İngiltere ve gitar - Neden ?

Farklı başlıklarda bahsettiğim bir kaç şeyi bir arada düşününce, içinden çıkamadığım bir şey fark ettim.
Tam da bu forumda üstüne muhabbet edilecek bir şey olduğunu düşünüyorum, o yüzden başlık açtım. Maksat muhabbet olsun.

İngilizler'in (daha doğrusu, Birleşik Krallık...) bilimsel devrim-aydınlanma, sanayi devrimi ve beraberinde elde ettikleri avantajlarla giriştikleri sömürgecilik vs derken dünya üzerinde nasıl bir hakimiyet kurdukları malum. Bu daha sonra ABD'ye geçmiş bir üstünlük, ama neticede aynı kültürün Atlantiğin diğer tarafındaki yansıması.

Gelgelelim, bu adamların gitarla olan ilişkisi ve bu alandaki üstünlüklerini bunun üzerinden izah etmek bana pek mantıklı gelmiyor.
Kısa bir liste vereyim, daha net anlaşılsın:

Klasik gitar: John Williams (film müziği bestecisi olan değil, o Amerikalı), Julian Bream, David Russell...liste uzar gider. 20. yy'ın en büyüklerinin önemli bir kısmı buradan çıkma...
Elektro gitar: Allan Holdsworth, John McLaughlin. İki temel tekniğin (legato ve alternate picking) en büyük üstatları. Frank Gambale Avusturalyalı ama aynı kültür sonuçta... O da sweep pickingin kitabını yazan adam. Guthrie Govan, Tom Quayle şeklinde liste devam ediyor...

Rock, daha spesifik olarak blues-rock-klasik rock-hard rock gitaristleri: Saymakla bitmez. Beatles'dan başlayan çizgi, Clapton, Page, Blackmore, Iommi, vs ile sürüyor.
Arada bir istisna isim var, Hendrix. İlginçtir, adam ABD (Seattle) doğumlu ama, kariyeri aslında İngiltere'de parlıyor ? Gary Moore'un bir Hendrix Tribute konseri var. Bir ara seyirci laf atıyor. Herhalde konser yeri ABD.... Gary Moore diyor ki (cevap olarak): "Bu müzik Londra'dan gelme. Ve biz de onu geri alıyoruz !!!" (This music's from London. And we are taking it back !")

Hani desem ki kültür emperyalizmi, işte başka ülkelerden de ne adamlar var vs... Ama listede verdiğim öyle isimler var ki bunun söylenmesi MÜMKÜN DEĞİL. Yani bunlar promosyonla filan parlatılmış isimler değil, gitara damgasını vurmuş isimler. Dikkatinizi çekerim, diğer enstrümanlarda bu kadar abartılı bir tek taraflılık yok İngilitere için de , sanki bu özellikle gitarda ve daha çok da elektro gitarda söz konusu....
 
Son düzenleme:
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #3
Alakasız ama Manowar da kendilerini bağrına basan UK için Hail to England albümünü yaptı… 😆
Yarıldım gülmekten. Ben herifleri İngiliz sanıyordum zaten:))) Adamlar Anglo-Sakson milliyetçisi desene...
Tabii heriflerin hayatı savaş temalı işler... Kuzeyden barbar istilaları, hanedan savaşları... şu bu derken İngiltere tarihinde malzeme bol.
 
