Direc-t

TheBizkit demiş ki:
ama o yazının gerısınıde okusaydın keşke

direc-t için super sahne performance fln dedıler

ve adam begendıgını soyledı canlı dınledıkten sora

gripin içinde ii bişiler yazmıstı yanlıs hatırlamıosam

sağol söylediğin için :p ama yazının sonunda performansları hakkında yapılan yorumu zaten okumuştum.... yine de başında yazmış oldukları hiç hoş değil bence.... :roll:
 
eğer dırec-t değişmeye müsait bi grup olsaydı roxy ödülünü kabul ederlerdi ama adamlar kendi tarzlarını yapmak için seyyar satıcılık bile yaptılar değişmeyecekleri çok açık
 
Ülkemizde son yıllarda müzik camiasında yaşanan köklü değişikliklerin hepimiz farkındayız az çok. Şirket sayısındaki artışla beraber eskiden bar grubu sayılan birçok müzisyen şahsiyet artık profesyonel müzik kariyerlerine başladı bile. İşte Saklıkent’teki konserleri öncesi bu gruplardan bir tanesi ve bence en ilginci olan Direc-t ile kısa bir söyleşi yaptık. Tabi hiperaktif çocuklar olan Direc-t elemanlarını yarın saat boyunca oturur vaziyette tutmayı başarmak hiç de kolay olmadı :)
Eray: Arkadaşlar önce Direc-t’te kimler var, bunu öğrenelim sizden.
Bilge: Davulda Özgür, bas gitarda Alex ve ben vokal/gitarda Bilge’den oluşuyor grup.

Eray: Nasıl karar verdiniz grubu kurmaya ve isim seçimini nasıl yaptınız?
Özgür: Aslında bu trajikomik bir hikaye. 1997’de arabayla bir direğe bindirdik ve grubun adına böyle karar verdik. Yani “t” harfinin ayrı yazılması bu noktayı vurgulamak içindi aslında. Önceleri Çelik isminde bir basçımız vardı, fakat yüklü bir miktar para kazanınca grubu bıraktı. 2000 yılında da Alex girdi gruba.
Bilge: Bu arada benim Ankara’da kısa süren bir üniversite maceram oldu (gülüyor).

Eray: Peki benim de bir adlandırma yapamadığım bir müziğiniz var. Bu tarzı nasıl oturttunuz?
Bilge: Aslında her acemi gibi farklı bir şeyler yapmak ve özgün bir sound oluşturmak istedik ve başardık da sanırım. Biz müziğimizi kalıplar dahilinde isimlendiremedik. Her gittiğimiz yerde başka yorumlar duyduğumuz için biz kısaca “funky, grungy rock” demeye başladık :)


Eray: Alex’e dönmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla Moldovya kökenlisin. Türkiye gibi bir yerde müzik yapmak senin için nasıl bir şey?
Alex: Müzik olduktan sonra Türkiye olmuş Yeni Zellanda olmuş farkı yok benim için. Hem zannetmiyorum ki dünya üzerinde Direc-t gibi müzik yapan bir grup olsun.

Eray: Peki nasıl olur Direc-t konserleri? Bilge’nin sahnede çok enerjik olduğunu duydum. Bilge: Sahne bambaşka bir olay, insanlar bu konsere show izlemek için para ödüyorlar. Ben de elimden geldiğince eğlendirmeye çalışıyorum herkesi. Sadece ben değil, Özgür ve Alex de ellerinden gelenin en iyisinin yapmaya çalışıyorlar. (bir parantez açıp hemen belirtmekte fayda var. Konseri izlemeyenler çok şey kaçırdı sahnede adım atılmadık yer bırakmayan Bilge ve havada uçan gitar görülmeye değer şeylerdi)

Eray: Peki albümüzden bahsedelim biraz. Kim yaptı albümü?
Bilge: Albümümüz biraz gecikmeli olarak çıktı ama buna değdi doğrusu. Kurban’dan Deniz Yılmaz yaptı “Rus Kozmonotları”nı. Kendisi ve grubu Kurban gerçekten çok takdir ettiğimiz oluşumlar ve bize sürekli destek verdiler. Küçük bir şirket olduğu için mükemmel bir promosyon yapamadılar ancak sonuçta bizim arkadaşlarımız ve onlar da bizim kadar çok istiyorlar Direc-t’in iyi yerlere gelmesini.
Eray:Yeterince kazanabiliyor musunuz müzik yaparak?
Bilge: Bizim hiçbirimiz öyle zengin olma tribinde insanlar değiliz yani minimum parayla maksimum eğlence arıyoruz :) Ben ve Özgür reklam filmleri vs. gibi işlerde çalışıyoruz Alex de bir stüdyoda çalışıyor. Bu şekilde iyi kötü yaşamımızı devam ettirebiliyoruz.

