Djent

valla buralar dahil hiçbir yeri karıştıramadı djentciler. güzel bir pencere açtılar, bakış açısı eklediler o kadar. yeni olma gayesiyle gelip bu kadar kalıba bağlı kalan bir müzik türü veya yaklaşımı olamaz. progresif metalden uzaklaşıp olayı tona indirgemek ne bileyim. yaşandı bitti.

biz de saygı duyduk zamanında yeni bir şeyler oluyor diye de... 8 telle 9 telle olmuyormuş. black metal kadar bile gelişemeyen bir tür; black n roll, crust, core vs. oturma odası metali.
 
valla buralar dahil hiçbir yeri karıştıramadı djentciler. güzel bir pencere açtılar, bakış açısı eklediler o kadar. yeni olma gayesiyle gelip bu kadar kalıba bağlı kalan bir müzik türü veya yaklaşımı olamaz. progresif metalden uzaklaşıp olayı tona indirgemek ne bileyim. yaşandı bitti.

biz de saygı duyduk zamanında yeni bir şeyler oluyor diye de... 8 telle 9 telle olmuyormuş. black metal kadar bile gelişemeyen bir tür; black n roll, crust, core vs. oturma odası metali.
Çok sığ bir yaklaşım olmuş. Tabi ki sevmek zorunda değilsiniz bu türü ama dikkate değer çok iyi gruplar var piyasada.
Djent ve türevlerini 8 telli gitardan öte göremiyorsaniz farkli gruplar dinleyebilirsiniz. Özellikle ilk sayfada güzel paylaşımlar mevcut. Ki bunlara rağmen sevemiyor olmak da gayet olasi. Bu durumda farkli sularda yüzüyorsunuz demek.

Belirli kalıplara bağlı kalmak bir yere dursun, metal müzik için son 15 20 yılda kaliplarin dışına çıkarak, akort düzeninin, ritim alışkanlıklarının, melodi düzenlemesinin, solo-ritim gitar anlayışının değişmesine sebep oldular.

En basit ve ilk akla gelen örneklerden birisi olan Periphery grubunun her üyesi dahi kendi alanında, mix-mastering, kayit, plug in gibi konularin çağ atlamasina yardimci oldular.

Yeniden söylediğim gibi tabi ki sevmek, beğenmek zorunda değilsiniz ama tek bir pencereden bakarak böyle bir yorum yapmak biraz talihsiz olmuş.
 
ben de onu diyorum.

dinleyenler/taklit edenler yeni bir şey yapamıyor. kalıbın dışına çıkıp kalıba girmek diye bir şey yok diyorum. ezbere cevap verdiniz bence. sonradan sonraya gördük ki bu bir müzik akımı değil; kayıt, prodüksiyon akımı.
 
valla buralar dahil hiçbir yeri karıştıramadı djentciler. güzel bir pencere açtılar, bakış açısı eklediler o kadar. yeni olma gayesiyle gelip bu kadar kalıba bağlı kalan bir müzik türü veya yaklaşımı olamaz. progresif metalden uzaklaşıp olayı tona indirgemek ne bileyim. yaşandı bitti.

biz de saygı duyduk zamanında yeni bir şeyler oluyor diye de... 8 telle 9 telle olmuyormuş. black metal kadar bile gelişemeyen bir tür; black n roll, crust, core vs. oturma odası metali.
Peki black metal’in bundan haberi var mı? Adamlar ne çekti be, yine suçsuz sessiz kenarda dururken yediler tokadı.

Şaka bir yana;

Tıpkı sizin tamamen kendi kişisel bakış açınızdan bu türü/akımı sevmediğiniz için hor görüp getirdiklerini kabul etmediğiniz/görmezden geldiğiniz gibi birçok black metal sevici de yukarıda “gelişim” olarak nitelediğiniz bm alt (yan kenar sağ sol ?) akımlarını asla kabul etmiyor ve nefret kusuyor bunlara. Atıyorum; benim için akhlys, above aurora ve mgla başta olmak üzere modern bm grupları darkthrone, burzum ve mayhem gibi neferlerden çok daha değerlidir. Çünkü şu anda ve artık bu gruplar türün pusulası haline gelmiş bulunmakta. (Bu da benim görüşüm mesela.)

