Raporluyorum

Kadıköy belediyesi de içki yasağını getirdi. Artık Kadıköyde saat 22.00'da bütün tekeller kapanıyor. Mekanlar da gece bire kadar açık.
 
Yarın 1 Nisan. Bakalım 1 Nisan şakası adı altında yapılan espri bile denemeyecek iğrenç esprilere ve fiziksel içerikli eşek şakalarına ne kadar dayanabileceğiz. Allah herkesin yardımcısı olsun :)
 
Bu ne saçmalıktır... Ben yeni öğreniyorum bu haberi ve Kadıköy'de olması, Kadıköy Belediyesi tarafından yürürlüğe koyulması kim ne derse desin şokların en büyüğüdür. Nasıl bir cüret görüyor kendilerinde bu insanlar ben anlam veremiyorum.

Kadıköy'de nice uygulamalar patladı gitti, bunun da öyle olacağına dair inancım tam. Yerim öyle işi ben bir cumartesi maçından sonra semtimde sabahlayamayacaksam. Yettiniz be. Selami Başkan'a da bir "hayırdır?" çekmek istiyorum buradan, şaşırttın bizi.
 
kadıköy'lü değilim, kadıköy belediyesi'ni de savunmak için söylemiyorum ama bu yasak şu son dönemlerdeki alkol yasaklarına benzeyen, yani salt alkolü hedef alan bir yasak değilmiş gibime geliyor bana, yani hemen peşin hükümlü olmamak gerek, karşı tarafı da dinlemek gerek. ha diyeceksiniz kim bu karşı taraf?
internete "kadife sokak" veya "barlar sokağı" diye yazdığınızda bu muhitte oturan semt sakinlerinin şikayetlerinden bahsediyorum. içmeyi bilmeyen insanların çıkardığı bir çok olaya şahitlik etmiş bir olay bu sokak, onlarca örneğini daha önceden de duymuştuk. orada oturan semt sakinlerinin canına tak etmiş olmalı ki belediye de böyle bir çözüm bulmuş yani tekel bayilerini erken kapatarak.
ha diyeceksiniz bu çözüm mü? bence değil, orada içmek isteyen adam başka yerden alır yine içer, kadıköy tekel bayilerinin bolca bulunduğu bir semt, alkol tedariği son derece rahat. ama olay "içki içmek" te değil bence burda.
içki içip sapıtan, bağıran çağıran, apartmanlara işeyen, kavga çıkaran kimselerden şikayet eden bir topluluk var, bunları gözardı edemeyiz. yukarıda da bir yerde bahar mevsimiyle beraber her haftasonu bağıra çağıra içki içen insanlar eşliğinde uyumanın nasıl bok birşey olduğunu belirtmiştim.
evet herkese özgürlük ama orada ikamet eden insanlara da özgürlük, bir de bu açıdan değerlendirmek lazım mevzuyu.
ama asla tekel bayilerini ve ordaki eğlence yerlerini erken kapatmak çözüm değildir, bunun da altını çiziyorum, bu da bu gibi mekanları işletenlerin özgürlüğüne saldırıdır.
 
Kadıköy'de büyümüş bir insan olarak sazı alayım elime, zamanı gelmiş.
Beyler, "Barlar Sokağı" denilen yer, gerçekte barlar sokağı falan değil, bir yerleşim yeridir. Akmar Pasajı'nın ve Aygırların (kayalıklar) tarumar edilmesinden sonra, boşluğu doldurmak ve oralarda takılan tayfayı çekmek amacıyla birkaç uyanığın orada seri şekilde bar açmasıyla cehenneme dönmüş bir yerleşim yeridir. O sokakta bir zamanlar bar namına eskiden tane mütevazi bar, bir iki de kafe vardı. Ama sokak yine de sakin bir sokaktı.

