sokuyor, yani en azından benim kulak çağrışımlarım o yönde. elindeki imkanları çok iyi anlaya biliyorum, ve bu imkanlarla açıkçası benim tek bi parça da bile başaramadığım miz master performansı göstermişsin.hatta elime bu güne kadar analog hiçbir enstruman ekipmanı alamadığımı ve bütün çeşitlemeleri bilgisayar üstünden yapmak zorunda olduğumu buna rağmen senin yaptığının yarısını yapabildiğimi söyleyemem bu güne kadar.
ve bunlara rağmen diyorum ki ben ne yapamadığımı bildiğim için ve senin ne haltlar yiyebildiğini duyduğum için en azından ya synth sesini daha arkaya at ya da (bildiğim kadarıyla ortalama bi synth ten 200e yakın enstrüman sesi elde edilebiliyor, bilgisayar üzerinden de çeşitlenebiliyor),synth ten aldığın enstrüman sesini değiştirip daha gerçeğe yakın bi enstrüman sesi seçebilirsin, örneğin, pek çalamasam da bendeki alette ki flüt sesi hiç fena değil,yani başka seçenek yoksa.unut madan parçanın biraz barışmançonun "gibi gibi" nakaratlı bi parçası vardı onu hatırlattığını söylemeliyim.tabi buda yanlış anlaşılabilir şimdi açıklamam gerekecek galiba ama kırılmayacağını umarak onu başka bir zamana bırakıyorum.

yine söyliyim bunlar benim beğenimden başka bi şeyi ifade etmiyor ve türkiye de benim beğenim geçerli olsaydı şu an bi kaç dönüm albüm çıkarmış olurdum:)

senden isteyeceğim şeye gelince, eğer seni zahmete sokmayacaksa bi ara bana, herhangi bir yoldan, gitara soktuğun jakın bilgisayara gidene kadar hangi ekipmanlardan geçtiğini ve kayıt için neleri kullandığını yazarsan sevinirim.

Yunus
esen kal
 
Abi ellerine, emeğine, gecelerine sağlık. :) Başlığı daha yeni gördüm ve parçalrını yeni dinleme fırsatı buldum. Son hız son yaptıklarından geriye doğru gidiyorum.

Üzülerek söylüyorum parçalarını Jokerinkilerden daha güzel buldum. Umarım bu çalışmalarını ve tecrübeni jokerle de paylaşırsın.

Dediğim gibi parçaları henüz yeni dinliyorum. Senin bu kadar uğraştığın didindiğin ürünler üzerine alel acele yorumlar yapmak istemem. Ben de biraz uğraşmak istiyorum. :) Sonra detaylı yorumlar (hem kayıtlar hem aranjeler hakkında) yapabilirim.

Şimdilik şunları söyleyebilirim. Bir insanı yıllar nasıl geliştirir ve bi insan nasıl kendini geliştirir bunun çok güzel örnekleri bu şarkılar.
Kayıtlarla ilgili ilk düşüncelerim şunlar; davulların insan olmadığı kimi yerlerde baya belli oluyo. Syntler konusunda kimi yerlerde evsanatcisi'na katılmamak mümkün deil. Ama yine de bu işi yapmaya başladığından beri genel parçanın sounduna, kayıt kalitesine ve de mikslemeye özen gösterdiğin açıkca belli oluyor.

Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar.
Kolay gelsin çalışmalarında...
 
Bi de şunu söylemeden geçemicem. Artık neden bilmiyorum. Kayıt kalitesinden mi dir nedir şarkıları dinlerken beynim rahatsız olmuyo :) tersine bi rahatlama hissiyatı veriyo.
Şarkıları iyi bi kullaklıkla dinleyin. Sonra da başka bi ev kaydı dinleyin anlarsınız ne demek istediğimi.......
 
selam,

Kısa kısa bişeyler eklemek istedim. Geçenki mesajımda davullara fazla yüklenmişim. Aslında abartılcak bişi yokmuş. Öncelikle yeni olduğunu sandığım parçalar hakkında bişeyler söylemek isterim. Ben bunlara yol şarkıları dedim. Umarım kızmassın. Sürükleyici, kafa şişirmeyen, bir açıdan tek düze denilebilir ama aralarda ufak nüanslarla bunlar giderilmiş. İlk önce missing Suzie için bişeyler diyim. O kadar dinledim, inceledim. Tek sorun ziller özellikle hi-hat. Çok parlaklar sanırım 10 khz e yerleştirmissin. Orada yapayalnız kalmışlar, yazık değil mi abi onlara :) onları biraz daha (imkan varsa sadece hi-hati) 5-6 khz e kaydırsan veya o aralarda denemeler yapsan. Bu parça için sadece bunu söyleyebilirim sanırım. Fazla kasmaya gerek yok sorun bulcam diye mis gibi kayıt mis gibi aranje :) Bazı yerlerde tek tük enstrumanlar fazla öne çıkıyo gibi geliyo bana ama böyle de çok güzel. Yani senin tercihin olduğunu anlıyorum ve susuyorum!!!

