Diğer ülkeler için bilmem ama bizim topraklarda en çok piyasa yapmış olan pedal markası kesinlikle Boss. Bugün temiz görünümlü Boss marka bir pedalın seri numarasını sorgulattığınızda 90’lı yıllardan çıkma olasılığı çok yüksek. Yıllardır süre gelen bu akım diğer markalara sanki “Siz yokken ben vardım!” dercesine ki hakikaten öyle. Hatta şu an bile sarı sitede 2174 ikinci el pedal ilanından 487 tanesi Boss. Hatalı ilan desek, küsuratını atsak yine çok bir şey değişmiyor. Bu da neredeyse her 4 pedaldan 1 tanesi Boss anlamına geliyor. Bu tayfa kısaca “ben gitaristim.” diyen pedal sevdalısı herkesin elinden en az 1 kez geçmiştir.
90’lı yıllardan hatta 80’lerden kalma ve hala güncel piyasada olan Boss’un tarihe geçmiş efektleri mevcut. Bunlardan biri kesinlikle “ Blues Driver “. Aslında bu kadar şöhrete sahip olması hem kullanan ünlü gitaristlerden hem de birazd.. pardon baya baya Robert Keeley’in klasik BD-2’ye eklediği moddan kaynaklı. Bu modifikasyonu ilk kez yaparken Keeley’in kafasında bu kadar koyu bir ticari beklenti varmıydı bilinmez fakat bir süre sonra A’dan Z’ye şemasını kendi çizdiği Keeley Phat Mod’u piyasaya sürdü. Bugünlerde ne sıfır olarak Phat Mod bulmak mümkün ne de Keeley’in ayağına kadar gidip “abi benim şu BD-2’yi de modlasana” demek. Bu da şunun sonucunu doğuruyor; bir pedal düşünün ufak bir maliyet içeren modifiye yüzünden ikinci el piyasasında aralarında 100$ oynuyor. Ufak bir maliyetten kastım elbette sıradan kompetentler değil, bu iş için yapılan planlamada bizim buralarda bulunan kıytırık kondansatörlerin kullanılmadığı, dirençlerinde %1 toleranstan yukarısını oynamadığı kesin bir işçilik kalitesinden bahsediyorum. Ülkemizde bu işin kolayı bu işleri yapan kişi ya da firmalara yaptırmak.
Orijinal BD-2 drive mantalitesi saat 12:00 yönüne kadar tatlı bir overdrive iken saat ilerledikçe hırçın bir distortion ve akşamüzeri dolaylarında fuzz vari yüksek gainli bir tona sahip. Keeley mod BD-2 orjinalinin aksine donuk ve boğuk değil tam tersi canlı ve hacimli bir tona sahip. Ne stratlarda kulak tırmalayan tabiri caiz cırtlayan ama bir yandan boğukluktan kurtulamayan vızıltılı, ne de humbuckercı tayfa için cansız, güçsüz bir ton. Gözler bağlı şekilde bir test yapsak herhalde tahminler “birisi true-bypass, diğeri değil” yönünde olurdu. Böylece hem BD-2 şanını kaybetmeyerek taleplerini arttırdı hem de farklı tarzlarda müzik yapan gitaristlerin tercihi oldu. Keza bir blues gitaristen, hard rock icra eden gitariste kadar çoğu kişinin boardunda orijinal ya da modlu hali bulunuyor.
Klasik BD-2’nin true-bypass olmaması ve o dönemde olan yaratıcılık, teknoloji vb. bugünün şartlarında bu moda ihtiyaç duyuyor. Aslında hemen hemen bütün Boss pedalların bugünkü sıkıntısı hepinizin bildiği üzere true bypass olmaması ve diğer benzer nedenler. Kullanıcıları içinde %10’unu iplemeyen, %10’unu tercih meselesi haline getirenleri saymazsak %80’inin derdi bu yönde. Eğer Boss, 2000’li yıllarda dükkanı kapatsaydı muhtemelen “Tarihi dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekir.” diye en büyük savunucusu ben olurdum çünkü Boss’un karşılaştırılması gereken firmalar JHS, JAM vb.’den ziyade o dönem üretim yapmış olan Vox, Ibanez, EHX vb. ( bir ihtimal Arbiter ve benzerleri de sayılabilir ) gibi firmalar. EHX’in bir değişim süreci yaşadığı, Vox’un asıl olayını amiyane tabirle Dunlop’un hacılayarak uçurum olmayan bir değişim yaptığı aşikar. Ibanez’e çok girmek istemiyorum çünkü 2015 civarı “Mini Series” olarak piyasa sürdükleri pedalları saymazsak TS9 - TS808 gibi gitar dünyası için asrın icadı olacak nitelikte cihazlar yapması laf söylememe son derece mani, diğer bir deyişle TS modeli olmasa piyasaya nasıl tutunacaklardı?
