Turkrock Başkanlığa Ne Diyor? ( Anket )

Turkrock başkanlığa ne diyor?

  • Evet

    Oylar: 22 5.6%
  • Hayır

    Oylar: 357 91.1%
  • Fikrim yok

    Oylar: 13 3.3%

  • Toplam oy veren
    392
IMG_5961.jpg


Bu arada ... sene 1978!
 
Ah siyasetten, ülke gündeminden sıkılmış arkadaş, kıyamam. Sanki Avrupa Parlamentosu başkanı. Neden bu konular konuşuluyor demiyor da burada konuşulmasın diyor. Deve kuşu olsa kafasını bu kadar kuma gömemez. Merak da etmiyor bu forumu kullananlar ülkelerinin geleceğiyle ilgili ne düşünüyor diye.

Her forumda onu dışı bölümü olur. İnsanlar genel sitenin amacı dışındaki konuları konuşur. Filmlerden bahseder, karikatür paylaşır, siyaset yapar.
Bu kadar dert olduysa okumazsın olur biter. Daha geride binlerce başlık var.

Ekleme: Zaten yakın bir gelecekte istesen de konuşturtmayacaklar, o yüzden fazla sıkma canını.
:)
 
Bu bahsettiklerinin hepsi bir fikir temelinde şekillenir. Senin fikirlerin de bir şekilde bir kategoriye girer, onlar girmese de insanlar illa ki bir şekilde kategorize ederler, bu kaçınılmazdır.
Üstat Bülent Ortaçgil'in sözleriyle cevap vereyim: "Beni kategorize etme."
Sınıflar arası eşitlik, adaletli bir gelir dağılımı vs. dersen iyi ihtimal sosyalist, kötü ihtimal sosyal demokrat olursun.
Kalıplara girmemeyi kendine şiar edinmiş bir müzik türünü icra eden, dinleyen biri için mükemmel bir yaklaşım.
Giydirdiklerinin, birilerinin pompaladığı hayaller içinde olduğu "fikrin" bana kurtuluş savaşı öncesinde Adnan Adıvar gibi lümpenlerin söylemlerini hatırlattı. Onlar da "siz hayal görüyorsunuz en iyisi İngiliz mandası" diyordu.
Karşımdakilerde Mustafa Kemal ışığı görebilsem şu ana kadar attığım mesajların hiçbirini atmazdım zaten. O yüzden lümpen lafını katiyen kabul etmiyorum.
"Vatan kurtarmak tandanslı ıslak rüyalar" lafı hoş olmuş da ... pek gerçekçi değil. Toprağına sahip çıkmazsan elinden alacak çok olur. Ben söylemiş olayım da sen yine "birilerinin pompaladığı halüsinasyonlar" demeye devam et. 1938'den sonra memlekette taş üstüne taş konmadığı (mecazi anlamda) gibi bir fikre nereden kapıldınız anlamadım.
Vaat edilenlerin gerçekte yapılanlarla örtüşmediğini söyledim. Ikisi aynı şey değil. O yüzden “hoş” hayallerinize yaptığım atıf gayet gerçekçi.
Bir aydının ülkesinin iyiliği için fikir üretmesi, vatanının bağımsızlığı için mücadele etmesi ne zamandır "aynı patikada daireler çizmek" oldu?
Aydın olmak zannedildiği kadar kolay değil. Sizinle benim aydın tanımlarımız belli ki farklı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tartışmak ise ilginç bir olgu.
Ülkenin gerçeklerinden ve halkından bu kadar uzaklaşma bence.
Ben ülke gerçeklerine ve halkının düşünce yapısına hakim olduğuma inandığım için bu mesajları atıyorum.
Hayırcılarında evetçilerle aynı olduğunu ve siyaset denen şeyin ortada dönen bir tiyatrodan başka birşey olmadığını, sizin ve benim gibi basit insanların -ne kadar öyle olduğu propagandasıyla sersemletilmiş olsada- hiçbirşeyi değiştiremeyeceğini, bu yüzden bu uğurda harcanan zaman ve enerjinin boşa harcanmış olduğunu anlamak bu kadar mı zor? Yoksa aramızda devletin üst düzey kurmayları mı var da benim haberim yok.
 
Son düzenleme:
Pandora - Yakın Çağlar Tarihi - N. V. Yeliseyeva - Kitap - ISBN 9789944122696

Halkın etkisiz eleman olduğunu iddia etmek nasıl bir cehaletin ürünü olabilir, aklım almıyor...

