Sonsuzluk

tartısmanızı tam okumadım ama alakası olmasa da ;

her butunun bir yarısı war
o zmn 3 boyutlu olan hersey sonsuz parcaya ayrılabilir
şekspir amca bosuna yazmamıs o repligi heralde :)
 
Aton demiş ki:
Ayrıca evet ya ne olacaktı. Kanıtlanamayan bir şey zannedilen şey değildir tabiki bundan daha doğru bir ilke mi var. :)

İlk söylediğin bu değildi :D Hafif bir kıvırma sezdim.

İlk söylediğin ,

Bir kanıtın yoksa söylediğin şey de mevcut değildir

buydu

Bu cümleme taktın diyeceksin belki ama önemli bir nokta.
Tanrının varlığının kanıtlanamaması,O nun olmadığı anlamına gelmez.Varlığını kanıtlayamadığın anlamına gelir.
 
eğer insanda doyumsuzluk hissi varsa sonsuzluk da olmalıdır, yoksa insanın doyumsuz olması gerekmezdi, doğa ana bunu yapmazdı insana ilk başta bilinç kazandırmazdı ve hayvanların dolaştığı bir dünya olurdu hayvanın anası öldüğünde hayvan elini yerlere vurarak ağlamaz hayvan bilinçsiz sayılır ve bir acı da çekmez ölümden korkar ama ölümden sonra ne olacağı şüphesini taşımaz, insan burda ayrılır ve sınırsızca düşünmeye başlar bu sınırsız düşünce de zaten sonsuzluğun varlığına işaret eder...
insan düşüncesi doğanın düşüncesinden daha sınırsız olamayacağına göre, insanın düşünce sınırsızlığı 5 ise doğanın ve zamanın sınırsızlığı da 5 çarpı sonsuz olması gerekir...
 
cesareborgia küçük hesaplar peşindesin adam gibi konuşacaksan konuş ki cevap vermeye tenezzül edeyim. Kıvırma nerede orda takıntılı mısın? Evet bir kanıtın yoksa söylediğin şey mevcut değildir.

İlla örnek verecez anlamamazlıktan geliyonuz ya da gerçekten kafan çalışmıyor.

1.Bir kanıtın yoksa söylediğin şey de mevcut değildir.

Örnek: toromonyok vardır. Kanıt: Toromonyok un varlığına dair hiç bir kanıt bulunamamıştır.
Sonuç:Kanıtlara dayanarak söylenebilir ki Toromonyok diye bir şey yoktur.

2.Kanıtlanamayan bir şey zannedilen şey değildir.

Örnek: Her şeyin yaratıcısı olan 'morlag' (Tanrı örneği) birdir ve her yerdedir.

Kanıt: Morlag ın varlığına dair hiç bir somut kanıt bulunamamıştır.

Sonuç:Kanıtlara dayanılarak Morlag ın varolmadığı anlaşılmıştır. Bir şey yoksa yoktur. Olmayan bir şeyin olmadığını kanıtlamak mümkün olamaz bu akılsızlıktır. Sonsuz sayıda varolmayan şey ortaya atılıp olmadığı kanıtlanamayacağından varsayılamaz. (Çünkü bir kanıtı yoktur) Bu durumda Morlag ın her şeyin yaratıcısı ve her yerde olamayacağı da varolmadığından dolayı anlaşılmıştır.

Dip not: A) Gopur var mıdır nedir olmadığını ispatlayınız.
B)kliıumyotguyopirtilkop nedir varolmadığını ya da varolup olmadığını kanıtlarla açıklayınız. Açıklamasanız da olur ancak olmadığını ispat edemezseniz ona inanan çıkabilir (cesareborgia) dikkat ediniz. Ayrıca sonsuz sayıda varolmayan şey ortaya atılabileceğinden cesareborgia ya çok dikkat ediniz her şeye inanabilir onu koruyunuz. :)

Hay allaam yaaa!! (Evt evt bir allah varolmalı bunca mantıksız akla çare bulabilecek)
 
:) mantığa bakar mısın kanıt bulunamadıysa yoktur...bu çok komik ya, "kanıt bulunamadıysa vardır diyemem" dersin ama "yoktur" demezsin tekrar tekrar tartışmıcam inanıyorum veya inanmıyorum dersin bu kadar basit ama verdiğin örneklere bakılırsa şöyle bişey çıkıyo ortaya...
-haydi ben birini seviyorum...
-hayır inanmam bana kanıt göster
-işte aşığım kanıtım bu
-hayır bana somut kanıt göstermezsen sevgi yoktur...
soyut sanılan şeylere tekrar göz atın bakalım en başta tanrı soyut mudur bunu düşünün yoksa tanrı kavramı için soyutluk ve somutluk geçerli değil midir...
senin soyut put dediğin tanrı acaba soyut mudur ki sen ona soyut demişsin...
soyut olduğuna dair bana kanıt göstermezsen inanmam...
somutluğu kapsadığına dair ben sana kanıt gösterebilirim işte sana kocaman somut dünya... ;)
 
geissler sonunda benim dediğimi söylemişsin en son cümlende sende? (Bir üsttekinde) Ama insandaki olumsuz doyumsuzluğun nedeni doğal güdülerini doyuramamasıdır derim ben. Ve onların yerine ne koyarsan koy doğal olmayacağından dolayı doymaz insan hiç bir şeye. İçgüdülerini sembolize etmeyen hayvanların ne hissettiğini sembolik zekamızla tespit edemeyiz. Onların bilinçsiz olduğunu da söyleyemeyiz çünkü yavrusunu canı pahasına koruyan hayvan bir makine olduğundan değil ona olan sevgisnden dolayı sahip çıkmaktadır. Bu bilinç onlarda da varolduğuna göre hayatta kalma arzusunun bizi bilinçlendirdiğini söylemek saçma olmaz. Bir maymunsu kurbanı olduğu aslana taş atmayı öğrendiği an artık diğer hayvanlardan farklı bir varlığa dönüşmüştür ve kurbanlığı da sona erer. Ancak bunun için o taşı kavraması gerekli ve bu ise yaşayanların ortak niteliği olan avcılığının sonucudur diyebiliriz. Artık onun Bizdeki aklın ve duygunun da onlardan o şekilde geliştiğini varsaymak doğamıza daha yakındır belirsiz bir karanlık gizeme gömmektense. Çünkü akıl o denli gizemli değildir sürekli gelişen bir olgudur ve gözlem ile pratiğe dayalıdır. İnsanın 4. boyutu algılayan güdüleri onda zeka olarak görülüyor ve bu sayede başını gökyüzüne çevirebiliyor. Ama dediğin gibi onun zekası bile doğanınki ile kıyaslanabilecek düzeye erişemedi. Hiç bir varlığın da erişemez çünkü onun parçası. Parça bütünü kapsayamaz. Belki de sonsuz boyut var ve tüm olasılıklar aynı anda gerçekleşiyor ancak biz sadece bizi ilgilendiren kısmını anlayabili
yoruz. İşte bu nedenle de algımızı hazır bilgiye ya da biçimlendirilmiş varoluşlara göre değil, sonsuz çeşitliliğe ve önyargısız araştırmalara vermeliyiz. Binlerce yıldır bu böyle kabul etsek de etmesekte bundan sonra da hem de daha fazlşasıyla böyle sürecek görünüyor. Evren bizim çizdiğimiz sınırların içine sığmayacak ama anlamak için küçük hileler yapmayı sürdürsek de onun son bilgi olmadığını bilmeliyiz. Modelimiz artık açık olmalı kapattığımız evren değil biz oluruz çünkü. Derim ben.
Aton
 
Yaw ben sana demedim onu neden bana takıldın ki sana söylemediğim bir cümleyi alıp saldırıya geçiyorsun derdin ne senin. Hata bende ki senin gibi insanlarla konuşuyorum demek ki.
Somut dünya neyin kanıtı kendinden başka. Somut dünya senin soyut Put unun mu kanıtı bi git yaa. İyi atıyorum bulog diye bir şeyin de kanıtı o zaman uydur uydur sonra dünya onun kanıtıdır de hiç bir şey bilmeden oh ne ala düşünce sistemi. Kendinden başka hiç bir bilgiye ihtiyacı yok. Allah dedin iş bitti her şey onun kanıtı oldu. Ayrıca evrenin varoluşu ile sevgi arasında ne alaka kurdun iki dakkada işine öle gelince? Sen düşünceyle somut gerçeği de karıştırmışın birbirine çattık senin akıl problemlerinle uğraşacaz anlaşılan. Sevginin somut kanıtını buradan göstermek biraz zor çünkü tensel yakınlaşabilme durumunun mevcudiiyetiyle pekala somut olarak kanıtlanabilse de sen Tanrıyı herhangi bir biçimde Dünyanın bir yerinde gösteremeyeceğinden yine pek bir şey söylemiş olmadın.
Soyut olduğunu mu kanıtlayayım? Sen iyice şizofrene bağladın bence geissler uğraşamam seninle soyut olan bir şeyin soyut olduğunun ispatı ilahi olmasından bellidir ztn git kendinle uğraş saçmalıklarına cevap verecek kadar aklımı yitirmedim henüz. Hayret bir şey yaa akılsızlığı ve negatif zekayı düşünce diye yutturacaklar illaa. Git hangi hayalini ve rüyanı kurgusal tanrın yapacaksan yap ve tap beni ilgilendirmiyor artık saçmalıkların bu ne nedir yaa geissler in harikalar diyarıyla uğraşıyorum.
 
eğer benim inandığım tanrı soyut değilse, ben sadece soyut olduğuna inanmıyorsam buna göre yazarım ve ben kendi tanrımı tanırım sadece...

"Hartshorne Tanrı 'nın bir soyut bir de somut iki yüzü olduğunu söyler. Soyut niteliğiyle Tanrı, mutlak, etkilenmez, erişilmez ve değişmezdir. Somut yanıyla ise etkilenir ve değişir. Tanrı bu iki niteliğinde de yetkindir. Ancak bu yetkinlik klâsik Teizmdeki gibi değildir. Oradaki yetkinlik değişmeyen donmuş bir yetkinliktir. Buradaki yetkinlik değişir, ancak bu değişme tanrısal bir değişmedir. Yani yetkinliğe doğru değil, yetkinlik içinde bir değişmedir."

ben bu adamın söylediğine inanıyorum ve sen bana "soyut tanrınız" dediğin zaman ben sana itiraz ediyorum dünyanın somutluğunu kapsayan bir tanrıya inanıyorum ve buna göre yorum yapıyorum...

bunlar benim tanrımın kanıtıdır falan demedim ben kanıtlanacak bir şey değil bu ve onikinci kez söylüyorum inancını nereye yönlendirdiğine bakar...
 
Nedir o? Açıkla öyleyse. Madem somut açıkla. Hem Tanrı hem de somut diyorsdun. Açıklayamazsan somut olmaz. Etkisini ve yetkinliğini göstyeremezsen de Tanrı olmaz. Açıkla o zaman.
 
bak bana açıkla diyorsun ama benim inandığıma göre bu insanın açıklayabileceği bir şey değildir ve inançların sınandığı bir hayat var der benim inancım burada inançlar sınanır ve insanlar birbirinden ayrılırlar sen bana böyle bir ortamda bunu açıkla dersen yada tanrı kendini açıklasın dersen bu sınama hayatının anlamı olmaz değil mi hep kendi açından bakma benim açımdan da bak biraz...
işte insanları sınayıp ayırmak isteyen bir tanrı var neden ayırmak istiyor diye sorabilirsin nedenini ben bilemem ve çok çok eskiden anlatıldığını düşündüğün için cennet ve cehennem sana bir masal gibi gelebilir...
bu açıklanacak bir şey olamazdı anlamıyor musun bu yönelmeyi kendi aklınla yapman gerekirdi bir mucize görsen hemen tanrının varlığına inanırsın ya işte bu da öyle dünyada yıllardır oynanan bi oyun bu tanrı buna hiç müdahale etmiyor insanlara izin veriyor biri bunu seçsin biri de bunu seçsin diye insanlara akıl veriyor insanlar doğaya hiçbir faydası olmayan şeyler yapıyorlar ve yaşadıkları müddet içinde de kısacık müddet içinde de bir ego ve inanç arasında gidip gelen düşüncelerini izliyorlar sonsuza kadar bu böyle gidiyor işte insan dünyada fazla mutlu da olamıyor mutluluğu kısa sürüyor bir şeyler bekliyor yüzünü gökyüzüne çevirip bakıyor, bu bakışın bir anlamı olmalı ama bunun nedeni bir korku olmamalı diyor ve sonra yüksek binalar yapıp ölüyor...öldükten sonraki sınırsız hayata inanmak da yok olma korkusunun sonucu sayılmamalı eğer öyleyse insan neden bilinç kazanıp da tanrıyı düşünmeye başladı diye soruyorum sana, biz doğada kendiliğinden varolan varlıklarsak eğer ve öldüğümüzde herşey bitecekse bu oynadığımız oyunun ne anlamı var bana bunu söylesene burda doyumsuz bi varlıktan bahsediyoruz bu varlık neden doyumsuz oldu neden diğer hayvanlar gibi kalmadı neden doğa bu varlığı böyle doyumsuz yaptı ve başıboş bıraktı...
sana milyonlarca soru sorabilirim hep inanmayanlar inananlara sorar zaten bu kural mıdır nedir tersi hiç olmaz bunun...inananlar hep savunma halindedirler hep savunurlar...
 
