Barış Akarsu

barış akarsu gelmiş hoş gelmiş,güzel haberlerle🙂)albümünü merakla bekliyoruz.senin bu konuda ne kadar titizlendiğini biliyoruz.herşeyin yolunda gitmesini diliyorum...kendine iyi bak...🙂)
 
rock ruhu ile özdeşleşiyor

Bu ülkede Rock kültürü yeterince olgunlaşmış değil... Sindirilmiş hiç değil... Dolayısıyle değerlendirmeler de dar alanlarda... Rock’ı sırça köşklerle, fildişi kulelerle, yapay sertliklerle ve şımarık müdanaasızlıklarla özdeşleştirenler çok sığ ve duyarsız kalırlar o deryada... Oysa rock'un çıkış temeli duyarlılıktır tek kelime ile... Aksini savunanlar sadece siyah üzümleri tanıyıp, böğürtlenleri bilmeden, siyah üzüm sevenlerdir...

Zaman içinde , tüketim erozyonu ile, mesajlarındaki içerik yerine, şekilcilik ön plana çıkartılmış ve rock, belki de öz doğuş anlamını ve derinliğini, bilinçsiz tüketiciler yüzünden, ilk bu noktada yitirmeye başlamıştır.

Bir rocker, önce evrensel rock tarihini bilmeli, rock müziğin evrimini tanımalı... Çıkış ve yükseliş sürecini ve zamana taşınış aşamasını kavramalı... Şu anki beklentiyle, bu özü birleştirebilmeli.

Rock, tıpkı Barış Akarsu gibi sokaktan doğmuştur... Barış Akarsu gibi, rock’ın tabanına da , tavanına da, çıkış nedenine de, güncel gelişimine de, has ve ilkeli bir müzisyen duruşu ile yakışan, geniş ufku, çağ ötesi hayat felsefesi, derin bir sentezi ve sınır ötesi potansiyeli olan bir adamı, tanımadan, sırf sivrilebilecek bir karizması var diye, yargısız infaz edebilecek haset zihniyetleri, rock kültürünün o kendine has, orjinal soylu sınırlarına yakıştıramam...

Müzik denizine akan bir sürü dere vardır. Bunların bir kısmı sanayinin atık sularıdır, bir kısmı ise gür ve berrak akarsulardır. Rock müzik, madden daha getirici diye, rock müziğe yönelenleri , sadece ekranlara para akıtıp yerleşenleri, arkalarına aldıkları dev tüccar yapımcıların maddi gücü ile balon gibi şişirilenleri ve bu dümen suyunda değerlendirme yapanları ise hiç saymıyorum... Bu ülkede rock müziğini sığlaştıran tüccar yapımcıları ise kınıyorum... Bunların yanında, çoğu dünyaca ünlü müzisyenin kariyer başlangıçlarında yaşadıkları gibi, yarışma ürünü olma sürecini yaşayıp, kalıcı olabilmek çok daha itibaridir...

Ülkemizde rock müziği dahi, ticari olarak kendi gelişim kontrollerine almaya muktedirlerin genelde sunabildikleri, sadece kendi yatay sığ çerçeveleri ile sınırlıdır ve bu, talep seviyesine indirgenmiş nabız tutma kaygısıyla sınırlı bir arzdır. Dikey, devrimsel katkılar üretemez ve sunamazlar... Bu şartlara rağmen, gerekirse tanınmama uğruna, ilkeli ve nitelikli durabilmek erdemdir...

O zaman, buna rağmen, içinde ruh olan, mesaj olan, duygu olan özgür müzik yapabilen bir sanatçı adayının, hem de hiçbir medya desteği olmadan, hiçbir sponsor katkısı olmadan, hiçbir yapımcı firma desteği olmadan, inanılmaz zorluklara rağmen, popülist ucuzluklardan ve sığ reklamlardan kale gibi uzak durarak, bu piyasaya kaliteli ürünler sunabilme çabası takdir edilir sadece... Ve bu şartlarda yer edinebilmesinin katma değeri çok daha anlamlıdır, çok daha kişiliklidir, çok daha değerlidir... Başlıbaşına bu tırnaklarla kazınan çaba ve direnç bile saygın bir rockçu duruşudur işte...

O, 70 lerin akustik rock'ı kadar doğal, günümüzün benimsenen rock sound'u ile ayrıcalıklı frekansta, geleceğin sound'unu ülkeye taşıyacak kadar araştırıcı ve evrensel bakmaktadır rock evrimine ve hayata karşı... Tanımadan karşı duranlar da yakında tanıyacaklardır umarım...

