euphrates demiş ki:
aLt_GeCiT demiş ki:
Tabiki amatör türk rock gruplarının ingilizce şarkı söylemesi gerekmiyor.ama radyo hacettepe=yabancı müzik yayını yapan yerel radyo,ben de radyo yönetimi diil sadece programcı olduğuma göre bu durumu değiştirmem pek olası görünmüyor.ama amatör gruplara yer vermeyi gerçekten çok isterim.şimdilik sadece formatı radyoya uyan gruplara yer verebilicem üzülerek belirtiyorum.umarım ilerde tükçe bestelere de yer veririz diyorum.bi de ilk yazımdan "rock müzik ingilizce olmalı" gibi bir sonuç çıkarılmasını da ilginç ve yaratıcı buldum doğrusu.
Şimdi, sen benim sorularımı cevaplamamışsın.
Diyorsun ki, Radyo Hacettepe sadece yabancı müzik yayını yapar. Benim bu konudaki sorum; sen hiç radyo yönetimine amatör grupları tanıtacağım bir programda Türkçe müzik yapabilir miyim diye sordun mu? Onlar da hayır yapamazsın diye diretti mi? Zaten radyo yönetimi Türkçe'ye bu kadar karşı olsa DJler de İngilizce konuşurdu değil mi?
😀
Bu son yazdığım size aptalca ve çocukça gözükebilir ama lütfen bir daha düşünün.
Son olarak; ilk yazından rock müzik türkçe olmalı diye birşey çıkarmadım. Ama isteseydim bu sonuca kolaylıkla varırdım
😀
Eğer ortada bir "yanlış" varsa, bu yanlış senin değil merak etme. Daha yukardakilerin. Senin belki diretmeme gibi küçük bir eksiğindir bu konudaki rolün.
Kimsenin yanlış anlaşılmaması dileğiyle
euphrates demiş ki:
Şimdi, sen benim sorularımı cevaplamamışsın.
Arkadaşlar,
Ben kendi adıma cevap vereyim. Hatta utanmadan Ayşe'nin adına da cevap veriyor olacağım, çünkü yapmaya çalıştığımız şey aynı. İkimiz de Radyo Hacettepe'de
programcıyız, yönetici değil. Bu birincisi. Sorulara cevap vereyim, sonra kendim de birşeyler ekleyeceğim;
euphrates demiş ki:
Diyorsun ki, Radyo Hacettepe sadece yabancı müzik yayını yapar. Benim bu konudaki sorum; sen hiç radyo yönetimine amatör grupları tanıtacağım bir programda Türkçe müzik yapabilir miyim diye sordun mu?
Evet, bunu ben de diyorum, ve cevabım da nedenini bilmediğim, anlayamadığım şekilde kimsenin anlamak istemediği kadar net.
Evet! Ben, bizzat radyo yönetimine gittim, ve "cover gruplarına programımda yer vermek istiyorum, bu mümkün mü?" sorusunu sorduğumda "yabancı sözlü olduğu sürece (yabancı söz demek İngilizce demek değil, isterse Rebel'ce olsun) mümkün" cevabını aldım. Buraya kadar herşey tamam mı? Biliyorum, inanmayacaksınız, umursamayacaksınız ama, "Bir programda Türkçe müzik çalabilir miyim? Yayın akışına bir istisna koyamaz mıyız?" sorusunu da yönelttim, ama aldığım cevap değişmedi. "Onlar da hayır yapamazsın diye diretti".
Çok önemli bir nokta var, Radyo Hacettepe Türkçe'ye karşı değil. Eğer öyle olsa, onca diksiyon dersini almazdık, bir sürü zaman harcamazdık boş yere.
Bir örnek vereyim; İngilizce eğitim yapan bir üniversiteye girip, daha sonra "kahrolsun İngilizce eğitim, bu ne rezalet?" diye ortaya çıkıp, dersi veren hocaları protesto edip derse girmeyerek derslerin artık Türkçe verilmesini sağlayabilir misiniz? Eğer ki İngilizce eğitim görmek istemiyorsanız, oraya girmeyebilirsiniz, veya "İngilizce eğitim" kuralını uygulayan yöneticilerle iletişime geçer, şikayetini belirtirsiniz. Derste yırtınmanız, "hocam Türkiye'de yaşıyoruz!" diye haykırmanız hiçbirşey değiştirmez. Hacettepe Üniversitesi'nde okuyorum, bu anlattığım geçen hafta yaşadığımız bir örnek, ve sanırım buradakiyle de bire bir olmasa bile büyük ölçüde örtüşüyor.
euphrates demiş ki:
Eğer ortada bir "yanlış" varsa, bu yanlış senin değil merak etme. Daha yukardakilerin. Senin belki diretmeme gibi küçük bir eksiğindir bu konudaki rolün.
