Turkrock Sinema Kulübü

Lan olum az bırak bu işleri, ardında bir anlam/bir mesaj aramadan film seyret bir kere be. :D

Şu Airheads benim Cnbc-e'de denk gelip, bir daha izlemek isteyip de ismini hatırlayamadığım film olması lazım. Brendan Fraser bildiğin bebetoyken şimdilerde babato oldu. Ayrıca maç günü Kadıköy'e gelmeyenlerin pazar uğraşları da böylece ortaya çıkmış oldu...

Roma dönemi ve survival filmlerin hastasıyız. O minvalde The Way Back'i yeni seyrettim; 2. dünya savaşı sıralarında Sovyet toplama kampından kaçan insanların yaşanmış hikayesi. Ed Harris oynuyor, harika film. Bu tarz filmleri seven varsa atsın sepete. Bizde de empati fazla olacak ki, adamlar çölde susuzluk çekerken ben de susadım, baktım yanımdaki şişeyi içe içe bitirmişim.
 
bana duygu geçirmeyen film hiç filmdir abi, o yüzden öyle deneysel, action, vurdu kırdı veya sırf grafiklerinin güzelliğinden dolayı film izleyemem, izlemem. genelde maalesef yabancı gişe filmlerinin hepsi böyle. gişe filmleri böyle diye yabancı filmleri itin götüne sokmuyoz elbet ;)
eski ve yakın tarihi olayları işleyen güzel yabancı filmler var elbet. tarihi film derken de şu spartacus gereksizliği tadındaki tarihi filmler değil. eski tarihi işleyen truva, yakın tarihi işleyen leningrad minvalindeki filmlerin başımın üstünde yeri var. ;)
ama genelde yerli film izliyorum abi, gayet te keyif alıyorum çünkü mükemmel filmler var. biraz yakın tarih ve siyasete merak duyan adamlar için bu ülke gerçekten malzemesi bol olan ve başarılı yönetmen ve oyuncuların olduğu bir ülke, "yerli film" deyince "bu çağda yerli film mi izlenir" diyen adamları saçma sapan lümpen gişe filmleriyle başbaşa bırakmak istiyorum.
 
Abi maç günü Kadıköy'e hem üşendim, hem takımın deplasman performansı düşünülünce dönüş yolu gözümde korkunç büyüdü. Bu şartlar altında sahilde pardesüyle 45 dk uzaklara dalmalı sanat filmi bile izleyebilirim :D
 
illnino'nun pasladigi 30 Minutes Or Less'i izledim. Daha da komik bir film bekliyordum ama gene de baya keyif aldim, gulerek izledim. Eglenmelik cerez bir film ben de tavsiye ederim.
Airheads'le Will'i attim listeye, bakalim ne zamana izlerim.
 
semi-pro.jpg


nba halt etmiş! will ferrel çok güldüğüm bir adam. adam sadece film komiği değil gerçekten çok komik biri. sesli sesli güldürüyor.

wlYTtY2MDA4Aj1CYVncKdoGnqf81-550x825.jpg


oliver stone kadar elinde şahane bir kadro,sağlam bir hikaye olup,filmleri de iyi başlayıp ta sonunda bu kadar sıçan bir adam daha yoktur. midnight express şerefsizliğini bir kenara koyuyorum, natural born killers gibi şahane filmin içine sıçtıktan sonra artık alışkanlık olmuş saçmalamak.
 
"Tepenin Ardı" filmini çok merak ediyorum, geçen kıştan beri uluslararası film festivallerinde onlarca ödül almış filmi şu anda memlekette sadece 7 tane salonun vermesi hakkatten içler acısı bir durum. nerde oynadığını bile bilmiyorum.

onun dışında "Açlığa Doymak" yine ilgimi çeken filmlerden biri oldu, bu ikisinin sinemada izlemek şart, açlığa doymak sanırım biraz daha fazla geniş yer bulacak gibi.
 
The Legend of 1900'ü izledik en sonunda.

Lie to Me'den tanıdığımız Tim Roth abimiz oynuyor. Bu film gerçek mi, yani biyografi tadında mı yoksa kurgu mu bilmiyorum ama 90'ların kenarda köşede kalmış güzel filmlerinden biri. Gemide doğup büyüyen, dışarıya hiç adımını atmamış bir piyanistin hayatı anlatılıyor. Sonuna doğru yine bir hüzün, yine bir burun sızlaması... Müzikler de çok güzel, zaman bulan izlesin derim. Hele dalgalı denizde bir piyano çalma sahnesi var ki müthiş ya müthiş, acayip hoşuma gitti. Jazzcı lavuğun da aklını aldı hani.
 