Rock'ın felsefi ruh niteliği ve derinliği günümüzde yokolduğundan, bu kültüre, müzikten öte sadece bir yaşam tarzı denmesi daha doğrudur günümüzde... Ancak 70li ve 80 li yılların gruplarının donanımlı yaşam tarzlarının felsefi çığırlar açtığı ve dünyayı değiştiren 68 kuşağının bundan beslendiği de yadsınamaz. Barış Akarsu, o ruhu o zamanlardan alıp, zamanın dokusuna entegre edip, gerçek rock kültürünü, rock müziğin dokusuna nakış gibi işleyebilecek bir adamdır. Onun dinlediğini bu ülkede dinleyen başka rock sanatçısı olduğunu sanmıyorum.

Rock’ta üretim ruh işidir. Rock’a ruh hayat verir. Ruh saplantılara giriftar olursa ürün verecek topraklar kıraçlaşır. Artık o kadar çok grup ve tesir alanı vardır ki, Rock bir alaşım dünyası olduğundan bu dünyada özgün olmayan, türeme çok daha değişik fikirlere rastlanabilir. Bu da Rock’ın vakurunu hafifletmektedir, ön yargılı ve tek boyutlu dar hükümcüler gibi...

Barış’ın doğasındaki özgür ruhu dizginlemek ve sorgulamak doğaya aykırı olur. Bunu bilmeden yorum yapmak ise sadece ayıp olur... Barış’ın ayrıcalığı bu noktada başlamaktadır. İlk karşı duruşu türeme ve popülist tarzlaradır ve bu doğal ve kişilikli bir Barış tarzıdır. Barış’ın, yaratıcılığı körükleyebilecek duygu dinamizmi ve karşı duruş potansiyeli sadece feleğin tekerine çomak sokmakla sınırlı değildir. Rock’ı ilk has anlamından sapmamış haliyle benimseyip, Yunus’un sevgi temasını günümüz değerlerine katabilmek ve ardından, Aldırmadan, Kimdir O diye sorabilmek ilk kilometre taşlarıdır maraton nefesinin.

Kendisini eskici diye tanımlaması yanısıra dünya literatüründeki son gelişmeleri takibedip öykünmesi ve 70li, 80 li yılların gruplarının ruhuna yakın dururken, günümüzün devrimsel sound’unu arayarak, günümüz erozyonuna karşı durabilen köklü bir tek ağaç direnci gibidir onun duruşu, bu vasıfsız orman içinde...

İşte Barış, zamanın girdabında kaybolan bu rock ruhunu, hayata bakış olarak içten benimsemiştir ve bu ruhun orjinal kriterlerine her yönüyle yakışmaktadır. Bunu yeniden yaşatma ve yansıtma arzusundadır, o zamanın değerlerini de ihtiyaç hissedilen günümüze taşıyarak… Belki de 15 yaştan, 55 yaşa yayılan bilinçli Barış sevgisinin özünde de bu vardır. Bu kişilikli ruhun çağa taşıyıcısı ve sonraki nesillere köprüsü olabilme liyakatındadır.

Kişilerin değil, o ruhun halefidir ve varisidir.

Karşı duruşun kalkanları duyarlılıktır, farkındalıktır, silahları sevgidir, fikirdir. Barış’ın kendi ruh yapısıyla , insan sevgisiyle örtüşen ve onu kalıcı yapacak kişilik potansiyelinin henüz ortaya çıkmamış felsefi birikimidir bu aynı zamanda. Belki kelimelere dökemediği ve yeterince ifade edemediği yoğun duygusal ruh duyarlılığıdır ve zenginliğidir bu. İlerde patlayacak olan ve Barış’ı kalıcı yapacak olan konseptin çekirdeği de budur.

Barış’ın benimsediği evrensel yelpaze, Anadolu Rock tanımını da içine alabilir ama bununla sınırlandırılamaz. Barış global bir sentezle Rocker bir ozan olduğu zaman kalıcı olmayı hakedecektir. Hakedilen menzile kıyasla, katedilen mesafe henüz başlangıçtır. Kalıcı Barış için üretimin şart olduğunun bilincindedir ve bu hedef doğrultusunda ağır ağır pişmektedir.

Barış’ın sevdiği , içgüdüsel olarak olmayı hedeflediği ve kendisine yakıştırdığım müzikötesi tarzını ben şöyle tanımlıyorum. Geçmişin değerlerinin gücüyle, güncelin yozuna karşı duruş arzusu , dejenerasyona, suniliğe, ihtirasa ve deformasyona başkaldırı… Doğru geleceğe, bugünün ses getirebilecek bir sound’u ile damga vurmak…

Peki bu, Rock’ın, geçirdiği bunca serüvenden sonra , o ilk orjinal çıkış amacıyla örtüşmüyor mu?

Bu ülkede , biraz daha tecrübe edindikten sonra, ülke sınırlarını zorlayabilecek, geleceğe damgasını vuracak liyakatte, nitelikleriyle çok yönlü, tek gerçek rock ruhuyla gelecek vaadeden müzisyen o görünüyor. Aksini iddia edenler, akılcı ,mantıklı ve derin gerekçelerle ve kendi tuttukları örneklerin varsa ayrıcalıklı sebepleriyle gelsinler, güzelce tartışalım...
 
64 sayfanın özeti değil, Barış'ın tüm geleceğini de bu sayfada anlatmış . Ellerinize ve o güzel yüreğinize sağlık VİVAPEACE. Yazınızı bir solukta okudum, yer yer gözümden yaşlar süzülerek.
Sevgili Barış, sende hoşgeldin oğlum.Merak etme kendimize çok iyi BAG'ıyoruz.Asıl sen kendine iyi BAGmalısın oğlum. :metal
 
yazdıklarınız enteresan ,ama gerçeklerle bağdaşmayan bir yazı ....rock için bir hayat felsefesi bir derinliği var diyorsunuz ve ruhu olduğunu ...bunlar çok doğru ancak birde bu müziği yapanın derinliğine bakmak lazım değilmidir..felsefesine ve ruhunun derinliğine..sadece gür bir sesi olması ne derece yeterlidir hiç zannetmiyorum hatta çok eminimki rock çı olmak için çookkk derin düşünme ,gerçekçi bir hayata bakış yüzeysel olmayan bir düşünüş..bir duruş ..bir donanım olması gerekmezmiydi...
 
alcan demiş ki:
yazdıklarınız enteresan ,ama gerçeklerle bağdaşmayan bir yazı ....rock için bir hayat felsefesi bir derinliği var diyorsunuz ve ruhu olduğunu ...bunlar çok doğru ancak birde bu müziği yapanın derinliğine bakmak lazım değilmidir..felsefesine ve ruhunun derinliğine..sadece gür bir sesi olması ne derece yeterlidir hiç zannetmiyorum hatta çok eminimki rock çı olmak için çookkk derin düşünme ,gerçekçi bir hayata bakış yüzeysel olmayan bir düşünüş..bir duruş ..bir donanım olması gerekmezmiydi...

Tebriklerr sadece Barış'a laf söylemek adına üye olan bir kiş daha...
Hoş geldın diyelim artık ne yapalım birde istersen önde geçmiş sayfaları bir oku arkadasım...
Barışın felsefesi nedir durusu nedir bı anla sonra istediğin kadar yorum yap...
 
bu sitede yazılanları okurum genellikle...yorumsuz...ancak yazılarınızı fazlaca abartınca( yani inanırlar sonra )...yazma gereği duydum..
bir insanı az çok tanımak derinliğini ölçmek,felsefesini(eğer varsa tabi),bilgisini,duruşunu gözlemlemek için aylar vardı ...ne yazıkki...
 
Kendinle çelişkilisin

Alcan

Kendinle çelişkili yazmışsın.
İnsanlari tanımak ve derinliğini ölçmek için aylar gerekir demeye calışmışsın.
Evet haklısın ama birisinin hakkında ön yargılı bir hüküm verebilmek için, ters bir yorum yapabilmek için, ya da bahsettiğin gibi bir tanıma zemini olmadan hüküm verebilmek için dahi, önce tanımak lazim öyle değil mi kardeşim?