Kimsenin yanlış anlaşılmaması dileğiyle
Çok güzel. Çok insan bunu da diyemiyor. Kafanda soru işareti kalmasın, bizim de
diretmeme gibi bir eksiğimiz yok. Diretme gibi bir hakkımız yok en başta, ama denemedik de değil. Sadece bilin ki daha fazla denememiz halinde Türkçe müzik grupların faydalanamadığı gibi, artık yabancı sözlü müzik yapan grupların da faydalanabileceği bir grup olmayacak. Yani almıyor olacaksınız, ve biraz daha diretip, "kurallar çiğnenmek içindir" diye ortaya çıkmamız halinde de alana da mani olmuş olacağız elbirliğiyle. Sonuçta İkinci El Şarkılar'ı dinleyenler bilir, elimden geldiğince esnetiyorum koşulları; profesyonel 32 kanal kayıt istemiyorum. Radyo için çok iyi birşey olmasa bile "dinlenebilecek" her kalitede kayda yer vermeye çalışıyorum vs. Yani mesela bunlar benim "elimden geldiği ölçüde esnettiğim" şeyler, ama yapılan müziğin dili hakkında kurallar daha katı, yapabileceğim birşey yok.
Veddie demiş ki:
Tartışma yeri burası değil de neresi?Saçma salak bişey olma çabasında insanların gereksiz muhabbetleri.Ben almam alana da mani olmam!!!!!!
Arkadaşlar benim "Amatör cover gruplarının tanıtımı" başlığındaki yazımı sanırım okumadınız. Daha önce bu tartışmayı yaşadık, elimizden gelen birşey yok. En azından biz bir gün radyo yöneticisi olana kadar, üzgünüm... Eğer ki her birimiz de "Türkçe müziğe yer vermeyen radyoda programcılık yapmam, yapana da mani olmam" diye ortaya çıkarsak, hiçbirimiz hiçbiryere gelemeyeceğiz. Ayrıca şunu da atlamamız lazım; radyo yöneticisinde de bitmiyor iş bazen. Sonuçta bir üniversite radyosuyuz, ve rektörlük her zaman son sözü söyleme hakkına sahip. Bir de şu var ki, diğerlerini bilemiyorum, ama en azından Radyo Hacettepe bir evrim içerisinde. Yani 24 saat klasik müzikten, geldiğimiz noktayı gözden kaçırmamak lazım. An'a değil, sürece bakmak biraz daha iyimser bir tablo çizmeye yardımcı olabilir. Hem sizin -dinleyici olarak- hem de bizim -programcı olarak- çaba göstermemizle belki iki sene içinde çok şey değişebilir.
Sevgili Türkçe dostu Veddie; sanırım bu cümle -
"Saçma salak bişey olma çabasında insanların gereksiz muhabbetleri."- Türkçe, ama benim 'Türkçe'm yetersiz kaldı bu cümleyi anlamak için. Sürekli "yabancı sözlü" müzik çaldığımdan olabileceğinden şüphe ediyorum.
Euphrates gibi düşünen, suçun bizde olmadığına inananları dışarıda tutarak, diğerleri için şöyle bir şey söylemek istiyorum; en basitinden birkaç olasılık var diye düşünelim. Birincisi Deniz'in (geçen seneki bahsettiğim tartışmada yazmıştı o da benzer şeyleri, radyomuzun eski programcılarından kendisi), Ayşe'nin ve benim Türkçe müziğe karşı olmamız (ki ben Türkçe sözlü rock yapan bir grubun elemanıyım). İkincisi üçümüzün birden gelen şikayetleri umursamayıp dinleyiciye karşı tavır alarak radyodan "Türkçe sözlü rock yayını" talebinde bulunmamış olmamız. Üçüncüsü de, elimizden geleni yapıyor olmamıza rağmen gücün bizde olmaması nedeniyle istediğimiz yönde değişiklikler yapma yetkimizin bulunmaması. Bunlardan istediğinize inanabilirsiniz, karar sizin.
Son olarak da şunu söyleyeceğim;
lütfen köstek değil, destek olun. Yani "saçma sapan birşey yaptığımızı" değil de, elimizden geleni yaptığımızı düşünün, buna inanın lütfen, ve şikayetlerinizi buradan bize değil, doğrudan yöneticilere iletin. Biz de iletiyoruz tabii ki yönetime, ama bu hiçbir zaman yeterli değil.
Zamanınızı aldığım için özür dilerim, ama umarım açık nokta kalmamıştır, herşey kafanızda netletmiştir. Eğer ki durumla ilgili şikayetiniz varsa, bunu
[email protected] adresinden yönetime iletmeniz en doğrusu olur. Burada kimi arkadaşların kullandığı gibi saldırgan bir dille iletmeniz, genelde mesajınızın okunmaması, veya umursanmamasıyla sonuçlanır, mesajı yazan kişiyi tatmin dışında herhangi bir fayda sağlamaz.
Hoşçakalın...