Marxizm Üzerine...

petrosyan bu saçma mahkeme tutanaklarına nasıl inanırsın anlamıyorum!
o tutanakların çoğu düzmecedir insanlara yoğun baskı ve işkence altında kabul ettirilmiştir ortada bir terör varsa o da stalinin troçkiyi buz baltasıyla öldürtmesidir! :evil: :twisted:
 
burada bir kez daha görülüyor ki; marx'ın analizlerinden çıkarılabilecek sonuçların hemen hemen hepsinde marksistler kendi aralarında anlaşmazlıklara düşüyorlar!
...düştüler!
...düşüyorlar!
 
gunsnroses demiş ki:
burada bir kez daha görülüyor ki; marx'ın analizlerinden çıkarılabilecek sonuçların hemen hemen hepsinde marksistler kendi aralarında anlaşmazlıklara düşüyorlar!
...düştüler!
...düşüyorlar!

kesinlikle.bu adamlar bu kafayla asla zafere ulaşamadı,ulaşamayacak(zaferleri de neyse?) :twisted:
 
petrosyan demiş ki:
praksis neyi tartışıyordun da böldüm.bir önceki sayfada var güldürme beni:))
neye güldüğün hiç umrumda değil. konuyu değiştirdin tamam güzelde, biraz mantıklı ol be yahu, kendini onların yerine koy bakalım, ölümümü (sevdiklerinin ölümleride dahil) seçicen yoksa gerizekalılara istedikleri cevapları vermeyi mi? biz gerçekleri biliyoruz başlarım mahkeme tutanaklarına.
 
gunsnroses demiş ki:
burada bir kez daha görülüyor ki; marx'ın analizlerinden çıkarılabilecek sonuçların hemen hemen hepsinde marksistler kendi aralarında anlaşmazlıklara düşüyorlar!
...düştüler!
...düşüyorlar!
Marx'ın analizi açık, fakat onları algılayan bizlerin düşüncelerinde farklılıklar oluyor. Elbette olmaması gerekir. Fikirlerimizi paylaşıyoruz. Tartışma yoluyla; birbirimizin görüşlerinden etkilenerek yada yeni anlamlar bularak doğrulara ulaşmaya çalışıyoruz. En azından mal gibi sorgulamadan kabul etmiyoruz, buda ileri bir adım olsa gerek. Doğru ve gerçek olan fikri paylaşana dek sorguyla kalın ;)
 
Ne yazık ki Guns'ın dediği doğru. Ancak bu sadece marxistlerin kendi arlarındaki fraksiyonal ayrılıktan kaynaklanmıyor, bu konuda burjuvazinin Dünya halklarına "komünizmi" sovyetik devletçilikten ibaret birşeymiş gibi aktarmasınında kaygısı var.
...
Şu anarşistlere de "burjuva borazanlarıymış" gibi apılan suçlamalar beni hasta ediyor. Nerede anarşistler düzenin koruyuculuğuna soyunmuştur petrosyan bana bunun tek bir örneğini gösterebilirmisin?
 
bobbysands demiş ki:
petrosyan bu saçma mahkeme tutanaklarına nasıl inanırsın anlamıyorum!
o tutanakların çoğu düzmecedir insanlara yoğun baskı ve işkence altında kabul ettirilmiştir ortada bir terör varsa o da stalinin troçkiyi buz baltasıyla öldürtmesidir!
ismindeki bobbysands ler ve bir çok yiğit devrimci işkencede isimlerini bile söylemiyorlardı.
hatta adnan yücel 12 eylül yılgınlığına direnenler için bir şiir yazdı.
bir bir çekilirken teslim bayrakları
göçmelerle tozarken avrupa yolları
durdu bir avuç yiğit bir tutam kır çiçeği
ve endayanılmazında fırtınaların
adlarını bile söylemediler
sence sovyetler cia dan daha iyi mi işkence yapıyor.sovyetlere işkence yaptı dsemek sosyalizme yapılan bir hakarettir.yaptı da bu erdemli insanlar direnemedi ise bu insanların erdemi ile ilgili bir sorundur.hiçbir gerçek devrimci yoktur ki işkence de teslim olup halkların sevgisini kazansın.ne deniz ne mahir ne ibo işkencecilere baş eğmedi.ileriki belgelede görülecektir ki savcı vişinski sorduğu ustaca sorularla ve çapraz sorgu teknikleriyle suçlarını inkar edemeyecek noktaya geliyor.birbirlerini ispiyonladıkları için de teslim oluyorlar mahkemede.bugün türkiyeli stalinist devrimci örgütlerin birçoğu etik olarak kendilerine işkence eden polise bile işkence etmeme kuralını benimsediklerini açıklamışlardır.kara propagandaya değilde devrimin kızıl propagandasına itibar lütfen...
 
