Takva

İki itirazım var yorumlara, birincisi...

"...Yönetmenler bir konunun uçundan yakalayınca o konuyu hemen senaryoya aktarılmasını istiyorlar ve senaristlere fazla zaman vermiyorlar, yahut senaristler yakalayınca hemen senaryoyu bir bütünlük ifade etmeden oluşturuveriyorlar o sonu kötü olan filmlerin bence tek sebebi bu yani senaryo uzerinde uzunca bir zaman münakaşa edilmeden hemen yürürlüğe konması bir yönetmen tarafından..."

Bildiğim kadarıyla senarist Önder Çakar'ın bu projeyle uzuuun uzun çalışacak zamanı vardı. Hatta yönetmeni Özer Kızıltan ile beraber. (Kişisel fikrim; Takva bir Önder Çakar filmi. Yeni Sinemacılar'ın takıntı haline getirdiği bir "mutasyon" hikayesi izlediğimiz duygusundan kurtulamıyorum bir türlü. Çok daha iyi bir film olabilirdi!

İkinci itirazım; filmin müzikleri Replikas'a ait değil. Replikas'ın vokalisti Gökçe Akçelik yaptı müziklerini.

Son bir düşünce; Filmin zikir sahnelerinde Önder Çakar bizzati gözüküyor, (kendisini İstiklal caddesinde ve Peyote'de de sıkça görebilirsiniz) ayrıca film ekibinden bir çok kişi zikir ayinlerine katılmış ve oynamışlar. Acaba bu davranış filmin tarafsızlığını zedeliyor mu yoksa ben paranoyak mıyım?
 
kardeşim bu filmde çalıştığı için nasıl çekildiği konusunda bilgi sahibiyim.para konusunda sıkıntılar oldu.çekimlere ara verildi.hatta iki hafta daha çekim yapılması gerekirken yapılamadı.gerçekten de daha iyi bir film olabilirdi ama imkansızlıklar yüzünden böyle oldu diye düşünüyorum.yeni sinemacılar sosyalist kökenli,senaristin filmde zikir sahnelerinde olması taraf olduğunu göstermiyor aslında.ancak traikatlara karşı açık ve vurucu bir eleştiri olmadığı bir gerçek.özellikle şeyhi gösteriş şekilleri hoşuma gitmedi.sanki bilgili saygıdeğer bi adam havası vermişler.küçük eleştiriler var ,şeyhin kızı dolarla alışveriş yapıyor mesela.eksiklerine rağmen özellikle ikinci yarısıyla beni etkileyen bir film oldu.erken can ın mükemmel oynadığını belirtmek gerek.
 
bencede erkan can baya iyi oynamış helal olsun...çevremde filmi beğenen kadar beğenmeyende var.benim fikrim ise gerçekten filmden herkesin ne anladığına bağlı.ben gerçekten etkilendim hatta baya kaptırmış kendimi izliyodum yanımdaki iki çocukk off abi erkan can'ın yerine olmak isterdim adam istanbul manzarasında... yani dediğim gibi ne anlamak istediğinize bağlı.keşke daha çok filmler çıksa türk sineması mükemmel ilerliyor
 
slayersgift demiş ki:
ancak traikatlara karşı açık ve vurucu bir eleştiri olmadığı bir gerçek.özellikle şeyhi gösteriş şekilleri hoşuma gitmedi.sanki bilgili saygıdeğer bi adam havası vermişler.

beni de çok rahatsız etti bu durum ya..her sahnede şeyhle ilgili bi eleştiri açıkçası pislik bekledim .. erkan canın oynadığı evi gösterdikten sonra şeyhin evine geçerkenki sahnede mesela"şeyhin evinde plazması vardır kesin" dedim..olmadı:) ama film boyunca bu beklentim sürdü..izlemeyenlere de hayal kırıklığımı anlatmış oldum ama öyle ..eksik kalmış gibi..

yine de bazı konularla ilgili tabuları birazcık da olsa konuşulabilir kılması, zikir sahneleri ve de güzel oyunculukları dolayısıyla izlenilesi..
 
oyuncular iyi lakin erkan canı severim ama öylede ahım şahım bi oyunculuk yok yani iyi oynamış ama pek zorlanmamış gibi her sahne sindire sindire veriliyo,ilk zikir sahnesi daha uzun olabilirdi yada yerine bir tane uzun bir zikir sahnesi olabilirdi şeyhin halfetiye girmesinden sonra nedense erkan can çok çabuk ikilemde kalıyo biraz daha uzatılısaydı daha güzel olurdu vesselam yinede müzikleri,seneryasu olsun güzel film...
 
hiç bir sanat yapıtı gereksiz olamaz. eleştirilebilir, sorgulanabilir fakat hiçbiri gereksiz eğildir. bu ülkede kurtlar vadisi bile gereklidir, gereklidir çünkü vehametin boyutlarını bize göstermiştir. takva da gereklidir bu ülkeye, çılgın dersane'de. derdini anlatabilmek veya anlatamamak ise mesele bunun tartışılacağı platform başkadır. ama bir filme gereksizdi demek yapılabilecek en büyük hakaretmiş gibi geliyor bana. gelecekte en büyük amacı bir film yapabilmek olan beni son derece derinden yaraladı bu düşünme biçimi. arabesk birr bakış açısı diyebilirsiniz ama bu ülkede insanlar bu sektörde çok zorlanıyorlar. bu kadar acımasız olmamak gerekli, yeri geliyor urfa'da dayak yiyoruz (yaralı yürek-mart2007), yeri geliyor bir gece operasyonu ile işimizden oluyoruz (hatırla sevgili-mayıs2007), yeri geliyor aylarca canımızı dişimize takıp çalışıp paramızı alamıyoruz... zaten bunca olumsuz koşulun içinde bir sanat yapıtının kusursuz olması mümkün mü sizce?
 
selamlar...

