Ars Longa

ars longa
l_9ef03cb5d97c0cc0ebb026d7cfd72917.jpg

ali sinan çulhaoglu-vokal gitar
berat işçioglu-bas
eser özdenoglu-gitar,klavye
eray demirsoy-davul

Ars Longa, 2005 yilinda Ali Sinan Çulhaoglu (vokal, gitar) ve Berat Iscioglu (bas) tarafindan kuruldu. Ikili ilk olarak Frekans Vol 1. albümünde yer alan Yarin Yarin isimli parcalariyla duyurdular isimlerini. Grubun son halini almasi ise Eser Özdenoglu (gitar) ve Eray Demirsoy'un (davul) katilimi ile 2006 sonunda gerçeklesti. Ars Longa bu tarihten itibaren Peyote basta olmak üzere Roxy, Balans, Studio Live gibi mekanlarda ve Radar Live festivalinde sahne aldi. Ilk albümleri için yazim ve demo kaydi asamasinda olan Ars Longa, 2007 Ekim'inde Voltaj Müzik tarafindan yayinlanan toplama albümde Gözyasi Sisesi isimli sarkilariyla yer aldi.

www.myspace.com/arslongamusic
 
Fatih Akın ‘Köprüyü Geçmek Reloaded’ı çektiğinde değil de Ars Longa'yı hemen tanımak için buyrun..Frekans vol.1'den ilk söyleşimiz vokal ve gitarda Ali Sinan Çulhaoğlu, basta Berat İşçioğlu ve davulda Sonat Karakaş'tan oluşan Ars Longa ile..


Ars longa vita brevis, "sanat uzun, hayat kısa". Neden ars longa diye sormayacağım ama neden sadece "ars longa" ?
Ars Longa Vita Brevis bir grup için en az Pretty Girls Make Graves kadar sıkıcı bir isim olurdu. Zaten bizi ilgilendiren de hayatın kısalığı değil sanatın uzunluğu. Bu sebeple sadece Ars Longa.

Ars Longa neler yaptı, neler yapacak?
Ars Longa, sitesinde (www.arslongamusic.com) paylaştığı üç şarkısının kaydı dışında Frekans’ın toplama albümü için Yarın Yarın’ı özel olarak kaydetti. Herhalde sonbaharın gelişiye birlikte grupların kendi bestelerini çalmasını destekleyen mekanlarda çalmaya başlayacaktır.

“Grupların kendi bestelerini çalmasını destekleyen mekanlar". Bu sözü biraz açsak?

Beste grubu/cover grubu ikileminde vaaz verecek değiliz elbet, herkes neyin doğru ama nerede para olduğunu ve Enjoy The Silence’ı 650. defa dinlemek istiyorsa nereye gitmesi gerektiğini iyi biliyor. Bizim şarkılarımızı dinlemek isteyen de nerelerde çıkacağımızı az çok tahmin edebiliyordur.

Bir Ars Longa parçasından bir önce ve bir sonra neler dinlemeli?
Şarkıya göre değişebilir. Örneğin toplama albümde Clique, Ars Longa ve DDR şeklinde devam eden 15 dakika kulağa harika geliyor. Aslında msn’de chat yaparken dinlenmedikçe bir Ars Longa şarkısı pek çok farklı türde şarkıya uyum sağlayabilir, özellikle Zaman Beni Alsın uslu çocuktur, Cannibal Corpse ve Alexander Borodin’in arasında bile gıkını çıkarmaz.

İstanbul şehri herhangi başka bir şehirden farklı neler katar bir gruba, size neler kattı?
İstanbul’un kokusu şarkıların rifflerine ve liriklerine mutlaka yansımıştır. Bir insanın görebileceği her tür insan ve her tür yaşam biçimi var bu şehirde. Sınırları olmayan ve insanın bilincini temizleyebilen bir şehir burası.