80'lerde meşhur müzik muhabiri Malcolm Dome çok övmüş ve NWOBHM ile kafa kafaya gider diye gazlamıştır Manowar'ı. Amerika'da eleştirilirken başarılı bir UK turnesi, Malcolm'un yazıları ve iyi sahne performansını UK seyircisinin bağrına basması sonrası bu havayla yeni albüme UK'e teşekkür babında Hail to England demişler. Army of Immortals şarkısı da adı zombileri filan çağrıştırsa da aslında fan'larına adanmış bir marş.
Şimdi şaklabanlık gibi görünse de Manowar olmasa Amon Amarth'tan Sabbaton'a yüzlerce grup olmazdı herhalde.
İngiltere'nin böyle de dolaylı bir katkısı olmuş diye başlığa bağlayalım.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
80'lerde meşhur müzik muhabiri Malcolm Dome çok övmüş ve NWOBHM ile kafa kafaya gider diye gazlamıştır Manowar'ı. Amerika'da eleştirilirken başarılı bir UK turnesi, Malcolm'un yazıları ve iyi sahne performansını UK seyircisinin bağrına basması sonrası bu havayla yeni albüme UK'e teşekkür babında Hail to England demişler. Army of Immortals şarkısı da adı zombileri filan çağrıştırsa da aslında fan'larına adanmış bir marş.
Şimdi şaklabanlık gibi görünse de Manowar olmasa Amon Amarth'tan Sabbaton'a yüzlerce grup olmazdı herhalde.
İngiltere'nin böyle de dolaylı bir katkısı olmuş diye başlığa bağlayalım.
Rock müzik bu adamlardan çıkıyor neticede, bununla da ilişkili olabilir. Ama genel anlamda gitarla olan ilişkileri ilginç; klasik gitar meselesi de var çünkü.
İlginç bir detay daha: Adamların klasik müziği de çok zayıf. Klasik müzik bestecileri Kıta Avrupası kökenli. Hatta büyük barok bestecisi Frideric Handel, Alman olmasına karşın İngiliz diye sahip çıkıyorlar, çünkü büyük bestecileri yok. Daha modern dönemde bir-iki kişi var ama onlar klasik müziğin büyük isimlerinin yanından bile geçmez.
Klasik müzik kültürü güçlü ülkelerde (İtalya ve Almanya...) rock-metal her zaman güçlü zaten ve klasik müzik etkilenimini hissettiren pek çok grup da çıkıyor buralardan.
Ama gitar ile İngiltere meselesi halen gizemli görünüyor bana.
 
Rock müzik bu adamlardan çıkıyor neticede, bununla da ilişkili olabilir. Ama genel anlamda gitarla olan ilişkileri ilginç; klasik gitar meselesi de var çünkü.
İlginç bir detay daha: Adamların klasik müziği de çok zayıf. Klasik müzik bestecileri Kıta Avrupası kökenli. Hatta büyük barok bestecisi Frideric Handel, Alman olmasına karşın İngiliz diye sahip çıkıyorlar, çünkü büyük bestecileri yok. Daha modern dönemde bir-iki kişi var ama onlar klasik müziğin büyük isimlerinin yanından bile geçmez.
Klasik müzik kültürü güçlü ülkelerde (İtalya ve Almanya...) rock-metal her zaman güçlü zaten ve klasik müzik etkilenimini hissettiren pek çok grup da çıkıyor buralardan.
Ama gitar ile İngiltere meselesi halen gizemli görünüyor bana.
Oldukça büyük bestecileri var aslında. Purcell, Byrd, Gibbons büyük barok ustaları. Vaughan Williams, Elgar 20. yüzyıldaki ustalar. Handel'e sahip çıkmakta da çok haksız değiller sanki, adam 50 yıl İngiltere'de yaşamış.

İngilizlerin 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında kalan dönemde bilinen fazla bestecisi olmadığı doğru ama bunun sebebi İngiltere'den hiç besteci çıkmaması değil, çıkan bestecileri tanıtacak kimsenin olmaması. İngiltere'de Sanayi Devrimi başladıktan sonra besteciye sponsor olup sosyeteye dahil edecek köklü asil aileler bulmak oldukça zorlaşmaya başladı. Sanayicilerin ve Kraliyetin bu konuya pek ilgisi yoktu. Kıta Avrupasında eski bestecilerin "revival"ları yaşanırken İngiltere'de bu olmadı.

Mesela İngiliz John Gay operaya inanılmaz etkisi olmuş biri ama kendisi oldukça az bilinir. Neyse, bunları yazan da favori bestecileri Fransız olan biri. :D
 
Son düzenleme:
Benim tahminim rönesans sonrası dönem barok olsun, gotik olsun tüm alt dönemleri boyunca ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar kültürel merkez anakara Avrupa oldu... bir de hami rolünü üstlenen (Medici'lerden beri) aristokrasi etkili oldu. Para da önemli tabi, büyük keşiflerle başlayan dönem Hollanda, İspanya, Portekiz, Fransa, Avusturya-Macaristan gibi devletler palazlanırken İngiltere bu konuda biraz geriden geldi gibi... yani koca British Empire var ama zirve dönemi diğerlerinden daha geç. Sonrası büyük savaşlar ve zor hayat şartları .... gitarı açıklamaz ama belki rock ve metalin kökenleri bu ortamda oluştu denilebilir. Çünkü 1.savaş sonrası Avrupa haşat olmuşken İngiltere en azından ada olarak uzağında kaldı yıkım anlamında.
Neyse sallıyorum... tahminim bu...

