Sizin mesajı da okuyunca aklımda şimşek çaktı 👍
Buradaki karmaşanın temel nedenini sanırım buldum.(yanılıyorsam düzeltin)
Şimdi F akorundan Em akoruna olan geçişte tansiyon düşümü /çözülme hissi Em-->Am geçidinden çok daha iyi. Bu nedenle F-->Em geçişi yapılınca progresyon sanki bitiyor gibi oluyor. Öte yandan da Kulak Am ye gitmek istiyor(Çünkü progresyon Am-G.... Şeklinde başladığı için).
E tabi coğrafyanın da etkisi var sanirim. Çünkü Sektörde am g f Em yürüyüşüne bir de E Kürdi melodi oturtuyorlar ve Tam da melodi E sesinde çözülürken Em akoruna denk getiriyorlar. Böyle binlerce şarkı var. Kulak bunları duyuyor tabi surekli...
Al sana tonal merkez e notası gibi geliyor.
Müzisyenler arasında mi kürdi akor yürüyüşü değince Hemen hemen herkes am g f Em basar. Ama anladığım kadarıyla bu yürüyüşe kürdi/phyrgian diyen tek biziz.
Batıda phyrgian deyince adamlar daha farklı birşey anlıyorlar.
Am/E - Dm/E - E. Şeklinde falan düşünüyorlar akorları. Arkadan pedal ses E veriyorlar falan mesela... Am G F Em değil hani olay galiba.
Bahsettiğiniz şey, modal (makamsal) müziği çok seslilik zeminine oturtma çabasının bir ürünü.
Evet, modal akorlar "triad over bass notes" (bas notası üzerine farklı triadlar) şeklinde çalınıyor. Gitarist Frank Gambale'nin Improvisation made Easier isimli kitabındaki modal doğaçlama mantığı da budur. O kitabın dijital kopyası var internette yaygın olarak, ona da bakabilirsiniz.
Makamsal müzik dediğimiz şeyin esası armonik (dikey) zenginlik değil, o makam içerisindeki "seyir" ile belli bir duygu yaratmak olduğu için, akorlarla izah edilmesi aslında böyle bir tuhaflık yaratabiliyor.
Ama bence siz bu bahane ile çok önemli bir şeyi keşfetmiş oldunuz. "Fonksiyonel armoni" denilen şeyle modalitenin neden farklı olduğunu artık daha iyi görüyorsunuzdur diye düşünüyorum. Modalitenin esası, tansiyon ve çözülüş DEĞİLDİR.
O nedenle de, sağda solda yazılan IIm7=Dorian filan gibi eşitliklerin neden tuhaf olduğunu şimdi daha iyi anlarsınız. IIm7 dediğimiz akor, hareket edip V7 akoruna veya I. derece akoruna dönmek ister. Fonksiyonel armoni içerisinde anlam kazanır; I. derece akorunun "emrindedir".
Oysa modal yapıdaki akorlar bu duyguyu üretmezler. Onların amacı, modaliteyi yansıtacak şekilde sesleri sunmak, o makamın duygusunu üretecek arka planı oluşturmaktır.
Rock müzik içerisinde de bunu en iyi kullanmış kişi Satriani'dir bu arada. "Flying in a Blue Dream" bu anlamda bir tür prototip gibidir mesela.
Not: Am-G-F yapısı pek çok şekilde bir yere bağlanabilir. Ben mesela, Am-G-F-F şeklinde F üstünde kalmayı da tercih ederim. Ya da dominant dereceye dönmek için
Am-G-F-G da yaparım. Bunları inceledikçe kendi tercihlerinizi yapar hale geleceksiniz.