Lakin, koca Kadıköy'de başka yer yokmuş gibi, ardı ardına barla açılınca, o sokak yaşayanları için cehenneme çevrildi. O daracık sokakta özellikle hafta sonlarında yürümek mümkün değil. Bir de apartman girişlerinde içen, kendinden geçen, bağıran, çığlık atan, ergen ergen bunalıma giren, işeyeni, sıçanı düşünün. Hayır, doğrusu o sokağın eski haline getirilip, daha uygun, daha izole bir yerin barlar sokağına çevrilmesidir. Ondan sonra isterlerse sabaha kadar açık olsunlar orası mühim değil.
 
kadıköy'lü değilim, kadıköy belediyesi'ni de savunmak için söylemiyorum ama bu yasak şu son dönemlerdeki alkol yasaklarına benzeyen, yani salt alkolü hedef alan bir yasak değilmiş gibime geliyor bana, yani hemen peşin hükümlü olmamak gerek, karşı tarafı da dinlemek gerek. ha diyeceksiniz kim bu karşı taraf?
internete "kadife sokak" veya "barlar sokağı" diye yazdığınızda bu muhitte oturan semt sakinlerinin şikayetlerinden bahsediyorum. içmeyi bilmeyen insanların çıkardığı bir çok olaya şahitlik etmiş bir olay bu sokak, onlarca örneğini daha önceden de duymuştuk. orada oturan semt sakinlerinin canına tak etmiş olmalı ki belediye de böyle bir çözüm bulmuş yani tekel bayilerini erken kapatarak.
ha diyeceksiniz bu çözüm mü? bence değil, orada içmek isteyen adam başka yerden alır yine içer, kadıköy tekel bayilerinin bolca bulunduğu bir semt, alkol tedariği son derece rahat. ama olay "içki içmek" te değil bence burda.
içki içip sapıtan, bağıran çağıran, apartmanlara işeyen, kavga çıkaran kimselerden şikayet eden bir topluluk var, bunları gözardı edemeyiz. yukarıda da bir yerde bahar mevsimiyle beraber her haftasonu bağıra çağıra içki içen insanlar eşliğinde uyumanın nasıl bok birşey olduğunu belirtmiştim.
evet herkese özgürlük ama orada ikamet eden insanlara da özgürlük, bir de bu açıdan değerlendirmek lazım mevzuyu.
ama asla tekel bayilerini ve ordaki eğlence yerlerini erken kapatmak çözüm değildir, bunun da altını çiziyorum, bu da bu gibi mekanları işletenlerin özgürlüğüne saldırıdır.
Yasak kadıköy genelinde. Benim evimin bulunduğu yerde bile saat 22 dedi mi kapanıyor tüm tekeller. Genelde tekel dışında market de olmadığı için su bile alamıyoruz.
 
yasağın kadıköy genelinde olması çok katı bir tutum ama ben bu durumun haberini okumuştum bir yerde, orda "kadife sokaktaki tekel bayilerin erken kapanması" diye bir tabir vardı.
sadece kadıköy için değil elbet heryerde akşam saat 10'da tekel bayilerin kapanması çok absürt birşey.
ben tüm kadıköy genelinde böyle birşeyin olacağına ihtimal vermiyorum yalnız, tamam senin yalan söyleyecek halin yok veya ikamet ettiğin yer yasağın uygulandığı bölgeye yakındır bilmiyorum ama onlarca tekel bayi var kadıköy'de, sırf minibüs yolunun üzerinde bile bir sürü var.

tüm kadıköy genelinde böyle bir yasak çıksa millet isyan ederdi ve bunun haberini duyardık, saat 10 çok erken bir saat çünkü, bilmiyorum yanlışsam yanlışsın diyin.
 
Ayrıca 'sokaktaki huzuru sağlama" gerekçesi kesinlikle içten bir gerekçe değil. Tamamen göstermelik. Eğer orada huzur sağlanmak istiyorsa bunun gayet basit yöntemleri var. Ama asıl dertleri o değil. Zira ne zaman olay çıksa kolluk kuvvetleri seyirci kalıyor.