Kingdom of Saudi Arabia.

Kölelikte halk harbiden etkili bir eleman.

Madem tarihten örnek vermek mümkün, bu iş zaman meselesidir. Bir dönem halkın etkisi sıfırdır, ezilir. Sonrasında birikir tepkisini ortaya koyar.

İnanç halkı ezmek için en kuvvetli silahtır. Halk "secular" olmayı başardıktan sonra etkisi de sıfırdan büyük olur. Laikliğin tanımı malesef bizi kurtarmıyor. Bu tanımı sokağa yaymak lazım.
 
Dilerim Allah'tan bir gün şu evet diyen arkadaşlar bir şekilde ak parti ile karşı karşıya gelir. Hakkınızın yendiğini hissettiğinizde anlayabilecek misiniz acaba.
 
Dilerim Allah'tan bir gün şu evet diyen arkadaşlar bir şekilde ak parti ile karşı karşıya gelir. Hakkınızın yendiğini hissettiğinizde anlayabilecek misiniz acaba.

Örnekleri bol. İşin ucu kendilerine dokununca anca tepki veriyorlar. Bazen "iyi oluyor, beter olsunlar" diye geçirmiyor değilim içimden. İşin illa kendimize dokunması gerekmiyor bazı şeyleri görebilmek için..

Not : Video baya bir "b*k" içerir.
 
Bazen "iyi oluyor, beter olsunlar" diye geçirmiyor değilim içimden.

Valla içten geçirmeye gerek yok zaten daha ... hatta çok daha beter olacaklar. Cehaletlerini bir erdem sanan geri zekalılar o cehaletleri ile şimdi ne b.k yiyecekler çok meraktayım. Bizim gibiler nasılsa bir şekil yırtar (orantısız zeka), hatta diğerlerini kurtarmak da bizim gibilere düşer. Sonra yıllar geçer yine aynı hikaye ... bulurlar bir dengesiz muhteris idol yine cahilliği bir halt zannederler falan ...
 
Sınıf mücadelesini veren kimdir hocam? Nasıl ayrı şeyler olabiliyorlar tam olarak?
Sınıf mücadelesini halk veriyor da, eğer sınıf kavramı varsa verebiliyor. Onun içinde sanayi devrimi olacak, burjuvazi olacak, bi dünya şey olacak. Bunlar tepeden inme şeyler. Halk kendi kendine haydi işçi olalım demez. Üretim araçlarına sahip zümre tarafından işçi yapılırlar. Bizde böyle bir sınıf kavramı yok. Bu yüzden halkın bir etkisi de yok. Amerika'da da yok. Geçmişin İngilteresini, Rusyasını, Fransasını örnek gösterip alın size halkın etkisi demenin de bir manası yok. Zaten hepsini geçtim, islam coğrafyasında sınıf kavramı yok.
 
Sınıf mücadelesini halk veriyor da, eğer sınıf kavramı varsa verebiliyor. Onun içinde sanayi devrimi olacak, burjuvazi olacak, bi dünya şey olacak. Bunlar tepeden inme şeyler. Halk kendi kendine haydi işçi olalım demez. Üretim araçlarına sahip zümre tarafından işçi yapılırlar. Bizde böyle bir sınıf kavramı yok. Bu yüzden halkın bir etkisi de yok. Amerika'da da yok. Geçmişin İngilteresini, Rusyasını, Fransasını örnek gösterip alın size halkın etkisi demenin de bir manası yok. Zaten hepsini geçtim, islam coğrafyasında sınıf kavramı yok.

Hocam, halk hareketi için işçi sınıfı olmazsa olmaz değildir, halk hareketleri sadece sosyalist eksende gelişmiyor (maalesef). Bunun için illa Fransız İhtilali'ne veya Ekim Devrimi'ne bakmaya da gerek yok, daha yakın zamanda İran'da olanı var mesela, islam coğrafyasının en boktan kesişiminde. Sonucun olumlu veya olumsuz olmasından bahsetmiyoruz tabii ki, olay sadece halkın etki edip edememesi. Bu etkinin istenen sonucu yaratıp yaratamayacağına etki eden birçok değişken vardır, doğrudur. Angola'da başarılı olunabilirken Bahreyn'de başarısız olunabiliyor. Fakat Yemen'in hali Suudi sultanlarının kabusu olabiliyor ve İngiltere son raddeye kadar desteklediği Şah'tan vazgeçmek zorunda kalabiliyorsa, halk etkisiz demenin gerçeklerle pek örtüşmediğini kabul etmek gerekir kanımca.
 
wuthred doğru söylüyor.

