İstanbul konseri ve Hayalet Sevgilim
İngiltere'den 2 arkadaş ile 9 günlüğüne Türkiye'ye gelip gezdik. Onlara yurdun farklı ve bazen çelişen yüzlerini göstermeye çalıştım. 51 Promil'i Bronx'ta izlemek de önemli duraklarımızdan biriydi.
Öncelikle gurur duyduğumu söylemek istiyorum. Şimdiye kadar amatörken dinleyip talibe aldığım gurupların sayısını bilmiyorum bile. KT Tunstall, Oi Va Voi, Antonio Forcione gibi, şimdilerde buralarda çok popüler olan kişi ve grupları hep ilk çıkışlarında yakalamıştım. Herhangi bir akşamda Beyoğlu'nun arka sokaklarında rastlayacağınız yeteneklerin dünya çapında olması beni ne kadar gururlandırdıysa, bunların dünyaya açılamaması o kadar üzdü. Neyse, en azından birlikte geldiğim arkadaşlara göğsümü gere gere "işte Türkiye'nin genç müzisyenleri" diyebildim...
Daha önce birlikte çalmamış kişilerin 1 saatlik prova ile o geceki gibi bir performans sergilemeleri yetenekli, istekli ve aç olduklarını gösterir. Gerçi bunun sonucu olarak çalarken birbirlerine bakmaktan seyirciyi unuttular. Yapacak birşey yoktu. Bir dahaki sefere her grup üyesinin seyirciye dönük ve adeta kendi önündekini tavlar bir modda çalacaklarını umuyorum. O iletişim dışında herşey iyiydi...
Tatilimiz boyunca Seni Kendime Sakladım adlı parçaya radyoda bir çok kez rastladığımız için İngiliz arkadaşlarım bunu 'tatilin parçası' seçtiler ve Duman CD'si alarak unutulmazları arasına soktular. 51 Promil'in yorumunu ise şarkının kendisinden daha çok beğendiler. Vokalist arkadaşla tanışıp söylememi istiyorlardı ama o gece fırsat olmadı. Onu buradan kutluyorum! Gerçi Özgün ve İrem'le tanıştık...
ozgun1907 demiş ki:
Ekin Çağlar ve İrem le beraber sohpet etmek çok güzeldi.Ekin Çağlar'a da geldiği dinlediği için çok teşekkür ediyorum.
İrem bize yollayınca resimleri ve videoları bizde isteyenler için sitemize ve buraya koyarız..
Şimdi gidip uyumak istiyorumm(bayılmadan önce) 🙂
Özgün tam tahmin ettiğim gibi çok sevimli ve iyi niyetli biri. O gece oraya tam kadro gelmek için neler çektiklerini anlattı da, çok üzüldüm. İrem ise kafamdaki imajından biraz farklıydı. Hayalet Sevgilim adlı şarkısına bir akşamüstü can sıkıntısından dolayı yaptığım remix başıma bela olmuştu ve "seni anlıyorum" dememe fırsat vermeden gösterdiği tepki ile tanıştık. Gerçi pek konuşamadık, o yüzden onu tanıma şansım olmadı. Bestelerinden ve ileriye dönük projelerinden konuşmak isterdim oysa...
Fakat Bronx'taki arkadaşlarından aldığı destek ile ortaya koyduğu sahne performansını ÇOK takdir ettim! Detone oldu ama seyirciyi öyle bir kontrol ediyordu ki bana mısın demedi. Bravo İrem! Yabancıların gözünden de "Türk gırtlağı rock müziğe çok hoş bir hava katıyor"du.
Yukarıda verdiğim örnektekiler gibi beğendiğim ve profesyönelliğe adım attığında iyi yükselen gruplarda gözlemlediğim ortak özellik sevecen olup bunu seyirciye yansıtmaları ve onlarla ilişkiyi birkaç dakika içinde kurmaları. Örneğin Antonio haftalar öncesinden biletleri tükenen bir konserinde saehneye çıkar çıkmaz seyirciye bakıp "Allah Allah, televizyonda güzel birşey yoktu herhalde" diyerek buzları eritiyor. O gece hakkındaki tek eleştirim bu doğrultuda olacaktır: Özgün ve vokalist arkadaş (özür dilerim ya, tanışmadığım için ismini bilemiyorum) sahneden indiklerinde ne kadar sempatik görünüyorlarsa sahnede o kadar katıydılar. İleriki performanslarda buna dikkat edin ve bakın nasıl bir tepki alıyorsunuz...
mbk demiş ki:
irem den çok ekin le tanışmak için orada olmayı çok istedim aam başaramadım. tembeliz işte millet nerelerden geliyor biz kıçımı kaldırıp dibimizdeki konsere gidemiyoz. kendime kocaman bir sıfır veriyorum. 🙁
Evet, gecenin acı tarafı da Mahir'i görememiş olmaktı. Aralık sonlarına doğru inşallah...
51 Promil... Pes etmek yok, çok iyi şeyler yapacaksınız!