Genel olarak vokalli parçaların için bi önerim olabilir. Tabi biliyorum sen gitaristsin vokal değilsin. Eğer sorun olmazsa parçaları bi üst oktavdan biraz daha canlı söylemen mümkün mü? Duyduğum ses tonunu beğendim ama tam olarak anlayamıyorum biraz vokalde çekinmişsin gibi.

Lost in between diyorum, giriş diyorum, duygu diyorum. Orda yaptığın kısacık bi backvokal var diğer parçalarda onun gibi söylesen be abi. Bi de lost in between de trampet tonu biraz teneke gibi geliyo. Birazcık daha dolgunlaştırabilirmisin. Yani şu anki haline fazla parlak demek istemiyorum. Sadece boş geliyo.

Stay with me deki atak yaptığın ziller abi onları değiştirebilirmisin. Böyle çeşit çeşit olmasın da imkanların dahilin tek bi crash ama dolu dolu böyle vurguyu veren bişi olsa. Bi de abi bunun mikslere bi daha baksan tam anlamadım. Diğerleri gibi değil. Biraz rahatsız edici tanımlayamadığım sesler uçuşuyo ortalıkta sanki. Pek yardımcı olamadım galiba :)

So close to me aranje altyapı bu tarzın ismini bilmiyorum ama tam o tarz bi parça!!!! Başka söylencek söz yok herhalde.

Şimdilik bu kadar abi. Vokaller daha vurucu, kendine güvenli, hissiyatı öne çıkaran şekillerde olabilir.

Parçalar her anlamda dinlenebilir. Aslında bu parçaları benim gibi çömezler yorumlamamalı. Seni müzik teknolojileri bölümündeki kayıtlar bölümüne havale etmek lazım :) :)
 
(Sitenin belli saatler arasında yaşadığı yoğunluktan dolayı gönderilen mesajlar ya yarım yamalak gidiyor, ya gitmiyor yada üç beş tane gidiyor.
Bu nedenle bu son mesaj olması gerektiği gibi düzeltilmiştir.)


Sağol Dark Rider kardeş.

Sen zaten gerekli gördüğün düşüncelerini benimle paylaşıyorsun evde.

"Klavye kabadayıları" fikrine katılıyorum :)


Yunus Ağabey (size abi diyebilir miyim :) Türk filmi gibi oldu :D )

Sizin çalışmalarınızı dinleyince tarzınızı, baktığınız pencereyi ve müzikal beğenilerinizi çok daha iyi algıladığıma inanıyorum.

Bu doğrultuda söylediklerinize hak vermemek mümkün değil.

Öte yandan ben bir süredir Türk müziğine ilgi duymakla birlikte teknolojik ve güncel müziklere de yakınlık duyuyorum.

Techno, Dance, Ambient, Reggae gibi türler de son yıllarda (müzikal algımı serbest bırakmam ve sınırlarımı yıkmam sonucu) ilgimi çekmeye başladı.

Ben ki lise yıllarında içinde gitar olmayan, olsa bile solo atılmayan şarkıya şarkı demeyen biriyken bu gün çok farklı bir noktadayım.

Hal böyle olunca yeni sesler, denemeler, türler de hoşuma gitmeye başladı.

Her sanatçı ve ressamın kendini bulana kadar sürekli araması, denemesi gibi ben de hala arıyorum, deniyorum ve çok zevk alıyorum.

Bu noktada lütfen beni kullandığım synth sesi için mazur görün.
Müziğe ters düşmedikçe teknolojiyi kullanmayı çok seviyorum
:)

(Taverna olayına koptum :D )

Hepimiz elbette imkanlarımızla sınırlı müzik yapabiliyoruz ama inanıyorum ki yaratıcı fikirler ve ruh da en az teknik imkanlar kadar önemli.

Zaman zaman gerçeğe yakın sesleri de (trompet, flüt, obua gibi) kullanmaya gayret ediyorum.
Ama en kral samplelar bile %100 canlı tadı vermiyor ne yazık ki.

Gitarla bilgisayar arasında aslında çok fazla bir şey yok kayıtlarımda.

Korg AX1G gitar processorum ve küçük bir mikserim (8 kanal, efektli)
var sadece.