Boss’tan beklentiler hep sabitken 2014-2015 yılında Waza-Craft olarak fuarlarda görücüye çıktı. Kendilerinin deyimiyle Japonya’da yüksek mühendislikle üretilen custom niteliğinde ekipman ve cihazlar. Kullanıcı tabiriyle üst baş düzeltme denemesi denilebilir. Boss bu isimle kendi imajından ödün vermeyerek “olanı geliştirme” politikası uyguladı. Waza BD-2 orjinaline kıyasla tizleri traşlanmış, midleri ve bassları artmış olsa da donukluğundan bir şey kaybetmeyen kendi içinde elle tutulur Keeley özentisi 2 moda sahipti. Modern kullanıcıların isteğini tam olarak karşılamasa da yine de daha tercih edilesi olabilir ama vintage BD-2 severler için son derece gereksiz, şovdan öte gitmeyen bir tanıtım oldu. Zaten bu denge yüzünden satışlar patlamadı, kısaca beklenen reform gerçekleşmedi.
Boss’un bu inadını bir dönemin efsanesi Nokia’ya benzetiyorum. Döneme ayak uydurmamak, dikbaşlılık huyları yüzünden sonunda iflas etmişti, son 1-2 sene de olan geri dönüşü de sayarsak Nokia’nın bir şeylerden ders aldığı ortada. Umarım Boss’unda kaderi aynı olmaz ve hala 20 sene önce yarattıkları pedalların arkasına sığınmazlar, dijital sistem ve amfiler için umutluyum ama en azından pedal alt başlığı için geçerli bir tez.
İşte tam bu yıllar Mooer gibi klon üreticilerin gazı köklediği yıllar. Mooer dümdüz klonlamak yerine Keeley mod klonlamayı tercih etti bunu ucuz, basit ama berbat sonuç doğurmayacak devreler tasarlayarak, dijital devre elemanları kullanarak, bedavadan biraz pahalı çalışan işçilerle bizim pasaj olarak nitelendirebileceğimiz merdiven ve yerlerinde fayans olmayan çok katlı binalarda ki tabela olmayan atölyelerinde yaptılar. Tabi bu sırada Boss’da NAMM’de habersizce pedalları tanıtıyordu. Mooer’in bugüne kadar bir çok pedalını kullandım/denedim ama marka içinde Blues Mood’un en iyi drive pedalı olduğu konusunu saatlerce tartışabilirim. Okuduğum yabancı kaynaklı forumlar, izlediğim videolar ve en sonunda pedalı alıp farklı amfi ve sistemlerde farklı ayarlarda farklı amaçlar için kullanmam bu tezime bir kaynak. Soft, high ve hard olarak ana drivedan ziyade amfi veya pedal boostlamak için bile biçilmiş kaftan, kısaca blues driver soundu seven her kullanıcı için İsviçre çakısı. Keeley Mod’u şanslıysanız 150$’a bulabilirsiniz ama edinmek istediğinizde ödeyeceğiniz fiyat vergi + kargoyu da sayarsak muhtemelen 200-250$ arası olacaktır. Normal BD-2 ikinci elde şu anda 400 TL civarlarında bu da güncel kurla 60-70$, Mooer ise 180-200 TL bu da 30-35$ gibi bir maliyete denk geliyor.