Bakın doğrudan “nefer” olmaları, “kült” olmaları umurumda değil diyorum. Tıpkı köşede ölmüş de gömeni olmamış gibi hala dayatılan bütün thrash/death/heavy metal kültlerinin umurumda olmaması gibi. Peki gidip herhangi bir ortamın ortasında bu şekilde cingar çıkarmak benim bir işime yarar mı? Sanmıyorum ve uğraşmaya da değer bulmuyorum. Elime ne geçecek ki? Ayrıca kim ne seviyorsa onu tüketsin, bana ne? Bol bol boş polemik türetebiliriz de pek işimize yaramaz diye düşünüyorum.

Djent’e ve yan etkilerine endüstriyel açıdan bakalım;

Dünya çapında kitle üretimi yapan büyüklerden tutun görece küçük atölyelerden çıkma butik markalara kadar birçok firma bugün “extended range” kategorisinde enstrüman üretiyor/geliştiriyor ve yurt sınırlarında da habire artan kullanıcı sayılarına bakarsak buralar da gayet sallanmışa benziyor. Bu bile tek başına yeterli aslında, fakat “o iş tel sayısıyla olmuyor” demek de ne bileyim, talihsiz bir yorum olmuş.

Toplayıp çıkayım;

Gelenekçi ya da yenilikçi olmanın hiçbir faydası/zararı yok rahat olun. Müzik zevki bu nihayetinde, madem sevmiyorsunuz, salın gitsin dinlemeyin. Fakat gerçekte olan ile olmuş olmasını dilediğiniz şekilde kurguladığınız kişisel bir “polemik” ile konuya böyle dalmak, yineliyorum; hiç işinize yaramaz.
 
Son düzenleme:
Arkadaş nefret kusmamış ki, gayet akılcı ve doğru bir yorum yapmış bence. Djent dediğiniz türün (aslında tür değil) şeklini veren sanatçılar bile biz buna ''djent adını vermedik'' diye söylüyor zaten. Bir gitar tekniği olarak geliştirildi. O meşhur sound ve bilinen yürüyüşler. Temeli ile periphery'nin uzaktan yakından alakası yok bu arada. Periphery üyeleri internet üzerinden tanışıp bu sound ile bir şeyler yapalım kafasıyla birbirlerini bulan kişiler. Misha mansoor yıllarca internette kendi reklamını verdi insanlar da ''hööfff yeter artıık nediyon diye bir dönem oraya çevirdi kafasını''. Başarılı prodüksiyon fikirleri olduğu bir gerçek tabi. Sound genel olarak metalcore içinden sıçradı bir köşede kısılıp kaldı. Djent adına herhangi bir büyük atılım yok(Atılımdan kastım bilgisayarının başında müzik yapanlar değil, dağıtımcılardan bahsediyorum) Birkaç grup metalcore-djent sound ile bir şeyler üretti sıyrıldı o kadar. Jinjer ucundan ısırdı biraz, tekrar metalcore olarak evrildiler. Çok telli gitarların üretim amaçları djent falan değildir. Ayrıca bu türün ''modern metal'' olarak nitelendirilmesi de yanlış. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız kitabın yanlış ya da eksik yerinden okumuşsunuz bence. ''Extended range'' için djent yorumu yapabilmek ve modern metal nedirin cevabı için öncelikle tecnical death metal/speed/power/metalcore/progresif/melodik unsurlara bakmak lazım. 7 Telli gitarlarıyla tüm dünyayı etkilemiş petrucci, jeffloomis gibi sanatçılar k*çının kenarıyla gülümsüyordur bu tarz yorumlara.


Djent bir tür olsaydı ve tüm dünyada satsaydı steveterrebery bugün gitar tanrısı ilan edilirdi ancak youtube şaklabanı olmaktan öteye gidemiyor maalesef.
 
Son düzenleme:
ben de onu diyorum.

dinleyenler/taklit edenler yeni bir şey yapamıyor. kalıbın dışına çıkıp kalıba girmek diye bir şey yok diyorum. ezbere cevap verdiniz bence.

Peki black metal’in bundan haberi var mı? Adamlar ne çekti be, yine suçsuz sessiz kenarda dururken yediler tokadı.

