Macmull Custom Guitars

thomann'daki fiyatları 3600 euro ile 5500 euro arası değişiyor. Bu tür gitarların alıcı kitlesi; gitarları, orijinal vintage stratlar ile kıyasladığı için bana fiyatları makul geldi. paran olsa alır mısın diye sorarsan, marka takıntım olduğu için almam. Keşke sadece gitarın hissiyatına ve tonuna bakıp alan biri olsaydım, maalesef o ben değilim -o parayı veriyorsam o sapta "fender" yazacak kardeşim 😀 -
 
thomann'daki fiyatları 3600 euro ile 5500 euro arası değişiyor. Bu tür gitarların alıcı kitlesi; gitarları, orijinal vintage stratlar ile kıyasladığı için bana fiyatları makul geldi. paran olsa alır mısın diye sorarsan, marka takıntım olduğu için almam. Keşke sadece gitarın hissiyatına ve tonuna bakıp alan biri olsaydım, maalesef o ben değilim -o parayı veriyorsam o sapta "fender" yazacak kardeşim 😀 -

Ben bir gitar için 5000 Euro bütçe ayırsaydım aklıma gelecek olan marka fender olmazdı herhalde. 😀 Yazının sonuna kadar her şey yolunda gidiyordu da '' sapta Fender yazacak'' deyince vizyon yere düştü. 😄
 
Konuyu açalı iki seneden fazla olmuş. Köprünün altından sular akıyor tabi. Strat ve telecaster hakikaten bu işin fast food'u. 'Düzgün' yapması en kolay gitar türlerinden. Düzgün ölçüler ve tolerans, kalburüstü kalitede ağaç, kalburüstü hardware bitti gitti. Gerisi icracının çapına kalmış. Kendi adıma 3000 eur bile markadan bağımsız geleneksel bir strat veya tele için çok. Yoksa Tao T-bucket de telecaster...
 
Bence sizin de dahil çoğu insanın kaçırdığı fakat çok temel olan nokta şu. Fiyatı ne kadar kolay yapıldığı belirlemiyor. "Iyi" dediğiniz stratların piyasada ne kadar fazla olduğu belirliyor. Şöyle bir çıkın, muzik dukkanlarını dolaşıp bakın, kaç tane "iyi" strat bulabiliyorsunuz. Ok denebilecek iş görecek belki çok ama şöyle gürül, heh budur falan dedirten çok değil. Bu sebeple ben strata şu para verilmez bu para verilmez muhabbetlerine hiç katılmıyorum. Prs private stock falan mevzuna gelince geçmişte edindim, çikardım elimden, günün sonunda yıllardir elimde olan stratım telem kaldı. Basitçe bana sound ve de enstruman olarak daha fazla konuşuyor. Benim gibi dusunen bir insan çok nadir rastlayacagi iyi bir strata varsa durumu 5 de verir 10 da verir 😀

Konuyu açalı iki seneden fazla olmuş. Köprünün altından sular akıyor tabi. Strat ve telecaster hakikaten bu işin fast food'u. 'Düzgün' yapması en kolay gitar türlerinden. Düzgün ölçüler ve tolerans, kalburüstü kalitede ağaç, kalburüstü hardware bitti gitti. Gerisi icracının çapına kalmış. Kendi adıma 3000 eur bile markadan bağımsız geleneksel bir strat veya tele için çok. Yoksa Tao T-bucket de telecaster...
 
Son düzenleme:
Bence sizin de dahil çoğu insanın kaçırdığı fakat çok temel olan nokta şu. Fiyatı ne kadar kolay yapıldığı belirlemiyor. "Iyi" dediğiniz stratların piyasada ne kadar fazla olduğu belirliyor. Şöyle bir çıkın, muzik dukkanlarını dolaşıp bakın, kaç tane "iyi" strat bulabiliyorsunuz. Ok denebilecek iş görecek belki çok ama şöyle gürül, heh budur falan dedirten çok değil. Bu sebeple ben strata şu para verilmez bu para verilmez muhabbetlerine hiç katılmıyorum. Prs private stock falan mevzuna gelince geçmişte edindim, çikardım elimden, günün sonunda yıllardir elimde olan stratım telem kaldı. Basitçe bana sound ve de enstruman olarak daha fazla konuşuyor. Benim gibi dusunen bir insan çok nadir rastlayacagi iyi bir strata varsa durumu 5 de verir 10 da verir 😀

Selamlar, öğrenciliğimde 3 sene boyunca İzmir ve Ankara'da 'büyük' enstrüman mağazalarında çalıştım. Tamir/bakım için gelen müşteri gitarları da dahil olmak üzere en az üç basamaklısı Amerikan üretim olan aralarında butik markaların da olduğu, Masterbuilt ve Team Built de bulunan, farklı üretim yerleri olan (Amerika, Japonya, Meksika, Endonezya, Kore, Çin) yüzlerce strat ve tele türevi gitar tecrübe ettim. 'Heh budur'dan fazlasını dedirten, makul fiyat etiketlerine sahip gitar çok gördüm (bir kaç tanesine sahibim, Amerikan tokatlar geyiklerine falan girmeyeceğim hiç), kendim doyunca etrafımdaki insanları haberdar edip nispeten uygun fiyatlara çok iyi Strat ve Tele sahibi olmalarına vesile oldum. Kanıt isterseniz belki sunabilirim.

