Kesinlikle katılıyorum, armonik ritim konusunda özgürüz ama bir noktaya kadar. Bir ölçü içindeki akor değişim noktalarını Melodik ritimle uyumlu olarak bölmek lazım. Buna dikkat edilecek şekilde dilediğin kadar akor sıkıştırmak mümkün. Öte yandan, Melodiyi bir sürü akor doldurup boğmamak da lazım bazen minimalist yaklaşımlar daha iyi sonuç veriyor. Bazen de minimal yaklaşayım, her ölçüye bir akor yazayım derken o ölçü illaki akor değiştirmeye itiyor ve birden fazla akor kullanmak gerekiyor.(aslında bu da aşılabilir daha geniş akorlara). Genelde kulaktan anlıyorum. Tabi benim bu düşüncelerim jazz'a göre çok basit kaçar.Armonik ritm (bir ölçüde akorların payına kaç vuruş düştüğü...) popüler müzik açısından önemli bir unsur. Şarkı formunun farklı yerlerinde farklılaştırmak, monotonluğu kırmayı sağlıyor ve şarkının hikaye anlatma" çabasına yardımcı oluyor. Örneğin A kısmında her bir akor ölçü başına iki kere çalınıyorsa, B veya nakarat için bunu 1 veya 4 yapmak vs... düşünülebilir. Elbette "noktalı" vs olarak da bölünebilir o ritm.
Eğer şarkı boyunca hem akorlar hem de armonik ritm aynı kalırsa, çok büyük ihtimalle son derece sıkıcı bir şarkı ortaya çıkmıştır. Bunun istisnaları var elbette (mesela All Along the Watchtower...), ama genellikle sonuç Fabrika Kızı veya Akdeniz Akşamları oluyor🙂 Herkes Bob Dylan olamaz çünkü.
İnsanlar ne yaptığını bildiğini müddetçe sıkıntı yok aslında, ama genellikle tecrübesizlikten dolayı farkında olunmadan yapılıyor bu hata. İsteyerek öyle yapmıyor kişi, ne yaptığını bilmiyor zaten🙂
Klasik müzikte bu sık sık kırılabiliyor tabii, o ayrı bir mesele.
Son düzenleme: