2022 "Güçlü ve Gelişmiş Türkiye"de Ekipman Fiyatları

Evet değerli forumdaşlar. Birçoğumuz gibi ben de bazen ihtiyacım olduğu için, bazen de vakit geçirmek için birçok platformda ikinci el ürünlere bakıyorum. Hepimiz gibi bu fiyatlar beni gerçekten rahatsız ediyor, hatta bazı konuşmalarda satıcıları istemeden provoke ettiğim oluyor.
Bu sebeple hepinize ,en azından başlığı okuyanlara, bir soru sormak istiyorum:
Türkiye'de distribütör fiyatı 25.000₺ olup Thomann'dan her şey dahil 14.500₺'ye satın alınabilen Charvel Pro modların ikinci el 20.000₺-24.000₺ arasında satılmasına , Thomann'da her şey dahil 2.000-X₺'ye satılan ekipmanların ikinci elde 4.000₺-2X₺'ye satılmasına anlayış göstersem de; sadece Thomann'dan alınabilen Harley Benton gitarların sıfırından pahalı olmasını, yerine göre 10 bazen 20 yaşında prosesörlerin hala satılırken sıfır fiyatının baz alınmasını bir türlü anlayamıyorum. Aldığı ürünü açıklamaya "Hiç kullanmadım, bir heves aldık kenarda duruyor." veya "Hiç kullanılmadı, sadece çalışıyor mu denemek için bir kez kutudan çıkarıldı. Çünkü ara sıra canım sıkılır bir şeyler satın almak isterim ve aldıktan sonra çalışıyor mu diye kutudan bir kez çıkartır hemmencecik kutusuna koyarım. Bir saniye bile kutusunun dışında durmaz." yazıp sıfır fiyatına satan insanları anlamıyorum. Sizce bende mi hata var?
 
Evet değerli forumdaşlar. Birçoğumuz gibi ben de bazen ihtiyacım olduğu için, bazen de vakit geçirmek için birçok platformda ikinci el ürünlere bakıyorum. Hepimiz gibi bu fiyatlar beni gerçekten rahatsız ediyor, hatta bazı konuşmalarda satıcıları istemeden provoke ettiğim oluyor.
Bu sebeple hepinize ,en azından başlığı okuyanlara, bir soru sormak istiyorum:
Türkiye'de distribütör fiyatı 25.000₺ olup Thomann'dan her şey dahil 14.500₺'ye satın alınabilen Charvel Pro modların ikinci el 20.000₺-24.000₺ arasında satılmasına , Thomann'da her şey dahil 2.000-X₺'ye satılan ekipmanların ikinci elde 4.000₺-2X₺'ye satılmasına anlayış göstersem de; sadece Thomann'dan alınabilen Harley Benton gitarların sıfırından pahalı olmasını, yerine göre 10 bazen 20 yaşında prosesörlerin hala satılırken sıfır fiyatının baz alınmasını bir türlü anlayamıyorum. Aldığı ürünü açıklamaya "Hiç kullanmadım, bir heves aldık kenarda duruyor." veya "Hiç kullanılmadı, sadece çalışıyor mu denemek için bir kez kutudan çıkarıldı. Çünkü ara sıra canım sıkılır bir şeyler satın almak isterim ve aldıktan sonra çalışıyor mu diye kutudan bir kez çıkartır hemmencecik kutusuna koyarım. Bir saniye bile kutusunun dışında durmaz." yazıp sıfır fiyatına satan insanları anlamıyorum. Sizce bende mi hata var?
Türkiye, kapitalist üretim biçimini benimseyebilmiş ve bunun için gerekli "iktisadi birey" denilen insan malzemesini oluşturabilmiş bir yer değil. (İşin ucu, Osmanlı'nın bilimsel devrimi ve sanayi devrimini kaçırmış olmasına gidiyor...) Tıp fakültesinde ders verirken birinci sınıf öğrencilerine sorardım: İnsan üzerinde ilaç denemeleri yapılması konusunda ne düşünüyorsunuz ? diye... İlgisiz suratlar veya boş boş cevaplar gelirdi. Oysa bu denemeler olmadan ilaç geliştirilemez, ilaç geliştirilemezse de modern tıp diye bir şey kalmaz... Ama bu bağlantıyı düşünebilmek için ülkenizde inovatif ilaç endüstrisinin bulunması gerekir. O endüstri için de iktisadi birey ve rekabetçi kültür gerekir. Ama yok işte bunlar. O yüzden insanlar ilacın gökten zembille indiğini zanneder eczane rafına. Ama, mesela Amerika gibi ilaç denemelerinin insan hayatının çok içine girdiği bir ülkede, bu zaten hayatın bir parçasıdır. Bizim ülkemizde inovasyona dayalı bir gitar endüstrisi var mı ?