appa burjuvazi f tipinde insanları yakarken aynı günlerde içerdeki insanların beyinsiz robotlar gibi güdüldüğünü yazmak nedir borazanlık yapmak için sesinin gür çıkması lazım gür çıksa onu da yaparlar.aynı şeyi hürriyet te starda yaptı anarşistler de fark var mı?ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.bu yazıları yazmak bence iştir özgürlük ve sözde anti otoriterlik ise laf.otoritenin dediği gibi davrandılar 19 aralıkta.
 
petrosyan! troçki, duygularıyla hareket edecek kadar tutsak bir adam değildi. oda biliyordu hiç bir şey söylemeden idam edilip kahraman olmayı ama o bunu tercih etmedi aklını kullanarak fikirleriyle insanların beyninde yer edindi. Türkiye'deki "devrimci" dediğiniz kişiler duygularıyla hareket etmişlerdir. "maceraperest gençlik" ki son derece başarısızlığa mahkum bir başkaldırıydı, bu yüzden troçkinin kişiliğle kıyaslanamazlar. aradaki fark açık.
Sovyetlerde sosyalizm deyip durma, olmadı öyle bişey, stalinistliğinize başlatmayın derim, ve hakarette ederim. "kutsal stalin" miş peah. tapmaya devam edin. (analiz etmeden bilmeden, marksizmi öğrenmeden, direk saçmalayın.)
propagandanıza geçit yok, gerçekleri yazar, alırım seni aşşağı!
 
petrosyan demiş ki:
appa burjuvazi f tipinde insanları yakarken aynı günlerde içerdeki insanların beyinsiz robotlar gibi güdüldüğünü yazmak nedir borazanlık yapmak için sesinin gür çıkması lazım gür çıksa onu da yaparlar.aynı şeyi hürriyet te starda yaptı anarşistler de fark var mı?ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.bu yazıları yazmak bence iştir özgürlük ve sözde anti otoriterlik ise laf.otoritenin dediği gibi davrandılar 19 aralıkta.
Ölüm orucu neyi değiştirecekse! evet yazılanlar doğru sizin liderlerinizin gerizekalılıkları yüzünden onlar ölüyolar, ölüm orucuyla devrim mi olur, insanın en temel ihtiyacını karşılamaması yabancılaşmanın en acı gerçeğidir, nedenide saçma sapan etikten kurulu stalinizm borazanlığı.
Üzülüyorum o gençlere. Kullanılıyorlar evet! aynen bir robot gibi. İnsanlıkları yok ediliyor, alaşağı ediliyor. (nerde marksist bilinç arkadaşlar?)
 
bunu tartışmak ne sana ne bana düşer. şu an için biz de ölüm orucunun işlevini bir zaman iyi yapmış ama artık yitirmiş bir araç olarak görüyoruz. bu devam etmek isteyenlerin gerizekalı olduğunu söyleme hakkını ne bana ne de senin gibi çok bilmiş arkadaşlara yakışmaz.çünkü onlar bu dünyada sahip oldukları tek varlıklarını bedenlerini hiç düşünmeden ölüme yatırıyorlar.evet düşünüyorlar ama tereddüt etmiyorlar.biliyorlarki tecrit zaten onlar için ölümden farksızdır.düşman da bunu biliyor bir komünist için en büyük cezanın onu insansızlaştırmak olduğunu iyi biliyor.asıl sen kendine sor tecrite dur demek için dışarda ne yapıyorsun.onlara saygısızlık edeceğine bunu düşün.yok bu benim sorunum değil diyorsan senin hiç bir sorunun yoktur.
mesela öğrenci isen yöke hayır diyenleride F tipi tecrite alıyorlar.yada linkini verdiğin internet basını rejimi eleştiren bir bildiri dağıtırsa onlar da tecrite alınır.dolayısıyla bu devrimcilerin sorunu değil özgürlük isteyen işçinin memurun öğrencinin yani hak arayan ve bir gün yolu tecrite düşecek herkesin sorunu.yöntemi elbette tartışıluır ama onlar hiç değilse bedenleriyle hayır diyorlar.ya sen? sen bana ya sen diyorsan alttaki linke ba ordaki haberlerden anlarsın...
 
