Sesi nerden aldığınızın önemi yukarıda söylenmiş zaten.
Ben de naçizane şunu önereyim. Bütçenizin yettiği giarı alın, iyi bir setup yapın/yaptırın. Gitarı güzelce çalın. Sonra da paranızı biriktirin. İleride hala Meksika tele istiyorsanız alırsınız. İstemiyorsanız kenarda birikmiş paranız olur. Elinizdeki gitarı da ister satarsınız ister tutarsınız.
Modifiye işi eğer öğrenmek için veya modifiyenin keyfi için yapacaksanız mantıklı çünkü. Modifiye ettiğiniz bir gitar asla öyle aman aman değer kazanmaz. Satarken zorlanabilirsiniz, para kaybedebilirsiniz. Ton meselelerine gelince işin psikosomatik boyutunu akıldan çıkarmayın. Sizin baştan yenilediğiniz SX gitarınız herhangi bir üst segment gitarla "aynı" dahi olsa (retorik olarak yazdım) sizin kulağınıza SX daha kötü gelebilir. Keşke böyle olmasaydı ama bu böyle.
Ek olarak, çaldığınız gitar, yapısal bir sorunu yoksa, sizi sınırlamaz. Ton olarak sınırlı olması vs. gitarın fiyatından ziyade yapısından kaynaklı oluyor. Yani çok yüksek gainli şeyler çalmak istiyorsunuzdur e o zaman vintage donanımlı single coil manyetikli bir gitarda sınırlanmak demeyelim de işiniz zorlaşır.
Bir de şunu ekleyeyim son: Fender Meksika Telecaster seviyesi diye bir şey yok. Yani Gitarın ayarı, geometrisi vb. ayrı son sesi ayrı şey. Fender de diğer markalar da fabrikadan çıkan gitarları sese/tona göre ayırmıyor. Bir üretim kusuru var mı diye kalite kontrol yapılıyor, ayarları fabrika standartlarında yapılıyor ve bitiyor. Zaten aksi mümkün olamaz çünkü ton dediğimiz şey sübjektif. Beğenimiz aynı değil hatta sizin dyduğunuzla benim duyduğum aynı değil. Yani hem bütün Fender Meksika Telecaster'lar (ya da Gibson'lar ya da Suhr'lar vs.) aynı değil hem de sizin beğendiğiniz teleyi ben beğenmeyebilirim veya tam tersi.