Ama dünya ne zaman farkına varacak İstanbul’un tınılarının?
Fatih Akın ‘Köprüyü Geçmek Reloaded’ı çektiğinde. Açıkçası dünya bizi hiç bilmese de çok dert etmeyiz. İstanbul ve tınıları dünyanın farkındalığı olmadan da yeterince güzeller bizim için.

Bir soru da siz bizlere sorsanız? Cevabı da soruda olsa?
Ars Longa olarak Frekans Vol 1 albümünde en beğendiğiniz grubun kim olduğunu çok merak ediyoruz.

Soruları soran bizler olduğumuzdan asıl sizin en beğendiklerinizi sormaya hakkımız var. Sizce neler?

Kendi adımıza albümün sürprizinin Sepia’nın Sessiz Güneş’i olduğunu söyleyebiliriz.

Peki soruyu büyütsek, kimler, hangi albümler vazgeçilmezleriniz olmuştur?
Çocukluğunu 90’ların ilk yarısında yaşamış rock müzisyenleri olarak Metallica’yla olan gönül bağımız kolay kolay kopmayacaktır. Daha sonra tanıdığımız Nirvana, Oasis, Radiohead, Jeff Buckley, RHCP, The Verve, NIN, Smashing Pumpkins, Smiths ve elbette Beatles, Led Zeppelin, Pink Floyd gibi tekvin ediciler de her zaman kulağımızdalar.

Ars Longa'ya bu güzel söyleşi için çok teşekkürler..

www.arslongamusic.com (ufak bi süre kapalı)
www.myspace.com/arslongamusic
e-mail: [email protected]

http://themodernway.blogspot.com/2006_07_01_themodernway_archive.html
 
harika bir röportaj 😀

ars-longa-rulez.jpg


Uzun Uzadıya Ars Longa
Haber Tarihi : 17.08.2007
Ars Longa’nın yaptığı müziği beğenmemin yanında, kendileriyle görünmez bir arkadaşlık bağım var. Radyo Eksen’e geldiklerinde güvenliğin bile, “Şehnaz sanırım okuldan arkadaşların geldi,” demesi de bunun kanıtı olabilir. Neyse ki Eser, Eray ve Sinan oldukça samimi insanlar. Hissettiğimin tersi bir durumla karşılaştırmadılar beni.

Bu samimiyetlerini şarkılarda da yansıtıyorlar. Dinleyiciler parçalarını dinlerken huzur ve mutluluk hissediyormuş. Halbuki Sinan, o parçaların ortaya çıkışını zorlu iç savaşlarının şekillenmesi olarak görüyor. Sinan’ın huzursuzlukları, bize huzur veriyor.

“Ars Longa, Vita Brevis,” okuduğum bölüm olan Latin Dili ve Edebiyatı’ndan öğrendiğim ve nadir aklımda tutabildiğim deyimlerden biri. Grup, “Sanat uzundur, hayat kısa,” deyimini göz önüne alarak bu isme karar vermiş. “Siz ölseniz de sanatınız ve yaptığınız işler yaşamda kalacaktır. Sanatınız hayattanızdan daha uzun sürecektir,” diyen Sinan’ın Latinceye ilgisi Cnbc-e’de yayınlanan “Rome” adlı diziyle başlamış.

Grubun gitaristi Eser isim konusunda, “Aslında ismin tek başına çok önemi yoktur. İsim grubun yaptığı müzikle bütünleşirse güzel durur ve anlam bulur,” diyor.

Çok yeni sayılan fakat bu süreci oldukça iyi değerlendiren Ars Longa, 2005 yılında zincirleme tanışıklıklarla meydana gelmiş. Aslında her şeyin başı “A Fall For Stella” adındaki grupmuş. Sinan “A Fall For Stella”da gitaristmiş. Kendi çalışmalarına ağırlık vermek için gruptan ayrılmış. “A Fall For Stella” sayesinde Eser’le tanışmış vs. Sonuç olarak Sinan ve grup elemanları bu durumdan oldukça memnun. Çok iyi arkadaşlar ve Eser’in deyimiyle birlikte hayallerinin peşinde koşuyorlar.