linkleri unutmuşum:
http://www.atilim.org
http://www.ozgurgenclik.net

ve moskova mahkemeleri ne devam...
......___________________................

Mraçkovski’nin ifadeleri bağlamında sanık ter vaganyan sorgulandı. O Troçkist –Zinovyevist blokun kurulma görüşmelerine daha 1932 haziranında başlandığını kendisinin görüşmelerin ilk aşamasında Lominadse ile Kamanev ve Smirnov ile Zinovyev arasında aracı rolünü oynadığını kabul etti.
Smirnov, Mraçkovski’nin kendisiyle ilgili verdiği “Troçkistlerin Moskova Merkezine Troçkinin özel direktiflerini getirdi” şeklindeki ifadeye itiraz etmektedir.
Vişinski:Özel önemli sorunlar için soruşturma hakimi Şaynin’in Smirnov’un 13 ağustos tarihli sorgulanma protokolundan (cilt XXIX, y.115) okunmasını rica ederim .Smirnov orada Sedovun(troçkinin oğlu) 1931 yılında terörist direktifler verdiğinden bahsetmektedir. Smirnov’un ifadeleri şöyleydi:” Ben bunu Moskova’ya verdikten sonra Safanovaya ve Mraçkovski’ye iletirim.”
Vişinski:şimdi buna ne demeli? Bu sizin beş dakika önce söylediğinize uyuyormu?
Smirnov: -
Vişinski:Bu yeri protokolden bizzat kendisinin okuması için Smirnov’a izin verilmesini rica ederim.Smirnov ısrarla inkar ettiği ve sorumluluktan kaçmayı denediği için burada bulunanların önünde protokolden bu yeri kendisinin okumasını rica ediyorum.
Smirnov:(kendi ifadesini okur)”1931 yılında Sedov bana Moskova’ya döndüğümde Safavona ve Mraçkovski’ye ilettiğim terörist direktifleri verdi.”
Vişinski:(Mraçkovski’ye dönerek)Siz Sedov’un bu terörist direktiflerini Smirnov aracılığıyla mı öğrendiniz?
Mraçkovski:Evet konuyu biliyordum.
Vişinski:eek:nunla konuştunuz mu?
Mraçkovski:evet
Vişinski:Safonava ile birlikte mi?
Mraçkovski:evet
Vişinski:ve siz Sedov’un direktifini biliyordunuz?
Mraçkovski:evet bunu doğruluyorum.
Vişinski:duydunuz mu Smirnov?
Smirnov:-
Mahkeme başkanı yoldaş Ulrich’in sorusu üzerine Smirnov troçkinin direktifi hakkında Ter vaganyana da bilgi verdiğini doğrular.
Yoldaş Vişinski’nin sorusu üzerina sanık Kamanev Smirnov’un Troçki’den aldığı direktifleri yine kendisinin başkalarına ilettiğini ve bu direktiflerin örgütte belirleyici rol oynadığını bir kez daha doğrular.Mraçkovski’nin sorgusundan sonra Vişinski Bakyev’e 1934 yılının hangi döneminde Leningrad’a gitiğini sorar.
Bakayev:sonbaharda
Vişinski:hangi amaçla?
Bakayev:Örgütün Kirov’u öldürmeye hazır olup olmadığını denetlemek için.
Vişinski:(Kamaneve dönerek) Kirov’un öldürülmesi için hazırlık emrini verdiniz?
Kamanev:evet sonbaharda.
Vişinski:sonbaharda Yevdokimov ile birlikte Bakayev’i Leningrad’a gitmesi ve Kirov’un öldürülmesinde Troçkist-Zinovyevist grubun hazırlığının başarıyla sürüp sürmediğini denetlemesi için görevlendirdiniz. Bu doğru mu?
Kamanev:Evet bunu doğruluyorum.
 