Eray: Bu akşamki konser nasıl geçecek sizce?
Bilge: Bence çok iyi olacak, biz çok iyi hazırlandık çünkü. (bu sırada boğuşuyorlar :) Hem önceden de söylediğim gibi kısa bir süre Ankara’da kaldığım için bu şehrin seyircisinin harika olduğunu biliyorum.

Eray: Peki 2001 Roxy’de birinci olduğunuz zaman albüm yapma şansı elde ettiniz, neden yapmadınız albümü? Ve sizce bu yarışma Direc-t’e ne gibi kapıları araladı?
Bilge: Grubun tam olarak oturmadığını, henüz yolun başında olduğumuzu düşünüyorduk o zamanlar. Nitekim bugün geçmişe dönüp baktığımızda da çok haklı olduğumuzu görüyorum. Roxy ulusal bir yarışma sayılır. Birçok menajer, yapımcı, şirket sahibi insanlarla tanıştık bu yarışma sayesinde. Birinci olmamız da tabi daha güzel oldu.

Eray: Slovakya’daki festival nasıl geçti sizin için? Deneyim kazanıp geldiniz mi yoksa Direc-t Slovakya’da da biliniyor mu artık :)
Bilge: Onlar bizi davet ettikleri için biz de hiç çekinmeden gittik. Aslında ilk önceleri tırstık biraz, ne de olsa oradaki herkes Direc-t’i tanımıyordu ve bunca yolu boşu boşuna gitmiş olmak istemiyorduk. Ve ümit ettiğimiz gibi oldu. İnsanlar çok eğlendiler sahnemiz sırasında. Doğal olarak biz de memnun kaldık tabi.

Eray: Eskiden bar programlarınız vardı. Şimdi de böyle şeyler düşünüyor musunuz?
Bilge: Adı üstünde “bar programı” olunca cover falan çalıp insanları tavlaman gerekiyor. Ama biz albümü henüz çıkarttığımız için konserlere çıkıp müziğimizi tanıtıp kendi parçalarımız çalmayı daha mantıklı buluyoruz.

Eray: Bilge CNN Türk’teki Frekans programı ile röportaj sırasında yanına gelen köpekle neler yaptınız ya :) (tüm elemanlar bu soruyla birlikte kopuyorlar)
Bilge: Ben o köpeği röportajdan önce sevmiştim oynamıştık falan. Röportaj sırasında sırtımda bir sıcaklık hissedince arkaya dönünce gördüm. Küçük köpek üstüme pislemişti. Esas büyük olan başka bir köpek vardı ama ondan son anda yırttım :)

Eray: Arkadaşlar benim sorularım bitti. Sizi dinleyenlere neler söylemek istersiniz?
Bilge: Öncelikli olarak onlara internet sitemizin adresini verelim:
www.direc-t.com Ve hepsini çok sevdiğimizi, onlar yanımızda olduğu sürece Direc-t’in var olacağını da belirtelim. Ayrıca www.hangibar.com ‘a da teşekkür ederiz bize vakit ayırdığınız için.
 
Vokalin ses tonu acayip şekilde Kurt Cobaine benziyo belki özellikle benzetiyodur ama seviyorum ülkemiz müziğinde gerçekten kendine özgü müzik yapan birkaç gruptan biri
 
direc-t ve kurt cobain'nin tarz olarak bağdaştırmıyorum bile... Bilge ' nin ses tonu gerçekten bulunmaz bi türde... kurt ile de benzetemedim açıkçası.
 
direc-t kemancı konserinden yeni geldim. çok çok çok iyilerdi. nirvana ve green day çalmaları da ayrı bi güzellikti. yanlız çok az insan ilgiliydi , millet arkalarda oturuyor öyle duruyordu falan. ama ben ve bir kaç kişi, ısrarla önlerde durup hoplaya zıplaya eşlik ettik..
bu arada özgür'ün bagetlerinden birini bana verdiii!!!! (:)
 
albümlerini dinlememi bir arkadaşım tavsiye etti.ilk frekans ta görmüştüm.ordan pek etkilenmedim fakat albümü dinleyince bağlandım.tekrar tekrar dinliyorum.nirvana tonlarını hissettim harbiden güzel olmuş.
 
Geri
Üst