Sinan: “Kesinlikle internetten eleman bulmadığımdan, hepsinin tanışıp rahat rahat müzik yaptığım arkadaşlarım olmasından dolayı çok mutluyum.”

Ars Longa öncesinde, barlarda çaldıkları ve müzik yaptıkları grupları varmış fakat hiçbiri Ars Longa gibi ciddi olmamış. Öğrenmek ve eğlenmek için o gruplarda yer almışlar diyebiliriz.

Onları kimi Peyote konserleriyle, kimi Frekans’tan çıkan toplama albümden, kimi de “myspace” sayfalarından tanıdı. İlk, Frekans’ın toplama albümüyle duyuldular ve ardından Peyote konserleri başladı. Onlar için Peyote’nin yeri çok büyük. Bu kadroyla, ilk Peyote’de DDR’yle konser vermişler.

Onlar, artık beste gruplarının öne çıkmasını hem mekan sahiplerine hem de artık insanların aynı cover’ları dinlemekten sıkılmasına bağlıyorlar. Bu durumda mekân olarak Peyote’nin çok büyük rolü olduğunu düşünüyorlar.

Sinan: “Peyote gibi bir mekân olmasa biz de cover yapacaktık. Audioslave değil de, The Smiths, Belle and Sebastian çalacaktık. Belki yine ayrı bir yer tutacaktık kendimize ama iyi ki Peyote gibi bir yer var.

Ars Longa şimdiden onları destekleyen bir kitle oluşturdu. Grubun kızar gibi konuşan bas gitaristi Eray, internetten gelen yorumların sahiplerinin hiçbirini konserlerde görmediğini, onların sadece internetten desteklediğini söyleyerek serzenişte bulunuyor.

Parçaların bestelerini Sinan yapıyor. Küçüklüğünden beri şarkı sözü yazarlarından etkilenmiş. Her zaman bir şarkı yazarı olmak istemiş. İlk başlarda kendini yazmak için zorluyormuş ve İngilizce yazmaya çalışıyormuş. Ama şarkı sözü yazarlığının pratikle geliştiğini söylüyor.

“İnsan yazdıkça alışıyor. Daha kontrollü oluyor. Neyin nerde olması gerektiğini farkediyorsun. Şu anda Ars Longa’da kullandığımız besteleri 2003 yılında yazmaya başladım. Şarkıların önceden hazır olması, Ars Longa’nın bu kadar çabuk ilerlemesinde etkendir. Besteler en baştan beri hazırdı zaten. Şu an yenilerini de yazıyorum. Söz yazarken duygusal olarak yükseldiğim bir anı ya da yoğun birşeyler yaşadığım anları kollamaya çalışıyorum. Müzikal olarak hep tetikteyim ama söz yazarken öyle değil. Sadece heceleri doldurmak güzel sonuç vermiyor.”

Önceden şarkıların her şeyini Sinan hazırlayıp gruptakilere gönderiyormuş. Şimdi şarkıların iskeletini oluşturuyor ve diğerleri de ek parçaları ekliyormuş.

Sinan: “Bence çok güzel oluyor. Çünkü herkes çok farklı müzik ve alt yapılardan geliyor. Bu yüzden herkesin eklediği şey, çok farklı bir yere götürebiliyor şarkıyı.”

Gruptakiler albüm çıkarmanın erken olduğunu düşünüyor. İlk başlarda, Sinan, şarkılarını plak şirketlerine verdiklerinde, şirketlerin üzerinlerine atlayacaklarını düşünüyormuş ama sonra öyle olmadığuını görmüş ve gerçek dünyaya iniş yapmış.