Yukarıdaki linkte de belirtildiği üzere;

4-) Bu sürece gelinmeden önce, söz konusu Kadife Sokak ve çevresinde sokak sakinleri tarafından, küfür, aşağılama, tehdit, balkondan aşağı su, deterjanlı su dökme gibi eylemler sıkça yaşanmış bu durumlara kolluk kuvvetleri seyirci kalmıştır. Tıpkı sokakta yaşanan olumsuz durumlarda, kavgalarda ve 2011 temmuzunda insanların sokakta örgütlü ve planlı şekilde bıçaklanması, kadınların saçlarından sürüklenmesi gibi olaylarda sessiz kalması gibi.


'Sükunetin sağlanması' Burada kesinlikle bir samimiyet yok. Eğer asıl amaç bu olsaydı, bunun için bir şeyler yapılıyor olurdu. Yasak hiçbir zaman çözüm değil.
 
yasağın kadıköy genelinde olması çok katı bir tutum ama ben bu durumun haberini okumuştum bir yerde, orda "kadife sokaktaki tekel bayilerin erken kapanması" diye bir tabir vardı.
sadece kadıköy için değil elbet heryerde akşam saat 10'da tekel bayilerin kapanması çok absürt birşey.
ben tüm kadıköy genelinde böyle birşeyin olacağına ihtimal vermiyorum yalnız, tamam senin yalan söyleyecek halin yok veya ikamet ettiğin yer yasağın uygulandığı bölgeye yakındır bilmiyorum ama onlarca tekel bayi var kadıköy'de, sırf minibüs yolunun üzerinde bile bir sürü var.

tüm kadıköy genelinde böyle bir yasak çıksa millet isyan ederdi ve bunun haberini duyardık, saat 10 çok erken bir saat çünkü, bilmiyorum yanlışsam yanlışsın diyin.

Bildiğim kadarıyla minibüs yolu üzerindekiler de kapanıyor saat onda. Eğer Kadıköy geneli değilse bile çok geniş bir alanda bu yasak uygulanıyor. Anlamsız derecede geniş.

İnternette ya da herhangi bir kaynakta yasağın sınırlarının yazdığı bir şey de bulamadım gerçi. Tayyip efendi bir şeyler söylemiş Kadıköy'ün belli yerlerinde diye. Kadıköy'ün tamamı olamaz elbette. Ancak Kadıköy dediğinizde aklınıza gelen yerlerde yasak geçerli.

Bir de şöyle bir durum var ki, evimin bulunduğu yer çok lanet bir yer. Misak-ı Milli sokak. Bilen bilir. Sokağa girince sanki İstanbul'dan çıkıp Diyarbakır'a gelmişsiniz hissi var. Bar mı pavyon mu ne olduğu belli olmayan yerlerde gece üçe kadar susmayan saçma sapan müzikler, kapıların önünde bekleyen eli tesbihli cins cins insanlar, seni içeriye davet eden mini etekli iki yüz kiloluk ablalar. Mide bulandırıcı. Burada tekeller kapalı. Alkol alıp evinde sakin sakin içemiyorsun. Ancak saat üçe kadar o iğrenç müziği dinliyorsun, evine çıkarken o saçma sapan insanları görüyorsun. Laf atmasa bari diye içinden geçiriyorsun.

Sükuneti mi sağlayacaksın Selami bey? Gel buradan başla. Kapat bu fuhuş yuvalarını ilk önce. Alkolle değil, sorunla uğraş.
 
Sorun özgürlükler ise, burada da seçici davranılıyor. Alkolü kullanan tarafından rahatsız edilmeme özgürlüğü tamam, derse / mahkemeye türbanla girme özgürlüğü tamam, namaz kılma özgürlüğü tamam, oruç tutmayanlar tarafından rahatsız edilmeme özgürlüğü tamam, ama içki içme ve satın alma özgürlüğü kısıtlanır, tv'de film ve dizi seyretme özgürlüğü kısıtlanır, sigara içme özgürlüğü kısıtlanır, rahat giyim (örneğin kısa kollu) kısıtlanır...