1800'lerin sonlarına doğru, uyanan sınıfların kendilerine nasıl bir tehlike olduğuna uyanan emperyal elit, kendi ezilen sınıflarına nispeten rahat hayat koşulları önererek sömürge düzenine onay vermelerini sağlamışlardır. O dakikadan sonra gerçek mücadele ezen-ezilen halklar mücadelesine dönüşmüştür. Kazanılan ilk sınıf mücadelesi Kızıl Devrim'dir. Ezilen halkların ilk zaferi ise İstiklal Savaşı'dır ... sonrası da gelmiştir; Çin, Küba, vs.

Kısaca yaşadığımız zamanda esas mücadele emperyalizme karşı ezilen ulusların savaşıdır. Bu denklem içinde ne kadar beğenmesek de halk gerçek belirleyicidir. Aydının zaferini belirleyen ise halklarını bilinçlendirbilmekte ne kadar başarılı olabildiğidir. Yüzbinlerce kitap okumuş ancak birikimini kendi kafasında tutan kişi benim için aydın değildir; önemli olan birikiminin ne kadarını halka aktarabiliyorsun ...
 
Son günlerde yapılan açıkalamaların(örn; hayır diyenler ile pkk ve fetö ile birlik gibi gösterme çabaları, imamların hutbede evet çağrısı yapması vb) ve icraatlar(örn; varlık fonuna aktarımlar) insan aklına hakaret eden cinsten.

Hiçbir şey için olmasa bile, kaldıysa bir avuç aklı korumak adına hayır demek icap ediyor bence. Partizanlık yapanların bunu görmemesi kadar doğal bir şey yok(yıllarca partizanlık yapan chpli'lerin gerçeği görmemekte diretmesi gibi). Halkın önemi burada. İstediğiniz gibi nitelendirin insanları, konuşarak, anlatarak aktaramayacağınız şey yok. Hiçbir şey için olmasa bile, hayır diyenlerin çabalamış olması bile önemlidir bence.
 
Örnekleri bol. İşin ucu kendilerine dokununca anca tepki veriyorlar. Bazen "iyi oluyor, beter olsunlar" diye geçirmiyor değilim içimden. İşin illa kendimize dokunması gerekmiyor bazı şeyleri görebilmek için..

Not : Video baya bir "b*k" içerir.

Hayır işin illa kendilerine dokunması gerekiyor. Bu adamlar padişahimiz ben hristiyanım dese ülkenin din oranını %50 değiştirebilecek bir kitle oluşturdu. Gelip karılarını kızlarını ellerinden alsalar "ama olsun bizim duble yollarımız var" diyecek insanlar var çevremde.
 
Son günlerde yapılan açıkalamaların(örn; hayır diyenler ile pkk ve fetö ile birlik gibi gösterme çabaları, imamların hutbede evet çağrısı yapması vb) ve icraatlar(örn; varlık fonuna aktarımlar) insan aklına hakaret eden cinsten.

Hiçbir şey için olmasa bile, kaldıysa bir avuç aklı korumak adına hayır demek icap ediyor bence. Partizanlık yapanların bunu görmemesi kadar doğal bir şey yok(yıllarca partizanlık yapan chpli'lerin gerçeği görmemekte diretmesi gibi). Halkın önemi burada. İstediğiniz gibi nitelendirin insanları, konuşarak, anlatarak aktaramayacağınız şey yok. Hiçbir şey için olmasa bile, hayır diyenlerin çabalamış olması bile önemlidir bence.
Abi nereye kadar? Ben pes ediyorum bu yönetimle uğraşmak imkansız. Sev veya sevme. Adamlar cidden aşırı başarılı, öyle böyle değil .Cuma namazında evet muhabbeti yapar imamlar, karikatürlerde şeytanlar HAYIR falan der, din programlarında melekler Allah'a EVET dedi şeytan HAYIR dedi ondan sonsuza kadar yanacak derler, hayır lafı çıktığı an ağzından fetöcü, bölücü vatan haini ilan edilirsin. Öyle bir geçirdiler ki pençelerini, yapılabilecek hiç bir şey yok. Ve 2 nisan sonrası maalesef bütün bu mesajlarımı silmek zorunda kalacağım.
 
Geri
Üst