Turkrock Sinema Kulübü

11154277_det.jpg

Simon Pegg'i bilen bilir. panpası Nick Frost la "spaced" adlı komedi dizisiyle (scrubs'ın her açıdan etkilendiğini düşündüğüm absürd komedi dizisi!) tanınmaya başladıktan sonra başta zombi komedisi "shaun of the dead" olmak üzere güzel filmler yaptı.Bu da onlardan biri. Amerikaya gelen iki kafadar uzaylıyla karşılaşır. uzaylıyı seth rogen seslendiriyor. komedi-macera iç içe.

MV5BMzIzNjQyMzkwM15BMl5BanBnXkFtZTcwOTg5ODQ0MQ@@._V1._SY317_.jpg


"karımı öldürdüm hadi ispatla!"
Anthony Hopkins reyisin yine ustalık sergilediği zekice işlenmiş nefis bir film. dizi olsa parmak ısırttırarak sezon sezon izlettirirdi.

MV5BMTAwNzk4NTU3NDReQTJeQWpwZ15BbWU3MDg3OTEyODI@._V1._SY317_CR0,0,214,317_.jpg

no country for old man filminin yazarının pulitzer ödüllü romanından uyarlama bir film. post-apocalyptic ortamda duygusal-güçlü aile bağını konu edinen çok iyi oyunculukların olduğu karanlık bir film.

silence-of-the-lambs-dvd-cover.jpg


her daim klasik.
 
Ya valla kuzuların sessizliği hep abartılıyor diye düşünüyorum ona gelene kadar o kadar çok başyapıt olacak filmler varki imbd listesinde şişirilmiş kesinlikle.
 
Buna ben de katılıyorum. 2-3 kere izledim ama hiç birinde o denli etkilemedi beni.

Bu arada, The Space Odyssey filmi de halen izleyemediğim klasikler arasında. Bir türlü güvenebileceğim düzgün bir versiyonunu bulamadım. DVD'sine filan da rastlamıyorum. 1968 yapımı olması ve Stanley Kubrick'in elinden çıkması gerçekten cezbedici öğeler. 1968 yılında bu tip konuları ele alan bir film nasıl yapılmış merak ediyorum açıkçası.
 
A space Odyssey.Tam bir bilimkurgu.Stanley kubrick in en başarılı yapımı.Kesinlikle tavsiye ediyorum.Işık hızı,4.boyut uzay-zaman kavramları ile ilgilinenler kaçırmasın derim.Müthiş bir film
O zamanın teknolojisi vs için süper film. Örneğin koltuk arkasındaki LCD (düz) ekranlar falan, baya ilerigörüşlü bir film olmş. Bu arada Space Oddsey diyince aklıma Cem Yılmaz - Arog geliyor istemeden :D

Ve son, Olağan Şüpheliler'i izledikten sonra yine Kevin Spacey aşkım geldi. Soğuk adam, herkes sevmeyebilir. Ama sevenler şunları da izlesin; Amerikan Güzeli, K-Pax.
 
Buna ben de katılıyorum. 2-3 kere izledim ama hiç birinde o denli etkilemedi beni.

Bu arada, The Space Odyssey filmi de halen izleyemediğim klasikler arasında. Bir türlü güvenebileceğim düzgün bir versiyonunu bulamadım. DVD'sine filan da rastlamıyorum. 1968 yapımı olması ve Stanley Kubrick'in elinden çıkması gerçekten cezbedici öğeler. 1968 yılında bu tip konuları ele alan bir film nasıl yapılmış merak ediyorum açıkçası.

adamim 2001: A Space Odyssey'den sonra devam filmi niteliginde olan 2010: The Year We Make Contact'i da mutlaka izle. Cogunluk bu filmi hic bilmez. Benim favori uzay/uzayli-insan tandansli bilimkurgu filmlerim arasindadir. Siddetle tavsiye ederim bu turden hoslaniyorsan.
 
adamim 2001: A Space Odyssey'den sonra devam filmi niteliginde olan 2010: The Year We Make Contact'i da mutlaka izle. Cogunluk bu filmi hic bilmez. Benim favori uzay/uzayli-insan tandansli bilimkurgu filmlerim arasindadir. Siddetle tavsiye ederim bu turden hoslaniyorsan.

En sonunda izleyebildim... Yani insan hakikaten 1968'de nasıl böyle çekimler yapıldığına şaşırıyor. Acaba remastered versiyon filan mı izledim diye düşünüyorum hatta, hayatımda izlediğim en net görüntülü filmdi. Halen şoktayım, hiç tahmin edemezdim o yılda bu tip görüntülere sahip bir film çekilebileceğini.