Birine tavsiyede bulunup o kişi filmi bir de beğendiğinde sanki filmi çeken benmişim gibi gururlanıyorum. Size de oluyor mu lan, yoksa bir bende mi anormalllik var :D
 
Ha evet yazalım, speşıl tenkstu Savarain. Ama böyle gururlanacağını bilsem daha uzun bir "beğenilmemiş eleştiri" yazısı yazardım sırf keyif olsun diye, onu da belirteyim. :D
 
Yok yau şaka bir yana teşekkür beklediğimden değil, paylaşımdan kaynaklanan keyifler bunlar hep. Çiçek böcük bla bla...

Tavsiyeden açmışken sözü bir tane de buraya yazayım:
Chocolat
http://www.imdb.com/title/tt0241303/
Aynı isimli romandan uyarlanmış. Başrolde Julliette Binoche var. Johnny Depp var. Matrix'ten Carrie Anne Moss da var, çok severim. Juliette kızıyla küçük bir Fransız kasabasına taşınıp çikolata dükkanı açan bir kadını oynuyor. İşte duygusal bir hikaye falan, hoş film. O nostaljik kasaba ortamındaki günlük hayata kapılıp filmden koptuğum bile oldu izlerken. İzlemeden önce çikilata depolamakta da fayda var. İnsanı öyle özendiren film çekilmez, ayıptır günahtır.
 
Tim Roth abiyi lie to me den mi tanıyonuz yani? tüüüü. :D (rezervuar köpekleri)



253397916503917936_0vuIUQyy_c.jpg


büzüklerin efendisi 3 ü izleyecektim ama biraz hasta gibiydim, geçte olmuştu,uzun film olduğu için başka şey izleyim dedim. geçenlerde d&r da 4.99 a aldığım ve "almasamıydım lan?" diye düşündüğüm ama izleyince "iyi ki almışım" dediğim eğlenceli bir film. şu yılbaşı dönemine uygun bir film. yönetmen iron man yönetmeni jon favreu. tabii ki will ferrell....


15368.jpg


adam sandler'ın iyi film yaptığı dönemlerden. kaçmalı-kovalamacalı bir macera-komedi. hatta aynı tarz şu filmi de öneririm.

midnight_run7ojn.jpg
 
Hakikaten orada oynadı, hatta Pulp Fiction'da da oynadı... Bu iki filmi de izleyeli nereden baksak 15 sene olmuştur, unutmuşuz gitmiş. Ben tekrar izlesem yeni film gibi izlerim yani.
 
brood-foreign-one-sheet.jpg


öyle kanlı canlı,yaratıklı,efektli,kamera oyunlu hollywood filmlerinden korkmam. iyi filmse keyif için izlerim. ama bunun gibi psikoloji üzerinden giden, çekim tekniği, görüntü kalitesi düşük, ancak çok tekinsiz atmosferi olan kan donduran filmlerden biri korkutmasa da rahatsızlık veriyor. David Cronenberg ustanın sanırım ilk filmi. kanada da düşük bütçeli çekilmiş. hollywood klişelerinden uzak, cronenberg tarzını ve korkuyu seven izlemeli!
 
İzleyemediğim yegane tür korku filmleri. İşte o rahatsızlık duygusu bitiriyor beni. Zaten hayat yeterince yoruyor insanı (bahele Serdar Ortaç stayla). Biraz kafam dağılsın, keyifli vakit geçireyim diye açıyorsun bir film izliyorsun. Onda da gerilirsem olmuyor olamıyor.

Carnage http://www.imdb.com/title/tt1692486/

Roman Polanski'nin 2011 çıkışlı filmi. Jodie Foster, Kate Winslet, Christoph Waltz ve John C. Reilly'den ibaret oyuncu kadrosu. Parkta kavga eden iki çocuğun aileleri bir araya geliyor. Güya konuşup problemi çözecekler ama sohbet çok farklı yerlere gidiyor. Baştan sonra tek mekanda geçen diyalog bazlı film ama sıkmıyor, akıp gidiyor. Hepsi çok usta oyuncular ama bir Kate Winslet var ki pırıl pırıl parlıyor film boyunca. Onun için bile izlemeye değer bence. Hatta biraz da abartıyorum ve ilerde Meryl Streep'in tahtına tek adaydır diyorum.
 
Modern 12 Angry Men mi? İzleyip görelim. Kate Winslet bir filmi izlemem için bana tek başına yeter de artar. Yanında Christoph Waltz ve Jodie Foster'da varsa buna bir bakalım elbette. Hatta yılbaşı tatilinde şahane olur bu film. :cool:
 
Geri
Üst