Aton demiş ki:
cesareborgia küçük hesaplar peşindesin adam gibi konuşacaksan konuş ki cevap vermeye tenezzül edeyim. Kıvırma nerede orda takıntılı mısın? Evet bir kanıtın yoksa söylediğin şey mevcut değildir.

İlla örnek verecez anlamamazlıktan geliyonuz ya da gerçekten kafan çalışmıyor.

1.Bir kanıtın yoksa söylediğin şey de mevcut değildir.

Örnek: toromonyok vardır. Kanıt: Toromonyok un varlığına dair hiç bir kanıt bulunamamıştır.
Sonuç:Kanıtlara dayanarak söylenebilir ki Toromonyok diye bir şey yoktur.

2.Kanıtlanamayan bir şey zannedilen şey değildir.

Örnek: Her şeyin yaratıcısı olan 'morlag' (Tanrı örneği) birdir ve her yerdedir.

Kanıt: Morlag ın varlığına dair hiç bir somut kanıt bulunamamıştır.

Sonuç:Kanıtlara dayanılarak Morlag ın varolmadığı anlaşılmıştır. Bir şey yoksa yoktur. Olmayan bir şeyin olmadığını kanıtlamak mümkün olamaz bu akılsızlıktır. Sonsuz sayıda varolmayan şey ortaya atılıp olmadığı kanıtlanamayacağından varsayılamaz. (Çünkü bir kanıtı yoktur) Bu durumda Morlag ın her şeyin yaratıcısı ve her yerde olamayacağı da varolmadığından dolayı anlaşılmıştır.

Dip not: A) Gopur var mıdır nedir olmadığını ispatlayınız.
B)kliıumyotguyopirtilkop nedir varolmadığını ya da varolup olmadığını kanıtlarla açıklayınız. Açıklamasanız da olur ancak olmadığını ispat edemezseniz ona inanan çıkabilir (cesareborgia) dikkat ediniz. Ayrıca sonsuz sayıda varolmayan şey ortaya atılabileceğinden cesareborgia ya çok dikkat ediniz her şeye inanabilir onu koruyunuz. :)

Hay allaam yaaa!! (Evt evt bir allah varolmalı bunca mantıksız akla çare bulabilecek)

Ben sana bir örnek vereyim o zaman

Diyelim ki sen bir adamı 10. kattan atarak öldürdün ve ortada kanıt bırakmadın.
Ölen adamın ölümünün cinayet olduğuna dair kanıt bulunamamışsa,cinayet değildir diyebilirmiyiz.
 
bu nedenle de kendi yaratılışını ve yaratıcısını bilemez sadece inanıp inanmamayı seçmeyi bilir...
haydi burda kapansın konu sonsuzluk tartışılsın artık yeterince dağıttık zaten...
 
Cinayet ölüm ile alakalıdır. Benim söylediğim ise Tanrı ile. Her şeyi birbirine karıştırıp kavram çatışkısıyla felsefe yaptığını mı sanıyorsun. Ne ilgisi var şimdi çok mu düşündün bunu?
Üstelik ewt :) Yasalara göre eğer kanıt bulamadıysan onu 10 .kattan atmamışımdır ve cinayet değildir. Çok saçma konuşuyosun. Şöyle diyelim eğer o adamı öldürdüysem kanıt da bırakmışımdır. Tüm kanıtları yok edebildiysem ki o zaman onu öldürmedim diyebilir ve yasal olarak da bunu kanıtlar ve böylece cinayet olmaktan çıkartırım. (Demek ki öldürmemişim) Bu durumda o adamı öldürdüğüme dair düşünce ise sadece bir varsayım olur ve varsayım kanıtlanamıyorsa ısrar etmek kişinin kendi paranoyasıdır gerçeği yine bağlamaz.(Yasaları da tabi) Anlayabiliyor musun yoksa tekrar mı anlatmam gerek bunu da :))
 