Benim Türkiye'de ilaç sektöründe çalışan bir arkadaşım, çok başarılı olduğu için arkasından dolap çevrilmeye başladığını söylemişti. En sonunda adamın canına tak etti ve ABD'ye göçtü. Orada da ilaç sektöründe çalışıyor ve mutlu-mesut adam.... Adam iktisadi birey çünkü. Kafa yapısı müsait o topluma. Rekabet ederek oyunu oynamak istiyor, "iyi olan kazansın" diyor. Kapitalist üretimi geliştiren işte bu kafa yapısıdır.

Üret(e)meyen bir toplumda ise piyasa anlayışı gelişemediğinden, fiyatlar Şark kurnazı kafasıyla belirlenir. Ezberci arkadaşlar vardır sağda-solda, "fiyatı piyasa belirler" derler. Oysa ancak REKABETÇİ bir piyasada fiyatlar böyle belirlenir. Bizler iktisadi bireyler DEĞİLİZ henüz. O yüzden de fiyatla kurduğumuz bağ GARİP ve AKILDIŞI (irrasyonel). Ben, ikinci elde gördüğümüz garip insan davranışlarını böyle açıklıyorum. Üretemediği için başka sağkalım stratejileri gelişiyor, "kurnazlık" bunlardan sadece biri işte.... O ilanlarda gördüğünüz çocuksu ve garip laflar da bunun uzantısı bence.

Büyük mağazalar özelinde ise fiyatların başka pek çok şeyle de ilgisi var; bunlar elbette Fender-Gİbson-Ibanez gibi tekel olmuş markaların bizi "söğüşleme" stratejisi ile de ilgili. Bunu başka bir başlıkta bir miktar konuştuk. Thomann'ın şu anki stratejisi çok daha üstün bu markalardan, ağaçkakan isimli forum kullanıcısı bunu çok iyi özetlemişti:


Uzun vadede bu tekelci markaların yediği halt aslında çok kötü sonuçlar üretiyor. Çünkü entellektüel mülkiyet denilen şey aslında inovasyonu baltalıyor uzun vadede. Fender ve Gibson'ın eski tasarımlar üzerine yatıp, kendi tasarımlarını kullanan herkesi dava etmeleri filan da bunun tipik bir örneğidir. İki iktisat profesörü, bunu kanıtladılar aslında, Türkçe olarak da basılmış bir kitap var bu konuda:

 
Son düzenleme:
yazıp sıfır fiyatına satan insanları anlamıyorum. Sizce bende mi hata var?
evet dikkate almalısın bu ciddi açıklamaları
ben mesela her çalacağımda önce prosesörümü toplayıp ekran koruyucu jelatini geri yapıştırıp, kablolarını sararak kutusuna kaldırıyorum hanıma veriyorum.... o da kargocu gibi kapalı kutu ile kapıyı çalıyor çıkıp.... hah yeni alet geldi diye unboxing yapıyorum öyle çalıyorum her seferinde .... sonra tekrar aynen topluyorum.... satarken sıfır fiyat çekecem :)
 
@barrios yazdıklarına +1 ve ilave olarak gelişmiş bir ekonomi olmadığımız için ve biraz da ilave şark kafası ile hiçbir alet - buna telefondan arabaya herşey dahil - bizim için tüketim eşyası değil, hepsi yatırım. Gelişmiş ekonomideki adam "disposable income" dedikleri yani tüm sabit ve zorunlu masraflarını düşünce kalan sadece harcayabileceği miktarın belli bir kısmı ile mesela gitar ya da birkaç aylık/yıllık kısmıyla araba alabilirken bizde alınan bu şeyler param değer kaybetmesin, satarken de zarar etmeyeyim diye alınıyor. O yüzden ikinci el piyasası bir elden çıkarma yeri değil maksimum getiri elde etme yeri gibi algılanılıyor. Bu da doğal... bir Alman teorik olarak BİR asgari ücret ile ESP alabiliyor, bizde ise asgari ücret ile ancak Endonezya iyi bir marka/model denk gelirse....
 