Tabii tonlamalar için bu iki cihazda da ayarlamalar yapmak icab ediyor.

Umarım sorularınıza yanıt verbilmişimdir.


Cag_eklips kardeş.

Öncelikle dinlediğin ve yorumladığın için teşekkür ederim :)

Joker'le mümkün oldukça paylaşmaya çalışıyorum beste ve fikirlerimi.

Belki yakında ikinci bir demo hazırlarız.
Eminim eskiye göre daha olgun bir sound ve performans elde ederiz.

Davulları son dönemde, canlı çalınmış looplardan hazırlamaya özen gösteriyorum. Eskiden ise böyle bir şansım yoktu maalesef.
Tabii bunun da dez avantajı set içerisindeki elemanlara tek tek müdahale etmenin imkansızlığı.
EQ'a yapılan müdahale tümden etkiliyor çünkü :(

Vokaller açısından çok doğru söylemişsin.
Henüz o konuda çekingenliği üzerimden atamadım.
Yavaş yavaş olur inşallah :)

"Stay with me" ve o dönemde yaptığım parçalara müdahale etmem maalesef mümkün değil çünkü artık o kayıt tekniklerini (yani Mac Gywer olaylarını :D ) kullanmıyorum.

Ama bir gün şarkıyı tekrar kaydetmeye karar verirsem emin ol dediklerini hatırlayacağım.
(Açıkçası oradaki ziller artık beni de rahatsız ediyor ;) )

Synth konusunu az önce açıkladığım için tekrar etmeyeyim.
Lütfen bu konuda beni anlayışla karşılayın :)

Şu son bölümde dediklerini hakettiğime emin değilim :) (Ama hoşuma gitmedi desem yalan olur :D )
Açıkçası benim resmi olarak herhangi bir müzik eğitimim, ders almışlığım filan yok.

Yılların getirdiği bir miktar tecrübe, kulağım, sezgilerim ve deneme yanılma yöntemiyle edindiğim bilgilerim var.

Bir de zamanında (Yamaha'da yıllar önce gitar dersi verdiğim yıllarda) MEB'nın layık gördüğü "Usta Öğretici" belgem var ama bu konulara pek faydası yok :)

Her zaman fikirlerinizi duymak isterim.

Düşünceleriniz benim için gerçekten önemli.

Görüşmek üzere :)


Şarkılarım için:
(istediğiniz şarkının yanındaki "hi-fi" seçeneğini tıklayınız)

http://www.soundclick.com/bands/pagemusic.cfm?bandID=331838

En son şarkımın (Missing Suzie / Ocak 2006) tekrar mikslenmiş hali için:

http://www.hemenpaylas.com/download/99846/Missing_Suzie__S1mp3_160_.mp3.html

Yorumlarınızı bekliyorum :)
 
ya kardeş benim sayfalara da girmişsin yeni farkettim, ve oradaki kendimi tanıtım şeklimden olacak bu ağabey muhabbeti.yanlış bi hesaplama yapmadıysam en kötü ihtimalle akran sayılırız, normal hesaplamada ise benden büyük olman gibi bi tehlike var.şu yaşıma kadar ( şu yaşım yirmialtı küsür oluyor) kimse bana ağabey demedi bin yaşıma da gelsem
demesini istemem kimsenin, çünkü şu güne kadar bende kimseye demedim, beş adet teknik ve biyolojik abim olmasına rağmen.büyük bi ihtimalle o bi espiriydi, ya da ben ben öyle olmasını tercih ediyorum.

bi daha synth ten bahsetmeyeceğimi de müjdelemek isterim, ama bi gün karşılaşırsak yüzyüze, korkarım içimde baya bi synth birikmiş olacak ve orda patlayabilirim. iyisimi bırak ben biraz havlıyayım burda; malum, havlayan köpek patlamaz.:)

bu arada müzikal tercihler konusunda söylediklerim ya da söyleyeceklerim yönlendirme amaçlı değildir, yalınızca benim fani beğenilerimdir ve bu konuda pek uygun kaçmayacağını bilmeme rağmen bi arkadaşın babasının son derece farklı bi bağlamda, anlamda ve asıl kelimeleri kullanarak söylediği bi sözü biraz sansürleyerek aktarmak isterim:

" kendi penisimi yerim, kasaplara minnet etmem"


gökten üç elektro gitar düşmüş,
hani benim, hani benim syhnthim
demiş Dadaloğlu.

kendin iyi bakasın yegenim,
terli terli soğuk su içmeyesin,
battaniyeni iyicene çekesin. :D
 
Sevgili Eren :)

Sahne dünyasına aday birisi olarak pek iyi rol kestiğini söyleyemem :)

gitar352 demiş ki:
"bu benim fikrim,yani senin besten sonuçta sen öle istemişsin "

"ben kötü demiyorum bence kötü ama senin besten önemli olan tonları senin beğenmen,sonuçta bu senin müziğin"

"Bi çok eksik veya hoşuma gitmeyen yanlarını görsemde şarkılarında,kötü diyemiyeceğim"

"sonuçta bunlarda senin bilincin altında olan işler senin bileceğin,senin kendi bestendir,ben beste kısmına karışamam o senin duyguların,tuşeni de o duygulara göre ayarlıyosan,ben duygu kısmına hiç karıçamam"

Bence kendini bu kadar kasmana gerek yoktu :)

Sürekli "sen bilirsin", "ben karışamam" vs. demene gerek yoktu yani.
Çünkü bu haliyle kendini fazlaca ele vermişsin.

Ben yine de yazdıklarında samimi olduğunu varsayarak eleştirilerini cevaplayacağım.

Öncelikle dinlediğin ve yorumladığın için teşekkür ederim.

Evet duygusal olduğum doğru.
Belki bu nedenle en çok önem verdiğim şey hissettiklerimin parmaklarımdan gitara geçmesi ve dinleyiciye ulaşması.

Bunu yapabildiğim derece başarılı bulurum kendimi.

Özellikle "Missing Suzie"ye değinmişsin.
Belki tek şarkıyla değerlendirmek yerine diğerlerine de göz atsan tonlar ve şarkı yapılarıyla ilgili farklı düşünebilirdin.

Son şarkımın yani "Missing Suzie"nin havası diğerlerinden biraz farklı. Gidişatı da öyle.

Yani yurtdışında yaşayan kız arkadaşımı özlemekle geçen şu günlerin tekdüze, durağan ve hafif sıkıcı halini yansıtıyor sanırım.

Ev arkadaşımın dediği gibi "bir şey eksik".

Düşündüm de, evet haklı.

Suzie eksik.

Hayatıma renk katan, heyecan veren insan maalesef yanımda değil. Şarkı da bu haliyle farkında olmadan bu durumu yansıtıyor sanırım.

Bu noktada yaptığın yorum, şarkının başarılı olduğu anlamına bile gelebilir benim için :)

Gitar tonu bu parçada aynen dediğin gibi.

Yani olukça çıplak, drivesız, hataları gösterebilecek bir ton.
(Beyaz giymek zordur derler :) )

Buradan şarkıdaki soloların hatalarla dolu olduğu sonucunu mu çıkarmam gerekiyor?

Eğer öyle değilse, bol distortionlu, hataları karambole getirebileceğimiz bir ton kullanmaktan daha cesur bir hareket olduğunu söyleyebilirim.

Daha önce bazı şarkılarda bu tür ufak hilelere başvurduğumu itiraf edebilirim :)

Neyse sonuçta ton zevk meselesi sayılır.
Beğenenlere de beğenmeyenlere de saygım sonsuz.

Açıkçası tuşe konusunda sözlerini biraz tutarsız buldum (Aslında bir çok konuda :) Ör: Hem "kötü demiyorum" diyorsun, sonra kötü diyorsun vb.)

Bu parça ölçeğinde konuşursak evet, dokunuşlarımda biraz çekingenlik, iniş ve çıkışlar var.
Şarkının dingin havasını bozmamak için bazı yerlerde çok çekingen dokunuşlarım oldu sanırım. Ama dinlerken rahatsızlık duymuyorum şimdilik.
Birçok kişiyi rahatsız ederse tekrar gözden geçirebilirim.

İlerde fikirlerim değişebilir elbette.

Ses kalitesini de beğenmemişsin :)
Şu an elimdeki imkanlarla yapabildiğim bu, üzgünüm.

Neyse.
Yorum için tekrar teşekkür :)

Görüşürüz
 
Son miks daha güzel olmuş ama nedenini bulamıyorum :) İki resim arasındaki 7 farkı bul gibi yapmışsın. Acaba volume düzeylerinde ufak değişiklikler yaptın.
 
Selam :)

İlk versiyonu 'soundclick'tekiydi (şimdi onu da yeniledim) ikincisi "hemen paylaş" taydı.

Belki sen baştan ikinciyi dinlemiş olabiir misin?

İki versiyon arasndaki en önemli fark şarkının ortasına koyduğum, farklı ritm olan kısa bölüm aslında.

Biraz da gereksiz gitar riflerinden bazılarını çıkartıp ses seviyelerini gözden geçirdim.
 
Geri
Üst