bir de bu mahkemelere düzmece diyebilecek arkadaşlara duruşmaların 1500 kişilik uluslararası gözlemci grubu tarafından izlendiğini bildirmek isterim . uzattım ama... :)
 
petrosyan demiş ki:
bunu tartışmak ne sana ne bana düşer. şu an için biz de ölüm orucunun işlevini bir zaman iyi yapmış ama artık yitirmiş bir araç olarak görüyoruz. bu devam etmek isteyenlerin gerizekalı olduğunu söyleme hakkını ne bana ne de senin gibi çok bilmiş arkadaşlara yakışmaz.çünkü onlar bu dünyada sahip oldukları tek varlıklarını bedenlerini hiç düşünmeden ölüme yatırıyorlar.evet düşünüyorlar ama tereddüt etmiyorlar.biliyorlarki tecrit zaten onlar için ölümden farksızdır.düşman da bunu biliyor bir komünist için en büyük cezanın onu insansızlaştırmak olduğunu iyi biliyor.asıl sen kendine sor tecrite dur demek için dışarda ne yapıyorsun.onlara saygısızlık edeceğine bunu düşün.yok bu benim sorunum değil diyorsan senin hiç bir sorunun yoktur.
mesela öğrenci isen yöke hayır diyenleride F tipi tecrite alıyorlar.yada linkini verdiğin internet basını rejimi eleştiren bir bildiri dağıtırsa onlar da tecrite alınır.dolayısıyla bu devrimcilerin sorunu değil özgürlük isteyen işçinin memurun öğrencinin yani hak arayan ve bir gün yolu tecrite düşecek herkesin sorunu.yöntemi elbette tartışıluır ama onlar hiç değilse bedenleriyle hayır diyorlar.ya sen? sen bana ya sen diyorsan alttaki linke ba ordaki haberlerden anlarsın...
Ben gerizakalılığı stalinist bütokrasinin hüküm sürdüğü parti vs. lerin en tepelerindeki lere yakıştırdım. Devrim için kurulan cephelerde ölünsün, f tipi ölüm duvarlarında değil. (elbette orda yaşamanın işkence anlamına gelmesi kaçınılmaz) zaman marxist bilinçle örgütlenme zamanı, diğer başkaldırılar bana pek mantıklı gelmiyor. Bolşevikler gibi geri çekilinip devrime geçme olayına benzer düşündüklerim.
Tartışılan yöntemin sorunu ortada, ilk önce kendini yok ediyorsun bunun faydası ne olabilir! yada olsa sana bunun faydası nedir. Nerde bilinç? Devrime bilinçli, örgütlenmiş insanlar gerekli kendini yokedip bize ve insanlığa hüzün bırakacaklar değil. Gel birleşelim cezaevlerini basalım kurtaralım onları böyle öleyim! ama 3 , 5 kişiyle değil gerekli bilinçli insan sayısıyla bunun koşulları sağlanmışsa. Duygularla hareket etmek bizi bir adım öteye götürmez, yenilir, geri gideriz.
 
petrosyan demiş ki:
bir de bu mahkemelere düzmece diyebilecek arkadaşlara duruşmaların 1500 kişilik uluslararası gözlemci grubu tarafından izlendiğini bildirmek isterim . uzattım ama... :)
uzatma! mahkeme saçmasına inanacak kadar mal değiliz, biz biliyoruz aramızdaki farkda bu!
 
Ya sevmem ama, komünizm falan neyse de...stalin'in nesini destekliyorsun ya? Adam milyonlarca insana zulüm yapmış, asimile etmeye çalışmış, katletmiştir.Bunların başında da Türk ve Slavlar gelir.Despot diktasıyla rahat içinde yaşarken, lüks arabalara binip güzel kızlarla gezerken, halka yoldaş gazı verip süründüyordu.komünizmin bile böylesine bir diktayı kabulleneceğini sanmam.Bu adamın ne farkı var kaddafi'den, kim il sung'dan, saddam'dan?
 