Ek not: Medici'lerin ne kadar vizyoner ve kendini geliştiren bir aile olduğu malum... UK tahtı ise bütün ihtişama rağmen zırcahillerle dolu, sistem böyle. Hani bizden de malum Fatih Sultan Mehmet'in bilim ve dil ile olan kapasitesini düşünün bir de bugünkü TR siyaset sahnesine bakın, bugün Fatih bilgi ve kültüründe siyasetçiyi bırakın bilim insanı 10 kişi yoktur Türkiye'de.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
Benim tahminim rönesans sonrası dönem barok olsun, gotik olsun tüm alt dönemleri boyunca ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar kültürel merkez anakara Avrupa oldu... bir de hami rolünü üstlenen (Medici'lerden beri) aristokrasi etkili oldu. Para da önemli tabi, büyük keşiflerle başlayan dönem Hollanda, İspanya, Portekiz, Fransa, Avusturya-Macaristan gibi devletler palazlanırken İngiltere bu konuda biraz geriden geldi gibi... yani koca British Empire var ama zirve dönemi diğerlerinden daha geç. Sonrası büyük savaşlar ve zor hayat şartları .... gitarı açıklamaz ama belki rock ve metalin kökenleri bu ortamda oluştu denilebilir. Çünkü 1.savaş sonrası Avrupa haşat olmuşken İngiltere en azından ada olarak uzağında kaldı yıkım anlamında.
Neyse sallıyorum... tahminim bu...

Ek not: Medici'lerin ne kadar vizyoner ve kendini geliştiren bir aile olduğu malum... UK tahtı ise bütün ihtişama rağmen zırcahillerle dolu, sistem böyle. Hani bizden de malum Fatih Sultan Mehmet'in bilim ve dil ile olan kapasitesini düşünün bir de bugünkü TR siyaset sahnesine bakın, bugün Fatih bilgi ve kültüründe siyasetçiyi bırakın bilim insanı 10 kişi yoktur Türkiye'de.
Evet.... İşin ucu rock ve fusion (caz-rock evliliği) denilen şeylerin burada doğmuş olmasına gidiyor olabilir.
Yalnız ben rockın sınıfsal kökenlerine dair bazı analizleri çok zorlama buluyorum... Anladık rockçılar işçi sınıfından geliyor da, hiç birinin devrim yapmak gibi bir derdi yok yani... Onlar da kapitalist, amaçları da para kazanmak... Zeppelin, Purple, Sabbath... Hele o Purple var ya....
Oldukça büyük bestecileri var aslında. Purcell, Byrd, Gibbons büyük barok ustaları. Vaughan Williams, Elgar 20. yüzyıldaki ustalar. Handel'e sahip çıkmakta da çok haksız değiller sanki, adam 50 yıl İngiltere'de yaşamış.

İngilizlerin 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında kalan dönemde bilinen fazla bestecisi olmadığı doğru ama bunun sebebi İngiltere'den hiç besteci çıkmaması değil, çıkan bestecileri tanıtacak kimsenin olmaması. İngiltere'de Sanayi Devrimi başladıktan sonra besteciye sponsor olup sosyeteye dahil edecek köklü asil aileler bulmak oldukça zorlaşmaya başladı. Sanayicilerin ve Kraliyetin bu konuya pek ilgisi yoktu. Kıta Avrupasında eski bestecilerin "revival"ları yaşanırken İngiltere'de bu olmadı.