İsteyen istediği gitara istediği parayı versin, beni ilgilendirmez, hatta hobisine tutkusuna yatırım yapan insana saygı duyarım, konumuz bu değil. En baba Strat'ta ya da Tele'de (markadan bağımsız) 3000-4000-5000 euroluk bir malzeme, işçilik ve sound yoktur. Konfor vardır, görsel haz vardır, tarihi değeri vardır, ağacı nadirdir, gitar idolünüz de aynısından çalıyordur, ortak noktanız olsun istersiniz, çıkardığı sesi beğenirsiniz vs. vs. gibi tonla kişisel sebepten dolayı o paraları gözden çıkarırsınız (özeleştiri: benim de çıkardığım oldu), o ayrı iş. Bu gitarlar, tasarım itibariyle bugün cebinde üç beş parası ve garajı olan insanların yapmaya teşebbüs ettiği ilk gitar olacak kadar ilkeldir, basittir.

Fiyatı aslında tam olarak ne kadar kolay yapıldığı, ne kadar kolay 'akıl edildiği' belirliyor. İyi gitar 'arz'ında problem yok, parayı basan herkes Ken Parker'a, Jens Ritter'e, Uli Teuffel'e, Dieter Muller'e ve tonla sağlam yapımcıya gayet high-end bir gitar yaptırabilir, sıraya girer, bir kaç seneye çalarsınız. Bu adamlara 'neden bu kadar pahalısın' diye sorarsanız 'ya biliyorsun, güzel gitar pek yok ortalıkta, e ben de güzel yapıyorum o yüzden kol gibi dayıyorum fiyatı' demeyecektir. Macmull'a ya da Fender'e sorarsanız belki diyebilirler ama.

146201 eklentisini görüntüle146202 eklentisini görüntüle
 
Son düzenleme:
Katılmıyorum.
Dediğim gibi, fiyatı talep ve arz belirler. Uretimin kolay ya da zor olması muşteri için detaydır. Arz da bahsettiğim gibi sizin belirttiğinizin aksine, iyi strat için fazla değil.

Muzik mağazasında hikayeniz benim soyledigimi destekliyor.Bu arz fazla olsa idi yani çok ulaşilabilir olsa idi esinizi dostunuzu aramaniza gerek kalmazdı. Herkes istediği zaman gelip edinebilirdi.

Düşünme odağınızı kendi uzay kumenizden çıkarıp herhangi bir müşteriye genişletirseniz dediklerim belki daha anlamlı gelmeye başlar.

Kendi ozelinizde ise anlattıklariniz zaten, ok yani..
 
Katılmıyorum.
Dediğim gibi, fiyatı talep ve arz belirler. Uretimin kolay ya da zor olması muşteri için detaydır. Arz da bahsettiğim gibi sizin belirttiğinizin aksine, iyi strat için fazla değil.

Muzik mağazasında hikayeniz benim soyledigimi destekliyor.Bu arz fazla olsa idi yani çok ulaşilabilir olsa idi esinizi dostunuzu aramaniza gerek kalmazdı. Herkes istediği zaman gelip edinebilirdi.

Düşünme odağınızı kendi uzay kumenizden çıkarıp herhangi bir müşteriye genişletirseniz dediklerim belki daha anlamlı gelmeye başlar.

Kendi ozelinizde ise anlattıklariniz zaten, ok yani..
Bu arz talep elbette doğru da şunlar da var: Talebi belirleyen bir tek enstrümanın sesi değil. Fiyatın bir enstrümanın sesi üstündeki etkisi, bir yerden sonra marjinalleşiyor.

Fender Masterbuilt bir Strat'ı ele alalım. Eğer özel olarak malzeme istenmediyse kullanılan ağaçlar eldeki stoğun 'iyi' parçaları. Bu bence ne demek anlatmaya çalışayım. Ağaç yeterince kuru olacak, Çarpılma ihtimali (zaten bu tür seçilen stokta çok azdır) iyice azalsın diye suyunda abartılı dalgalanmalar olmayacak. Budak vs. olmayacak (Bu da yani işte. Köprü vs. monte edecekseniz altına budak gelsin istemezsiniz. Yoksa 'rustik' çam tele modası vardı bir ara mesela. Bu tabii gövde için. Sap ve tuşede bana denk gelse direk elerim). Mümkün mertebe hafif olacak. Kurt deliği, mantar vs. olmayacak. Fender'e gelen stok zaten çoğu zaman böyle stok. 'Bence' kısmını vurguladım çünkü ben hobiciyim. Belki luthier arkadaşlar için farklı bir anlamı vardır, bilemiyorum.