Evet değerli forumdaşlar. Birçoğumuz gibi ben de bazen ihtiyacım olduğu için, bazen de vakit geçirmek için birçok platformda ikinci el ürünlere bakıyorum. Hepimiz gibi bu fiyatlar beni gerçekten rahatsız ediyor, hatta bazı konuşmalarda satıcıları istemeden provoke ettiğim oluyor.
Bu sebeple hepinize ,en azından başlığı okuyanlara, bir soru sormak istiyorum:
Türkiye'de distribütör fiyatı 25.000₺ olup Thomann'dan her şey dahil 14.500₺'ye satın alınabilen Charvel Pro modların ikinci el 20.000₺-24.000₺ arasında satılmasına , Thomann'da her şey dahil 2.000-X₺'ye satılan ekipmanların ikinci elde 4.000₺-2X₺'ye satılmasına anlayış göstersem de; sadece Thomann'dan alınabilen Harley Benton gitarların sıfırından pahalı olmasını, yerine göre 10 bazen 20 yaşında prosesörlerin hala satılırken sıfır fiyatının baz alınmasını bir türlü anlayamıyorum. Aldığı ürünü açıklamaya "Hiç kullanmadım, bir heves aldık kenarda duruyor." veya "Hiç kullanılmadı, sadece çalışıyor mu denemek için bir kez kutudan çıkarıldı. Çünkü ara sıra canım sıkılır bir şeyler satın almak isterim ve aldıktan sonra çalışıyor mu diye kutudan bir kez çıkartır hemmencecik kutusuna koyarım. Bir saniye bile kutusunun dışında durmaz." yazıp sıfır fiyatına satan insanları anlamıyorum. Sizce bende mi hata var?
Bir de bunlara, israrla satilmayan urunlerin fiyatlarini arttirmayi eklesek ? Sirf meraktan bir amfiyi takip ediyorum, uzun zamandir satilmiyor, 20bin ile basladi su an 40 binde, bunun gibi tonla ornegi var, benim bildigim satilmayan birseyi , tesvik etmek icin fiyat dusurulur yada degerinin altina gittigini dusunuyoesan satistan cekersin ama bizde tam tersi, deliler gibi arttiriliyor fiyat.
 
Elindeki malı ilana “çakabildiğim fiyata çakarım” mantığıyla koyanlar biraz da bu işleri bu kadar kötü hale getirenler.

Enflasyon ve döviz kurunun istikrarsız olduğu dönemlerde bir ürünün maliyetini ne ticaret yapanlar ne de evde gitarını çalanlar belirleyemeyince bu sefer insanlarda oo bu gitar/amfi/pedal şu kadardan ilanda, ben de en az o kadara koyayım mantığı işliyor. Sonra ürünler ilanlarda duruyor da duruyor. Alacak olan da alamıyor, satacak olan da satamıyor.