Elbette 3 paraya 5 köfte olmaz ama Mooer’in sunduğu fiyat politikası yemede yanında yat cinsinden, zincire bağlanmasa bile at köşeye dursun dercesine. Ucuz ve klon drive pedalları yıllarca kullandım/denedim hemen hemen %90’ı eve getirip amfiye bağlayınca o izlenen videolarda ki tadı vermedi. Fakat Blues Mood tek başına bence şu an Blues Driver bayrağını taşıyor. Kötüleri eledikten sonra orta direk kalite klonların kalitesi ekipman zincirinin geri kalanına göre ortaya çıkar. Burada olan zincirden kastım ev, düşük ve orta bütçe ile oluşturulan zincir. Sadece kafa + kabin 15-20K civarı şartı ile asıl farklar o zaman ortaya çıkacaktır ki o kombinasyonu yapan kişi bir zahmet Mooer almasın. Elbette bu fiyata birebir yapılamaz hiçbir şey ama Keeley mod ile arasında 200$’lık fark olmadığına girilecek sistem fark etmeksizin eminim. Blues driver olarak üretilen pedalların devresinin basit bir devre olduğunu varsayarsak en pahalı ve en ucuz arasında ki hissedilebilir nüanslar gürültü vb.’den öteye gitmeyecektir. Not: Klasik BD-2, Blues Mood’dan daha çok gürültü yapıyor. Ayrıca çoğu pedal amfi seçer bazen 3-4K’lık bir Blackstar’dan, çok pahalı bir Fender ya da Marshall’a göre daha iyi bir ton alabilirsiniz.
Sadece müzik ekipmanı değil, ülke halkı olarak elektriğin bulunduğu her cihaz ile ilgili Japon üretimlerine hastayızdır. Ürün hakkında bilgimiz olmasa bile Japonsa iyidir mantalitesi mevcut her birimizin zihninde ( Not : YUMATU’nun yaptığı ters köşe hariç ). Yine alışagelmiş bir başka olay Çin üretiminin dandik ve ucuz olduğu. Çin’in iç karışıklık ve ekonomi gibi zamanında yaşadığı sıkıntıları saymazsak; işçi gücünün asıl farkına varıp şuan ki ekonomi politikasının temellerini atalı 30, 40 belki 50 seneden fazla oluyor ve yıllar önce ekmeğini yemeye başladılar ve bence şu aralar müzik piyasasında zirveyi yokluyorlar. Müşteri için çakma, sahte, kopya ya da kibarlaşmış tabirle klon ticaret sektörü ucuz ve kolay aşağılanacak bir olgu. Aynı politikayı Japonya 1930’lu yıllarda uygulamaya başlamıştı ve biz bugün 80’ler, 90’lar üretimi Japon ekipmanlara bayılıyoruz demiş olayım gerisini siz anlayın.
Sadece Blues Driver hakkında bir inceleme yazacakken iktisatçı yanım ağır bastı ve istemeden ticari sektöre de el attım, umarım faydalı bir yazı olmuştur.
90’lı yıllardan hatta 80’lerden kalma ve hala güncel piyasada olan Boss’un tarihe geçmiş efektleri mevcut. Bunlardan biri kesinlikle “ Blues Driver “. Aslında bu kadar şöhrete sahip olması hem kullanan ünlü gitaristlerden hem de birazd.. pardon baya baya Robert Keeley’in klasik BD-2’ye eklediği moddan kaynaklı. Bu modifikasyonu ilk kez yaparken Keeley’in kafasında bu kadar koyu bir ticari beklenti varmıydı bilinmez fakat bir süre sonra A’dan Z’ye şemasını kendi çizdiği Keeley Phat Mod’u piyasaya sürdü. Bugünlerde ne sıfır olarak Phat Mod bulmak mümkün ne de Keeley’in ayağına kadar gidip “abi benim şu BD-2’yi de modlasana” demek. Bu da şunun sonucunu doğuruyor; bir pedal düşünün ufak bir maliyet içeren modifiye yüzünden ikinci el piyasasında aralarında 100$ oynuyor. Ufak bir maliyetten kastım elbette sıradan kompetentler değil, bu iş için yapılan planlamada bizim buralarda bulunan kıytırık kondansatörlerin kullanılmadığı, dirençlerinde %1 toleranstan yukarısını oynamadığı kesin bir işçilik kalitesinden bahsediyorum. Ülkemizde bu işin kolayı bu işleri yapan kişi ya da firmalara yaptırmak.
Orijinal BD-2 drive mantalitesi saat 12:00 yönüne kadar tatlı bir overdrive iken saat ilerledikçe hırçın bir distortion ve akşamüzeri dolaylarında fuzz vari yüksek gainli bir tona sahip. Keeley mod BD-2 orjinalinin aksine donuk ve boğuk değil tam tersi canlı ve hacimli bir tona sahip. Ne stratlarda kulak tırmalayan tabiri caiz cırtlayan ama bir yandan boğukluktan kurtulamayan vızıltılı, ne de humbuckercı tayfa için cansız, güçsüz bir ton. Gözler bağlı şekilde bir test yapsak herhalde tahminler “birisi true-bypass, diğeri değil” yönünde olurdu. Böylece hem BD-2 şanını kaybetmeyerek taleplerini arttırdı hem de farklı tarzlarda müzik yapan gitaristlerin tercihi oldu. Keza bir blues gitaristen, hard rock icra eden gitariste kadar çoğu kişinin boardunda orijinal ya da modlu hali bulunuyor.
Klasik BD-2’nin true-bypass olmaması ve o dönemde olan yaratıcılık, teknoloji vb. bugünün şartlarında bu moda ihtiyaç duyuyor. Aslında hemen hemen bütün Boss pedalların bugünkü sıkıntısı hepinizin bildiği üzere true bypass olmaması ve diğer benzer nedenler. Kullanıcıları içinde %10’unu iplemeyen, %10’unu tercih meselesi haline getirenleri saymazsak %80’inin derdi bu yönde. Eğer Boss, 2000’li yıllarda dükkanı kapatsaydı muhtemelen “Tarihi dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekir.” diye en büyük savunucusu ben olurdum çünkü Boss’un karşılaştırılması gereken firmalar JHS, JAM vb.’den ziyade o dönem üretim yapmış olan Vox, Ibanez, EHX vb. ( bir ihtimal Arbiter ve benzerleri de sayılabilir ) gibi firmalar. EHX’in bir değişim süreci yaşadığı, Vox’un asıl olayını amiyane tabirle Dunlop’un hacılayarak uçurum olmayan bir değişim yaptığı aşikar. Ibanez’e çok girmek istemiyorum çünkü 2015 civarı “Mini Series” olarak piyasa sürdükleri pedalları saymazsak TS9 - TS808 gibi gitar dünyası için asrın icadı olacak nitelikte cihazlar yapması laf söylememe son derece mani, diğer bir deyişle TS modeli olmasa piyasaya nasıl tutunacaklardı?
Boss’tan beklentiler hep sabitken 2014-2015 yılında Waza-Craft olarak fuarlarda görücüye çıktı. Kendilerinin deyimiyle Japonya’da yüksek mühendislikle üretilen custom niteliğinde ekipman ve cihazlar. Kullanıcı tabiriyle üst baş düzeltme denemesi denilebilir. Boss bu isimle kendi imajından ödün vermeyerek “olanı geliştirme” politikası uyguladı. Waza BD-2 orjinaline kıyasla tizleri traşlanmış, midleri ve bassları artmış olsa da donukluğundan bir şey kaybetmeyen kendi içinde elle tutulur Keeley özentisi 2 moda sahipti. Modern kullanıcıların isteğini tam olarak karşılamasa da yine de daha tercih edilesi olabilir ama vintage BD-2 severler için son derece gereksiz, şovdan öte gitmeyen bir tanıtım oldu. Zaten bu denge yüzünden satışlar patlamadı, kısaca beklenen reform gerçekleşmedi.
Boss’un bu inadını bir dönemin efsanesi Nokia’ya benzetiyorum. Döneme ayak uydurmamak, dikbaşlılık huyları yüzünden sonunda iflas etmişti, son 1-2 sene de olan geri dönüşü de sayarsak Nokia’nın bir şeylerden ders aldığı ortada. Umarım Boss’unda kaderi aynı olmaz ve hala 20 sene önce yarattıkları pedalların arkasına sığınmazlar, dijital sistem ve amfiler için umutluyum ama en azından pedal alt başlığı için geçerli bir tez.