Masterbuilt Strat'ımız yine CNC'den çıkıyor bu arada. Sap taam böyle trraak diye otursun diye öyle yapıyorlar. Ben CNC kullanmıyorum. Bütün saplarım trak diye oturuyor. Bunu da takıntılı biri olduğum için yapıyorum. Yoksa benim diyen CBS öncesi strat'ı alın bakın, sapın iki yanına pena sokarsınız yüksek ihtimalle. İstisnalar çıkacaktır elbette. Yani bu sap oturumu ve ton etkisi tartışmalı.

Manyetik ve elektronik bağlantıları vs. hep elle yapılıyor.

Boya vs gibi şeyler için Masterbuilt bölümünün ayrı usta boyacısı var.

Setup vs, epey uğraşıyorlar.

Şimdi bunların hepsi epey güzel şeyler. Fakat işin garip kısmı bunların hiçbiri, eğer ses sizin için tek kriterse, elinize alıp da 'işte bu' diyeceğiniz bir strat yaratma garantisi sağlamıyor. Sizin için doğru strat standart bir amerikan seri olabilir, hatta meksika serilerinden biri olabilir vs. Elbette setup'ı vs. güzel yapılmış bir gitarın sesini beğenme ihtimali daha fazla. Ama aradaki fark kullanılan ağacın bilmemnesi olabileceği gibi örneğin manyetiklerin yüksekliğinin iyi ayarlanmış olması da olabilir. Hatta ne bileyim elektronik bağlantılarında bir lehimin içinde hafif hava kalması gibi aslen isteyerek yapılmamış bir hata dahi olabilir. Bu arada ek olarak Masterbuilt vs. gibi pahalı şeylerin oluşturduğu beklenti ve psikosomatik etkiler de var.

Söylemek istediğim şu: Arz ve talep belirleyici elbette ama Masterbuilt veya butik, arz edilen şey aslında ses olarak mükemmel strat veya tele arketipi değil. Zaten bu da pek mümkün değil. Aynı duymuyoruz ki? Bazı insanlar bende asla olmayan hassasiyetlere sahipler mesela. 'Bak bilmemne harmonikleri nasıl bişey bişey duydun mu vaaooww' diyor adam ben de yutkunup 'Çok fena şey olmuş abi' deyip geçiyorum. Yanisi Fender'in Masterbuilt vb. gibi pazarlama tekniklerinde iyi kalite malzemeyle yapılmış, üstüne ciddi miktarda ABD piyasası işgücü bedeli katılmış basit bir enstrüman ile birlikte katma değer olarak başka tatminler (statü, nostalji o bu) alınıyor. Hatta herkes olmasa da bu pazarın müşterisinin geneli için talep edilen de aslında o. Buna da hiçbir itirazım yok.

Başka bir şey. Yukarıda Tao örneği verilmiş mesela. Tao gitara yatıracak param olsa bunu biraz da bir sanat eserine yatırıyor gibi düşünürüm. Deimel miydi neydi offset gitarlar üreten butik bir Alman üretici var mesela. Bir serisi vardı, karısı sanıyorum üstüne ilustrasyonlar çiziyor gitarların. Şahane. Tablo gibi.

Neyse diyeceğim bu kadar. Şimdi ben bunu yazdım ya ortalık Masterbuilt tokatlayan Meksika strat dolar.
 
Katılıyorum yazdıklarınıza genel olarak.
CS ve masterbuilt e mesela benim yönelmemde şöyle bir olay var. Ben bu arada magaza bağlantısı vs olan değil standart tuketiciyim.

1-Sap profili. Standart uretim hiçbir serinin profili bana uymuyor. Kalın ve finish itibarı ile kaygan sap olmalı. Sanırım sırf bu kriter ile %90 ı elemiş oldum ve aşağı yukarı sadece CS stratlar seçenek olarak kaldı

2- Yuksek akustik, titresim. Calarken karnı gıdıklayacak kadar titreşim bence olmalı high end bir strat ya da telede. Elendi mi kalanların %70-80 i.

3- Manyetik.
Yani manyetiğin etkisini eskiden daha az diye dusunurdum ama hakkaten bu fikrim ciddi ciddi değişmeye başladı son zamanlarda edindiğim tecrubeler ile.. Misal Josefina sarımı manyetiklerde farklı bir olay var ve ben bunu direk duyabiliyorum .Ve belli bir durum için de istediğim de tam olarak o yani..Gitti mi kalanlarin büyük kısmı..

Yani gitardan gelecek statu vs pek umrumda değil ve konu dışı benim durumda. Olay aradığım şeyin piyasada pek olmaması.
 
Son düzenleme:
Ben bir gitar için 5000 Euro bütçe ayırsaydım aklıma gelecek olan marka fender olmazdı herhalde. 😀 Yazının sonuna kadar her şey yolunda gidiyordu da '' sapta Fender yazacak'' deyince vizyon yere düştü. 😄
adamlar orijinal vintage tele ve stratları kopyalamaya çalıştıkları için sapta "fender" yazacak dedim. VINTAGE gitar diyince aklına PRS PRIVATE STOCK geliyorsa başkalarının vizyonunu yargılayacağına kendi vizyonunu bi gözden geçir derim.
 

Geri
Üst