Mevcut hükümet tarafından hangi tip özgürlüklerin kısıtlanıp, hangilerinin savunulduğu açık. Alkol kısıtlamalarına gelecek olursak, ben de içmesini bilmeyenlerle uğraşılması gerektiğini düşünüyorum. Yasak çözüm değil.

Öte yandan Selami de bir çok konuda emir kulu.. Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy'de de bir çok alanda belirleyici.. Allah'tan RTE Kadıköy'e pek uğramıyor.
 
Bildiğim kadarıyla minibüs yolu üzerindekiler de kapanıyor saat onda. Eğer Kadıköy geneli değilse bile çok geniş bir alanda bu yasak uygulanıyor. Anlamsız derecede geniş.

İnternette ya da herhangi bir kaynakta yasağın sınırlarının yazdığı bir şey de bulamadım gerçi. Tayyip efendi bir şeyler söylemiş Kadıköy'ün belli yerlerinde diye. Kadıköy'ün tamamı olamaz elbette. Ancak Kadıköy dediğinizde aklınıza gelen yerlerde yasak geçerli.

Bir de şöyle bir durum var ki, evimin bulunduğu yer çok lanet bir yer. Misak-ı Milli sokak. Bilen bilir. Sokağa girince sanki İstanbul'dan çıkıp Diyarbakır'a gelmişsiniz hissi var. Bar mı pavyon mu ne olduğu belli olmayan yerlerde gece üçe kadar susmayan saçma sapan müzikler, kapıların önünde bekleyen eli tesbihli cins cins insanlar, seni içeriye davet eden mini etekli iki yüz kiloluk ablalar. Mide bulandırıcı. Burada tekeller kapalı. Alkol alıp evinde sakin sakin içemiyorsun. Ancak saat üçe kadar o iğrenç müziği dinliyorsun, evine çıkarken o saçma sapan insanları görüyorsun. Laf atmasa bari diye içinden geçiriyorsun.

Sükuneti mi sağlayacaksın Selami bey? Gel buradan başla. Kapat bu fuhuş yuvalarını ilk önce. Alkolle değil, sorunla uğraş.

Sen hiç endişelenme azizim. Tayyo Dayının planlarında Rıhtım'dan itibaren Yeldeğirmeni, Acıbadem Dörtyol'a kadar olan bölgenin kentselini dönüştürme projesi var. O dönüşümün sonrasında o denyolardan ve batakhanelerden eser kalmaz. Tabii oralarda oturan sıradan vatandaşları hangi dağın başına yallah ederler onu şimdiden bilemeyoruz.
 
Bugün okuldan eve geldiğimde kapının hafif açık olduğunu gördüm. Ve içerideki paspasın da kaydığını görerek hassss nidalarıyla gitarımın yanına doğru koşturdum. Standlar yerde, gitarlar yok. Telaşla tekrar girişe baktığımda balkonun sonuna kadar açık olduğunu, balkonun önündeki sandalyenin düştüğünü gördüm. Daha alalı 2 hafta olmamış gitar gitmiş. Ben of lan of lan of lan diye bağırıyorum. Önce diğer odaları da gezdim, belki biri şaka yapmıştır kapıyı açık unutmuşumdur umutlarıyla. O arada elimdeki defteri falan da fırlatmışım. Direk telefonu attığım yere koşturdum, önce kız arkadaşımı arayıp haber vericem, sonra da polisi arıcam. Artık bulurlar mı bilinmez, şansımı deneyeyim dedim.

Sonra olan şey ise; içerden ayak sesleri gelmesi, ve balkonda saklanan kız arkadaşımın arkadaşıyla birlikte kahkahalar içinde yanıma gelmesi ve benim kendimi yere atmam.
 
Bugün okuldan eve geldiğimde kapının hafif açık olduğunu gördüm. Ve içerideki paspasın da kaydığını görerek hassss nidalarıyla gitarımın yanına doğru koşturdum. Standlar yerde, gitarlar yok. Telaşla tekrar girişe baktığımda balkonun sonuna kadar açık olduğunu, balkonun önündeki sandalyenin düştüğünü gördüm. Daha alalı 2 hafta olmamış gitar gitmiş. Ben of lan of lan of lan diye bağırıyorum. Önce diğer odaları da gezdim, belki biri şaka yapmıştır kapıyı açık unutmuşumdur umutlarıyla. O arada elimdeki defteri falan da fırlatmışım. Direk telefonu attığım yere koşturdum, önce kız arkadaşımı arayıp haber vericem, sonra da polisi arıcam. Artık bulurlar mı bilinmez, şansımı deneyeyim dedim.

Sonra olan şey ise; içerden ayak sesleri gelmesi, ve balkonda saklanan kız arkadaşımın arkadaşıyla birlikte kahkahalar içinde yanıma gelmesi ve benim kendimi yere atmam.
Bende son paragrafa kadar hasss.... demistim ki..
Esek sakasi. gecmis olsun :D
 
9gag'da gördüğüm bir fotoğraf. Etkilenmemek elde değil
6997761_460s.jpg
 
Size dün akşam sakinliğinde yaşadığım ergen laf atışmasını anlatayım da güne güzel başlayın bari.

Saat 21.40 civarı siteye girdim, eve doğru yürüyorum, ortalık sakin sessiz. Arkadan bir çocuk sesi geldi, "lan kel!"

Ben tabii her eve dönüşte olduğu gibi, evin anahtarını cebimin derinliklerinde bir yerlerde aramakla meşgul olduğumdan, sesi belli belirsiz duydum. Yürümeye devam ettim, bu sefer daha bir belirginleşti, "duymuyor musun, LAN KEL!"

Bir anda seneler öncesine gittim ve orta okul ergenliği modu geldi, hani saçmalar saçması ağız dalaşları olurdu ya... Efendi de çocuktum lan ben esasında, pek girmezdim öyle şeylere. Bir Fener maçlarına kaçmaktan sabıkam vardı bir de uzatmalı sevgilimle sınıfta fazla durmayın diye hocalardan zılgıt yemişliğimiz, o kadar. : )

Sanırım pek bu işlere girmemişliğimden olsa gerek, nereden hasıl olduysa hiç anlamadan Hank Moody oldum bir anda, bu veled-i zinaya çaktım cevabı: "Ne var len çüksüz ergen, koyim de kendine gel"

Kafasını pencereden içeri soktu, daha sesini çıkarmadı. Şu saatlerde de yorganın altında parmağını emiyordur muhtemelen. :D

Suç bende mi şimdi söyleyin?
 
Lan hiç güleceğim yoktu sabah sabah allah cezayi verecek ahhahahahahha.

Bir arkadaşımın da yaşadığı benzer bir laf koyma durumunu getirdi aklıma. 90'lar sonu 2000'ler başı gibi siyah çerçeve gözlükler modaydı hani. Arkadaş da o çerçevelerden aldı kendine. Upuzun saçlarını da kazıtıp top sakal yaptı öyle bir keltoş entel görünüme kavuştu. Oturduğu yer de İzzetpaşa, Tarık Mengüç'ün memleketi. Bir gün dışarıdan gürültüler geliyor, birileri tartışıyor kavga ediyor falan. Bizimki bir anlık gazla çıkıyor balkona "noluyo lan ordaaaaağğ" diye bağırıyor. Kavga edenler dönüp buna bakıyorlar ilk an, tipi görünce kalın bi ses geliyor aradan; "sen gir lan içeri kelll" diyor. Bizim arkadaş hani önünü ilikleyip kafayla selam verirler ya, onu yapıp "pardon abi" diyor ve kuyruğu kıstırıp giriyor içeri :D
 
Geri
Üst