Ben Barıs'i yeterince uzun süredir çok yakından tanıyorum... 150 konserinin 100 üne gittim, Türkiye'nin her yerinde... Sadece müzisyen yönüyle değil, diğer bütün insani vasıflarıyla çok iyi tanıdığım için, yani bilgim olduğu için fikir yürütme hakkını buluyorum... Siz ne kadar tanıyorsunuz? Hangi bilgi ve gözlemle olumsuz fikir yürütüp, olumsuz hüküm verebiliyorsunuz?
Rock ruhu ayağı yere basan bir ruhtur... Düşünmeden konuşmaya gelmez... Ayrıca kimse kimseyi sevmek zorunda değil... Her yazana cvp verme polemiğine girmem... Bütün cevaplar yazılarımda var, tekrar tekrar okuyan anlar...
 
hayır herhangi bir çelişki yok...anlaşılmadı zannedersem..aylar vardı derken evde geçirdiği dört ayı söylemiştim....yazdıklarımı yanıtlamayın zaten bir yanıt beklemiyorum....sadece gerçekleri görelim..hepsi bu....
 
alcan gerçekler ortada zaten o dört ay boyunca izlenen insandır bu kadar sevilen bukadar özel olan ama asıl sen izleyipte anlamadıysan boşuna karalama yapmaya uğraşma bunu başaramazsın bu sayfadan kimler geldi kimler geçti sende geçip gideceksin ve bence hiç durma çek git senin o derinliği anlayacak kapasitenin olmadığı bariz
 
selam türkrocktaki tüm dostlar,nasılsınız?hepinize sevgiler
uzun bi zamandan beri girmek istedim,bi kaç defa girdim ama artık zaman buldukca sizinle olacam.bu arada ikinci albüm tüm hızıyla sürüyo,güzel bi repertuar oluşturduk,ben iyiyim merak edenlere,hepinize sewgilerimle.
HERZAMAN SEVGİ İLE KALIN
 
alcan demiş ki:
hayır herhangi bir çelişki yok...anlaşılmadı zannedersem..aylar vardı derken evde geçirdiği dört ayı söylemiştim....yazdıklarımı yanıtlamayın zaten bir yanıt beklemiyorum....sadece gerçekleri görelim..hepsi bu....

evde geçirdiği dört ayı kıstas olarak almak için dört duvarın içindeki baskılı ortamıda, değerlendirme süzgeçinden geçirmek lazım..ki orada o dört ay içinde sadece kendisi olan biriydi barış...yapısına ters gelen kameralı ve baskılı ortamda her haliyle kendisi olan biriydi barış.burada akademi türkiyenin yarışma sürecini değil.barışın gerçek yaşamda ve yarışma sonrası kendi kimliğiyle olgunlaşma sürecini ve yapmak istediği müzik tarzındaki gelişimini irdeleyip tartışıyoruz....bizim için yarışma çoook gerilerde kaldı...o yarışmadan bizim için arta kalan sağlam ve sıkı barışseverlik.sonsuz destek, ve asla yıkıcı olmayan yapıcı eleştiriler...
 
Vivapeace harika bi yorum.Derin anlatımınız için teşekkürler..

Alcan biz gerçekleri gördük zaten,görüyoruz da merak etme..Senin de görmen dileğiyle🙂

Barışcım tekrardan hoşgeldin.İyi çalışmalar. 🙂
 
Slm arkadaşlar,
Sevgili Barış cığım seni burda yeniden görmek ne güzel, hoşgeldin canım.biz çok iyiyiz.Senin iyi olmana da çok sevindik.Çalışmalarının son hızla devam etmesine de çok mutlu olduk.Umarım herşey istediğin doğrultuda gider ve en kısa sürede yeni albümüne kavuşuruz.Sende kendine çok iyi BAG.

Sevgili Vivapeace muhteşem yazınızla herşeyi o kadar güzel anlatmışsınız ki başka söze gerek kalmamış.İnşallah bizim gördüğümüzü başkaları da görme şansını yakalar....Tekrar sağolun.Yaptığınız ve yapacağınız herşey için binlerce kez teşekkürler....

Sevgiyle kalın BARIŞ LA kalın....
 
Arkadaşlar;
Benim anladığım kadarıyla buraya olumsuz yazılar yazan kişi veya kişiler ( her ne kadar farklı isimlerle kayıt olsalarda ) aslında aynı kişiler.Ellerinizi yorup cevap dahi vermenize gerek yok bence.Biz kervanımızı yürütmeye devam edelim, gerisini anlayan anlar nasılsa.
Basrış'çığım kolay gelsin. 😀 Daha sık uğramalısın bence 😉
2006 BARIŞ YILI OLACAK. 😀 😀 😀 😀 😀 😀 😀 😀 😀 😀 😀
 
hoşgeldin BARIŞ AKARSU!!! albümü biz de sabırsızlıkla bkliyoruz,umarım çok güzel olur. 😆
vivapeace mükemmel yorumunuza çok teşekkürler. 😛
eleştirmiş olmak için eleştirenlere diyeceğim odur ki,vivapeace nin yorumunu dikkatle okuyun. 😉
 

Geri
Üst