öncelikle şunu söyleyeyim; filmi izledikten hemen sonra,sıcağı sıcağına yazdığım için o msjı maksat aşma gibi görünsede o,aslında kızılanın sinema olmadığı gayet ortada! bu sektörle ilgili biri olarak(öyle gözüküyorsun) senin olaya dramatik yaklaşman çok doğal fakat görsel sanatlar ya da herhagibir sanat dalı sonuçta beğeni işidir! uğraşırsın günlerini,aylarını verirsin belki o işe lakin olay sadece karşındakinin beğinisinde biter yine eğer sadece kendini tatmin için yapmıyorsan o işi! ve o "evet güzelmiş beğendim" ya da "hayır kötü, olmamış" dediğinde biter o iş! yani çok basit aslında durum! gelelim takva'ya...

tamam sanat filmi, bol ödüllü ,uğraşılmış belli hatta filmden çok önce zikr sahnelerinin gerçekçiliği için gerçek törenlere tüm oyuncuların katıldığını falan da biliyorum fakat bu anlatılmak istenenin ya da anlatma şeklinin "bende" kocaman bir hiç olduğunu değiştirmiyor sonuçta! yobazların din tacircilerinin eksik olmadığı canım türkiye'mde de böyle bir film belkide şart fakat olaylar okadar sert anlatılmışki insanın bağzen miğdesi kaldırmıyor! ben ne dindarım ne oyum ne de buyum önemli olan bu değil birilerine bişeyleri anlatmak isterken başka birilerinin de duygularını incitiyorsa bir iş o beni kızdırır!
şu osman sınav'lı pars'ta da aynı şekilde gereksiz bir sahne vardı ki beni sinirden eğlattı nerdeyse!(sahnenin harikalığında oyunculuğun mükemmel oluşundan değil) insanların özgür olduğunu,gençlerimizin özgür olduğunu ve bu özgürlüklerini bir ekstaziyle nasıl grup sex'e dönüştürebildiklkerini gördüğümde anlatılmak istenenin maksadını ne kadar aştığını gördüm ve de iğrendim filmden her nekadar gerçekten "kutsal" bi iş için çalışılmışsa da anlatım tarzı ve gelinmek istenen yerle alakasız saçma sapan yerlere çekilmişse bir sinama bence gereksizdir! evet bu aşağılamadır belkide ama bu şekilde yapılacaksa hiç yapılmasın demek istemiyorum ama üslubun sadece kitapta,edebi sanatlarda olmaması gerektiğini düşünüyorum! yönetmenlerin kendi sevdaları uğruna bişeyleri atladığını görmek beni üzer bir sinema sever olark da elimden geldiğince orda burda olsun eleştirmeyi de hakkım olduğuna inanıyorum!

saygılar herkese...
 
olaylar gerçekçi bir biçimde abartısız açıklanmışsa olay orada bitmiş demektir. sizce takva'da anlatılmak istenen neydi ve anlatım şekli ne olmalıydı. bir yerden kısarak mı vermeliydi? sinemalara gelen filmin sansürlü şekliydi. ve hayatımızda böyle durumlar oluyor hemde sert bir şekilde. gazetelerde hergün okuyoruz ve film bence görevini yerine getiriyor.
olaylar sert hemde çok sert anlatılacak. çünkü gerçek bu. michael winterbottom "sarejevo'ya hoşgeldiniz" filminde olayları gerçek ve sert bir biçimde dile getirmişti. bu filminde düşünce olarak diğerinden bir farkı yok. mutlaka eleştiri lazım ama ayağı yere basan bir eleştiri olması gerek bunun.
 
filmi ancak izleyebildim.Ama şunu söyleyebilrim son dönem izlediğim türk filmleri arasında en iyisi ve en tatmin edicisıydi.
anlatılmak istenen çok iyi anlatılmış.güzel bi son olmuş.kısa olmuş bıraz daha uzun olabilirdi ama yine de o kadar göze batmıyor.Erkan can ın oyunculuğu ise tek kelimeyle süper.resmen TÜrkiye nin robert de niro su o kadar güzel oynamış ki hiçbişey sırıtmıyor çok samimi geldi bana..izlenmeli daha ne denir ki?
 
Yoo, hiç de bu beklenmez..

Adamların felsefesini anlatıyor dediğin şey, olumsuz yanları ortaya döken bir film.. Ve bu filmin AKP grubunda gösterilme ihtimali de pek "onlardan beklenecek" bir şey değil hani..
 
ya aslında benım soylemek ıstedıgım akp once fılmı ızletıp bakın bızım burda cark boyle doner eger bu carkta varsanız buyrun katılın bıze demıslerdır...demek ıstemıstım...
 
Geri
Üst