Mesele orada zaten. İnanmanın getirdiği tehlike orada; inanana göre inanmayan yanlış. Fakat ''inanç sınanıyor'' dendiği anda şu önerme giriyor işin içine; kim bu sınamanın otoritesi? Kendisine inanmayanları cezalandıran bir varlık mı? Benim inancımın ya da düşüncemin senin inancın ya da düşüncenden daha farklı olması dışında daha aşağı, kötülenecek ve genel anlamda ''sapkın'' olabilecek bir yönü yok. İnanç özneldir, ve öznel olduğu sürece de, nesnel anlamıyla kullanılabilecek bir kelime değil; sen ona inanırsın, ben buna inanırım. Görüşlerimiz ayrıymış, ama inanmakta serbest ol, ve bana da aynı hakkı ver. İnacının temeli sorgulandığında da savun doğal olarak; o senin inancın, senin prensibin, savunmayacaksan zaten kendin de bir şeye inanmayıp sırf diğerleri inanıyor diye peşinden gidiyorsun demektir. Savunmak en doğal hakkındır. Fakat propagandasını yapmak, karşındakilere saygısızlıktır; ''Ben agnostiklere saygı duyma gereği duymam'' dediğin anda kendi inancına gösterilecek bütün saygıyı kaybedersin; kendi üstünlük kompleksine ve inandığının mutlak doğru olduğuna dair inancın zaten seni batıran, yobazlaştıran şey olur. Bilmem anlatabiliyor muyum; aynı durum benim için de geçerli, Aton için de, ne bileyim işte, buraya yazan herkes için de. Tabii ki savunacaksın ve tabii ki ben de savunacağım. İşin sonunda ne sen benim inancımda oynama yapabilirsin, ne de ben seninkinde; öznel çünkü, ve bizim doğrumuz; nesnel doğru olmayabilir, ama öznel doğrularımız bunlar.

Dolayısıyla, ana konuya bağlarsak... Sonsuzluğu bir süreklilik olarak alırsak, sonsuzluk kavramını sadece o olarak almalıyız; sonsuzluk. Sadece orada. Anlamı olması gerekmiyor, sadece var. Orda.
 
Aton demiş ki:
Cinayet ölüm ile alakalıdır. Benim söylediğim ise Tanrı ile. Her şeyi birbirine karıştırıp kavram çatışkısıyla felsefe yaptığını mı sanıyorsun. Ne ilgisi var şimdi çok mu düşündün bunu?
Üstelik ewt :) Yasalara göre eğer kanıt bulamadıysan onu 10 .kattan atmamışımdır ve cinayet değildir. Çok saçma konuşuyosun. Şöyle diyelim eğer o adamı öldürdüysem kanıt da bırakmışımdır. Tüm kanıtları yok edebildiysem ki o zaman onu öldürmedim diyebilir ve yasal olarak da bunu kanıtlar ve böylece cinayet olmaktan çıkartırım. (Demek ki öldürmemişim) Bu durumda o adamı öldürdüğüme dair düşünce ise sadece bir varsayım olur ve varsayım kanıtlanamıyorsa ısrar etmek kişinin kendi paranoyasıdır gerçeği yine bağlamaz.(Yasaları da tabi) Anlayabiliyor musun yoksa tekrar mı anlatmam gerek bunu da :))


Tüm kanıtları yok edebildiysem ki o zaman onu öldürmedim diyebilir ve yasal olarak da bunu kanıtlar ve böylece cinayet olmaktan çıkartırım. (Demek ki öldürmemişim) Bu durumda o adamı öldürdüğüme dair düşünce ise sadece bir varsayım olur ve varsayım kanıtlanamıyorsa ısrar etmek kişinin kendi paranoyasıdır gerçeği yine bağlamaz.

Gerçek: Adamı öldürdüğün ve kanıtları yok ettin.

Varsayım: Senin adamı öldürdüğünü düşünmem.Ancak kanıt bulamamam.

Sonuç :Kanıt bulamadığım için varsayımım yanlış.Hatta ben paranoyağım.

Gerçek ve sonuç çelişti.
yok yok anlatma tekrar ben anladım :D
 
Geri
Üst