Şaka bir yana;

Tıpkı sizin tamamen kendi kişisel bakış açınızdan bu türü/akımı sevmediğiniz için hor görüp getirdiklerini kabul etmediğiniz/görmezden geldiğiniz gibi birçok black metal sevici de yukarıda “gelişim” olarak nitelediğiniz bm alt (yan kenar sağ sol ?) akımlarını asla kabul etmiyor ve nefret kusuyor bunlara. Atıyorum; benim için akhlys, above aurora ve mgla başta olmak üzere modern bm grupları darkthrone, burzum ve mayhem gibi neferlerden çok daha değerlidir. Çünkü şu anda ve artık bu gruplar türün pusulası haline gelmiş bulunmakta. (Bu da benim görüşüm mesela.)

Bakın doğrudan “nefer” olmaları, “kült” olmaları umurumda değil diyorum. Tıpkı köşede ölmüş de gömeni olmamış gibi hala dayatılan bütün thrash/death/heavy metal kültlerinin umurumda olmaması gibi. Peki gidip herhangi bir ortamın ortasında bu şekilde cingar çıkarmak benim bir işime yarar mı? Sanmıyorum ve uğraşmaya da değer bulmuyorum. Elime ne geçecek ki? Ayrıca kim ne seviyorsa onu tüketsin, bana ne? Bol bol boş polemik türetebiliriz de pek işimize yaramaz diye düşünüyorum.

Djent’e ve yan etkilerine endüstriyel açıdan bakalım;

Dünya çapında kitle üretimi yapan büyüklerden tutun görece küçük atölyelerden çıkma butik markalara kadar birçok firma bugün “extended range” kategorisinde enstrüman üretiyor/geliştiriyor ve yurt sınırlarında da habire artan kullanıcı sayılarına bakarsak buralar da gayet sallanmışa benziyor. Bu bile tek başına yeterli aslında, fakat “o iş tel sayısıyla olmuyor” demek de ne bileyim, talihsiz bir yorum olmuş.

Toplayıp çıkayım;

Gelenekçi ya da yenilikçi olmanın hiçbir faydası/zararı yok rahat olun. Müzik zevki bu nihayetinde, madem sevmiyorsunuz, salın gitsin dinlemeyin. Fakat gerçekte olan ile olmuş olmasını dilediğiniz şekilde kurguladığınız kişisel bir “polemik” ile konuya böyle dalmak, yineliyorum; hiç işinize yaramaz.
bir şeyler cidden yazacaktım. ve yazdım da, sildim. 2004ten beri buraya yazıyorum, sizi de biliyorum. bir yerde çalmışlığınız ülkede bir akım yaratıp saygı görmüşlüğünüz yok türkrak dışında. buyrun sizin olsun. kayda değer bir tip değilsin.
 
Arkadaş nefret kusmamış ki, gayet akılcı ve doğru bir yorum yapmış bence. Djent dediğiniz türün (aslında tür değil) şeklini veren sanatçılar bile biz buna ''djent adını vermedik'' diye söylüyor zaten. Bir gitar tekniği olarak geliştirildi. O meşhur sound ve bilinen yürüyüşler. Temeli ile periphery'nin uzaktan yakından alakası yok bu arada. Periphery üyeleri internet üzerinden tanışıp bu sound ile bir şeyler yapalım kafasıyla birbirlerini bulan kişiler. Misha mansoor yıllarca internette kendi reklamını verdi insanlar da ''hööfff yeter artıık nediyon diye bir dönem oraya çevirdi kafasını''. Başarılı prodüksiyon fikirleri olduğu bir gerçek tabi. Sound genel olarak metalcore içinden sıçradı bir köşede kısılıp kaldı. Djent adına herhangi bir büyük atılım yok(Atılımdan kastım bilgisayarının başında müzik yapanlar değil, dağıtımcılardan bahsediyorum) Birkaç grup metalcore-djent sound ile bir şeyler üretti sıyrıldı o kadar. Jinjer ucundan ısırdı biraz, tekrar metalcore olarak evrildiler. Çok telli gitarların üretim amaçları djent falan değildir. Ayrıca bu türün ''modern metal'' olarak nitelendirilmesi de yanlış. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız kitabın yanlış ya da eksik yerinden okumuşsunuz bence. ''Extended range'' için djent yorumu yapabilmek ve modern metal nedirin cevabı için öncelikle tecnical death metal/speed/power/metalcore/progresif/melodik unsurlara bakmak lazım. 7 Telli gitarlarıyla tüm dünyayı etkilemiş petrucci, jeffloomis gibi sanatçılar k*çının kenarıyla gülümsüyordur bu tarz yorumlara.


Djent bir tür olsaydı ve tüm dünyada satsaydı steveterrebery bugün gitar tanrısı ilan edilirdi ancak youtube şaklabanı olmaktan öteye gidemiyor maalesef.

Ne başlığın amacı "djent" kelimesini bir tür olarak literatüre yedirmek ne de terli ve "kaygılı" kitlelerle dert anlatmak. Kelimenin türeyişi de Meshuggah elemanlarının bir röportaj ya da söyleşi (hatırlayamadım) esnasında gitar tonlarını tanımlamaya debelenirken güzel kafayla ağızlarından kaçan basit bir dil sürçmesi sadece, gerisi fasa fiso. Bu hikayeyi ben anlatmıyorum, merak eden açar bakar bulur okur. Ayrıca bana ne arkadaş, nasıl istiyorsanız öyle anın. Sonuçta dünya genelinde "djent grupları" tabiri kullanılmaya devam ettikçe (oh olsun demiyorum, bence de saçma fakat olan bu) burada kim ne demiş bir önemi yok ki.

7 ve + telli gitarları sadece djent'e bağlamadım, şu anda ve yaklaşık 10 yıldır endüstriyel olarak bu gitarların ve ekipmanların belli bir kitleye yönelik tanıtımı bile "bakın biz de djent gitarı/pedalı/düdüğü yaptık" minvalinde abuk ve gereksiz bir üslupla yapılıyor, buyurun oraya kusun nefretinizi. Petrucci ve Loomis'den önce Vai bir haltlar karıştırmış olmasın "extended range" sularında? Kim neresiyle nelere gülüyor bilemem, sonuçta benim gördüğüm şu çatışma ve ahkam kesme düsturu ülkedeki genel mutsuzluk halinin portresi gibi. Haliyle sayemizde gülünüyorsa mutlu olurum ancak.

bir şeyler cidden yazacaktım. ve yazdım da, sildim. 2004ten beri buraya yazıyorum, sizi de biliyorum. bir yerde çalmışlığınız ülkede bir akım yaratıp saygı görmüşlüğünüz yok türkrak dışında. buyrun sizin olsun. kayda değer bir tip değilsin.

Yanlış biliyorsun Bayburt'dan Yozgat'a kadar eserlerimle çığır açtım oysa ki, sen cahilsin.
 
Djent filan anlamam ağa ... ben bu işten Tomas Haake'yi tanıyarak karlı çıktım, gerisi yalan. Açıkçası genre biraz hızlı ve fazla kalabalıklaşınca b*k atmak da kolay oldu çünkü taklit ve özgün olmayan grup çok fazla. Benim için black metal de büyük oranda böyleydi, kalitesiz prodüksiyon, tili tili tili gitarlar, sansar uluması gibi bağıran adamlar... ta ki Dissection ile tanışana kadar. Hatta Cradle ve hatta Dimmu.... baktım ki arada illa bir tür etiketi yapıştırmadan dinlenecek bir sürü grup var. Mesela Slipknot da metalcore, nu-metal arası bir yere sokuşturulmaya çalışıldı yıllarca ... yav adamlar bildiğin kütür kütür metal. Neyse demem o ki, hiçbir türü olduğu gibi tür olarak kalıplarla anlatamayız. Ben de şahsen djent'e uzun süre mesafeli durdum ama o kadar itin g... durum yok.
 
Bir önceki "djent" başlığının tıpkısının aynısı. Teknik bir hataya kurban gitmiş, gitmesindi. O yüzden buradan kaldığı yerden devam etsindi.

Üç aşağı beş yukarı şöyle karşılıyordu başlık sizi;

"Uydurma bir çalım tarzı mı değil mi tartışmaları halen devam ede dursun; dünya genelinde yepyeni bir metal alt türü olarak kabul görmeye başlayalı neredeyse 10. yılını devirmiş, yurdum sınırları içinde de çeşitli grup ve müzisyenlerin türe dair mahsüllerini vermeye başlamış olduğu bu akım hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Teknolojinin nimetlerinden dibine kadar yararlanan sahte mesihlerle mi uğraşıyoruz yoksa bizzat ve bir kez daha müziğin evrim geçirişine mi tanıklık ediyoruz? İlk seçeneğin malum örnekleri yok değilse de esas ikincisi ağır basıyor bende. Siz ne diyorsunuz? O halde çarpışsın nöronlar, afiyetle."