Stalinizm sadece Stalin'in bireyselliğine bağlı bir sapma değil. Bu sapmanın ve Dünya daki ilk geniş çaplı sosyalist devrimin, bürokratikleip karşı devrime dönüşmesinin ardında Stalin'in kişi olarak etkisinin yanında ekonomik nesnel koşullarıda gözardı etmemek gerekir.
...
Marx'ın, Lenin'in ve en kapsamlı olarakta Troçki'nin dediği ve günümzde tamamen bu söyleminin gerçekleştiği acı durumları yaşadık. Stalin'in aksine, sosyalizme geçiş aşaması sırasında gelişmiş kapitalist ülkelerin kazanımı çok önemlidir. Ve ne yazık ki bu gelişmiş batı ülkelerinde bir devrim gerçekleşmeden, Rusya gibi gerici bir ülkede "sosyalizm"in gelişmesi söz konusu olamaz olmadıda. Stalin'in "tek ülkede sosyalizm"i kurduğu iddia ettiği SSCB'deki durum Marx, Lenin yada Troçki'nin ortaya koyduğu "sosyalizm" kavramından çok çok uzaktadır.
Bunun yanında, Stalin'in katı yönetiminin ünlü bahanesi "emperyalizm tarafından kuşatılmış sosyalist anavatanın savunması" tam bir saçmalıktır. Aynı Stalin, 33'te faşizmin Almanyada iktidara gelmesini kolaylaştırmıştır; 36'da İspanya İç Savaşında faşistlere karşı direnen sol direnişin hepsinin önünü engellemiştir; 44-46 yılları arasında savaş sonrası devrimlere müsait nesnel durumlarda, Komünist Partilerinin elini kolunu bağlamış ve iktidara Fransa ve İtalya gibi ülkelrde tekrar burjuvazinin yerleşmesine yataklık etmiştir.
...
Doğu Bloku ülkelerindeki "sosyalist" iktidarlar da asla bir halk devrimiyle gerçekleşmemiştir. Sovyet tanlarının paletlerinin altında "yukardan zorlatılan" bir kukla yönetimidir onlar. 68 Prag baharı stalinizmin baskıcı despot yönetimine karşı devrimci bir hareketti, ama Stalinist SSCB oraya askeri müdahale yapmıştır.
...
Bütün burjuva devletleri gibi SSCB'de de halktan bağımsız ve bizzat halka karşı bir ordu vardır. Eğer bir emekçi devletiyse neden emekçilerin dışında profesyonel bir ordu devleti korumaya çalışıyor, tıpkı burjuva ülkeleri gibi? Peki kapitalist rekabete benzer bir şekilde üretimdeki verimsizliğin çok yüksek olduğu dönemlerde Stahanovist hareketi desteklemesi, sosyalist bir ülke(!)de, sosyalist ilkelerin çirğnenmesi demek değilmi?
Tıpkı burjuva devletlerinde olduğu gibi yine halktan bağımsız ama halka karşı bir yargı kurumu yokmuydu?Moskova Duruşmalarıda bu yargıçlar tarafından halkın değil, iktidarın kalıcılığı için, aileleri rehin tutulan Bolşevik devriminin mimarlarına işkenceyle zorla itiraf ettirilenleri "tarafsız duruşma gerçekleri" diye Dünya kamuoyuna duyuran bir sistemin sosyalizmle bir ilgisi varmıdır?
...
Yine sosyalist bir dünyada yavaş yavaş önemini yitirecek aile kurumunun, tıpkı burjuva ahlakında olduğu gibi yeniden yüceltilmesi, enternasyonalist komünist devrimci sloganlar yerine, yine burjuva milliyetçiliğinin (ki bu Çarlık Rusya'sı "kahramanları" yüceltilerek yapılır) yükseltilmesi sosyalist ilkelerin ahngisiyle bağdaşır. MEtanın kalkması gereken sosyalist dünyadan bahsedilirken SSCB'de hangi meta oratadan kalkmıştır?
...
Stalinizm sadece sovyet halkına yapılan devlet terörü eğil, aynı zamanda dünyadaki komünist hareketi hayal kırıklığına uğratmış bir sapmadır...
 
Geri
Üst