Sinan: “Gerçekler daha güzelmiş. Ben zaten bir grubum olsun istiyordum. Pişme süresi olmalı bir grubun. İlerisi için düşündüğümüz şey bizi iyi anlayabilecek ve bizimle iyi çalışabilecek bir prodüktörle albüm yapmak.”

Şu anki süreçten herkes memnun. Daha yaşamaları gereken çok şeyin olduğunu düşünüyorlar. Herkesin kafasında bir tablo var. Albüm teklifleri geliyor fakat onlar doğru zaman geldiğinde albüm çıkaracaklar. Kafalarında bir prodüktör var ve onla çalışmak istiyorlar. O prodüktör de bu durumu biliyormuş. Albüm için, Sinan 2008 baharı diyerek ön görüde bulunuyor.

Sinan: “Gruplarda böyle bir durum var. Çok aceleci davranıp, meselâ bir şarkıya kanıp, geri kalan şarkıları albümde olsun diye yapıyorlar. Dinleyici de artık bilinçlendi. MP3, internet vasıtasıyla kötü bir iş olduğunu farkedebiliyor yani. O yüzden iyi bir iş çıkana kadar bekleyip, öyle yayınlamak lazım. Sakin’i düşünürsek, onlar 6-7 yıllık bir grup, geliştirmişler kendilerini, şarkılar belli bir olgunluğa kavuşmuş. O hazırlık devresiyle, bence albüm hak ettiği yere gelecek.”

Ekim’de Doublemoon’un toplama albümünde “Gözyaşı Şişesi” adındaki şarkıları yer alacak. Bu onlar için bir basamak ve önlerinde kim bilir kaç basamak daha olacak?

Röportajın Vita Brevis Tarafı

Sinan Çulhaoğlu (giyar, vokal) : Marmara Sosyoloji mezunu. Yüksek Lisans’a başlayacak.
Eser Özdenoğlu (gitar, klavye) : İstanbul Üniversitesi Makina Mühendisliği’nde okuyor.
Eray Demirsoy (davul) : Yeditepe Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü’nde okuyor.
Berat Iscioğlu (bas gitar) : Maltepe Üniversitesi’nde okuyor.

• Gruptakiler sürekli birbirine tavsiye verir durumda. Son noktayı da sanki Eray koyuyor gibi. Onlar bu durumdan memnun. Eray, “Çatışmalardan iyi şeyler doğar,” diyor.

• Beraber sahne almak istedikleri gruplar: Teneke, Sehacan, Fungu, Grangulez, Pinhani.

• Doublemoon’dan çıkacak albümde ayrıca DDR, Fungu gibi gruplar da yer alacak.

• Sinan’ı etkileyen şarkı yazarları: Sezen Aksu, Onur Özdemir, Sinan Kaynakçı, Bülent Ortaçgil, Ece Dorsay, Harun Tekin, John Lennon, Paul McCartney, Noel Gallagher, Billy Corgan, Kurt Cobain, Jeff Buckley.

• Şu sıralar dinledikleri gruplar:

Sinan: “Beirut. Gruptaki tek Beirut seven benim. Nekropsi’nin yeni albümü çok güzel. Müzikal olarak da içerik olarak da siyasi göndermeleri beni çok etkiledi.”

Eser: “The Go Find. Dandanadan’ı ilk çıktığında aldım, dinledim, beğendim. Tatilde de yanıma almıştım. Şimdi çok çok daha iyi geldi. Pinhani çok ruhani. Sanki biz bir filmdeyiz ve o da bir soundtrack.”

Eray: “Yerden Yüksek ve Pinhani. Rise Against.”



