Beste yapmak ile ilgili bir başlık daha vardı ( altta çıktı 2 başlıkmış ) mevzu ortak sayılır aslında. Beste yapmaktan kompozisyonculuk mu ( klasik-caz gibi ) şarkı yazarlığı mı anlaşılıyor, sanırım ikincisi.
Şarkı yazma ( illa kağıda yazma olarak düşünmeden önce, prensip olarak ) türü farketmeksizin müziği içselleştirmekle ilgili daha çok. O kadar çok dinlemişsinizdir ki aklınızda birşeyler dönmeye başlamıştır. En naif haliyle buradan yakalarsınız. Yetenek midir, dikteyle emirle olur mu e herşey gibi bu da sevgi işi. Örnekler sınırı belirsizce çoğaltılabilir. Gelgelelim ben yapamıyorum niye diye soruluyorsa, bu gereksiz bir soru. Yok mu bu işin yolu kitabı derseniz var tabi.
Gitarist şarkı yazarı olarak bakarsak mevzuya, kitabi konuşursak bir defa gitarda notayla çalma veya notayla şan okumayı orta seviye de olsa bilmek lazım. Sesi kağıda dökebilmenizi sağlar böylece üstünde soyut çalışabilirsiniz. İleri aşamalarda gitarda voicing/çevrim bilgisini zenginleştirmek, farklı tonlarda gam/akor/pozisyon bilgisini artırmak bestenize aranjman yaparken de yetkinlik getirir, artık orkestra içinde düşünmeye başlarsınız. Bundan başka bas gitar notası okumak, hatta çalmak, davul notası okumak yazmak, hatta biraz çalmak daha büyük resme ulaşmanızı sağlar.
Biraz geriden alırsak pratik yapmak gerekiyor sürekli. Aralıkları kulakla duymayı geliştirmeniz şan melodilerinizin kesinliği için sonradan çok ihtiyaç duyacağınız birşey olacak. Çok temel belki ama önemli. Bir solfej hocası ile çalışmak gerekebilir. Günlük olarak gitarınızla metronomlu kağıt kalemli yazarak, not alarak düzenli çalışmanız gerekir. Repertuarı sürekli gözden geçirmek, başkalarına ait veya size ait malzemelerle zaman geçirmek. I-IV-V nedir, farklı tonlarda nasıl çalınır, işte modlar nedir ne işe yarar gibi başlayıp gidiyor. Klasik armoni temel bilgilerini mutlaka çalışın, 6/4 akor çevrimi veya CMaj7 drop2 2. çevrim gitarda nedir bilmeye kadar işi ilerletebilirsiniz zamanla. Mutlaka pop dinleyin, Beatles dinleyin, Bob Dylan, İlhan Şeşen dinleyin, James Hetfield Creeping Death'i o tıfıl haliyle nasıl yazmış ( güftesini ) düşünün. Ay ben onu sevmem cahilliğiniz varsa kurtulun. Her zaman insanda bu tür birşey oluyor, herkesde hepimizde. Ayıp değil. Mevzu çok uzun, böyle oradan buradan girip çıkarak yazdık ama işte sohbet havasında olmayınca böyle monolog da anca bir yere kadar.