İşte tam bu yıllar Mooer gibi klon üreticilerin gazı köklediği yıllar. Mooer dümdüz klonlamak yerine Keeley mod klonlamayı tercih etti bunu ucuz, basit ama berbat sonuç doğurmayacak devreler tasarlayarak, dijital devre elemanları kullanarak, bedavadan biraz pahalı çalışan işçilerle bizim pasaj olarak nitelendirebileceğimiz merdiven ve yerlerinde fayans olmayan çok katlı binalarda ki tabela olmayan atölyelerinde yaptılar. Tabi bu sırada Boss’da NAMM’de habersizce pedalları tanıtıyordu. Mooer’in bugüne kadar bir çok pedalını kullandım/denedim ama marka içinde Blues Mood’un en iyi drive pedalı olduğu konusunu saatlerce tartışabilirim. Okuduğum yabancı kaynaklı forumlar, izlediğim videolar ve en sonunda pedalı alıp farklı amfi ve sistemlerde farklı ayarlarda farklı amaçlar için kullanmam bu tezime bir kaynak. Soft, high ve hard olarak ana drivedan ziyade amfi veya pedal boostlamak için bile biçilmiş kaftan, kısaca blues driver soundu seven her kullanıcı için İsviçre çakısı. Keeley Mod’u şanslıysanız 150$’a bulabilirsiniz ama edinmek istediğinizde ödeyeceğiniz fiyat vergi + kargoyu da sayarsak muhtemelen 200-250$ arası olacaktır. Normal BD-2 ikinci elde şu anda 400 TL civarlarında bu da güncel kurla 60-70$, Mooer ise 180-200 TL bu da 30-35$ gibi bir maliyete denk geliyor.
Elbette 3 paraya 5 köfte olmaz ama Mooer’in sunduğu fiyat politikası yemede yanında yat cinsinden, zincire bağlanmasa bile at köşeye dursun dercesine. Ucuz ve klon drive pedalları yıllarca kullandım/denedim hemen hemen %90’ı eve getirip amfiye bağlayınca o izlenen videolarda ki tadı vermedi. Fakat Blues Mood tek başına bence şu an Blues Driver bayrağını taşıyor. Kötüleri eledikten sonra orta direk kalite klonların kalitesi ekipman zincirinin geri kalanına göre ortaya çıkar. Burada olan zincirden kastım ev, düşük ve orta bütçe ile oluşturulan zincir. Sadece kafa + kabin 15-20K civarı şartı ile asıl farklar o zaman ortaya çıkacaktır ki o kombinasyonu yapan kişi bir zahmet Mooer almasın. Elbette bu fiyata birebir yapılamaz hiçbir şey ama Keeley mod ile arasında 200$’lık fark olmadığına girilecek sistem fark etmeksizin eminim. Blues driver olarak üretilen pedalların devresinin basit bir devre olduğunu varsayarsak en pahalı ve en ucuz arasında ki hissedilebilir nüanslar gürültü vb.’den öteye gitmeyecektir. Not: Klasik BD-2, Blues Mood’dan daha çok gürültü yapıyor. Ayrıca çoğu pedal amfi seçer bazen 3-4K’lık bir Blackstar’dan, çok pahalı bir Fender ya da Marshall’a göre daha iyi bir ton alabilirsiniz.
Sadece müzik ekipmanı değil, ülke halkı olarak elektriğin bulunduğu her cihaz ile ilgili Japon üretimlerine hastayızdır. Ürün hakkında bilgimiz olmasa bile Japonsa iyidir mantalitesi mevcut her birimizin zihninde ( Not : YUMATU’nun yaptığı ters köşe hariç ). Yine alışagelmiş bir başka olay Çin üretiminin dandik ve ucuz olduğu. Çin’in iç karışıklık ve ekonomi gibi zamanında yaşadığı sıkıntıları saymazsak; işçi gücünün asıl farkına varıp şuan ki ekonomi politikasının temellerini atalı 30, 40 belki 50 seneden fazla oluyor ve yıllar önce ekmeğini yemeye başladılar ve bence şu aralar müzik piyasasında zirveyi yokluyorlar. Müşteri için çakma, sahte, kopya ya da kibarlaşmış tabirle klon ticaret sektörü ucuz ve kolay aşağılanacak bir olgu. Aynı politikayı Japonya 1930’lu yıllarda uygulamaya başlamıştı ve biz bugün 80’ler, 90’lar üretimi Japon ekipmanlara bayılıyoruz demiş olayım gerisini siz anlayın.
Sadece Blues Driver hakkında bir inceleme yazacakken iktisatçı yanım ağır bastı ve istemeden ticari sektöre de el attım, umarım faydalı bir yazı olmuştur.
Son düzenleme: