Şimdi kusura bakmayın da bu nasıl bir öneridir, nasıl bir bakış açısıdır anlamadım. Yurtdışında müzik eğitimine göz dikmiş birine “şöyle plan yapmayacaksanız, hiç para harcama, diploma çöp olacak,” gibi şeyler söylemenin akıl mantığı yok. Türkiye’de müzisyenlik hayalleri olanlar için iyi bir eğitim seçeneği olmadığını biliyoruz zaten ama eğitim için burada önerilecek tek şey şartları zorlayarak ABD ya da İngiltere müzik okullarına göz dikilmesi gerektiğidir.
Ayrıca konuya bu kadar hakim(!) olduğunuza göre, yurtdışında müzik/sanat dallarında eğitim alanların genelde gönüllü olarak farklı yan meslekler ya da müzik işinin laboratuvar kısmını tercih ettiğini bilmeniz gerekir. Bu yüzden alaylı, kendini yetiştirmiş sanatçılar “daha çok” sahne önündeyken işin prodüksiyon ve pazarlama kısmı müzik eğitimi almış kişilerin elinde.
İcracılık için eğitim şartları da tüm dünyada neredeyse eşittir. Ancak yurtdışında sosyal farklılıklar ve zorunluluklar kişiyi beceri ve çalışma konusunda daha fazla teşvik edici. Eğitim aldığınız dönemde eğer üretmezseniz neredeyse yoksunuz. Ancak yine de öğrencinin icra açısından kendisini geliştirmesi tamamen kişisel. Eğitim sistemi istediği seviye üzerinden puanlar, fazlası kişinin kendi artısıdır.
Ayrıca eğitimini aldıktan sonra Türkiye’de gayet iş yapabilir. Türkiye’de profesyonel prodüksiyon açısından büyük eksiklikler var. Bu işi “iyi” yapanların neredeyse tamamı da eğitimlerini yurtdışında tamamlamış insanlar.