Ama tüm yazım övgü üzerine de olmayacak hani... Belki sanatsal yanım eksiktir bilemiyorum; ama bu kadar dingin, bu kadar az senaryolu filmlerde ben zaman zaman bunalıyorum. Ağzım açık izlediğim yerler olduğu kadar, daraldığım ve bunaldığım yerler de oldu. Bir kapağın açılışı 10 dakika sürer mi abi? Gerçi bunun da nedenini anlıyorum; ben 2012 yılında bu kadar etkilendiysem, insanların o yılda bunları daha uzun izlemesi ve gözlerine gözlerine sokmak amacıyla yapıldığını es geçemeyiz. Zaman farkı...

2. film bizim jenerasyona daha bir yakın, daha bir normal film. O da gayet güzel ama anlayamadığım yerleri oluyor tabii. Video mesajlar, yazılar filan... Helen Mirren'ın gençliğini görmek enteresan oldu.

Türden devam ederek; Close Encounters of the Third Kind gibi bir şeyi varmış Spielberg'in. Onu izleyeceğim.
 
Eski filmlere olan önyargımı ben de kırdım son zamanlarda. Planet Of The Apes izledim(http://www.imdb.com/title/tt0063442/), Maymunlar Gezegeni. Aslında benim huyumdur, seri filmleri bir şekilde bozarım. Bourne serisini bile kazara son filmden izlemeye başlamıştım lanet olsun. Bunda da ilk olarak 2001 yılında çekilen filmi izledim. Eleştirilecek çok yanı var ama Tim Burton filmi olduğu da belli. Keyifle izledim. Dolayısıyla o gazla 68 model olan ilk filme yöneldim. Kafamdaki referans 2001 filmi olmasına rağmen eskisinin makyajlarını, kostümlerini de gayet başarılı buldum. Fikir süper, senaryo kitaptan uyarlama zaten. Baştan sona insan ırkının hayvanlara yaklaşımının alegorisi. Maymunların insanlara hayvan gibi davranması, kafeslere kapatmaları çok şahane. Hele insanların ruhu var mı yok mu tartışmalarına bittim. Sonunda da çarpıcı bir final. İlk film ile 2001 yapımı olan paralel senaryolara sahip olsa da farklı finallere sahip. Böylece ortasından başlasam da serinin keyfi kaçmadı. İlk filmde mesela başrol oynayan Charlton Heston 2001'deki filmde bu sefer yaşlı bir maymun rolündeydi. Böyle de detaylar var. Şimdi sırada en son film, 2011 model Rise Of Planet Of The Apes var.
Bunca saçmalığı niye yazdım? Kolay kolay eski film izleyemiyordum. O problemi aştım mutluyum. Özellikle Ingmar Bergman filmlerine vereceğim kendimi tez zamanda. Onun da 1966 yapımı bir Persona'sı var abooov aklımı aldı (http://www.imdb.com/title/tt0060827/). Defalarca izlemek lazım.
 
51tGrbLql-L._SX500_.jpg

Geçen sene bu zamanlar vasat bir altyazıyla (ki bi 15-20 dakkasında hiç yoktu sağolsun divxplanet...) izledim. ona rağmen çok tuttum. dün gece bi daha dvd den izledim iyice doyurdu. Ben Affleck adam olmuş. Çok sağlam bir film izleyin. (y)


MV5BMTQ2NzYxNjQyMF5BMl5BanBnXkFtZTcwOTQ0OTI0Mw@@._V1._SY317_CR0,0,214,317_.jpg

70 dakikanızı harcamak istiyorsanız buyrun. Böyle iyi kadroyla bir çizgi roman katliamı.
 
Cadillac Records :cautious:
mwtb9z.jpg
"Son yıllarda müzik dünyasının tüm türlerinden çeşitli projeler çıkaran Hollywood şimdi de blues'a el atıyor. Üstelik müziğin tam kalbindeki bir plak şirketini ve onun efsanevi yöneticisini ele alıyor.​
Chicago blues plak şirketi Chess Records'un hikayesini anlatacak olan Cadillac Records projesinde, şirketin kurucusu Leonard Chess'i Matt Dillon canlandırabilir.​
Darnell Martin'in yöneteceği film, Muddy Waters, Etta James ve Chuck Berry gibi isimleri meşhur eden plak şirketinin yükseliş dönemini ve yavaş yavaş piyasadan çekilmesini konu edinecek."​
 
Geri
Üst