evrenin sonu monu yok, zamanın da sonu yok, insanlar için bazı evreler var, doğum, yaşam ve ölüm, insan yaşarken hep sınırları gözüyle görür eliyle tutar... kavrayamadığını ise boşverir, gökyüzüne bakıp "mutlaka bir bitimi vardır" der ama bunu bulunduğu kara parçasına bakarak söyler, insan kendi doğumuna bakıp bununla evrenin doğumunu kıyaslamaya kalkar ve "evrenin doğumu da vardır" der, ayn şekilde kendi ölümünü zamanın sonu olarak görür ama aslında zamanın sonu insanlar için vardır...
mekanın sonsuzluğunu insan hiçbir zaman bilemeyecek, en uzakta olduğunu düşündüğü gök cismine ulaşmak için bile milyonlarca yıl ışık hızında gitmesi gerektiğini hesaplamış...
zamanı da kontrol altına alamayacak çünkü insanın istemi dışında var olmuş kavramlar bunlar...
bu görünenler ise zamanın, zamansızlığın, mekanın ve mekansızlığın dondurulmuş bir hali...
evrende insanlar tarafından algılanan şeyler salt gerçekler olamaz, onlar algılara uydurulmak üzere biçimlendirilmiş yani dondurulmuş öğelerdir...
insan ölünce zamandan çıkar ve geldiği yere yani sonsuz evrene, yani tanrısına kavuşur... (bunu da 20 kere söyledim
)