Şu da hoş geldin mülayim parçamız-dı;

 
Bir önceki "djent" başlığının tıpkısının aynısı. Teknik bir hataya kurban gitmiş, gitmesindi. O yüzden buradan kaldığı yerden devam etsindi.

Üç aşağı beş yukarı şöyle karşılıyordu başlık sizi;

"Uydurma bir çalım tarzı mı değil mi tartışmaları halen devam ede dursun; dünya genelinde yepyeni bir metal alt türü olarak kabul görmeye başlayalı neredeyse 10. yılını devirmiş, yurdum sınırları içinde de çeşitli grup ve müzisyenlerin türe dair mahsüllerini vermeye başlamış olduğu bu akım hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Teknolojinin nimetlerinden dibine kadar yararlanan sahte mesihlerle mi uğraşıyoruz yoksa bizzat ve bir kez daha müziğin evrim geçirişine mi tanıklık ediyoruz? İlk seçeneğin malum örnekleri yok değilse de esas ikincisi ağır basıyor bende. Siz ne diyorsunuz? O halde çarpışsın nöronlar, afiyetle."

Şu da hoş geldin mülayim parçamız-dı;


 
eskiden sevdigim gruplarin yaslanip eskisi kadar basarili album yapamadigi son 10 yilda, dunya genelindeki bir eksikliklikten dogup gelisen bir turdur kanimca..
not : meshuggah israrla kebdilerini bu janra'nin disinda tuttugunu dile getirmektedir her firsatta :)
nacizane periphery misha baskan liderligindeki en sevdigim gruplardandir son yillarda..
 


Çalım tertemiz, ton gayet oturaklı. Ellerinize sağlık.

eskiden sevdigim gruplarin yaslanip eskisi kadar basarili album yapamadigi son 10 yilda, dunya genelindeki bir eksikliklikten dogup gelisen bir turdur kanimca..
not : meshuggah israrla kebdilerini bu janra'nin disinda tuttugunu dile getirmektedir her firsatta :)
nacizane periphery misha baskan liderligindeki en sevdigim gruplardandir son yillarda..

Ben de bu ara bir geri dönüş yaşıyorum sevdiğim eskilere. Old school kafalı yeni gruplardan da özellikle Baest favorim şu anda. Haricinde ise son dönemde hem bireysel olarak müzik üretmekten hem de dinleyici olarak bir şeyler keşfetmekten çok koptum, uzaklaştım. Başlarda birkaç haftalık geçici bir durum olduğunu sanmıştım fakat süreç aylara dönüşünce fark ettim ki eskisi gibi zevk alamıyorum.

Djent grupları/gitaristleri bu noktada ortaya koyduğu yenilikçi tutum ve müzikal farklılıklarla halen ilgimi çekiyor. “Nasıl yazmış bunu” dediğim bir partisyonla karşılaştığmda oturup inceliyorum, olmadık bir zaman ölçüsüne denk geldiğimde sayarak algılamaya debeleniyorum. Kısaca beyin egzersizi ve eğlence oluyor fakat dediğim gibi, son dönemlerde epey kopmuş vaziyetteyim.

Meshuggah ise bunların hepsinden ayrı olarak skalada nereye koyacağımı bundan belki yıllar sonra bile kestiremeyeceğim bir grup. Ben chaosphere albümünü ilk keşfettiğim dönemi hatırlıyorum, beynim erimişti albümdeki ritim ve riff yapılarını incelerken. Halen de durum farklı değil. Corridor of chameleons, the exquisite machinery of torture, new milleium cyanide christ, concatenation vs. şu parçaları oturup tek bir insan evladının kendi halinde yazıp çalmasını belki hazmedebilirim. Fakat 5 kişilik bir topluluğun aynı anda kusursuz bir ritim algısıyla ve dalga geçer gibi rahat bir şekilde bunları her canlı performansta icra edebilmesini sanırım asla anlayamayacağım. Kaldı ki daha nothing, destroy erase improve, catch 33 albümleri var ki benim kapasitem o kadarını algılamaya yetmiyor, yetmeyecek. Dümdüz dinleyip geçiyorum, zevk almaya bakıyorum artık analizine bilmem nesine inmeden.

Her körpe, genç dimağ tatmalı kendilerini.

Bence.
 
Geri
Üst