Röportajı Yapan : Şehnaz Aygül

http://www.radioeksen.com/roportaj.asp?ID=32
 
kendileriyle ilgili bir konser yorumu
http://serdarcharliebrown.blogspot.com/2007/09/ars-longa-clique-19-eyll-aramba-peyote.html

STP60834.jpg


STP60837.jpg

Tesadüfler doğrultusunda zaten grup elemanlarıyla tanışıyorum. Aslında şimdi onlarla ilgili yazmak zor olacak ama samimi olmak şu an için en doğru olanı sanırım. Ars Longa'nın tarzı gerçekten çok sevdiğim bir tarz. Müzik konusunda hiçbir sorun yok. Fakat bir sorun var ki o da Ars Longa'ya bir türlü tam hakim olamadım. Myspace dışında kayıtlarını bulamadım. Eh yeni yeni dinlemeye başladığınız bir gruba sadece konserleri sayesinde ulaşıyorsanız ayda bir konserle gruba hakim olmak, şarkılara katılabilmek biraz zor. Üstelik vokali ön planda bir grup olduğu için şarkı sözlerini bilerek dinlemek önemli bir mevzuu. Neyse ki solist Sinan'ın net sesi konserlerde bu açığı kapatmaya çok yardımcı. Sahne performanslarında göze batan kötü bir yan yok ve naif duruşları da huzur verici. Konserleri gerçekten huzurlu geçiyor. Dün geceki de bunlardan biriydi. Son şarkıda(neden şarkının adını sorup öğrenmediysem sanki) Sakin solisti Onur'un da vokaliyle gayet güzel eğlendi insanlar.
 
rolling stone ekim
722B0FEF7EFD1D32B380D158b.jpg


mehmet tezin yazısından alıntıdır...
Bu sayımızla birlikte bir de CD edinmiş oldunuz. Voltaj - Rolling Stone işbirliğiyle hazırlanan albümde altı şarkı bulunuyor. Bu ay içinde Voltaj etiketiyle piyasaya çıkacak Vol 01 Türkiye'den Alternatif Rock isimli derlemeden Ars Longa, Ayyuka ve Neon'un birer parçası var. Replikas, Nekropsi ve Kreş'ten birer şarkıyı da biz sizin için seçtik.
 
Ars Longa, Pazartesi aksami saat 21 itibariyle Acik Radyo’da Hilmi Tezgor’un konugu olacak.

08 ekim Acik Radyo 94,9 (Canli Yayin)



13 Kasım 2007@Babylon da ars longa...(Voltaj, Toplama Album Tanitim Konseri)
 
bir konser daha dün bitti sıradaki istikamet lütfen buyrun 😀

tarih : 13 Kasım Salı, 21:30
mekan : Babylon

ön bilgi - 18 yaş sınırı vardır.
- Radikal Kuponu ile Babylon Gişe ve Perakande Satış noktalarından 2,00YTL indirimli biletlerden satın alınılabilir
Ayakta 20 YTL Öğrenci 12 YTL

bilet fiyatları 22,50 YTL
(biletix de )


Vol01- Türk Usulü Rock

Pozitif Müzik’in yeni rock markası Voltaj; dijital ortamda var olan grupların seslerini duyurmak amacıyla derlediği “Türkiye’den Alternatif Rock” serisinin ilk albümünü Babylon’da bir partiyle kutluyor. Doğru bildikleri tutku dolu, ama bir o kadar da dikenli yolda çok şeyi feda etmeyi göze alan bu topluluklardan Fungu, Grangulez, Ars Longa, Mai, Ayyuka, Neon, Kafa Bin Dünya,Can K, DDR, OTR, Dehr-i Yalan albüm partisinde sahneye çıkacaklar... Türkiye’den Alternatif Rock gecesinde kimi hırçın kimi duygusal, biri alaycı beriki karamsar; ama hepsi büyük şehrin renkleri ve seslerine tanık olacaksınız. Yarını hissedebilmek için yarının seslerinden gelen bu dipten dalgaya kulak verin.


vol01.jpg

http://www.biletix.com/webbiletix/wtsEvent.do?eventCode=HBAM4

------------------------------

albüme ulaşmak isterseniz
http://www.ideefixe.com/muzik/tanim.asp?sid=JOV5HO7GH03T967OVZQ3
 

Geri
Üst