Sıfır ürünlerde ise tedarik sıkıntısı, nakliye giderlerinin artması ve ülkemiz için ek olarak yaşanan döviz kuru seviyelerine bağlı alım gücü azalmaları göz önüne alındığında yaşanan arz tarafındaki eksilmeler ürünlerin fiyatını doğal olarak yukarı taşıyor. Bir iki ay önce Zuhal Müzik’te endonezya jacksonlara 25.000 TL etiket basıldığını görünce eve dönüşte kvmg me sıkı sıkı sarıldım :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #9
Sıfır ürünlerde ise tedarik sıkıntısı, nakliye giderlerinin artması ve ülkemiz için ek olarak yaşanan döviz kuru seviyelerine bağlı alım gücü azalmaları göz önüne alındığında yaşanan arz tarafındaki eksilmeler ürünlerin fiyatını doğal olarak yukarı taşıyor.
Bu kısma kesinlikle katılmıyorum. Başka bir başlıkta da tartışmasını yapmıştım, tedarik sıkıntısı(Şu an fabrikaların üretim durumlarını bilmiyorum, o yüzden belki...),nakliye giderleri artışı sonucunda olan bir şey değilmiş bu fiyat farkı. Forumda aradığım zaman 2005te de aynı başlık var, şimdi de aynı şeyi konuşuyoruz. Arz tarafında eksilme olduğunu kesinlikle düşünmüyorum ki böyle bir durumda firmalar zorunlu olarak indirim yaparlardı. Zaten ikinci el fiyatlarının sıfıra yaklaşması da bunu destekliyor. Tabii ki durumdan duruma değişir ama, bir gitara 20.000₺ bütçe ayırıyorsam, biraz bekler üstüne 5.000₺ daha koyar sıfırını alırım. 4.000₺ bütçeniz varken 5.000₺ verip sıfırını almaktan çok bir farkı yok. Birçok kişi "Onların mağazaları var, çalışanları var, hayırdır?" muhabbeti yapıyor. Bu kadar gideri varsa her mağazasını kapatsın, Thomann'la anlaşmasını yapsın, 25.000₺'ye satıp ucu ucuna kar etmek yerine, 20.000₺'ye satıp 5.000₺ kar etsin lütfen.
Tıp fakültesinde ders verirken birinci sınıf öğrencilerine sorardım: İnsan üzerinde ilaç denemeleri yapılması konusunda ne düşünüyorsunuz ? diye... İlgisiz suratlar veya boş boş cevaplar gelirdi. Oysa bu denemeler olmadan ilaç geliştirilemez, ilaç geliştirilemezse de modern tıp diye bir şey kalmaz... Ama bu bağlantıyı düşünebilmek için ülkenizde inovatif ilaç endüstrisinin bulunması gerekir.
Yorumunuz çok güzel, birçok konuda haklısınız. Ama herhangi bir konuda muhakeme yeteneğine sahip olmak için, onu tecrübe etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Bu sadece dersinize giren çocukların "Türkiye'nin zeki çocukları"(Hala ders veriyorsanız eminim aralarında en az bir iki tane okul arkadaşım vardır.) olmasından kaynaklı. Hele ki bu konu bambaşka. Hangi akıl bir ürünün acilen satılması gerekiyorsa ucuza koyulması gerektiğini akıl edemez ki?(Koyduğum görsel yanlış hatırlamıyorsam 8 Şubat 2022 tarihli bir instagram hikayesi.)
 

Dosyalar

  • IMG_20220217_120926_718.jpg
    IMG_20220217_120926_718.jpg
    190.5 KB · Gösterim: 119
Birçok kişi "Onların mağazaları var, çalışanları var, hayırdır?" muhabbeti yapıyor. Bu kadar gideri varsa her mağazasını kapatsın, Thomann'la anlaşmasını yapsın, 25.000₺'ye satıp ucu ucuna kar etmek yerine, 20.000₺'ye satıp 5.000₺ kar etsin lütfen.
Bu konu çok konuşuldu bir kez daha girmeyelim zaten 100% doğru bir cevabı yok ama şu da hayatın bir gerçeği... o mağazalar olmak zorunda. Sahibi ne kazanmış önemi değil ... yani konu sadece herkes thomann gibi çalışsın değil. Biz burada çok niş bir kitleyiz, cihaz bilgimiz ve internetten ulaşma yeteneğimiz yüksek ama sektörün küçük bir kısmıyız. Çok daha büyük kitleler mağazaya gidip sormak, bilgi almak, deneyimlemek ve görerek dokunarak almak ihtiyacında. Dediğim gibi mağaza veya distribütör yönetimi değil konu şu an... ama varolmak zorundalar eğrisiyle doğrusuyla. Kapatsın o zaman o da online ticaret yapsın demek gerçekçi değil.
 
Bu konu çok konuşuldu bir kez daha girmeyelim zaten 100% doğru bir cevabı yok ama şu da hayatın bir gerçeği... o mağazalar olmak zorunda. Sahibi ne kazanmış önemi değil ... yani konu sadece herkes thomann gibi çalışsın değil. Biz burada çok niş bir kitleyiz, cihaz bilgimiz ve internetten ulaşma yeteneğimiz yüksek ama sektörün küçük bir kısmıyız. Çok daha büyük kitleler mağazaya gidip sormak, bilgi almak, deneyimlemek ve görerek dokunarak almak ihtiyacında. Dediğim gibi mağaza veya distribütör yönetimi değil konu şu an... ama varolmak zorundalar eğrisiyle doğrusuyla. Kapatsın o zaman o da online ticaret yapsın demek gerçekçi değil.
Birçok sefer, "Siz ekonomiden ne anlarsınız ki; o firma, o fiyatlara satış yapmasa batar." gibi yorumlar yapıldı. Ben de diyorum ki, evet ekonomiden anlamıyorum, o firmaları da çok seviyorum. İnternetten satıp ucuz satış yapsınlar da batmasınlar diyorum. Ayrıca insanlar google'a "............ İncelemesi/yorumları" yazmıyor diye, şehrindeki gitar çalan insanlarla tanışıp gitar deneyemiyor diye pahalı ürün almak istemeniz kendinize haksızlık mıdır bilmem. Ama bana haksızlık olduğunu düşünüyorum.
 
Bu kısma kesinlikle katılmıyorum. Başka bir başlıkta da tartışmasını yapmıştım, tedarik sıkıntısı(Şu an fabrikaların üretim durumlarını bilmiyorum, o yüzden belki...),nakliye giderleri artışı sonucunda olan bir şey değilmiş bu fiyat farkı. Forumda aradığım zaman 2005te de aynı başlık var, şimdi de aynı şeyi konuşuyoruz. Arz tarafında eksilme olduğunu kesinlikle düşünmüyorum ki böyle bir durumda firmalar zorunlu olarak indirim yaparlardı. Zaten ikinci el fiyatlarının sıfıra yaklaşması da bunu destekliyor. Tabii ki durumdan duruma değişir ama, bir gitara 20.000₺ bütçe ayırıyorsam, biraz bekler üstüne 5.000₺ daha koyar sıfırını alırım. 4.000₺ bütçeniz varken 5.000₺ verip sıfırını almaktan çok bir farkı yok. Birçok kişi "Onların mağazaları var, çalışanları var, hayırdır?" muhabbeti yapıyor. Bu kadar gideri varsa her mağazasını kapatsın, Thomann'la anlaşmasını yapsın, 25.000₺'ye satıp ucu ucuna kar etmek yerine, 20.000₺'ye satıp 5.000₺ kar etsin lütfen.

Yorumunuz çok güzel, birçok konuda haklısınız. Ama herhangi bir konuda muhakeme yeteneğine sahip olmak için, onu tecrübe etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Bu sadece dersinize giren çocukların "Türkiye'nin zeki çocukları"(Hala ders veriyorsanız eminim aralarında en az bir iki tane okul arkadaşım vardır.) olmasından kaynaklı. Hele ki bu konu bambaşka. Hangi akıl bir ürünün acilen satılması gerekiyorsa ucuza koyulması gerektiğini akıl edemez ki?(Koyduğum görsel yanlış hatırlamıyorsam 8 Şubat 2022 tarihli bir instagram hikayesi.)
Ya, işte şöyle bir sorun var. Benim ders verdiğim sırada söz konusu fakülteye Türkiye'nin gerçekten zeki çocukları geliyordu. Kamu üniversitesinde İngilizce tıp okuyan öğrencilerden bahsediyorum. Robert mezunu öğrencilerim bile vardı, öyle diyeyim.