Mesela İngiliz John Gay operaya inanılmaz etkisi olmuş biri ama kendisi oldukça az bilinir. Neyse, bunları yazan da favori bestecileri Fransız olan biri. :D
Yani hakkı yenmiş besteciler var elbette (Dowland ?), ama ben "büyük" derken Bach-Beethoven vs. ölçeğinde konuştum biraz da. Operada da malum İtalyan-Alman hakimiyeti var. (Ben de operadan nefret eden bir klasik müzik hayranı olarak yazıyorum bu arada...)

Revival olmaması tespiti önemli olabilir gerçekten. Mendelsohn'un Bach'ı yeniden keşfetmesi ("diriltmesi"...) gibi şeyler de buna dahil herhalde.

Bahsettiğimiz gitar geleneğinde gitaristin ön planda olması da söz konusu. "Liberal bireycilik" düşüncesinin kökenlerinin de buraya uzandığı düşünülürse, belki bu da etkili olmuştur. Hendrix ortaya çıkana kadar elektro gitaristin (aynı zamanda vokal de yaparken...) grubun lideri olması ve distortion ile bir anlamda üst yapıya da hakim olması gibi bir şey de yok ortada. Eh, o da İngiltere'de üne kavuşuyor...

Acaba rocktaki elektro gitarist ve gitarın kullanım zihniyeti de bunun yansıması mı ? Basçılar (ki kökenleri kontrbasa gider, cazda ortalıkta gitar yokken de vardı onlar...) acaba o yüzden mi gitaristleri genel olarak egoist bulur ? Elektrogitarda virtüözitenin sırrı İngiliz bireyciliği mi ? 🤣

Klasik gitardaki hakimiyetlerinin belki başka açıklamaları vardır. Julian Bream lavta kökenli mesela. Ama lavtanın da kıta Avrupası'nda büyük icracıları var neticede... Bir noktada büyük icracı veya hocalar belki oraya yerleşmiş ve bir ekol oluşmuştur.
 
"İngilizler müzikten anlamazlar, gürültüyü severler." gibi bir söz hatırlıyorum. Bu da klasiklerde değil da rockda etkili olmalarına temas eden bir şeyleri ima etti bana, tabi oldukça spekülatif.
 
Son düzenleme:
Güzel konu ama başlığı değiştir derim... ilk görünce son zamanların gündemine uygun lan yine biri Leeds'te emmoğlu var, gitar aldıracam, gemiyle gelecek çaktırmadan suya atıp limanda toplasa gümrük öder mi, gibi bir konu açıldı zannettim....
Başlığı düzenleme imkanı vermiyor arayüz... Sadece metnin gövdesini editleyebiliyorum.
 
Sadece gitarla sınırlanmaz müziğe hakim adamlar The Beatles, Yardbirds, Cream, Rolling Stones, Kinks gibi popüler Rock'ın ataları oradan, Pink Floyd, King Crimson,Genesis, Yes progressive rock'ın %95'i oradan , Zeppelin, Sabbath, Purple oradan Maiden, Priest da oradan David Bowie , Depeche Mode, The Cure oradan olduğu gibi Sex Pistols, The Clash vs. de oradan şaşılacak bir şey yok. Nedeni bence en erken şekilde en fazla şehir insanı denilen yukarıda yazıldığı gibi liberal birey'i çıkarmalarıdır.
 
abilerim, ablalarım, kardeşlerim merhaba

Şimdi bırakalım ingilizi amerikalıyı da şu kardeşinize bir el atın. sağ el parmaklarımı hızlandırmam gerekiyor. Elinizde bir döküman materyal var mı ? bu kardeşinizle paylaşsanız. uzun süre çalmadım motosiklet alacam diye satmıştım motosiklet yalan olunca ekipmanı toplardım bu defa daha bilinçli olarak ( ama acaip havalı bir şey ya mağazaya giriyorsun çat çat çat söylüyorsun ne istediğin veeaaayy abi işi biliyor diyorlar. Halbu ki cepten bu forumları okuyarak konuşuyordum sjsjsjs)

Neyse saygılar hepinize.
Sağ el parmakları derken ? Finger picking mi yapıyorsun yoksa solak mısın ?
 
Sadece gitarla sınırlanmaz müziğe hakim adamlar The Beatles, Yardbirds, Cream, Rolling Stones, Kinks gibi popüler Rock'ın ataları oradan, Pink Floyd, King Crimson,Genesis, Yes progressive rock'ın %95'i oradan , Zeppelin, Sabbath, Purple oradan Maiden, Priest da oradan David Bowie , Depeche Mode, The Cure oradan olduğu gibi Sex Pistols, The Clash vs. de oradan şaşılacak bir şey yok. Nedeni bence en erken şekilde en fazla şehir insanı denilen yukarıda yazıldığı gibi liberal birey'i çıkarmalarıdır.
Bu durumda belki de adamların popüler müziğe de emperyal biçimde damga vurmalarının dolaylı bir sonucudur gitar işi ? Gitar da giderek yükseliyor, piyano gibi değil, taşınabiliyor (fakirin piyanosu) ve yine biliyoruz ki, 80'ler itibariyle elektrogitar sadece rock müziği değil cazı da domine eden ana enstrüman haline geliyor.
Gitar ve İngilizler birlikte yükselmiş gibi sanki...
 
İngiltere hemen hemen her sanat dalında ekol ve büyük sanatçılar çıkaran bir ülke. Yani aslında olay müzikten daha büyük bakış açısıyla bakılırsa anlaşılabilir.

Sanat üreten ve tüketen bir kültür var bu tüm sanat kollarını besliyor. Müzisyenleri sadece müzisyen değil o yüzden de yavan şeyler değil derinlikli eserler üretiyorlar. Misal the wall albumu. Müzik baş yapıtı adeta bir rock klasiği. Aynı zamanda bir sahne şovu ve aynı zamanda bir film. Ve hepsi sanat eseri.
Bir çok müzisyenin kaçırdığı nokta bu zaten gitar çalmak işin en kolay kısmı onla ne anlatacaksın, anlatabilecek misin mesele bu :) Bunun için de sanat takipçisi olmak lazım.

Kısacası kültür olarak estetiği hazmetmişler ve bunu işleyebiliyorlar en önemlisi de bunun alıcısı var. Gelenek adamların kültürünün en önemli öğesi ve özelde müzik genelde sanat hayatlarında bir gelenek.
 
İngiltere hemen hemen her sanat dalında ekol ve büyük sanatçılar çıkaran bir ülke. Yani aslında olay müzikten daha büyük bakış açısıyla bakılırsa anlaşılabilir.

Sanat üreten ve tüketen bir kültür var bu tüm sanat kollarını besliyor. Müzisyenleri sadece müzisyen değil o yüzden de yavan şeyler değil derinlikli eserler üretiyorlar. Misal the wall albumu. Müzik baş yapıtı adeta bir rock klasiği. Aynı zamanda bir sahne şovu ve aynı zamanda bir film. Ve hepsi sanat eseri.
Bir çok müzisyenin kaçırdığı nokta bu zaten gitar çalmak işin en kolay kısmı onla ne anlatacaksın, anlatabilecek misin mesele bu :) Bunun için de sanat takipçisi olmak lazım.

Kısacası kültür olarak estetiği hazmetmişler ve bunu işleyebiliyorlar en önemlisi de bunun alıcısı var. Gelenek adamların kültürünün en önemli öğesi ve özelde müzik genelde sanat hayatlarında bir gelenek.
Sizin dedikleriniz Avrupa'nın büyük ülkelerinin tümü için geçerli. Hatta iş klasik müziğe geldiği zaman Almanlar da, Fransızlar da açıkça çok daha üstünler.
Ama elektrogitarda tuhaf bir durum var işin tarihinde. Söylemeye çalıştığım o. Belki de blues ile kurulan temas (ABD ile ortak dil ve kültür) etkili olmuştur.
Ya da yine bu noktada kültür emperyalizmi tezine dönmek gerekiyor. İngilizlerin güneş batmayan imparatorluğu ve dil hakimiyeti üzerinden tüm dünyada öne çıkması nedeniyle başka isimler çok geride kalmış olabilir. Kimsenin bilmediği başka Holdsworthler, McLaughlinler, Page-Claptonlar vs pek ala gelmiş olabilir. Schenker kardeşler ve Uli Jon Roth gibi çok önemli (ama tarihteki rolü o kadar da öncü olmayan) isimler var neticede. Aklıma başka açıklama gelmiyor bu noktada.
 
Geri
Üst