GNR saha içi ayakta izledik. Her şeyden öte Axl bence beklenin ötesindeydi. 3 saat aralıksız söyledi. Birkaç parçada, birkaç yer hariç oldukça beğendim. Slash beğenelim ya da beğenmeyin ikonik bir gitarist. Onu izlemek de harikaydı. Grubun güncel tabirle “prime” döneminde olmadığını hatırlamak elzem. Stadyum konseri olması, Ahmet’i anmaları, onlar rockseveri buluşturması güzel bir anı olarak kişisel tarihimde güzel bir iz bıraktı. Şimdi sıra A7X’i yani ilk gençliğime damga vuran, bayıldığım grubuna geldi 🙂
Konserden önce bir hafta her boşluğumda 2025 canlı videolarını izleyip gaza gelmeye çalıştım.. Saha içi bilet te (Golden Circle çifti toplam 5 bin, Diamond olsa önden seyretme sevdasına kasardım belki) buldum.. Lakin Axl'ın cidden eskisiyle alakası kalmamış, şarkılar zaten güzel ama Axl cilası olmadan eksik, Jungle'daki o scream lazım, hem screamler eskisi gibi yırtık değil hem de uzunlara nefesi yetmiyor, yarıda kesip devam ediyor.. Vasat geçeceğini düşündüm işte.. 93'te zaten prime'ı izlemişim, esas adam Slash benim için, onu da 2013'te dibinden izlemişim, ezberimde adamın elleri, tuşeleri.. Elde bunlar varken gaza gelemedim bir türlü (aslında bir sebebim de kızımı da götürmem gerekirdi, tribünden izlemek eşimle bana zevk vermezdi, headbangers kafalardayız biz, saha içi için de çocuğumun yaşı küçük, sıkışıklıkta onu kollayacağız derdine zevk filan kalmaz düşüncesi, üstüne yanında sigara-puro filan da içirmiyor velet).. Axl'a vokal koçu, doktor filan böyle söylemeye devam edemezsin filan demiş sanki.. Slash de nedense çok dağınık çalmış, November Rain solosunu izledim, soundcheck'te sallıyor gibi, kaçırıyor fian.. Neyse vardığım sonuç GNR'ye laf yok, yaşlanmaya başladığım, GNR gelecek, benim kafalar evde oturacak, cafelerde goy goy yapacak, sadece konser havası olsun diye hiç sallamadığım halde Moonspell/UDO için Sarıyer yapmış adamım, bulmuşsun canlı canlı GNR, sepetlik yapmayıp en azından çocuğu götürmek için gitmeliydik... Net, ya yaşlanıyorum, ya da iyice elitist oldum...
KARAR : AC/DC hariç gitmek istediğim pek konser kalmadı ama böyle yakınlara düşen iyi grupların konserlerine gidilecek..
Öldürülen Ahmet M. Minguzzi'nin annesi Yasemin hem Bahçelievler'de semtten hem de o konservatuar'da okurken Çello çalardı, beraber Çello/Gitar denemeler yaptığım bir arkadaşımdı. Semtte evlerimiz yakın olsa da ellerimizde enstrumanlarla karşılaşınca sohbetimiz başladı, galiba iki defa elinde Çello'yla bizim okula geldi (evlerimiz ile benim fakültem çok yakındı), amfinin/sınıfın birini kapatır müzik yapardık, arkadaşlarım filan da gelip dinlerlerdi, haliyle çellolu bir kız dikkat çekiyordu, ben provaları ciddiye alırım, goy goy istemem ama Yasemin onları tanımadığı halde izin verirdi, gerçi ben de önce ona sorardım, harika bir insandı daha o yaşta... Haberlerde kendisini gördüğüm halde tanımamıştım, değişmiş tabi.. 20-25 gün önce onlarla aynı apartmanda oturan bir arkadaşımla sohbet ederken lafı geçince (kapıda polis neden bekliyor diyince tehdit filan varmış vs vs) öğrenmiş oldum bunu.. Zaten aynı yaşlarda çocuğum olduğu için istemsiz empati yapıp üzülmüştüm, yani üzüntüm daha da arttı mı bilemiyorum ama bu kadar iyi bir anneye çok yazık.. Hem güzel pırıl pırıl bir evlat gitti hem de böyle nitelikli anne baba yarım kaldılar, hep yarım kalacaklar..
Bir tiyatrocumuz babasına neden yurtdışında şunu yapmadın, neden bunu yapmadın diye makara ile karışık yüklenmeye çalışırken babası "Bir insanın şu hayattaki en büyük başarısı hayallerinin peşinden koşmayı bırakmayan ahlaklı evlatlar yetiştirmesidir, benim iki tane var, sen de ne var" cevabı ile kulağına bir küpe daha takmıştır.. Bu ailenin elinden alınan aslında bu.. Uzattıysam affola..