"Herhangi bir konuda muhakeme yeteneğine sahip olmak için, onu tecrübe etmeye gerek olmadığını düşünüyorum" ifadesi, "rasyonel tümevarım" diyebileceğimiz düşünce tarzının, yani aslında bilimsel düşüncenin temellerindendir. Bilim teorileri, tam da dediğiniz biçimde genellemeleri üretebilmek ve ileriye yönelik öngörüde bulunmak için oluşturulur. Biz genel anlamda hayata bu pencereden bakan bir toplum değiliz. Sizin nasıl hissettiğinizi gayet iyi anlıyorum, çünkü ben de vaktiyle aynı yoldan geçip bir "anomali" olduğumu kabul etmek durumunda kaldım. Bunu ülkenin farklı coğrafyalarında da test edebilirsiniz, belki oranlar değişir, ama genellikle azınlıkta olduğunuzu görürsünüz. Akla dayalı öngörüler ile dürtüsel/sağkalımsal davranışlar hep böyle zıtlaşır, çözüm de bu ikisinin dengeye oturmasıdır. İnsan ne sadece akılcılıkla kavranabilir, ne de sadece dürtülerine indirgenebilir. Dürtüsel tipleri görünce ben de tetikleniyorum, ama hayatı biraz daha olduğu gibi kabul etmeye ve açıklamaya çalışıyorum. Aksi takdirde insan sadece yargılıyor ve çığrından çıkıyor sonra. Saçmalayan insanı görünce "saçmalıyor" deyip gülüp geçmeyi öğrenmek zorunda kalıyorum ben de:)
Not: Aslına bakarsanız, bizim "abartı ilanlar" ve "yaran ilanlar" başlıkları da bu işe yarıyor.
 
Son düzenleme:
Sadece o sebepten batmaz o kadar da değil ama açıkçası iş hayatı görmemiş, maliyet ve karlılık hesabı yapmamış kanepe müzisyenleri ve ergen klavye savaşçıları (sözüm meclisten dışarı) bu konularda çok şiddetli ve keskin fikirlerle ahkam kesmeden önce en azından 2 aylığına bir bakkal yönetmelerini tavsiye ediyorum. Sonra bu dört köşeli fikirlerini tartışalım onlarla ... Dediğim gibi Türkiye'de fiyatlar fahiş ve hizmet kalitesi sefil bütün büyük markalarda onu kenara koyalım, tamam, itirazım yok.

Dediğine gelirsek tavsiyene eyvallah ama onlar da internetten satış yapsın o zaman demek de çözüm değil üstte yazdığım üzere. Ve yine devamı olarak açsınlar da google'dan incelesinler o zaman diye vatandaşa sorumluluk yüklemek de aynen telefonu çıkar göster demek gibi oluyor. Maliyet / fayda analizi yapabildiğimiz sürece aklıma yatanı mağazadan, uymayanı internetten hatta yurtdışından zaten alıyorum, fikir sorana da tavsiye veriyorum ama tüm sorunların kaynağı mağazalar değil ve mağazalar da biz burada ne yazarsak yazalım 2032'de filan hala ayakta iseler, yine bunlar yazılacak :)
 
Merkez Bankası bugün faiz kararını açıklayacak.

Büyük Ekonomist C.B.miz karar öncesi konuşursa M.B. 0.25 veya 0.50 oranın da bir puan düşürebilir. Ama beklentim pas geçmesi. Ama pasta geçemez. Niye ?

FAİZ sebep ENFLASYON sonuç diyen bir ekonomist var.

Durum böyle olunca bugün olası bir faiz indirim kararı gelirse sen o zaman bu sorularını cimer üzerinden sayın ekonomist C.B.mize sorman gerkecek.
Ben enstrümanları niye pahalıya alıyorum diye.

Çünkü döviz 2 aydır pusuda. Uykuda ki kanser hücreleri gibi. Uyanırsa tüm organlara yayılıp metastaz yapacak. Organ yetmezliğinden mortingen olacaz.
 
MB faiz kararı artık önemsiz. Kimse tınmıyor zaten. İndirse ne olacak, reel faiz belli, kredi faizleri belli vs vs
Enflasyon, cari açık, kredi notu vs onlara bakmak lazım.
 
Bu başlık 2023-2024 duruma da bakılırsa ekonominin ne kadar kötüye gittiği açıkça görülüyor. Güçlü ve gelişmiş Türkiye derken ciddi miydiniz ironi mi yaptınız anlaşılmıyor ama günümüz fiyatlarına bakınca umarım ironi yaptınız diyorum.
Özellikle başkanlık referandumu başlığındaki yorumlarınızı gördükten sonra "nasıl memnun musunuz? Türkiye gerçekten uçtu mu? Bütün batı bizi kıskanıyor mu gerçekten? Yerli ve milli uçağımıza ne oldu harbiden, yıllar öncesinde uretilecekti....gibi arkası bitmeyen sorular..."
Yetmez ama evetçilere de teessüflerimi sunarım
 
Geri
Üst